annelik vs... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
annelik vs... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mayıs 2009 Cuma

süt izni TAMAM:)

Haftaya salı işe başlıyorum:(
Birkaç hafta önce genel müdür bizi ziyaret ettiğinde süt izni konusunda alternatiflerinizi sunun, karar verelim demişti. ben de bir heveslendim ki sormayın. Bizim şirkette şöyle uygulanıyor : önümüzdeki 39 hafta boyunca günde 1,5 saat veya haftada 1 gün izin. Ama bu olay benim işime gelmez, çünkü Arcanın en az 3 öğününü benden almaması anlamına gelir ki benim en çok kafama taktığım konu bu!!!
İlkerle kafa kafaya verdik, bir durum değerlendirmesi yaptık. Öncelikle Arcaya tam olarak ne kadar anne sütü vermek istiyoruz? 6 ay sadece anne sütü alsın , sonrası Arcanın keyfine kalmış, ister geceleri takılsın memede, ister hiç almasın ama önemli olan ilk 6 ay! İşe başladıktan sonra bebeğini 1 yıl emziren çok güzel tecrübeler var ama sürekli süt sağmanın ve emzirmenin azalmasının sütü azalttığı da gerçek, - doktor bile hazırlıklı olun dedi - yani Arcanın 6 aydan daha az süt alması olası!!! Bu fikir beni inanılmaz geriyordu, çünkü ben şu "sütü yarıyor" dediklerindenim. Arca çok iri bir bebek olarak doğmadı ama şu anda nerdeyse 7 kilo, hani şimdiye kadar mama takviyesi gerekseydi bu kadar takmazdım bu işe başlama olayına ama bizim koşullarımızda sadece emzirmeye devam etme şansı varken göz göre göre bunu yitirmek istemiyorum. Süt sağma işleri de istediğim gibi gitmedi açıkçası, sadece 20 kap doldurabildim, bunların da kimisi 90-100 cc ama kimisi sadece 50-60 cc!
Neyse gelelim alternatiflere... Önce işleri evden mi takip etsem dedik. Aralarda emzireceğim. Bu biraz detaylı düşününce pek iyi görünmedi, home office fikri güzel ama Arca etrafta oldukça işe konsantre olmak çok zor.
Birleştirip de işe geç başlama derdinde değilim, zaten bizim şirkette böylesi hiç yapılmadı, iyi gözle bakılmaz. Herkes ağzımın içine bakıyor, 8 hafta daha yokum ben kardeşim diyene tekmeyi basarlar. Aynı şey ücretsiz izin için de geçerli, dahası para lazım ne ücretsizi!!!
Sonra aklıma geldi. Ya ben 39 hafta boyunca hergün 1,5 saat erken çıkacağıma 13 hafta boyunca 4,5 saat erken çıkayım!!! Böylece sabah 7:30 gibi Arca emer, ben kaçar, sonra 11 gibi öğününü biberondan alır, ben de 13:30 gibi çıkar, 14:00 öğününe taze memeyi yetiştiririm. Arca 13 hafta sonunda 6 ayını doldurmuş olacak. Diğer taraftan bu benim psikolojime de hizmet eden bir fikir. Bir anda tam günle işe başlamaktansa 3 aylık bir geçiş dönemi yaşarım, hem bebişi güzel güzel emziririm hem de öğleden sonralarımı onunla geçiririm. Hemen bu fikri döktüm yazıya, genel müdüre. O kadar eminim ki kabul edeceğine, rahatım, kendimi de bir güzel şartladım, böylece de işe dönüş sendromunu hafiften atlatıyorum. Ümit ablayla biberondan verme olayını da denedik, bir öğününü böyle verdik. Sonra maillerimi kontrol ettim yine, cevap gelmiş, günde 1,5 saat olarak kullanın demiş!!! Nasıl sinirlendim, gözüm döndü. Ya mübarek zaten böyle oluyor bu izin işi, niye alternatif sun dedin o zaman!! niye heveslendirdin! İlk sinir geçtikten sonra bu defa benim kafama dank etti, bütün gün bebişi göremeyeceğim. Başladım ağlamaya tutamıyorum kendimi. Ümit abla bi yandan, İlkerin annesi bi yandan zor sakinleştirdiler ama geçmedi bi türlü. Bu şekilde arayıp da konuşmak daha da zorlaştıracak, dedim ben bekleyeyim sabah konuşurum. Bir yandan İlker aldı beni karşısına "ya nolucak, şimdiye kadar anne sütü aldı, bundan sonra günde 1-2 öğün mama alsın nolucak" konuşmasını tekrarladı. Sakinleştim.
Bizim genel müdür meseleyi muhasebe müdürü ile konuşarak karar vermiş. (bizde muhasebe md, insan kaynakları gibi de çalışıyor) Fatma hatunu aradım, ya gülüm siz niye böyle karar verdiniz bu benim işime gelmez dedim. Meğer benim alternatifi çok incelememişler. Böyle böyle böyle ... anlattım, bak sen de 2 çocuk emzirdin bilirsin bu durumları ayakları yaptım, hesap kitap, hak verdi. Bizim genel müdür bekar çocuksuz, bilmiyor tabi bu işleri. Konuşmuşlar detayları, tamam dedi, senin iş oldu!!! Amanın havalara uçtum. Öyle sevindim ki - eşeğini yeniden bulan hoca misali !!! Bebişin 6 ay tam olarak anne sütü ile devam etmesi için bir engeli aşmış olduk. Artık memelere kuvvet!
Bu hadiseden çıkaracağım dersler:
1. Sana mükemmel gelen çözüm herkes için mükemmel olmayabilir gerçeğini kabul et!
2. Kendini kendi bulduğun çözüme odaklayıp şartlamayacaksın, hayal kırıklığına uğrayabilirsin.
3. Ağlayarak işler hallolmuyor.
4. Tatlı dille insanlara istediği yaptırabilirsin - yeter ki talebin mantıklı olsun.

