2 Eylül 2016 Cuma

Yazlıkçılar

Adet olduğu üzere, bir eylül yazısı patlatmayacağım. Sanırım herkes Eylül 1 itibariyle sosyal medya timeline'larından "hoşgeldin eylül", "böhüü yaz bitiyor", "en sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar" ve türevleri cümleler ile sayısız sarı ve rüzgarda uçuşan yaprak emojisinden payına düşeni almıştır.

İyi o halde, biz Ege sahillerinin renkli yazlıkçı profilleriyle neşemizi bulalım.
Profil 1: 60 yaş üstü
Bunlar Eylül'ü, yani okulların açılmasını ve dolayısı ile beldenin kendilerine kalmasını büyük coşkuyla karşılarlar. Bizim sahildeki elli yıllık sitenin bayraklar astığını görünce, gidişimizi kutlayacaklar sanmıştım, yok meğer 30 Ağustos'ta resmi tören yapıyorlarmış, utandım. Fakat yine de biz çocuklu aileler gittikten sonra denize karşı bir keyif kahvesi içtiklerine eminim.

Onları altı şişhane üstü memişhane, yürüyüş kıyafetlerinden tanırsınız. Umumiyetle iki kadın veya iki kadın bir erkek olarak cadde kaldırımlarında, site aralarında deliler gibi yürürler. Üstlerinde gündelik kıyafet, kafalarında mutlaka uyumsuz bir şapka, ayaklarında spor ayakkabı olur. Kendilerini sabah saatlerinde denizde bulabilirsiniz. Zaten sabahın köründe kalkarlar, bari çocuklu aileler kalkışmadan denizin tadını çıkarsınlar, değil mi ya? O şapkalar tüm yaz kafalarındadır, denizde yüzerken bile...

Profil 2: Misafir ağırlayıcılar
Yazlıkçıların en bahtsızları. Bu ailelerin erkekleri umumiyetle beyaz yakalı yönetici takımından tiplerdir. Kadınları ise ya ev hanımı ya da öğretmen. Kadınların ortak özelliği kocalarının pozisyon ve maaşlarıyla övünmeleridir. Kendilerine pay çıkarırlar bu başarıdan. Diğer övünç kaynağı çocuklarının okul başarısıdır.

Hafta sonu, karpuzunu kolunun altına sıkıştıran bunların evine akın eder. Sohbetler hep aynıdır. Gündem, iş piyasa, hangi rakip firmalardan transfer teklifi geldiği, geçen hafta kimi "yemeğe aldıkları", çocuklarının TEOG'da hangi okulu tutturdukları, yeğenlerinin hangi üniversiteye girdikleri.... Bu ailelerin erkeklerinin şirket arabaları ve beleş benzinleri olduğu için hafta içi her akşam yazlıktadırlar, her sabah işe dönerler. "Yemeğe aldıkları" hafta sonu misafirleri mutlaka mangalla ağırlanır, hafta içi öğünlerini karpuz-peynir-ekmek, makarna, taze fasulye ve barbunya ile geçiştirirler. Bu evlerin buzluklarında her daim superfresh börek, ellerinin altında beş dakikada kalıba dökebildikleri kek tarifleri bulunur. Onları evlerinin önündeki son model arabalardan tanırsınız. Yaşlandıklarında profil 1'e dönüşürler.

Profil 3: Evi denize yakınlar
Bu profile sahip kimseler, senin benim gibi, elinde buzluğu, rejisör sandalyesi, çocuklara börek, sandviç atıştırmalık getiren, sahile arabayla inenlerle, günübirlikçileri küçük görürler, nazik totolarını bizimle aynı kuma komazlar. Kulağıma gelen dedikodulara göre bizlerin de sahillerine Suriyeliler gibi yayılmamızdan şikayetçilermiş. (Suriyeli olmak ne zaman bir hakaret içerikli cümlede kullanılmaya başlandıysa artık!)
Havlularını bellerine dolar, deniz banyolarını alır, güneşlenmeye evlerinin bahçesindeki şezlonglara kurulurlar. Hayır hayır kıskanmıyorum bunları, hasetimden çatlıyorum puhahahha....

