3 Eylül 2014 Çarşamba

Sonbahar sizin olsun.

Akşam rüzgarlarının serinliği geçicidir dedim ama yok geçmiyor, Eylül 1 dedik bizim pencereler birer birer kapanmaya başladı. Sonbahara direniyorum.  Bu yaz çabuk mu geçti ne? Üstelik öyle iyi filan da geçmedi. Biz kendimize şükür nefesleri bahşettik, o da hepi topu birkaç güzel an… Gerçi mutluluk dediğin an değil de nedir?


Geçen hafta bir İstanbul’a gittim, birkaç güzel insanla sohbet ettim, biraz da İstanbul'da yaşamaya devam ediyor olsam ne yapmakta olacağımla ilgili beyin jimnastiği yaptım, sonra şu anda ne yaptığımla ilgili kafa patlattım ve dağıldım. Öyle dağıldım ki, yine notlar almaya, listeler,  defterler dolusu planlar yapmaya başladım. Baktım gerçekler can sıkıcı, daha can sıkıcı başka bir şeyle – çalışmak – vaktimi doldurmaya başladım. Sanki ömür dediğin doldurman gereken bir vade. 

Ne sankisi lan resmen öyle! Vademiz dolacak ve öleceğiz! 

Vallaha hiç şaşırma arkadaş! Sana bu blogda sonsuz iyimserlik vaat etmedim.

Günlerim bu ara, sabah kalk, on iki tur güneşe selam eyle (Allahtan bu var hayatımda!), giyin, çık, sen tertemiz hazırlanmış iken, milletin ter kokusundan kusacağın bir metroya bin, oturama (zira belediyenin sözüm ona çözümü sayesinde toplu taşıma bir tarafıma benzedi) in metrodan, otobüs bekle (hayır bisiklete filan da binmiyorum, artık içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor) otobüs beklerken biri yanına gelsin döt kadar yarı kapalı durakta sigara içsin sabahın köründe, otobüse bin, ofise git, it gibi çalış, akşam otobüsü kaçır, boktan bir dolmuşta bir konserve kutusunun içindeki sardalyeler gibi savrula savrula metro durağına gitmeye çalış, metro bozulsun, on dakika bekle, sonra insan istifinden bir kavga patlasın, sen tüm bu hengamenin içinde iki satır okuyacağım diye debelen… Bu saydıklarım arasındaki tek olumlu şeye iki satır kitaba sarıl, aman elinden kaymasın…


Ama dedim ben, sonbahar sevmem, kış sevmem, sonbaharın gelişini kutlayamayacağım, kimse kusura bakmasın. Serin rüzgarlar, sonbahar yaprakları ve eylülle ilgili her şey sizin olsun.

Ben hayatımı istiyorum. 

8 yorum:

Gulcin dedi ki...

biliyorum ben bu hali...
hani bir zaman yazmistim bazen kendimi bir hamster gibi hissediyorum diye. hah iste tam buna benziyordu hislerim.
bir an once gecsin umarim.
Seni cok operim

yeliz dedi ki...

gülçin ya gelsene sen? Hani gelecektin eylülde. Eylülde gel gülçin, eylül tam sana göre, hem buralar da tenha bak:) gel sen gel eylülde gel, eylülün çekilecek bir sebebi olsun. Sebebim ol gülçin:)))

Gulcin dedi ki...

geliyorum!
yarin aksam hem de :) Haftasonu yokuz dugun var ama haftaya cesmedeyim. gelirseniz ahberleselim mutlaka :)

yeliz dedi ki...

Süperrrr:) biz yarın akşam çeşmeye gidiyoruz:/ pzt döneceğiz izmire. İzmirde hiç kalmayacak musın? Ne zaman geri döneceksin?

www.macerakitabim.com dedi ki...

Sonbahar hemen geçsin o zaman, kışı atlayalım, bahar gelsin, senin olsun.
Kimselere gül bahçesi vadetmediğin doğru. Demek başka yerler, başka şehirler de aynı. Bense sadece İstanbul b*ktan zannediyordum. Hep dönüp dolaşıyorum, aynı yere ben de varıyorum. Akşam eve geldiğimde neden bu kadar anti-sosyal bir insan olup, insanlarla görüşmek yerine kitap okuyup durduğumu soruyorum kendime. Kitap okumayı elbet çok seviyorum ama diğer yandan konuşacak ne kadar insan kaldı ki etrafta?
Uyduruk sosyal statülerin peşinde tuhaf insanlar topluluğu olduk. Dün akşam sitede yürüyüş yapayım dedim,-zira yürümek ve okumak iyi geliyor ruh halime-, site içinde yan yana geçerken birbirlerine giren insanlara denk geldim. Sahiden ha! Köpek yüzünden birbirlerine girdiler. Güvenlik ayıramayınca bunları, polis geldi :) şaka gibi değil mi? Gece saat 10'da :)
Yeliz ruhunu karartmadım inşallah :) En kısa zamanda geçsin diyorum iç sıkıntın. Yine gülümse.
Öperim

Gulcin dedi ki...

bir tek Cuma izmirdeyim cunku cumartesi sabah 7de ucak. Ay resmen iskence :) Obur haftasonu da Cumartesi Pazar (oglene kadar) cesmedeyim. Yine gelin :) Bu arada telefonumu mesaj atayim sana :)

yeliz dedi ki...

yok be ya kararmışım zaten:) evet ben de bu aralar kitaplara sığındığımı fark ediyorum. Ergen kızlar gibiyim, asosyal kafa kitaba gömük:) bazen canım hiçbir şey yapmak istemiyor. ondan hep bunlar bu ara amaçsızım:(

Bezen Hindistan dedi ki...

Aaa bisiklete binmiyorum ne demek, o kadar arastirdin, aldin. Sonbahar en guzel zaman hem bisiklet icin. Vaktim yok bahanesinin ardina sonuna kadar siginan biri olarak 'bak ne guzel ise bisikletle gidiyor, sen de ogren sen de git' diye motive ediyordum kendimi (bisiklete binmeyi bilmiyorum evet, bohuu), yikma hayallerimi:) Sevgiler:)