31 Ekim 2013 Perşembe

Gurur ve Önyargı ve/veya Aşk ve Gurur… istediğin gibi…

İlk ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum, ya da kaç defa okuduğumu ama kitap kulübünden “hafiften aşka dalalım, biraz da klasiklerden gidelim, Jane Austen nasıldır, okuyalım mı” gibi sesler yükseldiğinde akan sular durdu. Tabiri caizse atladım. Defalarca okuduğumdan karar verilen çeviriyi edinmeye bile gerek görmedim.

Kitap ilk defa Türkçeye çevrildiğinde Aşk ve Gurur ismi verilmiş ki külliyen saçma! Ama yazık ki pek çokları romanı Aşk ve Gurur olarak bilir. Filmi de aynı adla bir çevirmen kurbanı olmuş. Doğrusu tabii ki Gurur ve Önyargı.

Jane Austen’in bu, bence en çok bilinen romanı, tam 200 yıl önce ilk defa basılmış, kitap seçiminden sonra öğrendik biz de ve hepimize hoş bir sürpriz oldu.
Tasvirlerden ziyade diyaloglarıyla bir senaryoyu andırıyor. Allah biliyor ya Anna Karenina’nın bol yüzüklü uzun parmaklarının uzun uzun tasvirine öyle alışmışım ki Gurur ve Önyargı bonbon şekeri gibiydi, hop mideye pardon zihne iniverdi.
Kimse kusura bakmasın haftalarımı paylaştığım Anna Karenina bundan hemen önceki kitap olunca ister istemez bünye bir karşılaştırmaya meylediyor. Gurur ve Önyargı da Anna Karenina’daki gibi ait olduğu döneme ve coğrafyaya ait oldukça derin bilgiler veriyor ancak işin bu kısmını karakterlere ve diyaloglara yüklediğinden olsa gerek, hiç sıkmıyor. Bir ufak karşılaştırma da karakterlere gelsin. Austen de Tolstoy da karakterleri yaşatıyor ve içlerinden seçtikleri birer tanesine (Tolstoy’da Levin, Austen’de Elizabeth) kendinden çok şey katıyorlar.
Karakter demişken, Jane Austen’in yarattığı karakterler o kadar gerçek ki… Romanın atmosferinden ziyade karakterlere ve diyaloglara hayran kalıyorsun.
Romanın en eğlenceli karakterlerinden Mr. Bennet’in en sevdiği çocuğu, mizacını kendisine benzettiği Elizabeth.
Elizabeth Bennet esas kız, edebiyat dünyasının gelmiş geçmiş en karmaşık en muhteşem en nüktedan karakterlerinden biri. Aşk romanlarında öne çıkan kadındaki “güzellik” unsuru Elizabeth’te ikinci hatta üçüncü sırada. Sadece karanlık derin gözleri… hepsi bu. Ailenin en güzel, en iyi, en tatlı, en güzel huylu büyük kızı Jane’den geride kalanlar sanki Elizabeth. Kendini bir o kadar iyi tanıyan, kendisiyle alay etmekte sakınca görmeyen, her şeyde gülecek bir şeyler arayan, kendiyle barışık, çok okuyan, çok bilen, acayip esprili bir hatun. Ablası haricindeki aile bireylerinin eksi yönlerini, özellikle annesinin taşkınlıklarını, babasının umursamazlığını, anne ile babasının ilişkilerindeki bozuklukları çok iyi biliyor ve evet biraz utansa da hepsini seviyor, olduğu gibi kabul ediyor. Zaten elden ne gelir?
Darcy… mağrur ve kibirli görünen hatta pek az konuşan, kendini üstün gören amma velakin bunun sadece ilk girdiği ortamlardaki çekingenliğinden kaynaklandığını anladığımız Darcy… Yüce gönüllü, mantıklı, akıllı ve aslında tanıdığı insanların arasında son derece eğlenceli Darcy…
Kuzen Mr. Collins ise yalakalığı ile dönemin din adamlarına gönderme yapıyor ve baştan sona kıllıkta istikrarlı bir portre çiziyor. Wickham ise Darcy’nin tam tersi. Görünüşte mükemmel fakat gerçekte bir erkeğin sahip olabileceği tüm kötü özelliklere sahip.
Gurur ve önyargı yüzünden bir türlü bir araya gelemeyen Elizabeth ve Darcy aşkın en çetrefilli, en gerçekçi halini sunuyor okuyucuya.
Neden bilmiyorum, belki Elizabeth’i kendimle özdeşleştirdiğimden (onunki kadar yüksek bir özgüvenim olmasa da:( ) belki Darcy karakterinden… bildiğim tek şey Gurur ve Önyargı benim için gelmiş geçmiş en tatlı, en keyifli, en güzel aşk romanıdır, üstelik hiçbir tensel temasa değinilmemesine rağmen…
Jane Austen’in kendisinin tersine romanlarındaki karakterleri evermesi de ayrı bir ironi.
Bu arada son uyarlama filmi de çok başarılı. Hani romanıyla uğraşamam diyene şiddetle tavsiye.  


7 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Darcy'e aşık olmayan mı vardı bizim jenerasyonda:)

Adsız dedi ki...

Bir de Colin Firth'lü bbc uyarlaması mini dizi vardır ki tadından yenmez :) Bilge

Unknown dedi ki...

Ea ben daha Darcy' e aşık olma kısmına geçemedim:) Darcy halen tüh kaka adam bende:)

yeliz dedi ki...

Darcy! Her yaştan kadının seveceği bir erkek:))

yeliz dedi ki...

Hmm baktım o uyarlamaya çok iyiydi ama altyazı yoktu hepsini izlemedim

yeliz dedi ki...

Aaa çabuk çabuk dernek kuruyoruz eşbaşkanlar bahar ve yeliz
Darcy severler derneği:))

Adsız dedi ki...

Gerçekten çok çok severek okuduğum ve bir o kadar çok severek seyrettiğim bir eser. Nedense hep Jane Eyre ile karıştırdığım oluyor. Aynı betimlemeler, aynı güçlü karakterler... Ama henüz okumayan veya seyretmeyen varsa mutlaka zaman ayırsın. Haaa bu arada Mr. Darcy'nin filmdeki son sahnesi rüyalara eş değer :)))
Sinem