12 Aralık 2016 Pazartesi

"Ruh sıkıntısına iyi gelecekler" reçetesi

Hafta sonu için ciddi bir reçete hazırlamıştım.

Balığa giden İlker’in yerine annemler Arca’yı servisten aldılar, ben de hem özlemişim bahaneyle görmüş oldum hem de mis gibi anne yemeğiyle karnımı doyurdum. Aile, psikolojiye bire bir!


Cuma akşamını Arca bir kanepede ben diğerinde okuyarak geçirdik, bu çocuğun kanına okuma aşkı enjekte ettiğim için hiç pişman değilim, oh iyi yapmışım.

Cumartesi epey geç kalktım, Arca ile mis gibi kahvaltı yaptık, bol koklamacalı bir gün, ruhun iyileşmesi için süper bir ilaç!

Biraz temizlik yaptım, biraz çamaşır, evin düzenlenmesi, bak bunlar da iyileştiriyor ve ocakta kaynayan tarhana çorbası…

Arca ile yılbaşı ağacını kurduk. Artık bütün iş benim üzerimde değil, hele ki süslemenin tamamı Arca’nın elinden çıktı. Bak işte tüm planlarımı tek tek uyguluyorum, aferin Yeliz, hem iyi geliyor, hem sakinleştiriyor.

Hafta içi internetten verdiğim kitap siparişlerim geldikçe kitaplığın sağına soluna atıveriyordum. Öğle cüceyle çorbamızı içtikten sonra kahvemi koydum, geçtim kitaplığın karşısına. Yeni aldıklarımı inceledim, rafları temizleyip düzenledim, iyi geldi be!

Bu arada aklıma geldi, ne vakittir oğlanları babalara satıp kızlarla bira içmeye gidelim diyorduk. Öyle de güzel denk geldi ki… İlker balıktan döndü, Arca’yı Poyraz’lara bıraktım, Zeynep’le birlikte Gül’ü de aldık, Kordon’a indik. Yılların Sirena’sı. Bizim yaş grubu (ve hatta daha eskiler de iyi bilir) müdavim ekibi oradaydı. Bebeğini arabasına atan, çocuğunu elinden tutan gelmiş. Demezsin ki bar. Sirena’yı bu yüzden seviyorum, hem yüksek sesli müzik çalmıyor hem de gençler ergenler takılmıyor, kadın kadına en rahat gittiğimiz mekan.

İki bira, patates, atıştırmalık ve koyu bir sohbet çok iyi geldi. Yüzümüzde güller açtı desem…
Maç izlemişler, pizza söylemişler, evdekilerde de keyif güzel.
“Oh ne iyi ettik” demeye kalmadı, patlama haberi geldi.

Reçete çöpe! 

Hiç yorum yok: