14 Mayıs 2009 Perşembe

hastayım

geçen gece arcanın kaka sancıları tutunca, oturdum yatağının yanına elinden tuttum, hadi oğlum ıkın da çıksın kakalar derken uyuyakalmışım, halının üzerinde. sabah boğaz ağrısıyla uyandım. halsizlik geldi peşi sıra. fena üşütmüşüm kısacası. dün bütün gün arca uyusun uymasın ben emzirdikten sonra uyudum, iyi ki ümit abla vardı. akşam babamın yaşgünü ve annemin geçmiş anneler gününü kutlayalım dedik halsizlikten eve zor geldim. hala burnum akıyor.
mikrobik bir durum olmamasını ve arcaya geçirmemeyi umuyorum ama bilmiyorum. dün hiç süt sağamadım, bu durum canımı sıkıyor. üzerimde sürekli soğuk terler ve kimi zaman da titreme, burası şifayı kaptı, tutabilene aşk olsun.

diğer taraftan arca pek sevimli bu aralar. sabah şekeri mübarek, sürekli gülüyor. Aslında kendisi 1 haftalıkkenden beridir gülüyor ama son zamanlarda artık tepki gülüşleri olmaya başladı. Oyun halısında nerdeyse 1 saat hiç sıkılmadan takılabiliyor, aslana gıcık mı seviyor mu anlamadım, gözü hep üstünde. bir taraftan da ördeğe vurup duruyor. zürafaya karışık hisler beslediği belli, ara sıra göz ucuyla bakıyor. konuşunca cevap vermeye çalışıyor, çabuk konuşacak galiba:) banyolarımız neşeliden çok temkinli, "tamam sularda oynamayı seviyorum, sesimi de çıkarmıyorum ama dikkatli tutun beni suya kayar gidersem tepelerim sizi" bakışı hiç silinmiyor yüzünden. Akşamları zor uykuya dalıyoruz bu aralar, ara sıra da gaz sancısı ve zor kaka gündemde.


neyse gidip biraz süt sağalım, çalışma günleri kapıda, bebişime süt lazım.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

ilk anneler günü

dedim ki ilk anneler günümü oğlum ve ilkerimle geçireceğim. bu yüzden annemlerin yazlığına gitmedik. o zaman annemin annemin anneler günü olacaktı. izmirde olsalar ziyaret edilirdi muhakkak ama yazlık tüm günü alıp götürecekti. bencillik yaptım biraz:)
çok fazla seçeneğimiz vardı aslında ama ben bi dolu ihtiyaçlar yüzünden alışveriş merkezine gitmeyi tercih ettim, açık havalısından Foruma gittik. yaklaşık 4,5 saat takıldık orada, 38 bedene mıhlanan anneye zeyneple tufanın düğünü için elbise alındı, elimizdeki tuvalet koca memelerime olmuyor maalesef, bereket tanrıçası gibi hissediyorum. küçük siyah bir elbise edinmiş oldum, yıllarca giyebilirim, tekrar 36 bedene düşerdsem de daralttırabilirim. İlkerin yaşgünü salı, kırılan gözlüğünün yerine yenisini, D&R dan bir dünya DVD aldık, kitaplara el süremiyorum çünkü okuyamıyorum!!! Nazlının bebeğine Nextten bi dolu tulum almıştım ama sonra tiny love oyuncağını alınca ve küçük hanım bi dolu tulumu olunca değiştirelim, Arcaya yazlık bişeyler alalım dedik ama bulamadık, Agoradakine bakacağız. Yorgunluğumuzu da gloria jeanste kafeinsiz mocha ile attık. Arca? kendisi bu süre zarfında mütemadiyen uyudu. sadece emerken ve altı değişirken nerdeyim ben bakışı attı o kadar!!! bu arada Özgür geçenlerde şehrimizdeki emzirme odalarını soruyordu. Forumdaki kullanım olarak rahat olmakla beraber çok kirliydi, emzirirken koltuklara sırtımı bile dayamak istemedim, bu biiiir. ikiii, kilitli değildi, nitekim tam gireceğim, içerde abdest alanları görmek sinirimi bozdu!! yani çok mu şey istiyorum bilmiyorum ama bence anahtar bir yetkiliden alınmalı, çocuksuzlara da anahtar verilmemeli.
Neyse... kısacası tatlı bir anneler günüydü...

çok tazeyim ama şimdiye kadar annelikten anladklarımı yazasım var...
annelik tamamen sabır işi, benim doğamda yok ama öğrenmeye çalışıyorum, ilker sağolsun bana çoook yardımcı oluyor.
şimdilik annelik uykusuzluk ve yorgunluk... kendinden vazgeçmek, başka bir bireyin mutluluğu ve rahatı için kendi ihtiyaçlarını yok saymak... ve bunları karşılayabildiğinde sanki imkansızı başarmış gibi hissetmek.
fedakarlık hem de çok.
mutluluk, bir gülümsemeye canını verebilecek kadar sevinmek ve tüm yorgunluğunu bir anda unutmak.
annelik çok yeni çok farklı benim için... arca büyüdükçe neler değişir, ne kadar değişirim bilmiyorum, bildiğim tek şey iyi ki anne olmuşum, sevdim ben bu işi:)
herkese kocaman sevgiler, mutlu günler...

8 Mayıs 2009 Cuma

hareketli günler

Çarşamba...
utanarak söylüyorum ki arcayı 1 haftadır yıkayamıyorduk. geçen hafta aşı sonrası 3 gün banyo yaptırmayın dediler, iyi pazartesi yaptırırız. artık arcanın elleri tükürük, gıdısı yanakları kusmuk kokmaya başlamıştı. ara sıra gülsuyuyla silmek yetmiyor ki. pazartesi oldu, ilker istemiyorum banyo yaptırmak dedi. allah allah benden çok o heveslidir halbuki. meğer doğumgünümü unutan dostlarla bana sürpriz parti hazırlamışlar. O gürültüye arca bir güzel uyudu, biz de parti yaptık:) tabii banyo yattı. salı ilkerin annesi rahatsızlandı, ona gidelim dedik, banyo yine off!!
1 ay öncesinden randevu aldığımız işitme testimiz vardı. aman bebeği burda uyutucaz uykusuz getirin dediler, canım çıktı uyutmamak için, ümit abla arabada tüm şaklabanlıklarını sergiledi. sonra emzirip teste soktuk, bir kulak bitti, öbürüne geçtik. kulak kirlerinden utandım valla. arca da uyandı üstüne! allahtan sakin bir çocuk, uyanık olmasına rağmen izin verdi teste. akşam bir güzel hazırladık banyosunu, artık çitileyeceğim bebişi:) telefon!!

perşembe...
geçen hafta artık ümit ablanın da işe başlaması ile birlikte rahat bir nefes alarak iş maillerime bakmaya başlamıştım. tabii doğumun hemen öncesi ve sonrasında devam eden telefonları saymıyorum, onlar ayrı.. genel müdür mail atmış, teskon fuarı için izmire geldiğimde ziyaret etmek isterim diye. aman pek sevindim, hatta şaşırdım. kendileri bekar ve de çocuksuz birisi olarak bebek ziyaretine gelen insan portresi çizmez pek. ama tam hangi gün demedi. işlerimin bir kısmını devrettiğim arkadaşım hakan yarın gelicez dedi, hem de 10 buçukta. bari öğleden sonra olsun, ümit abla arcayla ilgilenir dedim ama kırmak da istemedim, koskoca genel müdür vakit ayırmış:)
Allahtan biz arcayla uyurken ümit abla evi biraz silmişti. ben sadece etrafı düzenledim. ama ikramlık yok tabii. Arcayla göztepeye indik, kurupasta aldık, Arca uyudu, evde uyanmasın diye balkona koydum (bu bizim gündüz uyutmak için son numaramız), misafirler geldi, Arcayı göstereyim derken uyandı ama hiç mızıkçılık yapmadı. Genel müdür süt izniyle ilgili alternatiflerinizi sunun değerlendirelim dedi. Ücretsiz izin gibi bir lüksüm yok ama sıradışı öneriler var aklımda (bugün Hülyayla da paylaştım) bakalım... öğlen elinde mercimek köfteleri ile annem geldi. Bu arada Arca uyumamakta ısrarlı! akşam 5 oldu hala uyumuyor. kısaca arca ogün hiç uyumadı. Gece de zor uyudu. yordu, yoruldu, hem de çok...

