Daha az düşünenlerin neden mutlu olduğunu anlayabiliyorum.Az düşünce, az kuruntu, az yorgunluk (çünkü kafa yorgunluğu hiçbir şeye benzemez…)
Korkunç bir Cuma günüydü. Akşam son yılların en şiddetli mide ağrısı geçmek bilmedi, ben diyeyim reflü sen de gastirit. Ama Cumartesi Arca ile çok keyifli bir gün geçirdik. Piyano dersinden sonra gezdik, alışveriş yaptık, yemek hazırladık, Atlas Çocuk dergisinin verdiği çıkartmalı Türkiye haritasıyla uzun vakit geçirdik. Hangi yörenin nesi meşhurmuş, sor Arca’ya anlatsın. Truva atının hikayesini defalarca anlattırdı. Digiturk’ü tamire gelen abiler de Arca’nın sorularından nasibini aldı, biri Karslıymış, sınır köyünde yaşarlarmış, Ermenistan’ın dibi, iki halk birbirine el sallarmış, düşün o kadar yakın. Arca’nın çok ilgisini çekti.Önünde harita elinde yer küre, hiç bitmeyen sorular, meraklar meraklar… Gezgin mi olacak acaba, ne olacak çok merak ediyorum.
Boktan bir düzende, boktan bir memlekette yaşıyoruz ama insan çocuğu oldu mu, iyi ki doğurmuşum lan diyor! İyi ki…
Çocuk deyince...
Cumartesi akşamı, İlker yemek, ben salata yapar iken facetime üzerinden arandım. Ay bunu kullanmaya da hiç alışkın değilim… Bir baktım karşımda Elvan, Tuba, Gülayşe… Nerden baksan üç aydır buluşamadık İstanbulda.Meğer Gülayşe hamileymiş yav… Mutlu haber!! Kadeh kaldırdık çünkü her çocuk mutluluktur…
Arca uyuduktan sonra İlker’le uzun uzun sohbet ettik, iyi geldi be bacım. İnsan evlendiği kişiyi aşk meşk münasebeti bir yana iyi anlaşacak, sohbeti çekilecek türden seçmeli… Düşünsene bir ömür katlanamazsın, osurduğu batar yav. Neyse ki bizim o noktada engin bir rahatlığımız var…Anneannem rahmetli "Allah eşinizden işinizden güldürsün" diye dua ederdi bize,ne güzel dua… Ananı, babanı, kardeşini, çocuğunu seçemeyebilirsin ama eşini, işini seçiyorsun, ya yüzünü güldürmezse elin oğlu? Eş değil hayat seçiyorsun aslında...
İşte o hayat, Pazar günü pazara giderken peşime takıldı, hem de yer cücesiyle birlikte.
Geçen haftaki kadınlık üzerime yapışmış olacak, bir on kilo daha domates yaparım demiş bulundum kahvaltıda, baktım hazırlanmışlar,geliyorlar… İyi hadi dedim, çıktık. Kavanozlar, domatlar alındı. Tabii bu ikisiyle alışverişe çıktın mı kaçarı yok bütün meyvelerden alınıyor eve. İyi hadi aldık, yer cücesi meyve tabakları haşlanmış mısırlarla gün boyu hiçdurmadan beslendi. Sahi küçük bir çocuk ne kadar yiyebilir yav, bu adam benimle yarışıyor…
Domatese girişeceğim, İlker "ben de", dedi… Allah biliyor ya mutfağa gönüllü müdahil olmasına acayip seviniyorum. Zira Arca cücesi "erkek adam ev işine yardım etmez" gibi bir kodla büyümeyecek. Nitekim bir süre sonra baktım, pıtı pıtı gelmiş, "size yardım edeceğim" diyor. Domatesleri yıkama görevi kendisine verildi, donuna kadar ıslandı ama ondan mutlusu yoktu.
