12 Aralık 2011 Pazartesi

Sansür dönemi


Sansürün hemen her türlüsüne karşı olan bendeniz, huzurlarınızda çark ediyorum.

Yeter ulen yeter! Başlayacam bu düdüğün aktan boktan kitaplarına!

Kitapta sansür günün çorbası ailesinin hanesine girmiş bulunmaktadır!

Kitaplık bir nevi çöplük kıvamında! Arca’nın en sevdiği oyun bütün kitapları yere atmak, odada yürünecek yer kalmıyor. Bir ara ona çaktırmadan artık okumadıklarını arka odaya şutlamıştım. Buldu cüce!

Dilim damağıma yapışasıya kadar ben okuduğum için o kitapları bazılarına sansür uygulamakta sakınca görmüyorum.

Sansür kriterlerim var.

Kitap yırtılmışsa… Hatta çoğunlukla yırttığı kitabı kendi elleriyle çöpe yollatıyorum, sonra sorduğunda “sen attın” diyebilmek için! Ama şu Annie kitabından bir kurtulamadım ya içimde kaldı. Mickey’lerin sayfaları da pek zayıf, eksik eksik okutuyor deli oluyorum.

Ben okumaktan yoruluyorsam. Mesela “Bayan Tilki ve Bay Porsuk”. Çok eğlenceli bir kitap, ama çizgi roman şeklinde. Hadi dergilerinde çizgi romanlar kısa bu koca kitap. Sadece diyalog, üstelik benim öyle seslendirme yeteneğim yok. Bir parmak diyalog balonunda, takip ettireceğim diye canım çıkıyor. Arkalara saklıyorum buluyor okutuyor. Beni yormaktan hastalıklı bir zevk mi alıyor yoksa kitap cidden çok eğlenceli çok mu seviyor, bilemiyorum. Ama geçen gün Arca ile kitapları ayırırken bu kitabı arka odaya yollamamızı istediğinde İlker ilesevinçten parlayan gözlerimiz birleşti, kalbimiz küt küt, “oh yeah” şeklinde sevindik. Fikrini değiştirmesin diye o ayrılanların en altına koyduğumu itiraf ediyorum.

Sıkıcıysa… Uzaylı Boyo ve Salyangoz Ba! Ah ulen bu kitaptan kurtulamadım gitti. Gerçekten çok sıkıcı! Benim uydurduğum Uzaylı Lulu masalı bile daha yaratıcı şerefsizim!

Uzunsa… Aslında Duru için almıştım, Küçük Kara Balık. Duru için çok hafif, Arca için çok ağır ve uzun oldu. Duru bir çırpıda okuyup Arca’ya verdi. Al başına belayı! Arca manyağı kitabın. Oku oku bitmiyor, ve sadist cüce sonuna kadar okutuyor.

Sevmiyorsam… Zorla mı kardeşim, bazı kitapları sevemedim gitti. Baloncu Dede ve üç küçük yaramaz. Resimler şahane, öykü güzel ama bir paragraf = bir cümle. Nefessiz kalıyorum şerefsizim! Bazı cümleleri pardon paragrafları bölmek zorunda kalıyorum. Ben anlamıyorum velet nasıl anlasın? Bence Feridun Oral öyküleri yazdıktan sonra Sara Şahinkanat’a metne döktürsün sonra da resimlesin. Mesela Maymun kral böyle bir çalışma, hiç sansürlüyor muyum Maymun Kralı?

Az laf çok resim ve canlandırma varsa… Al işte buna da kılım. Tombik Mavi Fil… Sürekli bir efekt! Seslendirme sanatçısı mıyım ben? İşin yoksa resim tasvir et. Ben mi yazacağım kardeşim öyküyü bir zahmet yazıverseydin bastırmadan önce.

Buraya kadar benim şahsi şımarıklıklarımı okudunuz, bir de işin Arca yönünden doğrusu var.

Hayali kahramanlar insan üstü acayip şeyler yapıyorsa… Uzman arkadaşım, bu yaşlarda örneğin uçan insanların bulunduğu öykülerden uzak durmamızı öğütlemişti. Çünkü şimdilik gerçek ile hayali ayıramıyorlar demişti. Babanenin getirdiği Peter Pan kitabını bu sebepten kaldırmak zorunda kaldım ki çok severim.

Ayrıca seri kitaplar çok sakat, bir nevi seri katil gibi. Arca taktı mı çok fena, onları bir kitaptan sayıyor. Mesela 5 tane Atakan okutuyor üst üste, sonra bir kitap daha okuyalım istiyor. Küçük Ayı büyük Ayı serisini üçlediğimizden beri, her yere üçünü götürüyoruz, her gece üçü okunuyor. Hadi bunlar üç beş tane. Tübitak’ın bilmemneyli bir gün serisini üst üste koydun mu Arca’nın boyunu geçiyor ve evet bir dönem gece yatmadan önce on kitabın tamamını okuyorduk.

Yine sık sık kitaplığını yere indirdiğini gördüğüm bir gün, Arca’yı çektim karşıma, “bak, kitaplarının bir kısmından sıkıldın istediklerini bulmakta zorluk çekiyorsun, gel beraber ayıralım, yenilerine yer açalım” dedim. Kabul etti. Onun kriterleri pek yalın kaldı benimkilerin yanında: “sıkıldım” – “kalsın”

Meğer epey sıkılmış birçoğundan, “sıkıldım”lar arka odaya şutlandı, “kalsın” sağlar bizimdir!

4 yorum:

Fatma dedi ki...

Oh, biz de yapabilsek bunu ama ben oyuncaklardan yana dertliyim, oynamadıklarının bir kısmını kaldırdım ama tutturuyor, tarif ediyor ısrarla istiyor oyuncağının birini, ben kaldırıp şuraya koydum demiyorum o hatayı bir kere yaptım olduğu gibi alıp odasına götürdü tekrardan.
Kitaplara gelince işime gelmeyeni kaldırıyorum sormuyorum ona çok ısrar edip isterse aaa bak burdaymış deyip çıkartıyorum ortaya:)

Fatma dedi ki...

"Hayat devam ediyor" Ayrıntı çocuk tan, Diyarbakır metin atöylesi yazmış okudun mu, dikkatini çekti mi Yeliz, fikrini almak istiyorum.

pınar dedi ki...

bu kadar mı olur yeliz, resmen aklımdan geçenleri yazıya dökmüşsün, hislerime tercüman olmuşsun. en son aldığımız ve benim beğendiğim "masal istediğin gibi bitsin" diye kitap seti var, ama 10 kitaplık. arca her gece 10'ununu da oku diye tutturmayacaksa tavsiye ederim:)

Nil dedi ki...

biz bu aralar kitap okumaya ara verdik açıkçası benim tembelliğim. gözüm kayıyor benim uykum geliyor napim :)