22 Kasım 2012 Perşembe

Sevmiyormuş! Sevmezsen sevme len!

Öyle diyor beni hiç sevmiyormuş. İçimden “sevmezsen sevme len düdük!” diyesim geliyor lakin “bilinçli” zamane anası “aman tanrım bebem beni sevmiyor hemen nedeninin derinliklerine inip bilinçaltından çıkmalı, olmadı pedagoga götürüp analiz etmeli, neme lazım gelişmiş ülkeler anasını sevmeyen saykolardan geçilmiyor, bizim oğlan manyak neyim olmasın…” diyerekten devreye giriyor.

Ukelalığıma sağlık böyle durumlarda “aa niye sevmiyorsun?” demeyeceksin.
Kendimden biliyorum. Sonuç odaklı bir problem çözme manyağı mühendis olarak bazı mesleki deformasyonlarım var benim. Mesela biri bana bir sorun ile geldiğinde refleksle sorun çözmeye çalışıyorum. Analitik düşünme sensörlerim devreye giriyor ve hemen verileri talep ediyorum, sorunun kaynağına inip çözüm önerileri sunuyorum ve hedefe kilitleniyorum.

Çocuklarda bu tarz sorulara cevap vermemek üzerine geliştirilmiş bir sistem var. Ciddi söylüyorum bak. Sorguya çeker gibi “neden sevmiyorsun?” “neden yemiyorsun?” gibi soruların karşılığını asker selamıyla verebilecek bir çocuk varsa, o bizimki değil, en azından bak buna eminim.

Çocuğun seninle konuşmasını istemiyorsan konuyu ilelebet bilinçaltının derinliklerine saklamak gibi bir tercih söz konusu ise, çok güzel başka önerilerim var, hemen “aa anne hiç sevilmez mi? duymamış olayım bak çok ayıp” ya da “aaa seviyorsun seviyorsun saçmalama!” gibi cümleler kur, bak nasıl kabuğuna çekiliveriyor, sen de “niye sevmiyor lan bu beni?” diye mal gibi kalırsın.

Bizdeki numune mesela dolambaçlı yolları seviyor. Süründürmeye bayılıyor. Nitekim bu yavrucağının ağzından döküldüğü anda bile içini acıtan cümlenin iç acıtıcı sebeplerini öğrenebilme süreci de iç acıtıcı bir o kadar.

(puhahah bu son cümleyi tek seferde özümseyene bravo anacım, yazdım üstüne iki defa daha okudum tövbe!!)

Uzun lafın kısası, meraktan çatladım, öğrenebilmek için işleyen bir iki uzvumu feda edebilecek kadar hem de! Gel gör ki adam nuh diyor peygamber demiyor. Ben türlü kurnazlıklarla ağzından ipucu yakalamaya çalıştıkça o gözlerini kısıp “seni sevmiyorum anne, seni hiç sevmiyorum!” diye kestirip atıyor.


“Çocuğun ağzından laf alma, bülbül gibi öttürme” konusunda bir efsane var bilir misiniz? Dr. Thomas Gordon, tabii ki efendi değerli bir bilim insanı olarak “çocuğunuzu öttürmenin sırları” filan demiyor, o benim bir tarafımdan uydurmam. “Etkin dinleme” diyor, “ben” mesajı diyor. Ana baba eğitimi kitaplığıma (tamam tek bir raf ama uzun bir raf:P) ilk katılan kitaplardan biridir, EAE. Daha sonra okuduğum pek çok ana baba eğitim kitaplarında bu efsaneyi kaynak gösterirler.

-----Bu arada yöntem tavsiye ediyoruz, bir tarafımızdan uydurmuyoruz, bilimsel kaynak veriyoruz, kıymetimi bilin, tepelemeyeyim:P ! ------

Bizdeki numunede şöyle diyaloglar gelişti;

