Tabir-i caizse köpekler gibi çalışıyorum. Depresyona girmeye fırsatım yok özetle, işten yana sorgulama yapamayacak kadar yoğunum ki bu iyi bir şey. Arca’dan önce mesaiye kalırdım, bunu kaldırdım. Çok acil bir durum olsa bile eve hep aynı saatte geliyorum, cüceyle olan mesaim bittikten sonra salona dükkan açıyorum. Sonra da “aman sabahlar olmasın!”
4 Şubat 2012 Cumartesi
Muzlu süt candır!
Son zamanlarda kendimi tanıyamıyorum. Yemek konusunda Arca’ya baskı uyguladığıma inanamıyorum!
Allahım kurtar beni ! Gelenekselleşiyorum!
Allahım kurtar beni ! Gelenekselleşiyorum!
3 Şubat 2012 Cuma
Cehalet pek fena
"Hayat”tan sonra “Saatleri ayarlama enstitüsüne” fena dalmıştım ki, aslında okumak istediğimin yeni bir yazar olduğunu fark ettim. Yani benim için "yeni" ...
Yaklaşık yirmi dakika iki kitap arasında gidip geldim: Paul Auster – Görünmeyen ve Gabriel Garcia Marquez – Yüzyıllık yalnızlık . İkisi de yazarlarının en iyi kitapları, iki yazarın kitabını da daha önce hiç okumadım ve deli merak ediyorum. Düşün düşün … yok bir türlü karar veremiyorum.
Yaklaşık yirmi dakika iki kitap arasında gidip geldim: Paul Auster – Görünmeyen ve Gabriel Garcia Marquez – Yüzyıllık yalnızlık . İkisi de yazarlarının en iyi kitapları, iki yazarın kitabını da daha önce hiç okumadım ve deli merak ediyorum. Düşün düşün … yok bir türlü karar veremiyorum.
Bu gibi durumlarda yaptığım en saçma şeyi seçtim; İlker’e sormak. “Seç!” dedim, “hangisini okuyayım önce sen seç!” Edebiyata zerre ilgisi olmayan muhterem kocamın koklayarak seçim yapacağını düşünmüştüm.
2 Şubat 2012 Perşembe
Maymun dötünü yara sanmış…
Kar hasretiyle
yanıp tuştan masum İzmirli’nin durumu bu sabah tam da böyleydi.
25 dakikalık
mesafeyi tam tamına 3 saatte kat edebildim. Sebep? KAR… diyeceğim yurdun
kalanına ayıp olacak. Ama maalesef öyle…
Sabah kar
haberini Nadire abladan alınca, Garfield gibi yapıştık cama, yeay…. O kadar çok
söyledik ki sonunda yağmıştı, yağıyordu, allahım dualarımız kabul oluyordu…
Benim gözlerim mutluluk gözyaşları ile nemlenirken Arca gayet öküz bir şekilde
“ben bebekken kar görmüştüm ki…” dedi, döndü kıçını.
1 Şubat 2012 Çarşamba
Zogi-Maskeli Fare-Minik balık-Ormanda doğum günü partisi- Müzisyen inek sırma
Arca’nın bazı dönemleri kitap takıntısına saplanır kalır.
Bir ara Findus’a sağlam küfrediyordum. Bir de tek kitap olduğunu iddia ettiği seriler var. Büyük ayı, küçük ayı serisi gibi… Üçü bir arada okunacak, işte o kadar.
Bu aralar beş kitap takıntısı var, yeni de değiller ya neyse…
Zogi-Maskeli Fare-Minik balık-Ormanda doğum günü partisi- Müzisyen inek sırma.
Bu kitapların hepsi ile geçmişte tek tek okutma münasebetlerimiz oldu, ama son zamanlarda “hepsi birlikte okunacak”a dönüştü. Bir türlü yırtamıyorsun, yakaladı mı okutacak.