Gevşedim rahatladım artık gönül rahatlığı ile işe dönebilirim...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

ilk anneler günü

dedim ki ilk anneler günümü oğlum ve ilkerimle geçireceğim. bu yüzden annemlerin yazlığına gitmedik. o zaman annemin annemin anneler günü olacaktı. izmirde olsalar ziyaret edilirdi muhakkak ama yazlık tüm günü alıp götürecekti. bencillik yaptım biraz:)
çok fazla seçeneğimiz vardı aslında ama ben bi dolu ihtiyaçlar yüzünden alışveriş merkezine gitmeyi tercih ettim, açık havalısından Foruma gittik. yaklaşık 4,5 saat takıldık orada, 38 bedene mıhlanan anneye zeyneple tufanın düğünü için elbise alındı, elimizdeki tuvalet koca memelerime olmuyor maalesef, bereket tanrıçası gibi hissediyorum. küçük siyah bir elbise edinmiş oldum, yıllarca giyebilirim, tekrar 36 bedene düşerdsem de daralttırabilirim. İlkerin yaşgünü salı, kırılan gözlüğünün yerine yenisini, D&R dan bir dünya DVD aldık, kitaplara el süremiyorum çünkü okuyamıyorum!!! Nazlının bebeğine Nextten bi dolu tulum almıştım ama sonra tiny love oyuncağını alınca ve küçük hanım bi dolu tulumu olunca değiştirelim, Arcaya yazlık bişeyler alalım dedik ama bulamadık, Agoradakine bakacağız. Yorgunluğumuzu da gloria jeanste kafeinsiz mocha ile attık. Arca? kendisi bu süre zarfında mütemadiyen uyudu. sadece emerken ve altı değişirken nerdeyim ben bakışı attı o kadar!!! bu arada Özgür geçenlerde şehrimizdeki emzirme odalarını soruyordu. Forumdaki kullanım olarak rahat olmakla beraber çok kirliydi, emzirirken koltuklara sırtımı bile dayamak istemedim, bu biiiir. ikiii, kilitli değildi, nitekim tam gireceğim, içerde abdest alanları görmek sinirimi bozdu!! yani çok mu şey istiyorum bilmiyorum ama bence anahtar bir yetkiliden alınmalı, çocuksuzlara da anahtar verilmemeli.
Neyse... kısacası tatlı bir anneler günüydü...

çok tazeyim ama şimdiye kadar annelikten anladklarımı yazasım var...
annelik tamamen sabır işi, benim doğamda yok ama öğrenmeye çalışıyorum, ilker sağolsun bana çoook yardımcı oluyor.
şimdilik annelik uykusuzluk ve yorgunluk... kendinden vazgeçmek, başka bir bireyin mutluluğu ve rahatı için kendi ihtiyaçlarını yok saymak... ve bunları karşılayabildiğinde sanki imkansızı başarmış gibi hissetmek.
fedakarlık hem de çok.
mutluluk, bir gülümsemeye canını verebilecek kadar sevinmek ve tüm yorgunluğunu bir anda unutmak.
annelik çok yeni çok farklı benim için... arca büyüdükçe neler değişir, ne kadar değişirim bilmiyorum, bildiğim tek şey iyi ki anne olmuşum, sevdim ben bu işi:)
herkese kocaman sevgiler, mutlu günler...