A: seni sevmiyorum hiç sevmiyorum!
Y: hmm sevmiyorsun. (mesela papağan gibi tekrarlamak biraz saçma ama hemen o an insanın aklına pek bir şey gelmeyebiliyor, en azından onu dinlemeye hazır olduğumu hissettireyim dedim ama o…)
A: SEVMİYORUM! (işte böyle alırsın cevbını! duygularını farklı şekilde tasvir etmeye çalışarak geri bildirimde bulunmak lazımmış...)
Y: benim yaptığım bir şey seni kızdırdı sanırım (eminim daha başarılı öneriler vardır, beni adım hıdır…)
A: çok sinirlendim sevmiyorum seni (aha doğru bir yol gibi…)
Y: hmm çok kızdığın bir şey olmuş, keşke hatırlayabilsem ne olduğunu...
A: Arabalarımı kaza yaptırdığım zaman kaldıramazsın! (BAM!)
Y: Arabalarını çarpıştırdığında onları kaldırmam seni üzdü
A: Oynuyordum ben! Kaldıramazsın! (oha! abicim iki hafta önce olan olayı hatırlıyor, yuh fil hafıza!)
Y: Hmm hatırlıyorum, arabalarını çarptırırsan kaldıracağımı söylemiştim. Sen de çarptığın için kaldırmıştım.
A: Ama oynuyordum ben!
Y: Evet oynuyordun ama arabalarına zarar verirsen kırılmasınlar diye bir süre kaldırıp dinlendirmek gerekir.
A: çok kızdım. (it herif ben de çok kızıyorum sana ama seni sevmiyorum diye bıkbıklamıyorum!)
Y: Biri hoşlanmadığın bir şey yaptığında kızman çok normal biliyor musun? Hem insan birine kızgın olduğu zaman onu sevmediğini düşünebilir. Ama sevgi çok derindir, kızgınlıkla bitmeyecek kadar derin bir şeydir. Bazen beni kızdıran davranışların oluyor (aman dikkat sen kızdırıyorsun demek yok!) çok kızıyorum, bazen çok üzülüyorum ama seni hep çok seviyorum
A: Ben de seni seviyorum.

Diyorum abicim bu Thomas Gordon denen adam efsane. O günden beri artık “seni sevmiyorum” demiyor (neyse ki… çok fena bir şey) bir de arabalarını çarpıştırmıyor (yani mümkün mertebe çarpıştırmıyor diyelim:P)

Unutmadan o kitapla ilgili bir anı… Kitabı okuduğum dönemde pasaport için emniyete gitmiştim (iki-iki buçuk sene önce fila) form dolduracağım, masa filan yok, çantamdaydı bu kitap, formun altına koydum, öyle dolduruyorum. Kapıdaki polis yanıma yaklaştı, “okudum ben bunu” dedi.  16 ve 7 yaşında 2 oğlu varmış, ergenlik çağı için iyi bir rehber dedi, farklı bakış açısı sağlıyormuş, hepsini harfiyen uygulamak zor ama içinden seçersin, kendine uyarlarsın, faydalı dedi. Keyifli bir adamdı. Baksan danışmada oturup, sana sıra numarası veren bir memur, baksan radyoyu açmış, kral fm nerden çıkıyordu çocuklar diye, diğer memurlara soruyor, sanki tek derdi buymuş gibi. Ama gözünün içi parlıyor, basbayağı keyifli ya. Dedi ki milli eğitimin babalık kursuna katılmış. Gönderdiler bizi, sevdim, faydalandım dedi. Ve ekledi, bunları sadece annenin okuması yetmez, baba da illa ki okuyacak, bilecek, aynı dilden konuşulacak, istikrar olacak.

20 yorum:

Selcen dedi ki...

Süpermiş bu yaa. Yani bu kitabı okumadım ben de buna benzer birşeyler okudum ama hiç uygulayamıyorum. Gerçi ağlarken denemeye çalıştıydım olmadı dur bakim şu ara tam zamanı ben de böyle laf alıyım ağzından :)) soru sorunca cevap vermemeye programlanmış çünkü bu veledler. Bu arada o cümleyi 2 kere okudum ben :) Bi de şu polis babayı çok sevdim ne güzel valla helal olsun :)

Adsız dedi ki...

babalık kursumu? hönk!! iyiymiş bence türk erkekleri için zorunlu eğitim olarak eklenmeli(gerçi o da kalmadı ya), olsun varsın 4+4+4+babalık kursu:))

yeliz dedi ki...

selcen mutlaka oku. şimdi olmasa bile ileride mutlaka. ilk okuduğumda daha çok çocuklarımız büyüdüğünde işe yarar demiştim ama yok aklında kalıyor bir şeyler. Bu kitap bence ana baba eğitim kitaplarının atası:) (Bu arada cümle korkunç ama doğru:) )

Sevgili Adsız,
bence okullarda seçmeli ders olarak verilmeli, hatta erkek çocuklarına zorunlu yapılmalı:) çocuk eğitimi anne tekelinden alınmalı:)

Bizden dedi ki...

kitaba bakayım ben de ...Ben polis memuruna hayran oldum...helal olsun valla...

Adsız dedi ki...

yeliz adsız değilim ben yazmayı unutmuşum mercan ben:)) yaratıcı fikrimden ben olduğumu tahmin etmeliydin..

yeliz dedi ki...