cuma...
hızlı bir güne uyandık. 7 de uyandığında henüz 1 saattir uyuyordu, İlkere dedim ki uyut onu, benim uyumam lazım, feci uykusuzum. uyutamamış ama bana da 1 saat izin verdiler:) sonra ananeye kahvaltıya gittik. sabah şekeri oğlum, dedeyi çıldırttı, acayip keyifliydi. ordan çıktık Alsancağa indik, Hülya ve tunasıyla buluştuk, insan 40 yıllık dostmuş gibi oluyor bir anda. ben daha önce blog yazarlarından hiçbiri ile görüşmemiştim, çok ilginçti. hem hakkında pek çok şey biliyorsun hem hiçbirşey. tuna acayip sevimli ki huysuz bir günündeymişiz. Arca bütün gün uyudu, sadece mothercare de emmek ve alt temizlemek için uyandı. hatta orada ortaokuldan arkadaşım özlemi gördüm, o da 9 aylık kızının altını değiştiriyordu. ben sürekli aman üşümesin pimpirikleri yaptım, hülya tam cool anne hiç takmadı valla, süperdi, allahım ben de böyle olabilecek miyim?? tunada arcanın 8 ay sonraki halini gördüm, şimdi de zor , sonra da ... ama sonrasının daha keyifli olduğu kesin:)
şimdi arca yine uyuyor... temiz hava çarptı galiba, bakalım gece nasıl olacak? ben? yorgunum ama tatlı yorgunluk, alsancak, hülya, tuna, gezmek, evden uzaklaşmak iyi geldi bana...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

başka olur ağaların pozu


keyifsizim... ilker arabanın anahtarını almış gitmiş, yedeği bulamıyorum. Arcanın sigorta formlarını yine kargoya veremiyorum, tadilattaki yüzüğümü alamıyorum. Dün sağabildiğim tek 50 cc lik sütü Arca içti. (iyi haber Avent biberonu aldı) Arca deli gibi emiyor ama sanki hiç doymuyor. Geceleri daha uzun süre uyusun derken sanki daha sık uyanıyor. Üstelik kakası da yoğunlaştı mı ne, canı çıkıyor yapasıya kadar. Sık sık emmek istiyor, süt sağmaya cesaret edemiyorum. Uykum var, uyuyorum dinlenemiyorum. İşyeri sistemine bağlanamıyorum. Maillerime bakamıyorum. Hava bir garip ne yağıyor, ne açıyor... hiçbir şey yapmak istemiyorum derken Arcanın fotoğraflarına baktım, geçen haftaki bu pozu beni az buçuk keyiflendirdi... Ağa oğlum benim, poz yapmış!!

1 Mayıs 2009 Cuma

dün uuuffff olduk bugün 31!!

dün sağlık ocağında 2. ay aşılarımızı olacaktık. Dört buçuğa kadar gelebilirsiniz dediler, tam popomuzu temizledik, emeceğiz zırt telefon aman arcayı çabuk getirin verem aşısı kapatılıyor, saat daha 3 bile değil, niye önceden söylemiyorlar diye diye gittik. bebişimin verem aşısı neyse de diğer ikisi öyle canını acıttı ve ağladı ki benim bile gözlerim doldu. Ki ben henüz 15 günlük bebeğimi sünnet ettirirken elinden tutup sakinleştiren bir damla gözyaşı dökmeyen kadınım!!! Allahtan emziremeden gitmişiz, hemen emmeye ve de sakinleşmeye başladı Arca. Sonra ateş düşürücü şurubundan içtik, hava da güzel hadi dedik göztepeye gidelim. Ne iyi oldu, bebişimin bebek yorganına yedek nevresim aldık, sonra penye yelek aldık, pek cici oldu. Kimse kırılmasın da (yani büyükler) yün yelekleri sevmiyorum ben, toplanıveriyor.
Eve geldik, anane dede gelmiş, arcayı sevdiler ama öncesinde arca 2,5 saat uyumuştu, gündüz rekoru!!! Aşıların üzerine şurup bir de temiz hava uyuttu galiba güzelimi.

Bugün benim doğumgünüm!! eskiden 1 hafta öncesinden kutlamalara başlatırdım, - zaten 1 Mayıs unutulabilir mi? - herkese hatırlatırdım bu sene unutmuşum:) ablam sana gelicez pasta kesicez deyince jeton düştü, yaşlanıyorum galiba. ne güzel sabah Arcayla birlikte kuaföre gittik, dediler ki fön sesinden irkilmesin, olur mu canım ne favori white noise u kendilerinin! Nitekim deli gibi uyudu. Her gören babasına benziyor galiba diyor, kıl oluyorum. Bir bebek annesini bu kadar mı inkar eder canım!!! YEğenim bana daha çok benziyor!! bkz.aşağıdaki foto!

Öğlen ablamlar geldi, pasta kestik, tabii mumları duru üfledi. Arca umursamaz biçimde uykuya daldı. Baktım emzirmenin üzerinden 2 saat geçmiş, ablama dedim ki ben süt sağacağım bu veleti de 1 saat uyutacağız, Mission Impossible!! Arca uyudu, anne de tam 105 ml süt sağabildi!!! Ben pompayı kullanmayı pek beceremediğimden olsa gerek şimdiye kadar rekorum 80 di. Tarihi attık, sonra da buzluğa!!! Arca arada mızmızlandıkça pışpışı bastık uyuttuk:)

İlker erken geldi, Arcayı annelerden birine bırakıp başbaşa yemek teklif etti. Doğumgünümü Arcasız kutlamak içime sinmedi. Onu da aldık, Mezzalunaya gittik, İtalyan yemeği yemeyeli sanki yıllar olmuş... Şaşılacak şey...Arca uyudu. Oradan çıkıp Joker mağazasına gittik ve kick and play oyun halısından aldık, hatta bir tane de Nazlıların bebeğine aldık, 50 YTL de hediye çeki verdiler. Bu arada Arca hala uyuyor... Bizim oğlanla sürekli konuştuğumuzdan bizi oyuncak haline getirmiş, hiçbir oyuncak kendisini enterese etmemeye başlamıştı. Arca ile arasında sadece günler olan Tuğçenin Durunun pek hoşuna giden bu oyuncaktan şimdi arcada da var. Öncelikle ayna ilgisini çekmiş gibi, bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek?

Arca sabah gülücükleri, güzel güzel uyuması ile en güzel hediyeyi verdi bana, halbuki en güzel hediye kendisiydi, haberi yok.

1 Mayıs benim doğumgünümden biraz daha fazla anlam taşıyor bu yıl... Çünkü Arcaya süt yetiştirmek için gece gündüz çalışan emekçi memelerim var artık:) Allah onlara güç kuvvet versin:)

Her doğumgünümün temennisi yine aynı... Tüm emekçilerin de bayramı kutlu olsun, olaylar çıkmasın, herşey bayram havasında olsun...

28 Nisan 2009 Salı

İlkler...


ilk sütümüzü sağdık!!!
ümit abla öğlen geliyor. Arcayı hıçkırık tutunca 13 seansını beklemeden 12 buçuk gibi verdim memeyi. niyetim hemen ikisini emzirip, uyutup bu arada ben de 1 saat filan uyuyup kalkıp sağıp sonra Arcayı tekrar emzirmek. Arcanın gündüzleri ne yapacağı belli olmuyor. neyseümit abla geldiğinde Arca uyumuştu, ben de yattım, kalktığımda Arca uyanmıştı, Ümit abla sen sağ sütünü ben oyalarım onu, uyuturum dedi. Sağdım ama arca uyumadı, bir de meme aranıyor, olmuş 2 saat! haydaaaa... ama uyku var belli, sardık sarmaladık çıkardık balkona, muhabbet dinleye dinleye uyudu hem de 2 saat. bu arada ben 1 lt su, tahin pekmez, still tee tükettim. Sağdığımız süt de 80 ml, bugünün tarihi ile birlikte buzlukta yerini aldı. Amacım hergün 1 defa gündüz 1 defa gece olmak üzere 2 öğün sağmak, böylece işe başşladığımda 60 öğünlük süt olacak. sonra da sağmalara ofiste devam edeceğim tabii.

Arcanın ilkleri bitmek bilmiyor, kendi yatağında uyumaya alıştı!!!
cumartesi gündüz birlikte girdik yatağa, ben oturdum, uyuyasıya kadar... sonra artık her gece yatağında, telsizden gak guklarını duyabiliyorum çok şükür. sadece biraz fazla hassas olduğu için her sese odasına gitmek biraz yoruyor. O yatağında uyumayı ben de telsizi kullanmayı öğreneceğim inşallah.