13 Nisan 2009 Pazartesi

Haftasonu


Arcayı dünyaya getiren doktorumuz Gülnur teyzemiz bize bebek ziyaretine gelmek istedi, dedim olmaz yemeğe gelecek. İlkerin annesi de yardımcı oldu, 2 kap zeytinyağlı getirdi, cumartesi akşamı yemek olayını atlattık. Tabii hep beraber olunca 10 kişiyi bulduk. Üstüne sular da kesilince tam oldu. Islak mendiller sağolsun. Bir de 3 gündür bir tracy rutinini yakalamışken etraftaki insan kalabalığı Arcanın uyutmadı, yani tam tuz biber!! Öyle yorulmuşum ve bunalmışım ki pazar sabah ilker kahvaltıda ne hazırlayayım diye sorduğunda hadi dışarı gidelim dedim. Arca bu arada ilk memeyi emiyordu. Bu cesaretime şaşıran İlkerle hemen bir durum değerlendirmesi yaptık. İlk memenin ardından ilker gaz çıkarırken Yeliz lenslerini takar, pantolonunu giyer, vakit varken arcanın çantasını hazırlar, sonra ikinci meme emilirken ilker giyinir, çanta hazırlığına devam eder, bu arada arkadaşları arar. Sonra hop arabadayız. İnanılmazdı ama bu kadar spontane gelişen bir plan tıkır tıkır işledi ve 6 kişi toplanabildik. Taaa Güzelbahçeye gittik, mekan yine Gizli Bahçe. Tıklım tıkış olmuş ama güneş öyle tatlıydı ki ben de arca da az buçuk bronzlaştık. İnsanlıktan çıkmış bir şekilde kahvaltı ettim. Arkadaşlar sen hamileyken bile bu kadar yemiyordun dediler. Haketten öyle b.kunu çıkarıyorum bazen. Süt yapacam diye kendime kalori yapıyorum. Sahilde 1 saat yürüdük, sohbetler ettik, keyif yaptık. Tüm bu süre zarfında Arca arabada 2 defa emdi, altı değişti, hayatından o kadar memnundu ki, ya burası neresi, biz napıyoruz bile demedi. Oksijen sarhoşu Arca günün geri kalanını da sakin geçirdi. Akşam maçta kuzen vardı, sonra hamile komşum Nazlı ve Umut geldiler, akşamı böyle bitirdik. Nazlıya Tracy Hogg kitabı hediye ettim, bilmiyormuş, aman dedim pek iyi bir kitap doğurmadan önce okumaya başla. İkimizde de Chicco burun aspiratörü vardı, Arcada hiç işe yaramadı, doktorumuz Otribebeyi önermişti, kendimize alırken Nazlıya da almıştık bi tane. valla süper, hüüüp diye çekiyor sümükleri, sonra gelsin derin nefesler, rahat emmeler, uykular...

Anne Notu: Pazartesi öğle uykusunu balıklı dönencesine bakarak ve kendi kendine dalarak uyudu!!! YEAY!!! ve akşam banyosunda tartıldık, 4690 gr. Yani bir haftada 290 gr almışız.

