THY’den 20:00 uçağına
bilet alıp havaalanına erken geldiğinde iki saat önceki uçakta yer bulabilmen
artık imkansız, kesin bilgi yayalım! An itibariyle, iki toplantıdan sonra evime
erken varırım ümidi suya düşmüş kadının karalamalarını okuyorsunuz.
Ama gün bu kadar kötü
başlamadı. Hatta muhteşem başladı. Neyse ki…
Bu ayın son toplantısı
için İstanbul’dayım. İç hatlardan metroya doğru yürüyorum. Arkamdan biri
seslendi. Hem de adımla. Bu iyi bir şey zira sabahtan beri kontrol edip
durduğum etek fermuarının bozuk olmadığını gösteriyor.
Döndüm, elinde bavulla
genç bir kadın. Blogunu okuyorum dedi, allaaahhh var ya ben mest! Çok sevindim
dedi, ben asıl gelip konuştuğuna çok sevindim dedim, karşılık sevindik. Sevindirik
haller…
Hepi topu iki dakika
sohbet ettik, Londra’da yaşıyordu (anam Gülçinimi de tanır mısın diyeydim,
unuttum bak!) Noel tatili için gelmişlerdi, Adana’ya geçeceklerdi. Ben de malum
bu ay biraz böyle seyahatlerle boğuşuyordum, el sıkıştık, gözlerimizin içi
güldü.
İlker’e anlattım, celebrity oldun tanımazsın bizi geyiği çevirdi yine,
yok be oğlum o iş öyle değil. Sosyal medya fenomeni değilim, yalancıktan ünlü değilim,
bebem güzel değil, fotoğraflarımla ne bileyim işte, dışımla değil,
yazdıklarımla seviyor insanlar beni. Öyle benimsemişler, kadınlar kendilerini
bana yakın hissetmişler ki takip ediyorlar, ne güzel bir iletişim… Bunu, yani
yazdıklarının birileri tarafından okunuyor olmasını fark etmenin tatmini,
mutluluğu paha biçilemez… Hem ne yapıyorum ki allah aşkına? Yazmayı seviyorum
sadece, aklımdakileri yazıp paylaşıyorum, kendini yakın hisseden insanlar da
okumaktan keyif alıyorlar, bu kadar işte.
Yanından senin gibi benim
gibi insanlar geçip gidiyor, belki aynı kaygıları taşıyoruz, belki aynı şeylere
gülüyoruz.
Ayşe’nin bugün bana
seslenmesiyle hissettiklerim, kendini daha önemli ve özel görmek değil, kendin
gibi birisi ile göz teması kurup el sıkışmak, iki çift laf etme mucizesini
sunan bloga minnetim sadece…
17 yorum:
İşte bu manevi tatmin. Kendini gerçekleştirmek. Gerçek mutluluk ve Ayşe EQ Ayşe sanırım
Suratimda sapsal bir gulumsemeyle okudum vallahi, bana ne oluyorsa :)))
Yeliz,her gün ne yazmış acaba diye bakıyorum bloğa,yazmamissan o gün ertesi gün mutlaka yazar diyorum.arkadaşım gibi hissediyorum seni,yaşantıni biliyorum,cevremdeki bıçak kişiyi tanidigimdan daha çok tanıyorum,ıg hesabını takip ediyorum ne okuyor bu aralar diye bakıyorum, tavsiye ettiğin kitapları hemen alıyorum,çok faydalandiklarim da oluyor (bkz;kondo)odemisde yaşayan bir izmirliyim ben,gorsem bigün seni izmirde bir yerde gelip sarilirim direkt,o kadar yakın hissediyorum sana kendimi.
Benim gibi hiç blogu instagramı Twitter hesabı vs. Olmayan ama her gün blogu açıp okuyan okurlarınız da var yeliz hanım.
Üç seneyi geçti sanırım.
Sesimiz de çıkmaz. Yorum falan yazmayız. Nadiren��
Ama yekûna vursak en çok okuduğum yazarlardan birisiniz ..
Sevgiler
Büşra
"Yaptıklarını olumluyor, kendini ikna ediyorsun.
Neden yazdığını, nasıl yazdığını, neler yazdığını, yazdıklarının geri dönüşlerini paylaşıp tekrarlayarak kendini ikna turları atıyorsun :)"
Bu da burada dursun.
Bu süreci gülümseyerek seyrediyorum Yeliz :)
Evet kesinlikle manevi tatmin katılıyorum:)
öperim:)
ya ben çok seviniyorum özellikle tavsiye ettiğim bir kitabı okuduğunuz öğrenince, çünkü ben de birinin bana kitap tavsiye etmesine bayılırım:)) ayrıca evet lütfen sarılalım:)
bu zamanda sosyal medyasız nasıl yaşıyorsunuz:))))
diğerleri duymasın ben en çok burayı seviyorum:)
sevgiler
Sittirellam:))
İyi bi şey mi diyorsun bilmiyorum ama kesinlikle doğru bir şey diyorsun.
Ve ben de sana kocaman sarılıyorum.
Ben de seni kaç senedir okuyorum. Blog okumaya bir arkadaşımın bebeğinin fotoğraflarına bakmak için başladım. Sene 2008. O arada onun linklerinden seni keşfettim. O dönem okuduğum bloglardan bir sen kaldın sanırım. Bu arada benim hiç blogum olmadı. Olsa fazla deşifre olurmuşum gibi gelirdi sanırım.Ayar tutturamazdım galiba. Neyse ama sen lütfen devam et.
Ay ne güzel olmuş,böyle sabah sabah bana da bir gülümseme geldi okuduklarımdan sonra.Arkandan Yeliz diye seslenesim geldi.
Çok keyifle okuyorum yazdıklarını :)
Ben de bir karşılaşsam koşup sarılıcam valla. 2 yıl önce Özdere'ye gittiğimde heyecanlanmıştım resmen seni görebilir miyim diye!
Not: Korkmana gerek yok !
Bu blog kitaba gider, kitap da bize gelir, suraya yine kertiyorum, icime dogdugu icin degil, bu isin teknigini bildigim icin Noel'in birinden bildiriyorum, mizahinizi sevdik biz, dolayisi ile bolluk icindesiniz.
:-) Özlem
Yazdıklarını çok severek okuyorum :)))
Evet böyle işte. Konuşuyor, dertleşiyoruz buralarda. Sonra karşılaşınca sarılıveriyoruz. Çünkü biliyoruz birbirimizi. Çok güzel. Kadınların kardeşliği ayrı bir güzel üstelik. Yaz kardeşim. Kitaba gider bence de ayrıca bu yazılar. Onu da severek okuruz :)
Yorum Gönder