12 Kasım 2013 Salı

Sonbahar

Mevsimler İzmir’de çok güzel geçiyor ama hızlı geçiyor. Daha doğrusu hızlı geçen geçiş mevsimleri, ilkbahar, sonbahar… Yoksa yaz dedin mi aman bitmek bilmiyor, kış desen kısa tamam ama benim geçinmeye gönlüm olmadığından manasız.

11 Kasım 2013 Pazartesi

#kardessart diyene dalarım!

Son günlerde bir aş eriyorum ki sorma! Yok lan gebelik mevzu bahis değil, katiyen. Gerçi bu kardeş olayının boku çıktı söyleyeyim. Arca illalah getirtti. Hani bu ısrara yapacağı varsa da inadına vazgeçer insan. Yüz tane kardeş istiyormuş hepsini de ben doğuracakmışım. Bu yaş çocuklarda bir gebe kadın fetişi filan mı var? Neyse bilemiyorum tek bildiğim bıktım, lafın dönüp dolaşıp kardeş muhabbetine takılmasından bıktım.

Kusursuz değil ama gerçek

- Dikkat! Okumak üzere olduğun yazı "Before Sunrise" , "Before Sunset" ve "Before Midnight" filmleri hakkında acımasız bilgiler içermektedir. Hani izlememişsindir, izlemeye niyetlisindir, filmin bütününden ziyade sonu filan önemlidir, sonra vay efendim ne bok yemeye anlattın, tuh allah kahretsin rezil kadın demek serbest değil, uyardım, diyene dalarım! -

9 Kasım 2013 Cumartesi

Siddhartha

… Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez çokluk, bir türlü bulmayı beceremez, dışarıdan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak…

8 Kasım 2013 Cuma

Çocuklar ne söyler büyükler ne anlar

Çocukların kendilerine ait bir dünyaları ve bu dünyanın etrafında döndürdüğü son derece ilginç bir mantıkları var. Aslında bize ilginç geliyor, onlar için gayet akla yatkın gayet sıradan bir mantık.
Bunun farkına vardığında işler biraz daha kolaylaşıyor. Yaşasın farkındalık :)

7 Kasım 2013 Perşembe

Allah biliyor ya korkuyorum

Cinsel içerikli, kadını hedef alan söylemlere deli saçması gözüyle bakmaya başlayalı çok oldu. Hatta mutlu bile oluyorum, çok ciddiyim, bunlar ortaya saçılacak ki yetmez ama evetçiler gibi sözde aydınların yanı sıra temiz duygularla oy verenler de görecek gerçeği. İyi iyi konuşsunlar daha çok konuşsunlar ki ne mal oldukları çıksın ortaya diyordum.

6 Kasım 2013 Çarşamba

Malumatfuruş Yeliz’den alışveriş önerileri

İşten bir arkadaşımın elinde baktım, boyama kitabı gibi bir şey. Şu kız çocuklarının kıyafet tasarladıkları özel kitaplardan. Fotokopi çekecekmiş, bu kitaplar 16 liraymış, zırt pırt talep ediyormuş kızı, para yetiştiremiyorlarmış. Hmm tedbirini gördüm ve arttırıyorum dedim, bizim tek arabaya düşme girişimimizi ve iktisadi getirisini anlattım, canı gönülden tebrik ettiler.
E, n’aparsın devir tasarruf devri, gerçi hangi devir değil ki?

velev ki hoş karşılıyorum, n'apacaksın?

Gündeme cinsel içerikli bir konu konuşlandığında derhal gündemin diğer maddelerine bakarım.
Geçmiş birkaç günü tararım, ne olmuş? Satır aralarına, gazeteleri tek sütunluk haberlerine sıkıştırılmış katliam, bir terör saldırısı, en hafifinden bir zam mevzu bahis değilse, ahanda mıçtık! 

Manyak mısın oğlum sen!

Manyak diyorum sonra bizim oğlan salak dedi kızıyorum, yok benden anne olmaz!
Ama Arca benden son derece memnunmuş öyle diyor. Geçenlerde yatak keyfi yapıyoruz, yani ben uyuyorum o benim yanaklarımı mıncıklıyor, durduk yere “benim annem olduğun için teşekkür ederim” dedi. Manyak işte, sonra ben bu çocuğun orasını burası niye yiyorum? Yerim vallaha hiç! anneyim ben!

5 Kasım 2013 Salı

Yeniden çocuk olmak, yeni bir çocuk olmak

Arca ile oyun oynamaktan hoşlanmıyorum. Yani onun sevdiği o arabalı oyunlardan, araba yarıştırmaca, yok efendim kaza yapmaca, arabaları bilmem ne yapmaca… Bıykkk araba sevmiyorum arkadaş! Pazar günüydü. Haftalardır ilk defa araba kullandım, sanki dün ehliyet sınavına girmişim gibi park yerinden iki saatte çıkamadım, Allah seni inandırsın Pazar alışverişim o kadar sürmedi.
Neyse araba oyunu sevmiyorum, o kadar!

4 Kasım 2013 Pazartesi

Yeliz'in okuma köşesi ... Mi acaba!?