Geçen hafta hep çiş kaçtı bezden. Halbuki 6 kg a kadar kullanabiliyorudk?? son paketi de küçük 2 numara olarak almıştım, bir gecede 4 defa kıyafet değiştirince 3 numaraya geçtik. bizim velet biraz aktif olduğu için mini bezler kesmez oldu. Son paket 2 numara da nazılının bebeğine kısmetmiş, şimdi rahatız.

Arca inanılmaz üşüyor bence!! yanaklar soğuk. ve çok çok hareketli olduğu için üzerini sürekli açıyor. Yatırırken Tracy Hogg kundağı yapıyorum bana mısın demiyor. Hatta ana kucağında iken üzerine kalın battaniye ört, ayakları ile 10 dk içinde yere atabiliyor. Evdeki tüm battaniyeleri denedim, ya ince hafif ya da çok ağır geldi. Sonunda aklıma nazlıların hediye ettiği bebek yorganı geldi, Taçtan almışlar, gecenin 5 inde geçirdim nevresimi attım üstüne, ohh hem sıcak hem üstünden atamıyor hem de hafif.

Dün gece ilk defa 23 rüya öğününü verdim ve tam 5 saat uyudu!!!! Bakalım her gece yapabilecek miyim yoksa dün banyonun hatırına mı o kadar uyudu?? Şimdi tam zamanı, hadi bakalım rüya öğününe bir ki...

27 Nisan 2009 Pazartesi

2. Ay Kontrolünün ardından haftasonu


Perşembe akşamı itibariyle Arcanın gözünde bir akıntı, gece iyice çapaklanmaya dönüştü. Sonrasında sabah çarşafa kadar akmaya ve gözü iyice kapatmaya vardırdı. Uyandığında iyice kurumasın diye kaynatılmış ılıtılmış suyundan pamukla temizledim ama sabah uykusunda yine oldu. Telaşlandım ama öğleden sonra doktor kontrolü var, beklemeye aldım.
Öğlen İlker geldi, bir telefon, komşumuz Umut, Nazlının suyu gelmiş, acilen sezeryana almışlar. Müthiş bir sürpriz. Bizim doktor hastanenin köşesi,karar verdik, ziyaret edeceğiz güzelleri.
Doktor, göz çapaklanmasının 2 sebebi olabileceğini söyledi, enfeksiyon ve kanal tıkanıklığı. Damla yazdı ama öncelikle burna masaj yapın, geçmezse kullanın dedi. Arca emerken ben hep küçük parmağımla masaj yaptım ve GEÇTİ :))) Demek ki kanal tıkanıklığıymış.
Boy: 58 cm kilo: 5380 gr
Arca b.kunu çıkartmış!! kilonun 4800 olması bekleniyormuş. Bizim tosun bir ayda 1700 gr almış. Doktor bebeğin gelişimi çok güzel ama illa ki kilo alması iyi bakılıyor anlamına gelmez, lütfen bununla eşdeğer tutmayın dedi. Olsun annelik içgüdüsü, insan bebişi tosun olunca seviniyor.
Süt sağmamızı önerdi, geceleri tavsiye etti, zira Arca gündüzleri uyumuyor, uyusa da ne zaman kalkar belli olmuyor.
Aşılardan bahsetti, bu hafta sağlık ocağında yaptırıyoruz. Sonra kalça ultrasonunu istemiyorum çünkü mükemmele yakın, gerek yok dedi, oh çektik:)
Yalnız emzik konusunda kendisi ile anlaşamıyoruz. Ben sakınca görmüyorum, çünkü Arca zaten pek düşkün değil, hem istediğimiz zaman bıraktırabiliriz. Ama doktorumuz elini emsin daha iyi diyor, damak açısından. Ben de 5 yaşına gelmiş hala parmak emen velet görüntüsünden hazzetmiyorum, hadi emziğkten kurtarılabiliyor, parmak onun, nasıl vazgeçireceğiz?
Ayrıca Arcanın 4 aydan itibaren artık kendi odasında yatmasını tavsiye etti. Sonra mekan farkındalığı ile ayırınca terkedilmişlik hissi oluyormuş.
Ümit ablayı da yanımızda götürmüştük, ona da kartını verdi, birşey olursa beni ara, anneyi hemen bulaştırma dedi. Arcayı Nazlının bebeğini görmeye götürmemizi istemedi, hastane mikropları belli olmaz dedi. Biz İlkerle çiçeğimizi alıp hastaneye giderken Ümit abla da Arca ile takıldı.
Nazlının bebeği o kadar güzel ki, tam bir kız bebek:) kıpkırmızı dudakları ve çim adam saçları var. Aynı Arca boyutlarında doğdu, aralarında tam 2 ay! Çok kalabalıktı, fazla kalmadık, nasılsa eve geldiklerinde göreceğiz dedik.
Akşam bir memeden emen Arca pek tok göründü gözüme, hadi dedim ikinciyi sağalım, saklayalım, 2 saat sonra emziririz tekrar. hay demez olaydım, 1 saat sonra velet olayı naldı bastı yaygarayı. Aç çocuk nasıl ağlarmış ilk defa o gün gördüm ve dedim ki bizi çocuk hiç aç kalmamış!! Biberonumuz da yok, kaşıkla sağdığımız sütü içirelim dedik. Kaşığı tıkınca susuyor, çıkarınca yaygara! Çaresizlik öyle zor ki. Sonunda emmeden rahatlamayacak dedim dayadım memeye, Allahtan süt gelmiş de Arca sakinleşti.
Biberon alasıya kadar sağmamaya karar verdik.
Cumartesi ablamlar gelecekti, onlara kek, Nazlılara da börek yapayım dedim, ne de olsa zamanından önce geldi bebek, hazırlıksızdırlar. Bütün gün uyumadı Arca, delirtti beni. Hava da soğuk, AVM ler tıklım tıkış, çıkılmaz. Ana kucağının rüzgarlığını taktık attık balkona. Biraz uyudu ama ben acayip gerildim. Bu arada ikinci çocuk yapılmaz, bunu anladım, Ablamın kızı Duru 7 yaşında ve çok usludur ama o gün "aman Duru ses yapma aman yavaş konuş" diye çocuğun da psikolojisini bozduk. Ablamla ikinci çocuğa hayır kararı aldık:) Akşamüstü annemler de geldi, benim çıldırmama güldüler, boşver uyumasın bak sağlıklı takma, sen de uyumazdın diye teselli ettiler. Şimdi ben de öyle diyorum ama yemek yemeyi bile unuttuğun anlar olduğunda insan çıldırıyor.
Çok yorgun bir cumartesinin ardından pazar sabah Arcayı uyutamayınca İlkere devredip yattım, onlar da gevrek almışlar, kahvaltı hazırlamışlar. Sonra birlikte Agoraya gittik, AVM lerin sabah sessizliğine bayılıyorum.
Önce Next'e uğradık. Artık tulumlar küçük geliyor. İlkerin burdan aldığı tulumlar çok rahattı. Ben alt üst takım sevmediğime karar verdim. Hem boyutlar da bir garip, geniş ve kısa. Bence tulum gibisi yok. Ama Nextinkilerle rahat etti Arca, örneğin Aziz Bebeyi giyemedi, o kadar geniş ve kısa ki, Arca yarasaya benzedi, galiba bıdır ve tombik veletler için yapılıyor:)
Sonra Joker mağazasından Avent biberon ve emzik aldık. Emzikleri 2 ay da bir değiştirmek lazımmış. Alt açma minderi en pahalı olarak Jokerdeydi (44 YTL) , bir türlü o parayı vermek içime sinmiyordu ama Arca çok hareketli, şifonyerin üzerinden düşecek gibi. Sonunda hep İlkerin lafına geliyorum ben. O kadar ısrar etti, aldırmamıştım, gittim aldım!! Ama çok memnunum, minderin üzerine bırakıp gidebiliyorum. Arcanın uyumasını fırsat bilerek kahve bile içtik, manav alışverişi yaptık, hatta eve döndüğümüzde artık giymediği kıyafetleri ayırıp çekmeceyi tekrar düzenledik. Evi toparladık, yeni aldığımız tulumları yıkadık. Hatta yemek bile yaptım, inanılmaz!!!
İşte böyle, hala iniş çıkışlarla Arca ile hayat devam ediyor... Kendisi uyanmak üzere, şimdi koklaşma vakti...
NOT: foto geçen haftadan, bugün öyle hareketliydi ki düzgün bir kare yakalayamadım.

