24 Nisan 2015 Cuma

Sporun çocuk gelişimindeki önemi

Son günlerde #fitchallenge geri bildirimlerimdeki aksaklığı, spor yapmamama bağlıyorsanız, haklısınız. Yapmıyorum. Hayır, evde dursam, evde durduğumda çalışmasam, evde durduğumda çalışmasam bile uyuyakalmasam yapacağım da olmuyor.

Bak geriye doğru gidelim, dün yani 23 nisan Perşembe tüm gün Arca’ya şoförlük yaptım. Beyzadeyi okulundaki partiye götürdüm, bekledim, parti sonrası gezmeye götürdüm. Tam eve geldik ayağımı uzatacağım, İlknur aradı, Deniz sayıklamış bizimkini, bizimki dünden razı. Gittik, akşama kadar oturduk. Akşam yemek, derken sızmışız.

Çarşamba o kadar üşümüşüm ki, duşun üzerine sıcak çay sonra Arca ile sızmaca. Hop akşam bitti. Salı akşamı çalıştım. Pazartesi kitap kulübünün ikinci yaş kutlamasındaydım, Pazar yazlığa gittik, gece geldik. Cumartesi itin kuyruğu durdu biz durmadık! Sabah piyano, öğlen cüce babaannesiyle optimumda gezerken ben Yalı spor etkinliğindeydim, oradan çıkıp Cansu’nun doğum gününe gittik. İşte böyle yani ben ne ara spor yapabilecektim, bu mümkün müydü?

Değildi. Ama yine de zaman yaratacağım, geçen haftayı kaldır rafa, bu hafta dizimi kırıp oturacağım, vallahi bak! Oturacağım derken evde duracağım, ama spor yapmadan durmayacağım. Zira mücadelemde geri kalmışsam da bırakmış değilim, hele ki bu kadar motive iken! 




Üstelik geçen cumartesi Yalı Spor’un kahvaltı etkinliğinde bizimle değerli bilgileri paylaşan Oldinç Bayraktar Hoca’nın da verdiği bilgilerle müthiş gaza gelmiş durumdayım.

 Optimum AVM Bisquitte’de yapılan etkinliğin konusu ‘’Sporun çocuk gelişimindeki önemi’’ idi.


Ama Oldinç Hoca çok pis bir yerden giriş yaptı: “Siz spor yapıyor musunuz?”
Bu benim “çocuğuma kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandırayım” diye soranlara verdiğim soru-cevap ile fazlasıyla benzediğinden gülümsedim.

Bir anne olarak okuduğum zilyon ebeveyn eğitim kitabı, makalesi, yazısı vs varsa da edindiğim en önemli bilgi; “çocuğunuz nasıl bir davranış sergilesin istiyorsanız, siz de o şekilde davranın!” bu kadar net! Mesela ben bazen çok gergin oluyorum, hatta Arca ile konuşurken kabalaştığımı, sesimi yükselttiğimi fark ediyorum ve fark ediyorum ki Arca da bana benzer şekilde davranıyor. Çocuklar öğütle, ödülle, ceza ile değil, ana babalarından görerek öğreniyorlar.

“Çocuğum terbiyeli konuşsun istiyorum” -> sen terbiyeli konuşuyor musun?
“Çocuğum kitap okusun istiyorum” -> sen okuyor musun?
“Çocuğum televizyon izlemesin, ipad oynamasın, elinden telefonu bıraksın istiyorum.” -> ya sen?
“Çocuğum spor yapma alışkanlığı kazansın istiyorum” -> SEN SEN???

“Siz spor yapıyor musunuz?” sorusu, yazık ki pek çoğumuz tarafından “hayır” şeklinde yanıtlandı. Zaman yoktu, imkan yoktu, spor sevilmiyordu, zor geliyordu… Yaraya parmak basılmışken, eh aramızda da kilo vermeye çalışan birkaç anne varken sohbetin “çocuk ve spor”dan “yetişkin ve spor”a kayması kaçınılmazdı. Kaydı. Hemen tabii ki kendimle ve kullandığım videolarla ilgili sorular sordum. Oldinç hoca direkt video linki vermedi ama “haydi hey hop squat 100 tane!!! 30 saniye plank!!! “ şeklinde yaygara yapanlardan ziyade hareketin duruş inceliklerini, açılarını doğru veren videolarla çalışmamızı önerdi. Aslında tabii ki en iyisi iyi bir personal trainer ile kişiye özel, yapmaktan hoşlandığımız ve amacımıza uygun çalışmaların yapılması ama benimki gibi bir tempoda şu anda mümkün görünmüyor. Ben şimdilik kendi kendimin personal trainer’ıyım, beklerim:)

Pilates’in yetişkinler için çok faydalı ve önemli bir spor olduğu konuşuldu ve benim de pek hazzetmediğim ablamızınki gibi yanlış videolar yerine düzgün bir salonda profesyonel eğitimcilerle çalışılması gerektiğine değinildi.

Tabii ki çocuklardan da konuştuk. Çocukların 4 yaşından itibaren spora başlamasının teşvik edilmesini ama hiçbir yaşın geç olmayacağını öğrendik. Spora başlamak için en iyi spor dalı jimnastikmiş. Tüm sporların temelini oluşturuyormuş ve kasların, eklemlerin, kemiklerin gelişimi için çok faydalıymış. Arca’nın futbol ısrarını, bizimse ebeveynler olarak futbol yerine basketbola yönlendirmeye çalıştığımızı anlattım. “Bırakın istediğini yapsın çocuk” cevabını aldım. Biz bu çocuğu bıraksak zaten ya topçu olacak ya çalgıcı!

Unutmadan bir de spor yaparken ayakkabılarımıza, yaptığımız spora göre uygun giyinmeye de özen göstermek gerekirmiş. Mesela salonda kullanılması uygun olan bir ayakkabı outdoor bir spor için ne kadar uygunsuzsa, bazı özel ayakkabıların (marka da verdiler ama aklımda kalmadı:P) belli bir kilonun altındaki kişiler tarafından kullanılması o kadar hatalıymış. Spor yapacaksan, benim gibi 5 tl’ye pazardan t-shirt almakla on yıllık pabuç kullanmakla olmuyor yani. Gideceksin Yalı Spor gibi bir mağazaya anlatacaksın, sana yardım edecekler. Öyle işte… 

Uzun lafın kısası bu bilgilendirme beni feci halde gaza getirdi bacım, yine tatbik ettiğim video linkleri ve birbirinden gaza getirici fotoğraflarımla sizleri mest edecek, o düğmeyi ilikleyeyim derken, spor yapmaya alışacağım :) ay hadi inşallah!


Herkese spor hareket sağlık dolu bir hafta sonu diler öper kaçarım:)

1 yorum:

Seda dedi ki...

Yelizcim 3 aydır Erdem Şafkar Cimnastiğe (www.savkar.com.tr/) gidiyor, çok memnunuz Erdem çok mutlu. Bizimki de basketbol oynamak istiyordu, bizi cimnastiğe yönlendirdiler bu sene, bilgine, sevgiler.