Kefir nasıl yapılır? Kefir mayası nereden bulunur?

Ben bile yapabildiğime göre çok kolay yapılır!

Allah seni inandırsın, kaçtır yapıyorum, mis gibi.

Kefiri ve yapımını ben keşfetmedim tabii ki binlerce yıldır yapılan içilen çok faydalı bir içecek kendisi. Dilim döndüğünce söyleyeyim, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, bağırsak florasına iyi gelen bakteriler içeriyor, sindirim sistemi için de son derece yararlı. Sonra süt içemeyen insanlar vardır, misal ben! Hem sevmem hem de Nesfitin içine azıcık koyduğum light süt bile rahatsız eder beni. İşte benim gibi mıymıntılar için nefis bir alternatif. Aslında süte alternatifim yoğurttu benim, bir kilo yoğurdu bir oturuşta bitirecek potansiyelim var. Gel gör ki son zamanlarda yoğurt da karnımı şişirmeye başladı (dikkat bira şişirmiyor katiyen, terbiyesiz yoğurt şişiriyor), hatta inek sütüne ve süt ürünlerine bir alerjim mi var diye düşünmeye başladım.

Çok konuştum biri beni durdursun.

Kefir diyordum…

Kefir mayasını alıyorsun, 600-700 ml sütün içine atıyorsun.

Tabii mesele kefiri nereden buluyorsun, değil mi? O da çok kolay! En azından benim için çok kolay oldu. Çünkü hijyenik olduğuna emin olduğum bir maya buldum. Burnumun dibinden, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinin ürün satış yerinden. Ana kapıdan girerken “ürün satış yeri nerde?” diye sordun mu, kapıdaki görevli hemen “kefir mayası mı alacaksınız?” diyor. Kanımca kefir yapmaya başlamayan bir ben kalmışım İzmir’de.

Ege Üniversitesi’nden minicik bir pakette temin ediyorsun mayayı, 30 TL ödedim ben. Heyecan yok! bir defalık kullanmıyorsun, çok seversen onları ve hatta iyi davranırsan kefir taneciklerine, çoğaltırsın bile.

Yanında kullanma kılavuzu veriyorlar zaten. Görevli ilk defa yaparken 600-700 ml sütün içine koyun dedi.

Mayayı da bulduğumuza göre kefir hazırlamak kolay, tamam, ama dikkat edilmesi gereken noktalar var.

Öncelikle kullanacağın her şey ama her şey cam, tahta ya da plastik olacak. Metal değdirmek yok, incinirler bozulurlar benden söylemesi. Ne de olsa canlı organizmalar bunlar.

Süt olarak bir seferinde Atatürk Orman Çiftliği’nin Keçi sütünü diğer seferinde de Tire Organik inek sütü kullandım. Mandırada hangisi daha tazeyse onu alıyorum, ayırmıyorum birbirinden : )

Cam kavanozun içindeki oda sıcaklığında süte mayayı karıştırıp, kavanozun ağzını bir havlu ile örtüyorum ve hemen hiç açmadığımız bir mutfak dolabının içine itinayla yerleştiriyorum. 24-36 saat arası katiyen ışık almayacak şekilde mayalanmaya bırakıyorum.

Mayalanma bitince, plastik bir süzgeç ile kefiri bir cam kaseye süzüyorum, oradan da bir huni vasıtasıyla bir cam şişeye alıyorum. Kefir mayasını tabii ki atmıyorum. Dikkat! İçme suyu ile kefir mayasını iyice yıkayıp, bir cam kavanozda suyun içinde saklayabiliyorsun. Böyle birkaç gün bekleyebiliyormuş. Daha uzun süre kefir yapmamayı düşünenler buzlukta muhafaza edebiliyorlarmış.

Buraya kadar her şey harika değil mi? DEĞİL! İstiyorum ki bu mucizevi içecekten Arca da nasibini alsın. Ama yok! Hadi ilk seferinde salatalıkla naneyle “çakma cacık” olarak yutturdum. Geçen akşam etin yanına ayran olarak koydum, ı-ıh dedi içmedi.

Ulen var ya devlet büyükleri rakının yerine “milli içkimiz ayrandır” dediler, koca millete yutturdular, ben el kadar velede kefiri ayran diye yutturamadım yav, yazıklar olsun bana!

Not: Hani İzmir'de değiliz, Ege Üniversitemiz yok, nereden bulacağız diyenler olur, sen güzel anlatamamışsın, başkasından okuyacağım diyenler olur, olur yani...

Faydalandığım blog yazıları için bir tık buna, bir tık da buna.