22 Nisan 2009 Çarşamba

yüksek müsadenizle!!!

yüksek müsadenizle ben bizim muhasebe müdürüne küfretmek istiyorum.
ssk raporumla ilgili işlemleri tamamladım dedi, geçen hafta rapor kapatmaya gittim, 2 belge eksik! Adam dedi ki vizite şubattan geriye 4 aylık oalcak, tamam ben bunu fatmaya söylemiştim, önemli değil demişti. Sonra bir de saman kağıda bir form var, ssk bunu işveren dolduracak dedi, fatma yok canım bunu ssk dolduracak diyor, vallahi delirtecek beni. ya o saman kağıdı A5 boyutlu formdan haberi olan var mı arkadaşlar? artık bağırdım fatmaya, kaşele gönder bana o formu, hala eksik varsa konuşuruz dedim. bunun yüzünden paramı alamayacağım, tek korkum o!! Rapor açılması için yaptığım işlemleri fatmaya daha hamileyken anlatmıştım, herşey tamam ben seni bildirdim dedi, şimdi sen raporu nasıl açmıştın diyor. bizim şirket iyi batmıyor!!! bakalım ben sağ salim paramı alabilecek miyim?

bir de süt meselesi var? İşe yaklaşık 1 ay sonra başlıyorum ve stokta hiç sütüm yok. Bizim cüce hepsini içiyor. Süt arttırıcı önlemler içinde bir tek şu sağma işini yapamadım bugüne kadar. Arca gündüzleri 2-2,5 saatte bir emiyor, çünkü pek uyumuyor. Gece de 3 saatte bir emiyor ve o uyurken ben de uyuyor oluyorum, yani stoğumuz boş. Aslında işyerinde sağabileceğim ve ertesi gün Arcaya süt verebileceğiz ama biraz olsun stoğum olmalı düşüncesindeyim. Dün Arca uyurken gündüz tek memeden 30 cc sağdım, zırt diye uyandı ve tek meme işini görmedi, sağdığım memeden ve sonrasında da sütten kaşıkla vermek zorunda kaldım, kısacası endişeliyim
Tecrübe konuşsun, bana biri bir akıl versin arkadaşlar;
- ne zamandan itibaren sütleri biriktirmeye başlamalıyım?

sevgiler, saygılar...

21 Nisan 2009 Salı

son havadisler

Son zamanlarda bu yakada gelişmeler var.
Bakıcımız başladı.
O daha önce bahsettiğim abla kendi evinde bakmakta ısrarcı olunca direkt eledik, sonra zeynepin önerdiği bakıcı bakıcılığı bıraktı. Ablamın birkaç alternatifi de kendiliğinden elenince tek şansımız kaldı. Ama kötü anlamda değil!! Şöyle ki; biz birkaç alternatif bakıcı peşinde iken İlkerin annesi temizliğe gelen bayana laf arasında bakıcı aradığımızı söylemiş, o da ablasının süper olduğunu anlatmış. Bir cumartesi annede buluştuk tanıştık. 45-50 yaşlarında, 2 yetişkin kızı olan bir abla. 10 yıldır bakıcılık yapıyor, son işinden ayrılma sebebi bebeğin artık 5 yaşına gelmesi ve kreşe başlaması. Bundan önce birkaç bebek daha bakmış. Güleryüzlü, ilgiliydi. Tek derdimiz ücretinin bizim düşündüğümüzün biraz üstünde olmasıydı. Sigortasını ödediği için yüksek olduğunu anlattı. Önceki çocuklardan birinin annesi ile görüştüm. Benim için önemli olan küçük bir bebeğe alt değiştirip, mama vermekten başka neler kattığı idi. Görüştüğüm anne bebeği 14 aylık iken konuştuğunu ve tuvalet eğitimi aldığı anlatınca içime biraz daha sindi. Sonra bebekleri ayakta sallayarak uyutmaya karşı olması, bizim yaptığımız gibi beşiğinde veya yatağında pışpışlamak suretiyle uyutması da artı özellikler... Temizlik yapmıyor ama biz de bunu istemiyoruz zaten. Benim çalışmna saatlerim çok uzun olduğu için öncelikle Arca ile ilgilenmesi önemli. Ama ütü ve yemek yapabileceğini, yemeklerinin çok lezzetli olduğunu anlattı hatta bize yemek yaptı, gerçekten süperdi:) Belki ücreti biraz fazla ama napalım Arca için çok iyi olacağını düşünüyoruz, başkası içimize sinmezdi. Hem öyle işten kaçan birisi gibi değil, ben dinlenirken etrafın tozunu alıyor, yemek yapıyor. Yani şimdilik iyiyiz. Ben işe başlayıncaya kadar öğleden sonraları gelecek, sonra tam gün.
Haftasonunun bombası!!! Arca ile ilk defa şehir dışına gittik ve otelde kaldık. Babam annemin doğum günü sebebiyle ablamlara ve bize de Altnyunusta yer ayırtmış, cümleten Çeşme yaptık. Gece eğlencesine biz katılmadık ama yine de değişiklik oldu. Arca bizi hiç üzmedi, hatta acayip keyifliydi. Tabii velet anne karnından alışkın gezmeye:))
Haftasonunun acısı dün çıktı. Bütün gün ve akşam da olmak suretiyle Arca uyumadı. Yarımşar saatlik iki kestirme ve Ümit ablamızın yoğun çabaları ile 1 saatlik tilki uykusu ile gün içinde sadece 2 saat uyudu. Hadi dedik gece uyur. Komşumuz çaya çağırdı, hani hamile ve çok yakında doğuracak olan Nazlı ve eşi. İlkerle organizasyonu yaptık. Ben pastayı yaparken o Arcayı oyalayacak, sonra birlikte Arcayı bıcı yaptıracağız, ben emzirirken, o pastanın meyvalarını dizecek, o gaz çıkarırken ben giyinip Nazlılara gideceğim, o Arcayı uyuturken bir taraftan telsiz çekiyor mu diye kontrol edeceğiz, sonra o da gelecek ve ohhh çaylarımızı içeceğiz. Plan tıkır tıkır işledi, tek eksiğimiz Arca uyumadı!!! Şimdiye kadar bir banyodan sonra ilk defa uyumadı!! Gezmeye gideceğimizi anladı sanıyoruz. Cin gibi gözlerle aramıza katıldı. Başköşeye kuruldu. Ağlamıyor da öyle dinliyor. Bir ara bebeğin odasına koyalım, dönencesine bakarak uyur dedik, hep beraber doluştuk odaya, hepimizin uykusu geldi, Arcada tık yok!!! Bu arada Nazlıların bebeği haftaya salı aramızda. Arcayla araları 2 ay olacak, beşik kertmesi yapalım diyoruz:)
Gece benim için zor geçti, Arca yorgunluktan uyuyamadı, saç kurutma makinası ile sakinleştirebildik. Sonra saatleri de kaydı. Artık sabah dayanamadım ve sekiz buçuk emmesinden sonra 11 e kadar uyuduk. Bugün?? bir adet 40 dakikalık kestirmenin ardından şimdi de mutlu bir kedi olarak uyuyor, bakalım ne kadar sürecek??

14 Nisan 2009 Salı

pasta yarışması

Sabah geç kalktık, son emmeden sonra 3 saat uyumuşuz, sabah 7 oldu 8 buçuk.
sonrasında mutlaka 2 saat daha kestirirdik, bugünkü yattı. Baktım Arcanın uyuyacağı yok, koydum ana kucağına, Arcanın en sevdiği ev işine koyuldum. ÜTÜ. Fazla dayanamadı, uyudu yine. Tamam Arcayı uyuttuğumuza göre başka işler yapabiliriz.
bu aralar pek bir misafir gelesi tuttu. bunlar daha çok "hadi biraz toparlanın da öyle ziyaretinize gelelim"ciler. bu akşam ilknurun görümcesi ve kocası gelecek. Sürekli pastane ikramlarından bay geldi. Bu defa uyduruk da olsa ben yapayım dedim.
Hani çocukkenden yaptığımız bisküvili pasta vardı, pudingi az sütle hazırlar, içine sana yağı koyar, sonra sütle ıslattığımız bisküvileri tepsiye dizip puding ilave ettiğimizden. Dedim ki Arca ana kucağında uyumuş, annemle 10 dk lık bir telefon görüşmesinin ardından bir pasta patlatacak zaman vardır elbet!! Pudingi pişirdikten sonra başladım bsküvileri dizmeye. burnumun dibinde telsiz, Arcadan sürekli gak guk sesleri, iki elle bir yandan bisküvi diziyorum, bir yandan "hadi oğlum dayan, az kaldı, annen pastayı bitiriyor" tezahuratları... üstüm başım kakaolu puding olmuş. bir an durdum, sanki bir hızlı pasta yarışmasındayım!!
sonra farkettim ki Arcanın uyuduğu zamanlar benim için hep bir yarış...
hızlı yemek yapma, yeme, banyo, tuvalet, etrafı temizleme... burası her daim rekora koşuyor!!!

13 Nisan 2009 Pazartesi

Haftasonu


Arcayı dünyaya getiren doktorumuz Gülnur teyzemiz bize bebek ziyaretine gelmek istedi, dedim olmaz yemeğe gelecek. İlkerin annesi de yardımcı oldu, 2 kap zeytinyağlı getirdi, cumartesi akşamı yemek olayını atlattık. Tabii hep beraber olunca 10 kişiyi bulduk. Üstüne sular da kesilince tam oldu. Islak mendiller sağolsun. Bir de 3 gündür bir tracy rutinini yakalamışken etraftaki insan kalabalığı Arcanın uyutmadı, yani tam tuz biber!! Öyle yorulmuşum ve bunalmışım ki pazar sabah ilker kahvaltıda ne hazırlayayım diye sorduğunda hadi dışarı gidelim dedim. Arca bu arada ilk memeyi emiyordu. Bu cesaretime şaşıran İlkerle hemen bir durum değerlendirmesi yaptık. İlk memenin ardından ilker gaz çıkarırken Yeliz lenslerini takar, pantolonunu giyer, vakit varken arcanın çantasını hazırlar, sonra ikinci meme emilirken ilker giyinir, çanta hazırlığına devam eder, bu arada arkadaşları arar. Sonra hop arabadayız. İnanılmazdı ama bu kadar spontane gelişen bir plan tıkır tıkır işledi ve 6 kişi toplanabildik. Taaa Güzelbahçeye gittik, mekan yine Gizli Bahçe. Tıklım tıkış olmuş ama güneş öyle tatlıydı ki ben de arca da az buçuk bronzlaştık. İnsanlıktan çıkmış bir şekilde kahvaltı ettim. Arkadaşlar sen hamileyken bile bu kadar yemiyordun dediler. Haketten öyle b.kunu çıkarıyorum bazen. Süt yapacam diye kendime kalori yapıyorum. Sahilde 1 saat yürüdük, sohbetler ettik, keyif yaptık. Tüm bu süre zarfında Arca arabada 2 defa emdi, altı değişti, hayatından o kadar memnundu ki, ya burası neresi, biz napıyoruz bile demedi. Oksijen sarhoşu Arca günün geri kalanını da sakin geçirdi. Akşam maçta kuzen vardı, sonra hamile komşum Nazlı ve Umut geldiler, akşamı böyle bitirdik. Nazlıya Tracy Hogg kitabı hediye ettim, bilmiyormuş, aman dedim pek iyi bir kitap doğurmadan önce okumaya başla. İkimizde de Chicco burun aspiratörü vardı, Arcada hiç işe yaramadı, doktorumuz Otribebeyi önermişti, kendimize alırken Nazlıya da almıştık bi tane. valla süper, hüüüp diye çekiyor sümükleri, sonra gelsin derin nefesler, rahat emmeler, uykular...

Anne Notu: Pazartesi öğle uykusunu balıklı dönencesine bakarak ve kendi kendine dalarak uyudu!!! YEAY!!! ve akşam banyosunda tartıldık, 4690 gr. Yani bir haftada 290 gr almışız.

10 Nisan 2009 Cuma

uyku halleri ve bahar günleri


Baharın geldiğini bir seyyar satıcıların tezgahlarındaki çağla bademlerden bir de açan mimozalardan anlarım. Artık yeni bir kriter eklendi, Arcayla dışarda takılmaya başlamak. Son 3 günümüz Arca ile dışarılarda geçiyor. Ben doktor kontrolündeyken babayla 2 saat Alsancak turu attılar ve dün Hatay caddesini turladık kendisi ile, hatta pazardan süt yapıcı semiz otları aldık.
Oysa yağmurlu geçen haftasonu ve onu takip eden pazartesi salı korkunçtu. Eve tıkılıp kaldık ve en fenası pimpirikli anne yeliz olarak Arcanın gündüz uykularına daha doğrusu uykusuzluklarına taktım. Uyumuyor bir türlü. Ben de uyutucam diye yırtınıyorum. Emmek, alt değiştirmek 40 dakika tutuyorsa uyutmaya çalışmak 1 saatten fazla! Ve genelde de arkadaş gözlerini cin gibi açıyor!!! Anne yorgun bitkin, keyifsiz.

Neyse salı günü Arcanın doktor kontrolünün üzerinden 15 gün geçmişti ve bizim Arcanın kilosunu bildirmemiz gerekiyordu. Bu uyku meselesini doktora açtım.
Bu velet gündüz 10 dan akşam 9 a kadar 11 saatin en fazla 2,5-3 saatini uyuyarak geçiriyor. Napsak, rezene çayı filan versek mi? Gece? Ha gece idare eder, yaklaşık 8-9 saat uyuyor, tabii 3-4 saatte bir uyanarak. Peki dedi doktor bunu değiştirmek ve gündüzleri 9 saat uyutmak gece 2-3 saat ister misiniz? yok canım olur mu, hani ben az uyuyor endişesindeyim. Hadi canım boşverin, herkesin metabolizması farklı, bak bu çocuk büyüyor, 2 haftada 800 gr almış yani ihtiyacı kadar uyuyor demek ki, boşver gündüz uyumasın. Öyle emindim ki doktorun derdime çare olacağından! Ama verdiği bakış açısı içimi rahatlattı. Şimdi sallamıyorum ister uyu ister uyuma anacığım diyorum, yemek mi yapıcam koyuyorum ana kucağına masanın üzerine tarifi vere vere takılıyoruz. Çamaşırların nasıl yıkanacağını, ütünün nasıl yapıldığını anlata anlata oyalıyorum. Tek dert o uyumadığı için ben de uyuyamıyorum gündüzleri. Oysa ne tatlı oluyor gündüz uykuları. 1,5 ay sonra çalışmaya başlayacağım için gecelere maşşallah diyip, kulağımı çekip tık tıklamak suretiyle bu düzenin devamına dua ediyorum. Bahar havasında uyku perileri var galiba Arcanın içine kaçtı, bir adet 2 saatlik temiz uykunun ardından şimdi de yarım saattir uyuyor hem de çoook derin . (ben ütü yaparken kendisi ile sohbet ediyordum, derken uyumuş:) - bu foto pek taze ve fırından yeni çıkmış sıcaklığındadır nitekim)
Hadi bakalım kolay gelsin bana. Bakalım bu güzel uykular geceyi mayalayacak mı yoksa Tracy ablanın dediği gibi Peter dan alıp Paul e mi veriyoruz? Allahım şu EASY olayını tam yaptığım ilk gün pasta kesicem zira kurban olayı bana biraz ters:)

5 Nisan 2009 Pazar

celebrate 40 !!!


dün bunu kutladık canlar.
daha doğrusu Arcanın bana kıyağıydı dün, sanki o değil benim kırkım çıkıyor. Gece 12 de emdi arkadaş, 1 de yatağa ve sonra tam 4 saat uyudu. 5 teki seansımız iyiydi. Sadece gece gece poposunda pişik belirtileri hissettim hatta bebeğin not defterine not düştüm. Bundan gayrı sadece popo yıkanmak suretiyle temizlene!!! Babamız alt almayı seviyor, kakalar çok bulaşmadıysa temizleme mendillerini kullanıyor, ben lavobocuyum, ilkeri kaldırdım o saatte bundan sonra altını ben alıcam bir süre diye direktif verdim!! Aman diyim Pıtırcık az mı çekti pişikten.
8 de tekrar emdik, popo yıkandı, paklandı, acemi anne sabaha karşı bezi bağlamayı becerememiş yine, az çiş kaymış cicilere, temizleri giyiverdik. 9 buçuğa doğru uyudu meleğim. Ben de yumurtalı kahvaltımı yaptım, 2 kap da yemek koydum ocağa, aman aman az iş yapıvermenin tadına diyecek yok. Kafeinsiz nescafe eşliğinde bloglara bile baktım. Efenim bizim düdük son 3 gündür beni delirtiyordu da, insanlıktan çıkmış gibiydim. Ağlama krizlerine en son çare hafif yağmur altında arabasıyla yürüyüşe çıkarmak oldu. Hep gündüzleri yaptı yapacağını, hem sonra geceleri uyanmaları 3 e çıktıydı, yani demem o ki anne kişisinin sabrı taşmak üzereydi. Bir Zühre ablamın ziyareti ile dün ablama gitmek rahatlatmıştı beni, yoksa kafayı yerdim.
Dönelim düne, 11 buçuğa kadar süper uyudu, sonra yine meme, alt, gaz derken uyku vakti geldi. Yok arkadaşın uyuyacağı yok, gözünden belli. bu defa zırlatmadan taktım saç kurutma makinesini fişe, o sakin sakin ama cin gibi yatağında takılırken, ben yemek yedim. Uyumayınca memeyi 2-2,5 saate düşürüyorum, hem mızıldanırken daha çabuk acıkıyor gibi geliyor. Sonra onu öyle yatakta yalnız bırakmak pek koydu. Aldım kucağıma, birlikte dans ettik, Adidasın son reklam müziğini seviyoruz ama tam adını bilmiyorum ki netten indireyim? Biraz da power türk takıldık, amanın arkadaşı uyarmaktan çok uyku moduna soktu bu dans olayı, hayırdır inşallah?? yatağına koydum, 3 saatin dolmasına 45 dakika var, telsiz yanımda ben de odamda kestiriyorum ama emziği filan düşüyor, sırt pırt uyanıyor, gidip gelmekten sıkıldım, aldım yanıma yatırdım. Tracy Hogg bu davranışıma çok kızar biliyorum!! ama ilk kez oluyor napiim 10 dakika takılır sonra emeriz dediydim. Ama 45 dakika kestirmişiz birlikte. Gözlerimizi açınca birbirimizi görüverdik. Mis gıdığından öptüm kokladım, yok böyle bir keyif. Sonra kana kana emdi düdük. Gaz ve alt değiştirme ritüellerini uyku takip etti. Gündüzleri uyumamakta direnen bir velete göre bu kadar uyku inanılmaz birşey. Acep geceyi berbat eder mi bu gidişat? Bu arada biz Arcayı tartıp duruyoruz ya, kakalı çişli bezlerini de tartıyoruz. Gülmeyelim lütfen:) Maksat eğlence olsun. İlkerin bir alt değiştirmesinde bez 140 gr gelmişti, bugün altını açarken arkadaş bi kaka yaptı sesinden kendi korktu:) ve bez tam 150 gr ile rekor kırdı. Hemen İlkere telefon edip olayı paylaştım:)
İlker geldikten sonra olanlar oldu, krizleri tuttu arkadaşın, uyumadı ama bu defa hala ve babanesi vardı, en azından ben yemek hazırlayabildim. Akşam da çok az uyukladı, tam ben kestiriyorken meme saati geldi. Artık 23 - 2 - 5- 8 saatlerini benimser oldu. Tracy ablanın rüya öğününü bir daha denemeliyiz ki 4 saat kadar uyuyarak gece kalkmaları bire düşsün. Hep kendimi düşünüyorum ama napiyim gece uykusu almak mühim gibi geliyor bana.
Kırkımız böyle çıktı. Ama kırkımıza kadar?
- Arca düdüğü daha ilk günlerden gülmeye başlamıştı. Memede, uykuya dalarken, uykudan uyanırken ve uykudayken gülümsüyor. Bilinçsiz biliyorum ama çok keyifli oluyor, bir de tepki olarak gülse çıldıracağız.
- Bizim arabada gezmeyi seviyor ama pek uyumuyor, onun favorisi kendi arabası. Buna çok seviniyoruz tabii.
- Derileri pul pul dökülüyordu, artık geçti.
- verdiği kiloları aldı ve saçları dökülmeye başladı. Kulak kıllarımızın döküleceği yok, emerken çekiştiriyorum, hiç dökülecekmiş gibi değil.
- Yüzünün şekli özellikle sivri küçük çenesi ve dudakları bana benziyor ama gözler, burun, eller ve ayaklar aynı İlker.
- Halası ve babam gibi esmer olacağını sanıyoruz ki bizlere bu yönü benzemeyecek.
- Gözlerinde hala renk belirtisi yok, simsiyah görünüyor, ne zaman rengini anlayabileceğiz?
- Bazen çok pis bakıyor, resmen kıl olduğunu anlatmaya çalışır bir hali var.
- Günde 7-8 defa kaka yapıyor, bazen osururken çıkardığı sesten kendisi korkuyor. Poposunun yıkanmasını seviyor ve hemen her alt açmada etrafa işeme huyu var. Ama artık tecrübeliyiz, izin vermiyoruz üstümüze nişan almasına.
- Konuşurken kafasını dikip sürekli dinlermiş gibi bir mizaç çiziyor. Anlıyor mu bilmiyorum ama tepki verdiği kesin.
- Biraz ödlek yalnız, memedeyken öyle konsantre oluyor ki, küçük bir çıt çıksa hemen irkiliyor.
- Kundaklanmaktan nefret ediyor, üstünü sürekli açıyor ve yan dönmeye başladı iyice.
- Sol ayağı sürekli tekme atar halde, özellikle altını değiştirirken hiç durmaksızın 20 defa filan tepiyor, ben o tekmeleri hamilelikten hatırlıyorum, zavallı kaburgalarım az mı çekti. Gülnur teyzem ultrasondan bakıp çok hareketli olacak bu dediğinde yaramaz olacağını sanmıştık meğer fiziksel hareketlilikmiş, sünnet olurken - sadece 10 günlüktü - bacaklarını zor tuttular. Galiba solak futbolcu olacak:)

Bunlar uzayıp gidiyor, unutmak istemiyor insan, unutulmaz gibi geliyor ama yeni anılar biriktirmek için eskileri silebilir zihin öyleyse yazmak lazım:)

Bu aralar bir kitap ihtiyacındayım. Tracy Hogg u hatmettik de bana bebek gelişim kitabı lazım. Aklıma gelenleri annelere, ablama soruyorum, haliyle bazen hatırlamıyorlar. Sonra zırt pırt doktoru aramak istemiyorum. Hani hamileyken hafta hafta gebelik gelişimini öğrenirdik, neler yaşayacağız görürdük, işte buna benzer bebek davranış ve beden gelişim kitabı önerilerine açım - açığım tecrübeli anneler.

28 Mart 2009 Cumartesi

Sarıkızdan Gazmana deneme bir-ki bir-ki

Sarıkız: asıl adı Yeliz. Anne. en birinci görevi beslemek, kaka bulaşmış popoyu lavaboda yıkamak, paklamak!! Arcayı göğüste uyutmak, koklamak, öpmek öpmek

Gazman: Asıl adı İlker. Baba. en birinci görevi gaz çıkartmak, alt temizlemek. özellikle alt açıldığında işeyen Arcayı engellemek ve beze işetmeyi başarmak. Arcaya ninni söylemek, mırıl mırıl konuşmak suretiyle uyutmak.

Dün gezmeklere çıktığımızda telsiz aldık. Dinleme yapılan taraftan da konuşulabiliyor. Birimiz bir odada diğerimiz Arcanın odasında bütün sabah deneme deneme bir-ki yaptık.

- Gazmandan Sarıkıza tamam. Arca emiyor mu? tamam!
- sarıkızdan gazmana tamam. Kendisinin kene olduğundan şüpheliyim. Tamam!

- Sarıkızdan gazmana tamam. Arca sıçtı, tamam! bezleri kap gel tamam!
- Gazmandan Sarıkıza tamam. sesi ve kokusu buraya geldi, tamam! bezler geliyor, tamam!

Yeni oyuncağımız hazır. Ha bir de Arcanın ana rahmine düştüğü andan itibaren İlkerin araştırıp almaya kafayı taktığı Quinny buzz 4 de alındı. bebek arabası değil sanki uzay mekiği. Ancak 1 ay erteleyebildim, ama unutturamadım:) Buralarda havalar pek güzel, gezeceğiz inşallah:)

Birazdan babaneye gidiyoruz. Orada yeni bir bakıcı adayı ile görüşeceğiz, bakalım bizleri neler bekliyor??

MİM : Hiçbir zaman geç değildir

Özgür anne harika bir mim göndemiş bana. Yazması epey uzun sürdü. Ama çok hoşuma gitti, derinlerde birşeylerin muhasebesini yaptırıyor gibi.

İşte mim bu:

Genellikle çok derinlerde sakladığımız kazarak ortaya çıkarabileceğimiz yönlerimiz vardır. Kim ne derse desin hiçbir zaman çok geç değildir.

Eksiklerimiz kadar olumlu yönlerimizi de kabul etmek oldukça önemlidir.

