Bu D.I.Y. meselesi çok acayip, insanın kanına bir şekilde girdi mi evdeki her türlü çer çöpe DIY'acak bir şeymiş gözü ile bakar oluyorsun.
Arca ile Ümit abla için el emeği göz nuru fotoğraf kutusu hazırladık demiştim ya, aynı gece o kitap yastığını yaptım. Yetmedi bir de kitap ayracı yaptım. Allahım sana geliyorum kim tutacak beni?
Şaka bir yana benim kitap ayracım yok, Arca hepsini hallediyor. Geçenlerde "Sense and Sensibility" filmini izlerken fark ettim, o yıllarda insanlar kitap ayracı yerine saten kurdele kullanıyorlarmış. Kesin bunu ben de yapmalıyım demiştim içimden. (bak bak nasıl da içime işlemiş, DIY diyorum) Derken Ümit ablanın kutusu için kullandığımız yapışkanlı kağıttan arttı, kitabın içinden çıkan ayraca yapıştırdım. Bir de kurdele istiyorum ya...
Gecenin bir vakti İlker'i dürtüyorum, nerede silikon tabancası? Kumaş kartona nasıl yapışacak silikon lazım. Tabancası var silikonu yok. O gece yapmalıyım, koca olsun bu gece olsuncuyum ben duramam. Benim kocam beni eyleyemez acilen o kurdele o kartona tespit edilmeli! İşte o kadar!
Bir büyüğümüz ne demiş "demokrasilerde çareler tükenmez" ... Bende zihni sinir uydurmasyon çözümler tükenmez. Tel zımba!!
Pek işlevsel yav! kitabı kapatıyorsun sadece saten kurdele gözüküyor, "Sense and Sensibility" tadında bir nostaljik görünüm! Açıyorsun hop içinden kurdelenin beyazından çiçekli ayraç! Allahım şu anda bu satırları yazarken kendim ile duyduğum gururu tavsir etmem imkansız! Ben bu gazla şerefsizim bir hobi blogu açarım. Elinden dikiş gelmeyen tek hobi blogu sahibesi olarak adımı tarihe nakış ile yazdıramasam da tel zımba ile yazdırırım!
Ben asıl kitaptan bahsedecektim, kitap ayracı beni benden aldı. Zeren'in yazısında görüp bu kız okuyorsa, güzeldir deyip almıştım bu kitabı. Böyle çok pis takip ettiğim insanlar var, bloglarında kitap etiketlerine filan tıklıyorum, listelerini çalıyorum, önerilerini dinliyorum, bunlar ne derse onu okuyorum. Buyum ben tanıyın beni! Blog sapığı aramızda! Benim yeni kitap yeni yazar için cesaretlendirilmem, önerilere boğulmam gerek. Kitap konusunda özgüvenim, altıncı hissim, öyle acayip önsezilerim filan yok. Bu insanlar olmasa ben anca gazete okurum, sahi hangi gazeteyi okuyorlar acaba?
puhahaha
Geveze blogger mode on triplerinden sıyrılıp yeryüzü gerçeğine iniş yapıyorum. An itibari ile Raif efendinin hatıratlarına gelmiş bulunmaktayım, Türkçem eski lügattan kelimelerle ve hay be dediğim dönüp bir daha okuduğum ve hatta yüksek sesle tekrarladığım cümlelerle tanıştı. Çok uzatmayacağım, kitabı merak edenler için gelsin ... Zeren burada öyle güzel anlatmış ki... bana link vermek düşer.
Sadece hissiyatımdan küçük bir kuple sunacağım efenim.... Raif Efendide kendimden pek çok iz bulmaktayım naçizane... Dolayısı ile pek merakla beklemekteyim kitabı bitirdiğim andaki hislerimi... Ve lakin niyetim siz sevenlerim ile paylaşmaktır.
5 yorum:
Bende zaman zaman seninle kitap pistisi oluyorum, bir bakiyorum ayni kitap sende de var:) ama o kadar tembelim ki bloga yazana kadar yillar geciyor :) Bir gun e basladim ama cok yavas ilerliyor be yelizim, hizlanir mi acaba? Ben de illa simdi olacak, su anda , su saniye olacak diyenlerdenim. Gerci Nil benim pabucu dama atmak uzere, bak yine ilham verdin, bu konuda post paklar beni :)
yelizciğim kitabı beğeneceğine eminim.Benim en sevdiğim kitapların ilk sırasında yerini aldı yıllardır geçilemedi :)
jane austen kitaplarını okumuşsanız jane austen book club filmi bence gayet iyi.kitaplarını okumanın verdigi hazla daha interaktiv bi film izlemiş oluyosunuz.ben bu film için bazı kitaplarını okumuştum.edebiyatın ve sinemanın melezleştigi güzel bi film tavsiye ederim.
sahi mi? Raif Efendiden kendinden izler buldun Yeliz yav... Beni sinir etmişti Raif efendi...bİ harekete geç , niye niye demişti. Ben artık roman kahramanları interaktif olsun, bana cevap versinler istiyorum töbee
Raif Efendi,benim blogu yazmaya başlamamın İskender ile birlikte sebebidir.Murat'a da zorla oku oku oku dediğim ve okuduğu kitaptır.Ben çok sevdim Raif Efendiyi...Tatilde okumuştum,hala bazen aklıma gelir bir ah çekerim.
Yorum Gönder