'90'ların başı, ortaokul yılları. Okulun açılmasına pek az bir zaman var. Ya anneannem ya da dedem hastaneye yatırılmış, annem ve teyzem refakatçi, eve gelemiyorlar. Kızları bir evde toplamışlar, birbirimize göz kulak oluyoruz, ablam, ben ve teyzemin kızı.
Ablam kıyamam o yıl üniversite sınavına girecek, dershaneye gidiyor, boyuna ders filan çalışıyor, bize katiyen takılamıyor. Biz Zühre ablamla Perşembe pazarına gidiyoruz, markete gidiyoruz, evin işini gücünü yemeğini yapacağız, özgüven zirve! Kıvıramadık mı pazardaki teyzelere soruyoruz, “fasulyeyi nereden alalım?” , “hangi tezgahın domatesi güzel?”
Neden sonra ocaktaki yağ aklımıza geldi. Hmm kızdı mı kızmadı mı? Nasıl yapsak ne etsek? Bir adet parmak patatesi tavaya attık, saniyeler içinde kömürleşti. Hassss…. Bastık çığlığı! Hayır kapat altını soğusun değil mi? Yok! Aldık tavayı çığlık çığlığa attık lavabonun içine, suyu da açtık! Yani yapılmaması gereken ne varsa eksiksiz yapıyoruz.
Yağ zerrecikleri deli fişek mutfağın her köşesine dağılmış. Bir şey değil, yanacağız gencecik yaşımızda. Kaçıştık çil yavrusu gibi. En son hatırladığım buzdolabının kapağını siper edip arkasına saklandığımızdı. Kafamızı çıkaramıyoruz, çıkardığımız an bir pat sesiyle geri kaçıyoruz.
Biz buzdolabı kapağının arkasında kıkırdarken sesimizden ders çalışamayan ablam bir hışım girdi mutfağa. Olayı kavradı, saniyeler içinde çıktı, elinde bezle geri geldi. Söylene söylene yerlerdeki yağları sildi. Biz iki sakar süt dökmüş kedi gibi büktük boynumuzu.
Hazır çorba iğrençti, makarna lapa, patates desen kömür. Babama malum mu olmuş ne, elinde hamburger paketiyle çıkageldi.
@BumerangNet sormuş, ilk yemeğinizi anlatan bir yazı yazın demiş. Mantının yoğurduğuna dövdüğüm sarımsaklar ile dibini yaladığım pasta hamurlarını saymazsak, annemsiz mutfakta ilk yemek patates kömürüydü, neyse ki son olmadı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder