5 Mayıs 2015 Salı

Hıdrellez

Hıdrellez "çocuk yeliz" için ateşin üzerinden atlamak, atlayabilmek, atlarken doğum günü pastası mumlarını üflerken yaptığımız gibi dilek tutmaktı.

Evimiz sahile yakındı, mutlaka inerdik, ateşten atlayamasak bile atlayanları seyrederdik.
Sabahına sokak aralarında sönmüş ateşlerin küllerine rastlardık.

Boyumuza göre ateş bulamadığımız o yıl, süklüm püklüm eve dönerken babam bir kibrit yakmıştı, ablamla üzerinden atlamıştık da öyle girmiştik eve. O yıl kibritin üzerinden atlarken tuttuğum dilek gerçekleşti mi hatırlamıyorum ama geçen yıl… 

Bazı Hıdrellezleri unutuyorum, bazılarını uyuyakalmaktan kaçırıyorum. Ama geçen yıl kendimce Hıdrellez ritüellerimi yerine getirdim. Gece dileklerimi kağıtlara yazdım ve evin önündeki gül ağaçlarının altına astım. Altısında İstanbul’a gidecektim, gün doğmadan taksiye binerim. Beklerken kağıtlarımı gül ağacının altından aldım, çantama attım ve İstanbul’a gittim.

O seyahatimde bir gece kalacak, ikinci gün yani yedisinde anneler günü pikniği sebebiyle işlerimi sabahtan bitirecek, öğleye kadar İzmir’e dönmüş olacaktım. Plan bu. Ve planın bir diğer detayı da Bakırköy’den Bostancı’ya deniz otobüsü ile geçmek, Elvan ve Gülayşe ile buluşmaktı. Hah işte buluşmadan hemen önce Bostancı iskelesinden attım kağıtları denize.

Öyle bir hafiflik… Ve bil bakalım ne oldu? Geçen yıl dilediklerim gerçek oldu.

Aslında şimdi tüm bu yazdıklarımı unutmuştum. Dün whatsapp’tan kitap kulübü arkadaşlarımla Hıdrellez ritüelleri hakkında yazışırken bir anda dinkkk! Jeton düştü. Yav benim de dileğim gerçekleştiydi, deyivermişim.

Herkesin farklı ritüelleri var. Kimi bereket bolluk için evdeki çuvalların (muhtemelen artık kavanozların) ağzını açarmış. Kimi evlere yeşil dallar asarmış, kimi hastalıklardan korunmak için salıncakta sallanırmış. Kimi para için gül dalına para asar, ev isteyen maketini yapar, çocuk isteyen oyuncak bebek koyarmış.

Bizim ekipten istemediklerini yazıp, yazdığı kağıdı yakmak en ilginciydi. Parayı kırmızı bir şeyin içine koyup öyle asarlarmış ve o parayı tüm yıl yanında taşırmışsın, daldan aldıktan sonra. Evdeki erzaklardan azar azar balkona koyan ve ezandan önce erzakları alıp kapısına döken bir arkadaşım, bunun bereket için olduğunu söyledi.

Bereket için bir başka ritüel de kırk tane karınca yuvasından toprak alıp bir keseye koymak ve tüm yıl keseyi yanında taşımakmış.

O ateşten atlama, arınmakmış aslında, dertler tasalar gitsin diye… Bir başkası gül yapraklı suyla yüzünü yıkarmış yine arınmak için…

Meşakatlisi, tembel işi, uzunu, kısası… Fark etmez. Sonuçta dileklerimize yoğunlaştığımız, isteklerimizi Hızır efendimize, (evrene??) anlattığımız, yaza arınarak girdiğimize inandığımız bir gece Hıdrellez. Ritüeller bir yana insanın içtenlikle istediğinde gerçekleştiremeyeceği dileği yok bence :)

Dileklerimizin gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle…


3 yorum:

Gulcin dedi ki...

gul agacimiz yok ama dileyecek cok onemli seylerim var bu sene.
bi yolunu bulmaliyim desene :)

bahar renkleri dedi ki...

Ben de gül ağacı bulamasam da ta yürekten güzel şeyler dileyip öyle yattım.Ve dün eve giderken alışveriş yaptım.Eve eli boş gidilmezmiş diye duymuştum.Markete uğrayıp bol taneli bir alışveriş yaptım bereket eksik olmasın evimizden diye.İnşallah tüm dilediklerimiz daha doğrusu bizim için hayırlı olanlar gerçekleşir.Sevgiler.

Julide dedi ki...

Ben kırmızı kese içinde gömdüğüm parayı, kırmızı kurdeleye sarmadan dileklerim gerçekleşmiyor.
Denedim.