Son günlerde
#fitchallenge geri bildirimlerimdeki aksaklığı, spor yapmamama bağlıyorsanız,
haklısınız. Yapmıyorum. Hayır, evde dursam, evde durduğumda çalışmasam, evde
durduğumda çalışmasam bile uyuyakalmasam yapacağım da olmuyor.
Bak geriye doğru gidelim,
dün yani 23 nisan Perşembe tüm gün Arca’ya şoförlük yaptım. Beyzadeyi
okulundaki partiye götürdüm, bekledim, parti sonrası gezmeye götürdüm. Tam eve
geldik ayağımı uzatacağım, İlknur aradı, Deniz sayıklamış bizimkini, bizimki dünden
razı. Gittik, akşama kadar oturduk. Akşam yemek, derken sızmışız.
Çarşamba o kadar üşümüşüm
ki, duşun üzerine sıcak çay sonra Arca ile sızmaca. Hop akşam bitti. Salı
akşamı çalıştım. Pazartesi kitap kulübünün ikinci yaş kutlamasındaydım, Pazar
yazlığa gittik, gece geldik. Cumartesi itin kuyruğu durdu biz durmadık! Sabah
piyano, öğlen cüce babaannesiyle optimumda gezerken ben Yalı spor
etkinliğindeydim, oradan çıkıp Cansu’nun doğum gününe gittik. İşte böyle yani
ben ne ara spor yapabilecektim, bu mümkün müydü?
Değildi. Ama yine de zaman
yaratacağım, geçen haftayı kaldır rafa, bu hafta dizimi kırıp oturacağım,
vallahi bak! Oturacağım derken evde duracağım, ama spor yapmadan durmayacağım.
Zira mücadelemde geri kalmışsam da bırakmış değilim, hele ki bu kadar motive
iken!
Üstelik geçen cumartesi
Yalı Spor’un kahvaltı etkinliğinde bizimle değerli bilgileri paylaşan Oldinç
Bayraktar Hoca’nın da verdiği bilgilerle müthiş gaza gelmiş durumdayım.
Optimum AVM Bisquitte’de yapılan etkinliğin konusu ‘’Sporun çocuk gelişimindeki önemi’’ idi.
Ama Oldinç Hoca çok pis
bir yerden giriş yaptı: “Siz spor yapıyor musunuz?”
Bu benim “çocuğuma kitap
okuma alışkanlığını nasıl kazandırayım” diye soranlara verdiğim soru-cevap ile
fazlasıyla benzediğinden gülümsedim.
Bir anne olarak okuduğum
zilyon ebeveyn eğitim kitabı, makalesi, yazısı vs varsa da edindiğim en önemli
bilgi; “çocuğunuz nasıl bir davranış sergilesin istiyorsanız, siz de o şekilde
davranın!” bu kadar net! Mesela ben bazen çok gergin oluyorum, hatta Arca ile
konuşurken kabalaştığımı, sesimi yükselttiğimi fark ediyorum ve fark ediyorum
ki Arca da bana benzer şekilde davranıyor. Çocuklar öğütle, ödülle, ceza ile
değil, ana babalarından görerek öğreniyorlar.
“Çocuğum terbiyeli
konuşsun istiyorum” -> sen terbiyeli konuşuyor musun?
“Çocuğum kitap okusun istiyorum”
-> sen okuyor musun?
“Çocuğum televizyon
izlemesin, ipad oynamasın, elinden telefonu bıraksın istiyorum.” -> ya sen?
“Çocuğum spor yapma
alışkanlığı kazansın istiyorum” -> SEN SEN???
“Siz spor yapıyor
musunuz?” sorusu, yazık ki pek çoğumuz tarafından “hayır” şeklinde yanıtlandı.
Zaman yoktu, imkan yoktu, spor sevilmiyordu, zor geliyordu… Yaraya parmak
basılmışken, eh aramızda da kilo vermeye çalışan birkaç anne varken sohbetin
“çocuk ve spor”dan “yetişkin ve spor”a kayması kaçınılmazdı. Kaydı. Hemen tabii
ki kendimle ve kullandığım videolarla ilgili sorular sordum. Oldinç hoca direkt
video linki vermedi ama “haydi hey hop squat 100 tane!!! 30 saniye plank!!! “
şeklinde yaygara yapanlardan ziyade hareketin duruş inceliklerini, açılarını
doğru veren videolarla çalışmamızı önerdi. Aslında tabii ki en iyisi iyi bir
personal trainer ile kişiye özel, yapmaktan hoşlandığımız ve amacımıza uygun
çalışmaların yapılması ama benimki gibi bir tempoda şu anda mümkün görünmüyor.
Ben şimdilik kendi kendimin personal trainer’ıyım, beklerim:)
Pilates’in yetişkinler
için çok faydalı ve önemli bir spor olduğu konuşuldu ve benim de pek hazzetmediğim
ablamızınki gibi yanlış videolar yerine düzgün bir salonda profesyonel
eğitimcilerle çalışılması gerektiğine değinildi.
Tabii ki çocuklardan da
konuştuk. Çocukların 4 yaşından itibaren spora başlamasının teşvik edilmesini
ama hiçbir yaşın geç olmayacağını öğrendik. Spora başlamak için en iyi spor
dalı jimnastikmiş. Tüm sporların temelini oluşturuyormuş ve kasların,
eklemlerin, kemiklerin gelişimi için çok faydalıymış. Arca’nın futbol ısrarını,
bizimse ebeveynler olarak futbol yerine basketbola yönlendirmeye çalıştığımızı
anlattım. “Bırakın istediğini yapsın çocuk” cevabını aldım. Biz bu çocuğu bıraksak
zaten ya topçu olacak ya çalgıcı!
Unutmadan bir de spor
yaparken ayakkabılarımıza, yaptığımız spora göre uygun giyinmeye de özen
göstermek gerekirmiş. Mesela salonda kullanılması uygun olan bir ayakkabı outdoor
bir spor için ne kadar uygunsuzsa, bazı özel ayakkabıların (marka da verdiler
ama aklımda kalmadı:P) belli bir kilonun altındaki kişiler tarafından
kullanılması o kadar hatalıymış. Spor yapacaksan, benim gibi 5 tl’ye pazardan
t-shirt almakla on yıllık pabuç kullanmakla olmuyor yani. Gideceksin Yalı Spor
gibi bir mağazaya anlatacaksın, sana yardım edecekler. Öyle işte…
Uzun lafın kısası bu
bilgilendirme beni feci halde gaza getirdi bacım, yine tatbik ettiğim video
linkleri ve birbirinden gaza getirici fotoğraflarımla sizleri mest edecek, o
düğmeyi ilikleyeyim derken, spor yapmaya alışacağım :) ay hadi inşallah!
Herkese spor hareket
sağlık dolu bir hafta sonu diler öper kaçarım:)
1 yorum:
Yelizcim 3 aydır Erdem Şafkar Cimnastiğe (www.savkar.com.tr/) gidiyor, çok memnunuz Erdem çok mutlu. Bizimki de basketbol oynamak istiyordu, bizi cimnastiğe yönlendirdiler bu sene, bilgine, sevgiler.
Yorum Gönder