Bir ara Findus’a sağlam küfrediyordum. Bir de tek kitap olduğunu iddia ettiği seriler var. Büyük ayı, küçük ayı serisi gibi… Üçü bir arada okunacak, işte o kadar.
Bu aralar beş kitap takıntısı var, yeni de değiller ya neyse…
Zogi-Maskeli Fare-Minik balık-Ormanda doğum günü partisi- Müzisyen inek sırma.
Bu kitapların hepsi ile geçmişte tek tek okutma münasebetlerimiz oldu, ama son zamanlarda “hepsi birlikte okunacak”a dönüştü. Bir türlü yırtamıyorsun, yakaladı mı okutacak.
31 Ocak 2012 Salı
Soğuk burada tarih yazıyor! Totom donuyor!
Soğuk havalara bok atarken biraz erkenci davrandığımı fark ettim. Zira onlar iyi günlerimizmiş. B.k gibi soğuk yav!
Bütün gün sıcak ofiste çalışıp, sadece arabaya birkaç adım yürüyen bir nankör olarak ben bile soğuktan şikayet ediyorum ya şımarıkça, Allah evsizlere sokak hayvanlarına acısın be...
Akşam eve dönerken tek dileğim sıcak çorba ve yemek sonrası çaydı.
Bütün gün sıcak ofiste çalışıp, sadece arabaya birkaç adım yürüyen bir nankör olarak ben bile soğuktan şikayet ediyorum ya şımarıkça, Allah evsizlere sokak hayvanlarına acısın be...
Akşam eve dönerken tek dileğim sıcak çorba ve yemek sonrası çaydı.
Konak pasaport müdürlüğünde hadise çıkaran kadın?
Evet, o bendim.
Yaklaşık bir hafta öncesinden randevumu almışım internetten. Üç buçukta orada olacağım. Yeni pasaportlar hakkından önceden tecrübesi olanlar, beklentimi acayip yükseltti. Yok beş dakikada hallediliyormuş, yok çok hızlıymış, falan filan…
Yaklaşık bir hafta öncesinden randevumu almışım internetten. Üç buçukta orada olacağım. Yeni pasaportlar hakkından önceden tecrübesi olanlar, beklentimi acayip yükseltti. Yok beş dakikada hallediliyormuş, yok çok hızlıymış, falan filan…
Köpeklerin "bişey yapmaması" için...
Hani geçtiğimiz hafta bir itirafta bulunmuş, "köpekfobik" olduğumdan bahsetmiştim.
Çok değerli yorumlar, okumaya doyamadığım anılar geldi ama özellikle bir tanesini paylaşmak istedim. "Adsız" bizimle çok faydalı bir yazı paylaşmış.
Çok değerli yorumlar, okumaya doyamadığım anılar geldi ama özellikle bir tanesini paylaşmak istedim. "Adsız" bizimle çok faydalı bir yazı paylaşmış.
30 Ocak 2012 Pazartesi
Dumur diyalog #41
Poyrazların geldiği gün...
Y: Annecim dergilerini arkadaşına da göster istersen
A: Arkadaş değil o! KARDEŞ!
Y: Annecim dergilerini arkadaşına da göster istersen
A: Arkadaş değil o! KARDEŞ!
29 Ocak 2012 Pazar
"iki" dolap kitap
"Bir dolap kitap" blogunu bilmeyen var mı?
Çocuk kitabı denince akla...
Tamam şimdi buldum !
Hemen onun adı gelir :)
Çocuk kitabı denince akla...
Tamam şimdi buldum !
Hemen onun adı gelir :)
28 Ocak 2012 Cumartesi
27 Ocak 2012 Cuma
"Arca, oğlum, senin annen bir salaktı!" Vol.8.1-8.2
Benim salaklıklarım annelik kimliği ile sınırlı değil katiyen, kendimi aştım artık. Hayatın her branşında şampiyonluğa oynuyorum.