Profil 4: Her daim marketçiler
Bunları tabii ki ellerindeki Migros, BİM poşetlerinden tanırsınız. Evden çıkmayan, dışarıda yemek filan yenecek diye ödü kopan kalabalık aile reisleridir bunlar. Evde malzemelerini eksik etmezler, hatta evlerinde iki adet buzdolabı vardır. Marketlerdeki fiyatlar bunlardan sorulur, sor her bir ürünün karşılaştırmalı fiyat listesi bunlarda. Hangi markette ne iyidir, ne ucuzdur, bilirler, market piyasasına hakimiyetleriyle övünürler. Sahildeki cafe'lerin baş düşmanı olan marketçiler, ellerinden gelse sahile dondurmalarını bile götürürler, tabii ki marketten alınma dondurma!

Profil 5: Gurbetçiler
Gurbette emekli olup memlekete döndüklerinde yaz kış oturma niyetiyle alınmış amma ve lakin hepi topu bir aylarını geçirebildikleri evlerinin bahçeleri korkunçtur. Birkaç meyve ağacından başka yeşillik göremezsin o da işte komşuları hayrına suladıysa...

Genelde kendileri gibi gurbetçi diğer ailelerle ahbaplık ederler, kendi aralarında yarı Almanca yarı Türkçe konuşmaları bazen sinir bozucu olsa da  memleketin havasından mıdır bilinmez mutlu, keyifli tiplerdir. Doyasıya eğlenir, doyasıya tadını çıkarırlar tatilin. Memleketin de anın da kıymetini bilirler.

Profil 6: Günübirlikçiler
Ağaç altı gördün mü bak mutlaka bir Fiat Doblo, arka kapısına gerilmiş çarşaf, semaver, masa sandalye, mangal, bira kasası göreceksin. Pazar ve bayram günleri rastlanır günübirlikçilere. Yüzlerinde "Siz yedi gün buradasınız biz sadece bir gün, bugün buralar hep bizim" ifadeleri vardır. Eyvallah da, Ilıca sahilindeki evin bahçe kapısında da çay bardağı yıkamaları, garaj kapısının önüne sandalye koymaları pek olmuyor haliyle... Hani daha az yayılmacalı bir yöntem benimseseler...

Profil 7: Kiracılar
Sezonluk ev kiralamışlardır. Çocuklu ailelerin tercihidir bu yöntem. Bir hafta her şey dahil otele verecekleri parayla sezonu yazlıkta geçirirler. Umumiyetle birkaç aile birlikte tutarlar evi. O kadar kalabalıklardır ki, kira kontratlarının bitmesine ramak kala tüm aileyi tam olarak tanıman mümkün olur. Hafta sonları devir daim yaşanır. Yer yataklarıyla gelirler, böylece salonda gençlerin yatması imkanı yaratılır. Sürekli kızartma yapılır, kendi evleri batmasın diye sağlıksız bahanesiyle kızartmayı hayatlarından çıkaran kadınlar, burada coşarlar. Geç saatlere kadar okey masası kahkahası ve taş şıkırtısı duyarsın. Sesleri, ağustos böceklerini bile bastırır.


6 yorum:

bahar renkleri dedi ki...

Ah tespitlere gel hepsi nokta atışı yeminle şapkasından doblosuna kadar.

okuyanguzel dedi ki...

:))

Nil dedi ki...

Aaa İzmir'in yazlıkçıları ile İskenderun'un yazlıkçıları arasında hiç fark olmaz mı yahu :)

Ebrutir dedi ki...

Profil 3'e aitiz,ama Bora dogdugundan beri artık belime bir havlu elime de bir hasır kuma sermelikle gidemiyorum,arabayla gelenler gibi bi ton eşya ile gidiyorum.Aynen dediğin gibi annem arabayla denize gelenlere çok uyuz oluyor,zira çoğu zaman arabalarını evinin bahçe kapısına park ediyorlar.

Benden Bizden dedi ki...

Tespitler 10 numara, benim gözlemlerimle birebir örtüşüyor :)))

Gozde dedi ki...

çok tatlısın yeliz yaa :)