Açık konuşayım benden de… Yan yana dip dibe çalışıyoruz, hiç konuşmuyoruz, belki arada "kaynar suda ne kadardır duruyor" gibi bir soru cümlesi çıkıyor ağzımızdan, o kadar… Tıkır tıkır işliyor düzen. Tıkır tıkır çalışıyoruz. Herkes biliyor üzerine düşeni ve bir ahenk içinde tamamlanıyor adım adım… Arada yer cücesinin soruları da olmasa dakikalarca konuşmadan işleyecek ellerimiz. Ve ne oldu bil bakalım, bütün haftanın yorgunluğu, sıkıntısı, stresi doğradığım domateslerin kokusuna karıştı gitti.
İş bittiğinde yorgunluktan ayaklarımı ve sırtımı hissetmiyordum ama başımın ve midemin ağrısı geçmişti. Balkonda, akşam yemeğinden kalma yarım kadeh şarap, üzerimde hala domates lekeli önlük, başımda yemeni, sırtımda şal ve kulağımda Jehan Barbur’dan şarkılarla öylece oturmuşum…İlker’le Arca maç izlerken bitmekte olan hafta sonunun bulutlu göğünü seyredalmışım. Şükür.
Bu da instagram’dan görmemiş olanlara gelsin; Arca maç yorumlarını izleyeceğim inadıyla uyuyakalırken…
14 yorum:
Yerim o böcüğü ben! Bitiyorum bu uyuma hallerine bu oğlanın! :)
bu yeni cikmis:
http://jehanbarbur.com/yeni/sizlerhicyokken/
bu arada, ben su anda bekarim (siz benden kucuksunuz buyuk ihtimal)....coluk cocuk torba torun tee nerde durumlarindayim:) ama arca ile maceralarinizi okuyunca "ulen, herseyi beceren ustelik zevk alan insanlar da var demek ki mumkunatli" diyorum..bence siz benim rol modelim olun:) yani ben olye karar verdim..eh simdi tek detay uygun adam/damat/insan bulmaya kaldi..keske o beni bulsa da ben oyle hoopp diye hazira konsam..hersey cabucak olsa :) kimbilir belki de Allah esimizden de isimizden de guldurur :)
ben de çok gülüyorum yav:)
@adsız;
evet biliyorum o albümü dinlemekteyim, şahane:)
@adsız,
inşallah allah gönlünüze göre versin. Tabii her şeyi becerme konusuna maalesef katılamayacağım, zira o hiç olmuyor, amannn olmasın be boşver:)
Ne güzel yaa, benim bile içim huzurla doldu imece usulü domates kısmında. Muhabbetiniz, neşeniz, huzurunuz daim olsun.
Bedensel iş yaparken kafa da serbest uçuşa geçiyor, hem bir sürü şey düşünüp hem de hiçbir şey düşünmüyorsun, kafa temizleniyor güzel oluyor :)
Yav ben o kaynar su vaziyetini bi tutturamadım, öeehh deyip normal usulde soydum tek tek, canım çıktı tabi :( Siz nasıl yapıyorsunuz, kaynar suda ne kadar bekliyor? Püf noktasını deyiversene, daha bunun bi tur daha uğraşması var :) Ailecek işe girişmenize de bayıldım bu arada :)
Bilge
çok teşekkürler:)
o sivri domatları popolarından artı şeklinde çiziktiriyorum, sonra da kaynar suda 5-7 dakika arası bekletiyorum. Bazen kabuklar bızt bızt diye soyulmuyor o zaman da bir defa daha atıyorum:) ama fazla da bekleyince püre gibi oluyorlar iyi olmuyor, en ideali 5-7 dk arası. ben br de kabukalarını da sonra ayrı bir tencerede az su ile kaynatıp önce blendırda bızlatıp sonra süzgeçten geçirerek domates suyu yaptım. sonra çorba vs... bir şeyler yapacağım.
Allah muhabbetinizi hiç bozmasın :) Adile
kıskanılıyorsunuz :) herkesin böyle güzel ailesi olsun...
Çok şanslı bir kadınsın bence.. :))
Masallah !!! tu tu tu!!! butun haftasonlari bu tatta gecsin herkesin. cocuklar saglikli olsun, esler hos muhabbetli! bize bu yeter artar bile
masallah! bir huzur geldi ustume yeliz.
sizinle yakin oturmak istiyorum ben ya
Yorum Gönder