Etkili bir silah: Muhterem

Bizim evde çok tehlikeli bir şahıs var: muhterem.

Kocam diye demiyorum, bir sesi var…

Tamam, baştan başlıyorum, toplaşın anlatacağım.

Geçtiğimiz günlerde, “dünya liderine :P” terörist diyen bir grup protestocuyu ABD sokaklarında PHUSFMSDKAFM şeklinde bastırmaya çalışan korumalar, bir tür geri püskürtme silahını sahada mı deniyorlar diye şüphe ederken, benim muhteremin sesinin de benzer bir silaha dönüşebileceği geldi aklıma.

Hayır, benim muhterem öküz değil, böğürmüyor, onun silahı daha etkili.

 Bizim yer cücesi küçükken ota boka hasta olurdu, şimdi artık açık tehdide başvuruyoruz fakat evvelden kıyamıyor, uzun uzun anlatıyorduk. Ben anlatınca sorun değil de, muhterem sazı eline aldı mı bizim oğlan sızıyor. Daha fenası İlker’in “iyileşmek için şurubu içmek gerekir” ana fikrindeki teskin edici konuşması bir defasında beni de uyutmuştu. Biz ana-oğul gecenin o vakti sızmışız, İlker bir elinde şurup şişesi bir elinde ölçek yatak başında kalakalmış, “kalkın hulen” diye ayak parmağının ucuyla şahsımı dürtmüştü de öyle ayılmıştık.

Geçenlerde kulak ağrısından mızık mızık mızıklıyor miniğim. Gece geldi, yattı aramıza. Kulak ağrısı da nasıl pis bir şeydir arkadaş, ne uyutur ne diner. Sarılmak, öpmek, sırtını sıvazlamak, hiçbiri kar etmiyor, o sinirlere zarar mızıklama sesi bir türlü gitmiyor. İlker kalktı başladı konuşmaya: “bak babacım ilacının saatine kadar sabretmek zorundayız, çok az kaldı, biraz dayanmaya çalış, sakız çiğne istersen…” konuşuyor, konuşuyor, ay bana bir ağırlık çöktü. Kalktım yüzümü yıkadım, zira biliyorum başıma gelecekleri. A! O da ne?! O acıdan gözü açılmayan cüce horlamaya başlamış bile! Konuşma yoluyla acı dindirme puhahah!

Birkaç ay evveldi, bizim oğlanın sınıf öğretmeninden bir telefon almış, en sevdiği arkadaşına yumruk attığı şikayetiyle karı koca sarsılmıştık. İlker, haydut kılıklı yer cücesini bir baba ağırlığıyla karşısına almış, bu kabul edilemez davranışını bir daha asla tekrar etmemesi konusunda çok sert bir konuşma yapmıştı. Günahını almayayım, niyeti dinlemekti Arca’nın eminim, fakat gel gör ki, elinde olmayan sebeplerle üzerine bir ağırlık çökmüş, göz kapakları yarılanmış, derken nasıl olduysa seninkinin içi geçivermiş. Artık uykuda telkin yöntemi mi işe yaradı, yoksa böyle bir konuşmaya bir daha tahammül edemeyeceğine mi kanaat getirdi bilinmez, bugüne kadar benzer bir şikayet ile karşılaşmadık.

İlla ki şahsına bir konuşmanın yapılması da gerekmiyor. Arca arabanın arkasında koltuğuna kurulmuş, dışarıyı seyrederken bir telefon geliyor İlker’e, konuşmanın üçüncü dakikasında bizimki mort! İstisnasız her seferinde! Yav arkadaş bu çocuk benimle de seyahat ediyor, niçin uyumuyor?

Anlatmayacaktım ama dayanamayacağım. Bu muhteremin sadece bizim aile fertlerine etki ettiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hayır, yeğeni Deniz’i bebekliğinde defalarca konuşa konuşa uyutmayı başardığından bahsetmeyeceğim. Bu defa farklı. İlker, geçenlerde bir müşterisinin tadilat yapılacak evine giderken Çeşme yolunda, bu seksen yaşlarındaki bey ile memleket meseleleri hakkında sohbet etmişler. Amca, hararetle düşüncelerini paylaşmış, sıra bizimkine gelmiş. Konuşmaya başlamasının üzerinden beş dakika geçmiş geçmemiş, bir horultu sesiyle irkilmiş. Evet, tahmin ettiğiniz gibi amca o hararetli sohbetin ortasında zzzzzzzzzzzzzz… Allahtan direksiyonda İlker varmış. Otostopçu alacaksanız arabanıza, bu kişinin muhterem olmamasına dikkat ediniz. Amcanın uyurken videosu da var fakat özel hayata saygıdan ötürü burada yayınlamayacağım.

Bu silahı bir fırsata dönüştürmenin zamanı geldi bence.

Son birkaç aydır, instagramı takip edenler bilir, benim hesapta bir #muhtereminpişirdikleri etiketi var (facebook’ta yemek paylaşmak ayıp geliyor ama instagramın bu konuda boku çıktı, utanmıyor, paylaşıyorum). Kocam diye demiyorum, Arda (şef olan, hani mutfağı var) halt etmiş.

Kocam yemek yapıyor diye katiyen mutfağı terk etmem. Tamam, dağıttıklarını anında toplayarak yemek sonrasına mümkün mertebe az bulaşık bırakmak için de kalıyorum ama asıl mesele, muhteremin mutfaktaki keyfine tanık olmak. Bir ara tariflerini blogda yazıyordum, sonra aklıma geldi, bizim ailenin youtube kanalını açacağım, muhteremin pişirdiklerini videoya çekeceğim…

Derken… Vazgeçtim!

Yav deli misin İlker white noise gibi adam, koy kameranın karşısına konuşsun. Masal videoları halt etmiş, ninni CD bok yemiş, bizim muhterem bir konuşur, hepsinin pabucunu dama atar yeminle!

Bebeğiniz kolik sancısı mı çekiyor?

Otobüste yanınıza düşen kadın çok mu konuşuyor?

Çocuğunuzun uyuması mı lazım?

Çözüm kolay! Aç muhteremin videosunu, o konuşsun, uyuması gerekenler uyusun sen keyfine bak.

“Muhteremin sohbetleri”

internet sağlayıcınızdan ısrarla isteyiniz.