Her yaz başı yaz kitapları listesi yaparım. "Yaz kitabı ne
lan, kitabın mevsimi mi olur" diyene de teessüflerimi sunarım. Olmaz mı yav?
Misal kitap kulübünde Eylül için Virginia Woolf’tan “kendine ait bir oda”yı seçtik.
Eylül o kitaba yakıştırdım ben. Okudun mu desen okuduğum ettiğim yok da öyle
işte hissiyat de geç…
Yaz kitapları listesi bu yıl pek kabarıktı, aralarından
Kinyas ve Kayra, Kahperengi okundu, araya bir Middlesex sokuldu (ki listemde
olmamasına rağmen süzme bir yaz kitabıydı), yetmedi bir de Alper Canıgüz
alındı, bu arada en soft en romantikleri yataktan kalkamayan anneme verildi.
Asma Pansiyon ve işte az sonra posta konu olacak olan “Pencereme aşk kondu”.
Çeviri iyi de o isim nedir arkadaş? Hani birileri tavsiye
etmese, sevimli kapak resmine bile aldırış etmeden çark ederdim. Annem güzel
demese, okumaya bu kadar heveslenmezdim.
İtiraf etmem gerekirse, falso ismi bir kenara koy, dünya
tatlısı bir romantizm diyebilirsin kitap için. Hatta daha da ileri gidip; çekseler
ne güzel film olur bile diyebilirsin.
Ben dedim.
Ayrı dünyaların insanı klişesine tamamen uyan iki çocuklu, üçüncüye de gebe
bir kadın ile kimsesiz bir erkek… Ortak yönleri toplum tarafından dışlanmışlık.
Yalnızlık… (Bak kinyascım kayracım bunlar da dışlanıyorlar ama öyle sizin gibi
afrikada baltayla insan kesmiyorlar, diyebilir, bir yer altı edebiyatı ile bir
romantizmin kahramanlarını birbiri ile karşılaştıracak kadar iğrençleşebilirim.
Bizim entelliğimiz bu kadar bacım, yersen.) ve buluşma noktaları hayatta
kalabilmek için birbirlerine olan ihtiyaçları.
Her şey tüm kasabanın deli
gözüyle baktığı Elly’nin gazeteye koca ilanı vermesi ve hapisten yeni çıkmış
Will’in ilana başvurmasıyla başlıyor. Sonra ne ararsan var… Dönem itibariyle
(1941-42) Notebook filmi atmosferi fon oluşturuyor ve düğümleniyor çözülüyor,
bir daha düğümleniyor, bir daha çözülüyor. Aşk hep var, demek pencereye konduysa bir türlü uçmuyor pencereden... Şaka bir yana bir ara ciddi ciddi sarkıyor
hikaye, söylemeden geçemeyeceğim. Ama sonunda bu sarkmanın bile bilinçli
olduğunu fark ediyorsun.
Güzel, keyifli kitap. Romantizme, tebessüme, nostaljik bir
atmosfere ihtiyaç duyanlar, katiyen severler. Tavsiyemi eder kaçarım, hadi bana
eyvallah!
1 yorum:
Yeni bitirdiğimden / unutmadan nacizane bir kitap tavsiyesi vermek isterim. Arnon Grünberg "Tirza".. Yaz kitabı mı? Bence değil. Dili / akıcılığı 4 mevsime uygun da, konusu daha bir sonbahar sanki:)
Okumadıysan listene al derim. Sarsıcı, şaşırtıcı, çok sivri.
Kocaman sevgiler, duygu.
Yorum Gönder