Hepimizin birbirimize destek olmamız gerektiğini söyleyip geçici işsizlik alternatifini önümüze koyan bizim büyük patron, sözlerini “artık başka bir gerçekliği yaşıyoruz” diye bitirdi. Sonrasında Japonya’ya topukladığını düşünüyorum zira hala Avrupa’da kalan birkaç Japondan biriydi.
Bu bambaşka gerçekliği kabullenmemiz bekleniyor. Normumuz bu artık.
Karantina normlarımızda sosyal medyada geçirdiğimiz vakit arttı.
Sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkileri de...
Karantina otoriteleri belirdi bu arada.
Kilo alma
Egzersiz yap
Kişisel geliş
Online eğitimlere katıl
Hobi edin
Sağlıklı beslen
Ailenle kaliteli zaman geçir
Kitap oku
Bilmem neyi izle
Sabah pijamanı çıkar
Gün aşırı tartıl ki kilo kontrolünü elden bırakma
Kargo siparişi verme
Bağışıklığını artır
Yoga yap
Ekmek yap
Meditasyon yap
Yapmazsan şerefsizsin!
Ay şiştim!
Ay belki ben kişisel gelişmeyi bırak kişisel özbakımımı bile aksatıyorum!
Bir de tıp otoriteleri ile büyük resimciler var. Çarpışıyor bunlar. Tıp otoritelerini yine en fazla üstten bakmalarıyla eleşetirebilirsin de, yine de ben doktor kibrini bilime saygımdan hoşgörüyorum. Ama o büyük resimciler! Aman yarabbi evlerden uzak. Senaryolar komplo teorileri hiç bitmiyor, hep bir aileler hep bir derinler... hadi bunlara da bişey demiyorum, kendini gerçeklerden soyutlayarak rehabilite etmek isteyebilir insan, yeter ki bana bulaşmasınlar.
Karantina hassas bir dönem, bazı kurallar olmalı kanımca, manifesto tadında, buraya üç ana madde bırakıyorum, isteyen ekleme yapabilir, atış serbest!
- Kimseye ne yapması gerektiğini söyleme (ekmekse ekmek yogaysa yoga kim ne isterse onu yapsın)
- Kimseyi kendini rehabilite etme şekilleriyle eleştirme (büyük resimcileri bile eleştirmemeye çalışıyorum)
- Kimseyi müsait olup olmadığını sormadan görüntülü arama (özellikle de beni)