23 Mart 2009 Pazartesi

Pazar günü kabusu

O ne gündü öyle!! Bu defa benimkinin yanında Arcanın huysuzluğunun pek önemi kalmadı. Geceyi iyi geçirmemize rağmen sabah 5 buçuk seansımızda uykuya direndi velet. Hıçkırık tuttu vs... Sonra bir şekilde uyudu ama bende acayip bir halsizlik peyda oldu. Feci ishal olmuşum. Haliyle bünye bu kadar yemeye ve tatlıya alışkın değil, iflas etti sonunda. Elektrik süpürgesinin sayesinde İlkerle karşılıklı süper bir khvaltı yaptık. Arcayı emzirdikten sonra hadi dedim uyuyayım ki sabahı telafi edeyim. Ama uyumaya kasınca uyuyamıyorsun. Uyuyamadıkça gerildim, gerildikçe uyuyamadım. Vakit ilerledi, Arca da uyandı, hadi yeni bir seans. Ama sonraki 2 defada da uyumayınca İlker hadi dedi sen yat ben ilgileneyim. Bu arada öğle yemeği yemediğimi farkettim. Bir şeyler atıştırırken Arcanın mızıldanmaları kulağımda, bir taraftan da tansiyonum düşer gibi oluyor. Yani halsizlik devam. Yatağa gittim, İlker de Arcayı uyuttu uyutacak. Yatakta başladım ağlamaya. Ama tutamıyorum kendimi nasıl bir ağlamak. Özlemin lohusa cinleri bizim eve uğramış gibiydi. İnanılmaz sıkılmıştım. İşte asıl sebep buydu!! İlker dedi ki giyin gidiyoruz. Arcayı emzirdim. Attık ana kucağına, doğru arabaya. AVM lere gitmek istemiyorum, mikrop yuvası hele ki yağmurlu bir pazar günü!!! Alsancaktaki Kahve dünyasına gidelim dedik. Geniş geniş otururuz. Sonra aklımıza CHP mitingi geldi. Anarşik solcu babane mitingte biliyoruz, aradık yollar nasıl diye. Iııh dedi, gelmeyin buralar pek fena. Sonra döndük, sahilden devam ettik. Dışarda yağmur kıyamet Arca arabada uyukluyor, Allahım nasıl güzeldi. Sonra İlker Agora Starbucks tan kafeinsiz mocha kaptı bana, eve yollandık, pıtır pıtır yağmur sesiyle. Hiç kendimi bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum. Halsizlik de kalmadı. Meğer uykusuzluk, ishal filan bahaneymiş, gönül dışarı çıkmak istermiş, kahve kayfi yapmak istermiş. Hergün montunu giyip balkondan akıp giden hayatı karşıdan seyretmek yetmiyormuş. Karar alındı artık canım sıkıldı mı atacağım Arcayı arabaya, İlker olmasa bile çıkacağız dışarı. Hem haftaiçi market - AVM gibi kapalı mekanlar da daha tenha olur gönlümüzce gezeriz, hem de Arca üşütecek diye korkmam.
İlker defalarca çık gez demesine rağmen ben hep aman uyanır, aman acıkır diye cesaret edemiyordum. Artık biraz daha kendime bakmalıyım, moralimi yüksek tutmalıyım, pazar gününün bana öğrettiği işte bundan ibaret!!!

22 Mart 2009 Pazar

Kilo takınıtısı olan kadın : Yeliz

Kilo takıntısı olan bir kadınım ya, hani kendim için ince olayım derdi neyse Arca için dombili olsun derdi o!! Hele ilk hafta 350 gr verince tırlattıydım. Sonra da sütüm yarıyor mu, Arca kilo alıyor mu mızmızlanmaları başladı. İlker soruna çözümü buldu ve gidip bebek tartısı aldı bize. Şimdi her 2 günde bir kilosunu kaydediyoruz. Ne kadar emdiğini bile tartıyoruz. Şöyle: Önce aç Arca alınıp tartılır, emzirilir, sonra tekrar tartıya konur ve kaç gr emdiği görülür. Evet komiğiz ama napalım içtiğimiz still tee ler, vitamaltlar, kompostolar noluyor bilmek lazım. Şimdilik 4 günde 160 gr almışlığı oldu. Doğum kilosunu çoktan geçti. Yani benim içim biraz rahatladı. Tabii doğru yolda olup olmadığımızı doktor söyleyecek.
Tabii ki anne sütünden yana bir insanım ama doktor mama takviyesi yapın derse, ve bebişin iyiliği içinse anne sütünde fütursuzca ısrar edecek değilim. Yani bu olasılığa hazırlıyorum kendimi.

Peki doğumdan bu yana geçen 26 günde anne ne yapmış derseniz... 65,5 kilo ile (tam +15 kilo) doğuma girmiştim. bugün itibari ile 56,3 kilo olmuşum. 9 kilo!!! bu kadar hareketsizliğe ve yemeye rağmen iyi haber!!! İlk hafta tartılmıştım, sonra sevgili Özgürün pantolon postu ilham verdi ve erken ama deneyeyim dedim. Tabii 36 bedenlerin ve XS üstlerimin uyması mümkün değil ama 3-4 aylık hamileyken aldığım 38 beden pantolonlar tamam. Pek güzel görünmüyorlar ama en azından bundan sonra popomdan düşen hamile pantolonlarını giymek zorunda kalmayacağım:) Hazirana kadar eski kiloma dönüp eski tuvaletimle Zeyneplerin düğününe gitme derdimdeyim yani kaldı 6 kilo:)
Hadi hayırlısı...