Cümleleri tamamlayın lütfen:
1. Çocukken ............... kaçırdım.
2. Çocukken ............... yoksundum.
3. Çocukken ............... yaralanmış olabilirim.
4. Çocukken ............... olmayı hayal ederdim.
5. Çocukken ............... isterdim.
6. Evimizde asla yeterli .......... olmadı.
7. Çocukken daha fazla ........... ihtiyaç duyardım.
8. Bir daha asla .......... göremeyeceğim için üzgünüm.
9. Yıllar boyunca ......... merak ettim.
10. ............. kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım

Şimdi benim cevaplarım:
1. Çocukken sorumsuzca takılmayı kaçırdım. Çocukken bile biraz fazla sorumluluk duygusu ile yoğrulmuş bir bireydim. Ödevlerimi yapmazsam gece rüyalarıma girerdi, hep iyi notlar almalıydım. Tabii bu annemler için iyi birşeydi, benim veli toplantılarımı iple çekerlerdi. Ama benim için pek iyi olmadığını şimdi farkediyorum, keşke biraz dağıtsaydım:) bu kadar kasmaya gerek yoktu.
2. Çocukken çocukluktan yoksundum. Çok sevdiğim ablama, kuzenim zühreye kendimi aralarına kabul ettirmenin yolunun olgunluktan geçtiği sanarak büyükmüş gibi davranırdım. Ablamın arkadaşlarından biri ile bir gece uzun bir sohbet etmiştim, kız 20 ben 12 yaşındaydım. Sohbetin sonunda yaşımın 12 olduğunu duyunca kız şok olmuştu, beni 18 filan sanmışmış!! O yaş grubu gibi davranmaya acayip bir alışkanlığım vardı. Belki olgunluktan çok büyümüş de küçülmüş halleri:)
3. Çocukken herkesle iyi geçinmeye çalışmaktan yaralanmış olabilirim. Karakterimde herkesle iyi olmak, orta yolu bulmaya çalışmak gibi özellikleri barındırdığımdan yorgun düşmüş olabilirim. Hala bu davranışlarıma gıcık oluyorum. Azıcık bitch ol di mi!! yok herkes beni sevsin derdi bir türlü bitmek bilmiyor.
4. Çocukken çooook ünlü bir sanatçı olmayı hayal ederdim. Bale dersleri alırken balerin, gitar dersi alırken müzisyen, kitaplara daldığım dönemlerde yazar olmayı hayal ederdim. Alkışlar, sahne hep olsun isterdim. Yazık ki hevesim yeteneğimden fazla olduğu için kıçı kırık mühendis oldum çıktım:)
5. Çocukken hemen büyümeyi isterdim. Çok lazımmış gibi!!
6. Evimizde asla yeterli kitap olmadı. Babam pek okumaya vakit bulamazdı. Annem bize her fırsatta kitap alırdı ve okumaya teşvik ederdi, ablam özellikle ergenlik döneminde çok okurdu diye hatırlıyorum ama ben hep duvardan duvara kitaplığı olan bir ev hayali kurardım.
7. Çocukken daha fazla özel hayatım olmasına ihtiyaç duyardım. Kendi odam ve kendi hayal gücümle oluşturduğum bir dünyam vardı ama daha fazlasını istiyordum, neyime yetmiyorsa
8. Bir daha asla Aziz Nesin'i göremeyeceğim için üzgünüm.
9. Yıllar boyunca hep evrenin nasıl oluştuğunu merak ettim.
10. Özgüre katılıyorum, ZAMAN kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım

Son olarak sevgili Özgürün yanı sıra mimlediklerim:
Mukaddes, Zeren, Tuğçe, Yeşim, Simge
Ruhdağını mimleyecektim ama çoktan mimlenmiş kendileri:)

25 Mart 2009 Çarşamba

1. Ay kontrolü


Dün Arcanın 1. ayı doldu. İnanılır gibi değil!! Çok doktor aradım. Sevgili Hülyanın Tunayı götürdüğü kliniği duymuştum ama prof un pek ilgili olmadığından da haberim vardı. Bizim işyerinde 2 yaşında çocuğu olan arkadaşım geldi aklıma, kendisinden sünnet kliniği önerisi de almış, memnun kalmıştım. Kafamıza uyan tarzda (prof olmasın, genç, çocuğu olsun, şefkatli ve deli gibi sorularımıza sabırla cevap versin...) bir doktor olduğu izlenimi uyanınca hadi dedik götürelim.
Hakikaten iyi bir doktor çıktı, yani ilk izlenimimiz böyle. 10 aylık bebeği varmış. Çok konuşkan birisi. Önce hadi dedi anlatın başınızdan geçenleri. Sarılık ve sünnet maceramızı anlattık. Hastane doktorunun verdiği ilaçları, vs... Tamam dedi şimdi davranışlarını anlatın hem sizin hem Arcanın. Açıkçası biz sağlık konuşacağız sanıyoruz bu kısma çalışıp gelmiştik:) şaşırdık ama hoşumuza gitti. Dedi ki çocuğun ruh sağlığı acayip önemli, sağlığı biz hallederiz nasıl olsa. En fazla 1 ay gecikme ile müdahale edilir önemli olan davranışları. Anlattık. Gece uyuyor, gündüz pek uyumuyor. Gaz olayı var, belli saatler huysuz. Uyursa 3 saatte (gece 4 saate çıkıyor) uyumazsa 2 saatte bir emziriyoruz falan filan. Nem cihazına pek sıcak bakmıyor ama yine de siz bilirsiniz dedi. Hırlaması burun tıkanıklığından.
Arkadaş boya gitmiş biraz 54 cm olmuş, kilosu 3600 gr ki toparlanmış, anne sütüne devam dedi, pek keyiflendim. İlave mamaya hiç kanım ısınmamıştı. Pul pul dökülen derileri için de şimdilik sebamed bebeyağı iyidir ama bu dert bitince kozmetik önermiyoruz dedi. İyi bana uyar, haz etmiyorum zaten. Yüzündeki kırmızı döküntüler normalmiş. Annelerin pamukçuk dediği dudaktaki beyaz şey meğer emmekten kaynaklanan bir tür nasırımsı birşeymiş yani sorun değil. Oh çektim. Pamukçuğun bebeğin canını yakan ve beslenmesini engelleyen birşey olduğunu okumuştum. Kilo kontrolüne devam. Evdeki tartı, higrometre vs gibi ekipmanlara gülmedi hatta bizim için yoo pimpirikli değilsiniz bile dedi. Sallayarak uyutmanın çocukta kötü bir etki yaratmayacağını ebeveyne sıkıntı yaratacağını söyledi. Ama yatağında uyutabilmemizin iyi birşey olduğunu, kucağa almamaya gayret göstermenin gereksiz olduğunu anlattı. Kucaklanan bebeklerin özgüvenlerinin daha yüksek olduğunu söyledi. Biz biraz kasmaktayız da kucağa alışmasın diye:)
Ne diyeyim, keyiflendik. Hani sınav notu açıklanan öğrenciler gibiydik. Arca aşının etkisiyle ana kucağında uyuyakalınca hadi dedik yemek yiyelim. Oğluşumuz bize müsaade etti ve ilk defa dışarıda yemek yedik. Yeaaay!!!

23 Mart 2009 Pazartesi

Pazar günü kabusu

O ne gündü öyle!! Bu defa benimkinin yanında Arcanın huysuzluğunun pek önemi kalmadı. Geceyi iyi geçirmemize rağmen sabah 5 buçuk seansımızda uykuya direndi velet. Hıçkırık tuttu vs... Sonra bir şekilde uyudu ama bende acayip bir halsizlik peyda oldu. Feci ishal olmuşum. Haliyle bünye bu kadar yemeye ve tatlıya alışkın değil, iflas etti sonunda. Elektrik süpürgesinin sayesinde İlkerle karşılıklı süper bir khvaltı yaptık. Arcayı emzirdikten sonra hadi dedim uyuyayım ki sabahı telafi edeyim. Ama uyumaya kasınca uyuyamıyorsun. Uyuyamadıkça gerildim, gerildikçe uyuyamadım. Vakit ilerledi, Arca da uyandı, hadi yeni bir seans. Ama sonraki 2 defada da uyumayınca İlker hadi dedi sen yat ben ilgileneyim. Bu arada öğle yemeği yemediğimi farkettim. Bir şeyler atıştırırken Arcanın mızıldanmaları kulağımda, bir taraftan da tansiyonum düşer gibi oluyor. Yani halsizlik devam. Yatağa gittim, İlker de Arcayı uyuttu uyutacak. Yatakta başladım ağlamaya. Ama tutamıyorum kendimi nasıl bir ağlamak. Özlemin lohusa cinleri bizim eve uğramış gibiydi. İnanılmaz sıkılmıştım. İşte asıl sebep buydu!! İlker dedi ki giyin gidiyoruz. Arcayı emzirdim. Attık ana kucağına, doğru arabaya. AVM lere gitmek istemiyorum, mikrop yuvası hele ki yağmurlu bir pazar günü!!! Alsancaktaki Kahve dünyasına gidelim dedik. Geniş geniş otururuz. Sonra aklımıza CHP mitingi geldi. Anarşik solcu babane mitingte biliyoruz, aradık yollar nasıl diye. Iııh dedi, gelmeyin buralar pek fena. Sonra döndük, sahilden devam ettik. Dışarda yağmur kıyamet Arca arabada uyukluyor, Allahım nasıl güzeldi. Sonra İlker Agora Starbucks tan kafeinsiz mocha kaptı bana, eve yollandık, pıtır pıtır yağmur sesiyle. Hiç kendimi bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum. Halsizlik de kalmadı. Meğer uykusuzluk, ishal filan bahaneymiş, gönül dışarı çıkmak istermiş, kahve kayfi yapmak istermiş. Hergün montunu giyip balkondan akıp giden hayatı karşıdan seyretmek yetmiyormuş. Karar alındı artık canım sıkıldı mı atacağım Arcayı arabaya, İlker olmasa bile çıkacağız dışarı. Hem haftaiçi market - AVM gibi kapalı mekanlar da daha tenha olur gönlümüzce gezeriz, hem de Arca üşütecek diye korkmam.
İlker defalarca çık gez demesine rağmen ben hep aman uyanır, aman acıkır diye cesaret edemiyordum. Artık biraz daha kendime bakmalıyım, moralimi yüksek tutmalıyım, pazar gününün bana öğrettiği işte bundan ibaret!!!