MERCAN!! hhahah koptum. "adsız değilim ben! insanım ben!!!" şeklinde yakarışını duyar gibi oldum. Bir yerden tanıdık geldi zaten ama tongaya düşmeyeyim dediydim:))

OzGe dedi ki...

ulen yeliz ben baştan hatmedeyim yine yeni yeniden

Adsız dedi ki...

geyiği uzatıp 'saksı değilim ben!!!' yazman istiyorum ama sen 'yazmayaydın iyiydi' diyebilirsin mercan allahım fazla parasetemol alıyorum galiba:)))

HaNdAn dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
HaNdAn dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
HaNdAn dedi ki...

Yeliz hanım selam.. Aynı olay 1 aydır farklı bir versiyonla bizim evde cereyan etmekte.. sarp efendi istediği birşeyi yapmadığımızda " artık seni sevmicem anne ve ya baba diyerek tehditler savurup duruyor arkasından göz yaşı !!".. şimdi yeni versiyon " iğrenç " dün akşam babasını küstürdü..Ben mutfaktayken konu nasıl gelişti bilmiyorum (sarp "baba sen iğrençsin" dedi)belliki istediği yapılmadı!! ama olan oldu ve nee sen bana iğrençmi dedin diye hiddetlenerek babamız küstü!!) hoş bizim evde 2 değil 3 çocuk var 2 si bi şekilde büyüyorda 3. sü ve en büyük olanı (eşim,babamız) yaşı büyüyor ama kendisinin büyümeye hiç niyeti yok!! şu babalık kursu bi yerlerde açılırda görmez duymassam rica ediyorum blogunuzda paylaşın!! bahsettiğiniz kitabıda en kısa zamanda edineceğim.. :))

firdevs dedi ki...

nurtiden kopya ha :p ay bu zamane bebeleriyle ugrasmakta pek zor anacim !

yeliz dedi ki...

bence de mutlaka okumalısın bizden:)

yeliz dedi ki...

hahha Özgecim ben sana özet çıkarayım:) öpüyorum

yeliz dedi ki...

:)) tabii ki paylaşırım, ne demek:) küsme olayı arca'da da var. hmm demek ki "iğrenç"i de yakında çokça duyacağız

yeliz dedi ki...

firdevs.. nurtiden kopya derken?

annembenvekizim dedi ki...

dünkü derdim buydu benim hatta yazdan beri derdim bu. sen çok kötü ve iğrenç bi annesin, seni hiç sevmiyorum diyor benimki ikide birde. neyse yalnız değilmişim. hatta, dün nurti'ye bu konu ile ilgili bir soru yazdım ve bazı uzun cevaplar aldım. birazdan o uzun cevaplara benim cevabımı yazacağım. bakmak isteyenler için http://www.nurturia.com.tr/questions/e53d9f29-355c-45ee-a3c1-a10f014d377e/1/5-yasindaki-kizimla-anlasamiyorum

ama insanın içini çoooook acıtıyor bu söz:(

Adsız dedi ki...

handan hanımın yazından sonra aklıma çok yakın arkadaşımın annesinin bir sözü geldi. teyzenin 2 kızı var ama soranlara benim 2 kız 1 erkek çocuğum var üstelik erkek olan özürlü der:)) eşinden ne çekiyorsa artık kadın mercan..

yeliz dedi ki...

annembenvekızım,
bu yazıyı okuyan nurturiadaki arkadaşlar verdi linki okudum cevapları, çok üzüldüm.
hatta sırf kitap öneriyorum, tepki olmasın diye oraya yazımı link vermedim.
bakma ben işin şakasıyla latife ediyorum. sadece sana söylemek istediğim, evet bunlar pratik değil, evet annelerimizden gördüğümüzden farklı o yüzden 1-2 yapıyorsun sonra reflekslerine dönüyorsun. özelikle sinirli olduğunda bu yöntemler aklına bile gelmiyor. O halde bunları refleks haline getirmek lazım kanımca. yani normal zamanlarda da uygula, pratik olsun bir süre sonra refleksin etkin dinleme olsun. işe 100% yarar mı bilmem ama en azından aranızdaki ilşkinin zedelenmemesine faydası olur, senin kırılmana, üzülmene, kızmana engel olur. uzun uzun yazdım ama öyle işte... allah kolaylık versin, iki çocukla iki kat kolaylık versin

Leydi'nin Günlüğü dedi ki...

Ben neler kaçırmışım meğer... Çok güzel bir paylaşım olmuş :) Sevgilerimi sunuyorum ...