28 Nisan 2012 Cumartesi

Var bir gudubetlik!

Haftaya İstanbul’a fuara gideceğim, fark ettim ki beni unutmuşlar. Benim gibi kadın unutulur mu be! Otel yok, uçak yok, kaldım ortada. Madem unuttunuz gelmeyeyim o zaman dedim, yemedi! Eh madem unuttunuz ve madem geliyorum, o halde bari WOW’da bir oda ayarlayıverin, dedim, hiç yemedi.


Günlerdir yana yakıla otel arıyorum. Merter tarafı iptal. Taksim’e yöneldim mecburen. Fiyatlar uçmuş, fuar zamanı son günler… Normal. Bakalım, Beyoğlu'nda kalacağım bu gidişle. Parkta da yatıracak halleri yok ya, buluruz elbet.

Açık söyleyeyim bu fuarda takım elbiselerimizi yenilerler sanıyordum. Kaç fuar oldu. Yok yenilenmeyecekmiş. Dört sene öncenin takımı. Modası geçti bir kenara, senden benden ne kaldı dört senede? Dört sene önce ben filinta gibi bir hatundum, Arca portakalda vitamindi. Doğurdum, emzirdim, aynı kıyafet. Adam askere gidecek aynı kıyafet. Zaten eteğini dar dikmişlerdi. Hemen her fuar öncesi olduğu gibi “sığabilecek miyim” sorunsalı ile baş başa kaldım. Yeni takım alacaksan kendin alıyorsun, yok artık bir de para mı vereceğim? Aynısını bulmak için bir de uğraşacağım ha? Tabii canım oldu, görürsem söylerim. Yeminle ölüm orucuna girerim de bir gri takım daha almam! Gardırop gri takımdan geçilmiyor.

Geçen gün kalbim küt küt denedim eteği. Yeay oldu vallahi oldu. Ama bir küçük ayrıntıyı atlamışım. Benim jelibon göbeğimin yanı sıra külotlu çorap, atlet ve gömlek de girecek o eteğin içine. Nitekim olmadı. Fermuarın iki santim kadar aşağıda bırakmam gerekiyor. Ah ulen yine birkaç gün aç gezeceğim.

İşler desen, hep akla gelmedik aksilikler… Zaten aklına önceden gelse önlemini alırsın, halledersin. Gudubetlik peşimi bırakmıyor, besmelesiz mi çıkıyorum kapıdan? Hiçbir fikrim yok.

Sonra hiç yapmadığım bir şeyi yaptım Arca’ya Cansu’nun doğum günü partisine gideceğimizi söyledim ve Murphy kanunları işledi tabii, Arca hasta. Kusma, ishal, halsizlik ve mütemadiyen bir uyku hali. Bir de her yeri ağrıyormuş. Uyuyor şimdi, sürekli terliyor. Allahtan 2 muz ve yağsız makarna yedi az önce. Umarım işe yarar. Bir de bana “annecim sen hasta değilsen Cansu’nun partisine gidelim istersen” diyor. Hasta oluyorum bu hasta hallerine.

6 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz, Beyoğlu öğretmenevi muhteşem, oradan ayarlamaya çalış.Valla bina Pera Palas'ı aratmaz.

ayak izleri-sevgi dedi ki...

hay allah seni nasıl unuturlar.. off o olmayan kıyafetler beni öldürüyor yeliz ya.. şu an 48 kiloyum ve hamile kalmadan önce aldığım ve sadece 1 kere giydiğim laci kumaş pantalonumun içine giremiyorum.. göbek hariç heryer oluyor da iş düğme iliklemeye gelince cıxx olmuyor ya..
kuzuma çok geçmiş olsun.. hemencik iyileşsin inşallah..

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

hayatlardan sesleniyorum. arca'ma cok gecmiş olsun. hastayken mahsun olmaları çok fena yurek daglıyor

kuzunun annesi dedi ki...

Yeliz sana bir formül atıyorum gmaile mutlak dene

annelikokulum dedi ki...

taksim titanik otel 5 yıldızlı kalmak isterseniz yer ayarlarım:)))

yeliz dedi ki...

Lale ablacım ayarladım bir otel, öğretmen evini biliyorum gerçekten muhteşemdir, sağol:)

sevgicim şekilsizleştik maalesef:(

hülya nasıldı be haftasonu?

hayat hocam allah razı olsun, öperim:)

annelik okulum, çok teşekkürler.
bahsettiğin oteli biliyorum, çok güzel bir otel ama şirketin bütçesi dar maalesef.
ama bir gece için şirketin otelinde değil başka bir otel arayışı içindeyiz aynı zamanda.
check in 02.05 ve check out 03.05 olacak şekilde yer var mı acaba? İlker gelecek, 1 gece başka bir otelde kalalım istiyoruz.