22 Mart 2009 Pazar

Kilo takınıtısı olan kadın : Yeliz

Kilo takıntısı olan bir kadınım ya, hani kendim için ince olayım derdi neyse Arca için dombili olsun derdi o!! Hele ilk hafta 350 gr verince tırlattıydım. Sonra da sütüm yarıyor mu, Arca kilo alıyor mu mızmızlanmaları başladı. İlker soruna çözümü buldu ve gidip bebek tartısı aldı bize. Şimdi her 2 günde bir kilosunu kaydediyoruz. Ne kadar emdiğini bile tartıyoruz. Şöyle: Önce aç Arca alınıp tartılır, emzirilir, sonra tekrar tartıya konur ve kaç gr emdiği görülür. Evet komiğiz ama napalım içtiğimiz still tee ler, vitamaltlar, kompostolar noluyor bilmek lazım. Şimdilik 4 günde 160 gr almışlığı oldu. Doğum kilosunu çoktan geçti. Yani benim içim biraz rahatladı. Tabii doğru yolda olup olmadığımızı doktor söyleyecek.
Tabii ki anne sütünden yana bir insanım ama doktor mama takviyesi yapın derse, ve bebişin iyiliği içinse anne sütünde fütursuzca ısrar edecek değilim. Yani bu olasılığa hazırlıyorum kendimi.

Peki doğumdan bu yana geçen 26 günde anne ne yapmış derseniz... 65,5 kilo ile (tam +15 kilo) doğuma girmiştim. bugün itibari ile 56,3 kilo olmuşum. 9 kilo!!! bu kadar hareketsizliğe ve yemeye rağmen iyi haber!!! İlk hafta tartılmıştım, sonra sevgili Özgürün pantolon postu ilham verdi ve erken ama deneyeyim dedim. Tabii 36 bedenlerin ve XS üstlerimin uyması mümkün değil ama 3-4 aylık hamileyken aldığım 38 beden pantolonlar tamam. Pek güzel görünmüyorlar ama en azından bundan sonra popomdan düşen hamile pantolonlarını giymek zorunda kalmayacağım:) Hazirana kadar eski kiloma dönüp eski tuvaletimle Zeyneplerin düğününe gitme derdimdeyim yani kaldı 6 kilo:)
Hadi hayırlısı...

21 Mart 2009 Cumartesi

bir düzen mi kuruyoruz? yoksa hala 40 ını mı bekliyoruz?

Arcayla günler geçiyor. Nasıl mı? Bir de bana sor:)
Artık tam anne gibi hissetmeye başladım gibi. Sabahları iyiyiz. 7 gibi uyanıyorsa, emzirip, altını değiştirip bir uyku faslı daha çekersek müthiş bir güne uyanıyorum. D vitamini ve Zincosunu verip tekrar uyutmaya çalışıyorum. Evde kimse yoksa süper ama benden başkaları varsa mutlaka arıza çıkarıyor. Arkadaşın misafire pek tahammülü yok. Sonra öğle - öğleden sonra hemen hergün değişik bir karaktere bürünüyor. Bazen mışıl mışıl uyuyor, bazen yaygarayı basıyor. Ama akşam 6-9 arası nöbetler hiç eksik olmadı. Gaz sancısı mı, kolik mi, bilmiyoruz ama sıkıntısı bir türlü geçmiyor. Geçen akşam farklı olarak 9 gibi başladı, 11 e kadar sürdü. Hele uykusunda hıçkırık tuttu mu iyice huysuzlanıyor. Hıçkırığın tedavisi emzrmek ama emzirince yine gaz çıkarmak lazım ki iyi çıkaramazsan tekrar hıçkırık tutma olasılığı yüksek! Döngü böyle gidiyor. Cuma akşam en müthiş uykusunu uyudu çünkü banyosunu yapmıştı. Kuzen Cü gelince hadi saçını sonra yıkarız demiştik, dün ilkerin annesi uğradığında, hadi yıkayalım dedik tekrar. Sonrasında bir güzel uyudu. Zorla uyandırıp tekrar alt değiştirip yine uyuttuk. Misafir geldi yine. Ama bizimki damar saatinde uyudu bu defa ??? Hayırdır? Ama gecenin geri kalanı iyi geçti derken baktım mutlu ilk 24 saatimizi tamamlamışız.

Ama bugün sabah uyumama hlleri geldi üstümüze, her sabah uyuyan çocuk yine huy değiştirdi. Ikınıp sıkılıyor, altı temiz, karnı tok, gazı çıktı ??? 40 ını bekliyoruz canlar!! sonrası düzenimiz oturacak temennimiz devam ediyor:) Uyuttuk ama nasıl ? Elektrik süpürgesi sesi ile. Bunu akıl eden öncelikle İlkerden,, sonra bunu icat edenden en sonra da bu aklı veren internet aleminden allah razı olsun. Şimdi emzirme vakti, hadi öperim...

18 Mart 2009 Çarşamba

SSK rapor olayı

sevgili tecrübli annelerin memelerin acımasına alışılıyor rtak açıklamasından sonra olaya tamamen pozitif bir yaklaşımla müdahale ettim ve şimdi eskisi kadar kötü değil. Gülnur teyzem - doktorum - bana 10 ar dk emzir ve isterse 1 saat sonra tekrar emzir ama çok memede tutarsan memeyi emzik yapar, boşuna canın yanar uyarısını da yapmıştı. Bunu da dikkate alıyorum.
Bu aralar Arca ile daha fazla başbaşa kalmaya çalışıyorum. Anneler hergün arayıp ihtiyaç var mı gelelim mi diyorlar ama ben evde yapılacak iş varsa çağırıyorum kendilerini:) bizim Arca evde kalabalığı sevmiyor gibi. Haftasonu gelen tüm misafirler arca yaygarayı basar bazmaz apar topar kaçtılar. Bugün sabahtan beri başbaşayız, şimdilik bir arıza çıkarmadı. Hem uyumama hem biraz etrafı toplamama hem de şu an kafeinsiz ilk nescafemle ve birkaç bisküvi ile keyif yapmama izin verdi Arca hazretleri:)
Sevgili iktidarımızın seçimlere az süre kala nüfuslar değişecek işkencesi yüzünden nüfus dairesine gidemiyoruz, dolayısı ile Arcanın nüfusu hala yok!!! Ve ben de şu SSK raporunu kapatma konusunda kendilerinin nüfusuna ihtiyaç duymaktayım.
Bunu en son bebek doğduktan ne kadar sonra yapmalıyız? Ben 15 gün diye hatırlıyorum ama? paramızı bebek 56 günlükken alıyormuşuz, bu tamam ama öncesinde birşey yapmalıyım değil mi?

Bu arada sevgili PITIRCIK ve KUZUNUN ANNESİ ne kesinlikle yoru gönderemiyorum. Benden mi kaynaklanıyor acaba? Mesela bu SSK konusunda tecrübesi olan Pıtırcığın tavsiyelerine çok ihtiyacım var ama ulaşamıyorum kendisine. Sorun bende mi acaba?

bizim keyif 4 bisküvilikmiş:) arca mızıklıyor, hadi bakalım sarıkız görev başına:)