11 Temmuz 2012 Çarşamba

Dans ... dans ... sabaha kadar dans!

Muhterem kocama nikahı basar basmaz soluğu pistte alıp tüm gece de pistten inmeyen gelin bendim! İlker’le işim bitmişti, şimdi eğlence zamanıydı. Dans etmeyi seviyor olsaydı da o da benimle dans etseydi, sevmiyor adam zorla mı?

Düğün çekimimizde zaten açık ve net görülüyor, gelinle damat hemen hiç bir araya gelmemiş. Gelin göbek atarken damat bir köşede arkadaşlarıyla içiyor. Zavallı kameraman bir beni bir onu çekeceğim diye nevri dönmüş. Duvak uzunmuş, millet basarmış, hiç tınmadım, koluma doladığım gibi devam!
“Nikahı bastım adamı kafesledim” tribi değil, hep böyleydim ben. Belki ablam gibi çocukken “dans olacağım büyüyünce” demiyordum ama sağlam bir masa üstü döktürme mazim var. "Kapı gıcırtısına oynarım" çok klişe geldiyse, "arabada ayaklarım sabit belden yukarısı ile bile dans edebilirim" ifadesiyle tavsir edeyim.
Muhterem kocamla katiyen örtüşmeyen özelliklerimizden biri de bu işte. Dans etmiyor adam! Sevmiyor katiyen! Laf aramızda sevse de toplum içinde dans etmesini istemem, bütün samimiyetimle söylüyorum, yaradan bu meziyeti dağıtırken kocamı es geçmiş. Sağlık olsun. Ben onun yerine de dans ederim.

Diyordum ki… Kafama dank etti! Üç sene beş sene değil ki kardeşim bu bir ömür. Şimdi bu adamla ben ömür geçireceğim ama düğün dernek katiyen piste adımını atmayacak. Ee ortamın delisi gibi ben tek başıma mı dans edeceğim? Hadi samimi ortamlar bana alışkın, samimi olmadığım ortamlarda ne edeceğim? Hadi bakalım!

Var ya, çözümü uzakta aramaya lüzum yok. Otuzundan sonra adama dans etmeyi sevdiremeyeceğime göre prototipi ile iş göreceğim. Kardeşim biz bu çocukları niye yaptık? Etin sütünden faydalanacağız elbet. O da bir zahmet sütünü, gecesini gündüzünü esirgemeyen anasından bu fedakarlığı esirgemeyecek Allahın izniylen! Amin!!

2 yorum:

Fatma dedi ki...

He valla iyi düşünmüşsün e peki Arca gönüllü mü bu göreve:)

gulsenz dedi ki...

Bende ALlah bir benim kocami es gecmis zannediyordum :))