Ailecek hasta olmak için bu yıl soğukları beklemedik.
Arca öksürüp duruyordu, Cuma okula gönderilmedi. Akabinde İlker de yatak döşek iki seksen yattı. Aralarında yine en iyi bendim. Benim sesim de dönmeden hallice, var sen düşün evdeki ortamı.
Ortam demişken, arkadaş bizim evin ortamı iyice bozuldu. Koltuktan totomu kaldırmaya gelmiyor, daha izi düzelmeden, soğumadan biri çoktan kapmış oluyor. Evet okuma köşesindeki koltuktan bahsediyorum.

2 Kasım 2013 Cumartesi

Doğa ve çocuk

Geçen cumartesi evlilik yıldönümümüzdü. Muhterem kocamla bir başbaşa kalalım son zamanlarda pek az başarabildiğimiz bir şey yapalım yani sözümüz kesilmeden sohbet edelim dedik ve akşam yemeği planı yaptık. Arca'yı da anneme bırakacağız oh mis:) 

1 Kasım 2013 Cuma

Kendini ifade edebilme

Gıpta ettiğim insan özelliklerinin zirvesine, açık ara soğukkanlılık otursa da hemen arkasından “kendini doğru ifade edebilme” takip eder. Belki de doğru ifade edebilmek için soğukkanlı olmak ya da özgüven bombası olmak gerekiyordur, bunlar da bende yok malumunuz. Tevazu değil lan, olsa niye gıpta edeyim:P

31 Ekim 2013 Perşembe

Gurur ve Önyargı ve/veya Aşk ve Gurur… istediğin gibi…

İlk ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum, ya da kaç defa okuduğumu ama kitap kulübünden “hafiften aşka dalalım, biraz da klasiklerden gidelim, Jane Austen nasıldır, okuyalım mı” gibi sesler yükseldiğinde akan sular durdu. Tabiri caizse atladım. Defalarca okuduğumdan karar verilen çeviriyi edinmeye bile gerek görmedim.

30 Ekim 2013 Çarşamba

Rötar

Bu rötarın diyete başladığım güne denk gelmesi pek fena oldu zira havaalanında gıdadan yana seçici olmayı sevmem. Bok boğazlılığıma hizmet edecek iğrenç zevkler peşine düşerim. patates bira gibi, bol soslu spagetti ve şarap gibi, kahve yanına bol çikolatalı atıştırmalıklar gibi… hayır en çok bira patates…. Instagramda paylaştığım bira karelerinin çoğu havaalanlarının fahiş fiyatlı food courtlarında çekilmiştir. daha güvenlik kontrolünden geçerken biranın kokusu gelir burnuma. Zaten bugün de rötar olacağını bileydim, diyet dürüm beyaz şarap ikilisinin suratına bakmazdım

25 Ekim 2013 Cuma

Dumur diyalog #110

Sigara içerken yakaladığı babasına "ya baba içme sigara çok zararlı"
İ: Tamam Arca haftada sadece bir gün benimle uyuyacağına söz ver, bırakıyorum bak hiç içmeyeceğim.
A: Öf iyi tamam iç o zaman!

23 Ekim 2013 Çarşamba

çok çocuklu aile simülasyonu

Bayram tatili hiç çocuksuz kalmadı bizim ev. Arca'dan bahsetmiyorum canım o bizim evin demirbaşı:) kuzenlerden, arkadaş çocuklarından bahsediyorum.

Önce Duru(7) ve Doruk (4,5). İlker’in babalarıyla işi çıktığında hiç tereddüt etmeden bize gelsinler dedim. Zeynep’in çalışması gerekiyordu, Tea&Pot arife günü açıktı, anneannelerinin ise sabahtan işi vardı, birkaç saat dediler. Oyun oynadılar, çizgi film izlediler, yemek yediler, atıştırdılar. Arca bana bir saniye bile yanaşmadı. Neredeyse üç olmuştu saat, içimden herhalde anneannelerinin işi uzadı diye geçirdim, zira babaları beni arayacak, onları bırakmam gereken yeri ve saati bildirecekti. Hiç umursamadım, ne olacak mis gibi oynuyorlardı. 

Babet

Toplu taşımaya geçtim beridir beni ziyadesiyle yoran tek konu ayakkabı. Yazın iyi kötü parmak arası terliklerle işe gidip geldim. (ofiste topuklu giyiyoruz o kadar da şuursuz değiliz:P) Gel gör ki havalar soğudu. Tamam, takım elbisenin altına spor ayakkabısı geçirecek kadar rahat bir insan olabilirim ama tekinsiz kombinimle otobüsteki lise öğrencilerinin alenen dalga geçtiğini görmezden gelecek kadar da vurdumduymaz değilim.

22 Ekim 2013 Salı

Yazmak istemiyom! Küstüm oynamıyom!


Bak başlıkta bile “yorum” yerine “yom” ile bitirmemden anlaşılmış olmalı ki harbiden “istemiyorum” yazasım bile yok.
Sen bilmezsin ben İstanbul Türkçesiyle filan konuşmam. Geliyom- gidiyom- yapıyom- yapcam- gelcem der kısadan giderim.
Yeni şarkılardaki o kafiye tutturma modasıyla da ilgisi yok, doğuştan yani, sonradan olma değil. Bunu fark etmem için taşradan ayrılıp okumak için İstanbul’a gitmem gerekmiş, İstanbullu bir arkadaşım benim kestirmeden Türkçemle dalga geçtiğinde noluyoz :P  demiştim. Bakma şimdi hanım hanım konuşmaya kasıyorum, uzun kelimelerle anlatıyorum meramımı ama içimdeki taşralı hala yerinde sayıyor.