Özel olarak tanıdıklarım haricinde - onlarla sık sık haberleşiyoruz - sessiz takip edenler, dua edenler... nasıl mutlu oldum anlatamam.
Öncelikle kesin teşhisin hala konamadığını belirteyim. Yarın ciddi sonuçlar alınacağını umuyorum.
Hayat dışarıda akıp giderken, biz de burada düzen kurduk gibi.
Önceleri kabullenemedik, kızdık, çemkirdik, isyan ettik... Ama Arca için burası şimdilik en iyisi başka yolu yok. Bu diyardan gidemeyeceğimize göre bu deveyi güdeceğiz.
Kısacası Arca'nın akciğerinde 4 cm'lik kocaman bir kist var. Ve bu kistin sebebi bilinmiyor. Daha doğrusu kesin bilinmiyor, araştırılıyor. Hem burada hem de özel doktorlar arasında bizim vakamızın çok ilginç olduğu tartışılıyor. Özeldeki doktorlar, vakanın sonucunu da bildirin merak ediyoruz demişler Arca'nın özel doktoruna.
Hastanede hergün bir aslında...
Sabah 9 ilaç saati... Aynı zamanda çizgi film saati.
Sonra koridorlarda geziyoruz, swing car almış dostlar bize, ben de biniyorum. Alet kırılacak yakındır.
Odayı temizleyip avalandırma, iyice yorulduktan sonra öğlen uykusu.
İlker her öğlen mutlaka benim için geliyor. Ümit abla odada Arca'nın uyanmasını beklerken biz İlkerle hava almaya çıkıyoruz. Muhteşem 1,5 saat. Yarı kapalı ceza evinin günlük hava alma saati.
Üçte tekrar ilaç saati.
Sonra yine koridorlarda kudurmaca.
Akşam saatleri artık Arca dellenmeye başlıyor. Sıkıntıdan patlıyor.
Kitap? Zinhar okutmuyor. Resim, hamur gibi aktiviteler nanay... Çizgi filmin sadece hastanede gösterildiğini o kadar iyi işlemişiz ki vaktini başka şeylerle harcamak istemiyor, nasıl olsa eve dönünce çizgi film yok!
Akşam 9'daki uzun ilaç saatinde genelde uyuyakalıyor.
Ofisi buraya kurdum. Geceleri Arca uyuduktan sonra kahvemi alıp çalışıyorum. Geçende birtoplantıya tuvalette katılmak zorunda kaldım. Konferans görüşmeye sifon sesi karıştı. Zira Arca beni kesinlikle bırakmıyor.
Rutini bozanlar...
Gün aşırı bazen her gün tıkanan damar yolunun açılması (ilk günler Arca'nın damarlarını 8-10 seferde bulamayan hemşireler ve her defasında fenalık geçiren anne kişisi için artık bu prosedür sıradanlaştı. Hatta kendime güveniyorum, ben bile damar yolu açarım.)
Ziyaretçiler ve sürpriz hediyeler (tekrar teşekkürler Elfana, Elif, Nil, Hülya, Hilal, Özge, Tuğçe, Esra Özlem, Yasemin, Hayat, Başak)
Teşekkürler Alpi ve Elfanam!
Alpi, sen nasıl bir çocuksun, çocuk yüreğinle en sevdiğin oyuncağını paylaşıyorsun.
Fotoğrafını çekemediğim ama bayıldığım bir kart da Ela'dan geldi. Kendi gibi kuzu yapmış.
Akşam saatleri kuduruğu Arca'dan pozlar...
Görüldüğü gibi hiç bir klinik problemi yok! Koşuyor, oynuyor, zapt etmek mümkün değil. Önceden görmemiş doktorlar ziyarete geldiğinde "iyileşmişsin sen" diyorlar, halbuki Arca hiç hasta gibi değildi ki!
Neyse...
Sadece iyileşmek için, sonucu öğrenmek ve bir yol çizmek için dua ediyoruz. Hastanede olmak yeterince kötü bir de ne zaman çıkacağını bilememek daha da kötü.