Geçenlerde arabanın sigortasını ödemişiz, ruhsatın içine koy diye tembihledi İlker, ama ben unuttum sanıyorum. Çıktık yola, önümdeki yayaya yol verdim diye arkamda terbiyesizin biri kornaya bastı. Bir el kol hareketi yaparsın, ama nasıl saydırıyorum dikiz aynasından. Sağımda durdu, trafik polisiydi, haaasssss….
Geçenlerde arabanın sigortasını ödemişiz, ruhsatın içine koy diye tembihledi İlker, ama ben unuttum sanıyorum. Çıktık yola, önümdeki yayaya yol verdim diye arkamda terbiyesizin biri kornaya bastı. Bir el kol hareketi yaparsın, ama nasıl saydırıyorum dikiz aynasından. Sağımda durdu, trafik polisiydi, haaasssss….
26 Ocak 2012 Perşembe
"Arca, oğlum, senin annen bir salaktı!" Vol.7.1-7.2
Evet evladım senin annen harbi salak!
Hatta saftiriğin önde gideni, bayrak sallayanı!
Hatta saftiriğin önde gideni, bayrak sallayanı!
BAM! ATEŞ!
Parmak hesabı yapıyorduk İlker'le. Mart ayına kadar iki defa daha böyle ateşlense yırtarız. Ocak ayını böyle kapatırız... diyorduk geçen defaki hastalıkta. Ayını doldurmadı bu sefer.
Bir gün, bir enfeksiyonu kimden nereden kapmış olabileceğini intikam tıslamasıyla sormuştum Arca'nın doktoruna. O da "ne yapacaksın? intikam mı alacaksın?" demişti, gülmüştük. An itibari ile böyle bir hissiyatın içindeyim. Aynı soruyu bugün sorsa, "evet" diyebilirim, zira böyk geldi.
Yine de beterinden saklasın diyoruz, şükrediyoruz.
Bugün doktoru arayıp haber verdik durumu. Bugün 42,3 C'lik bir ateşi düşürdüğünü anlatmış İlker'e. 38'i bile beklemeyin, takibi sıkı yapın, tedbiri bırakmayın demiş. Feci bir salgın varmış.
Arca hasta olduğunda çalışan anne olmaktan nefret ettiğimi daha önce de söylemiştim. Yine söylüyorum. Çünkü ben artık işyerime "çocuğum hasta, gelemiyorum" demeye utanıyorum. Çünkü anane babane bakıcı baba... kimse fark etmiyor, beben hastaysa annesini istiyor işte o kadar!
Canım sıkkın. Yazdım rahatladım, gözlerim kapanıyor, gidip yanına kıvrılacağım saat başı kalkmak üzere bir süreliğine gözlerimi yumacağım.
Bir gün, bir enfeksiyonu kimden nereden kapmış olabileceğini intikam tıslamasıyla sormuştum Arca'nın doktoruna. O da "ne yapacaksın? intikam mı alacaksın?" demişti, gülmüştük. An itibari ile böyle bir hissiyatın içindeyim. Aynı soruyu bugün sorsa, "evet" diyebilirim, zira böyk geldi.
Yine de beterinden saklasın diyoruz, şükrediyoruz.
Bugün doktoru arayıp haber verdik durumu. Bugün 42,3 C'lik bir ateşi düşürdüğünü anlatmış İlker'e. 38'i bile beklemeyin, takibi sıkı yapın, tedbiri bırakmayın demiş. Feci bir salgın varmış.
Arca hasta olduğunda çalışan anne olmaktan nefret ettiğimi daha önce de söylemiştim. Yine söylüyorum. Çünkü ben artık işyerime "çocuğum hasta, gelemiyorum" demeye utanıyorum. Çünkü anane babane bakıcı baba... kimse fark etmiyor, beben hastaysa annesini istiyor işte o kadar!
Canım sıkkın. Yazdım rahatladım, gözlerim kapanıyor, gidip yanına kıvrılacağım saat başı kalkmak üzere bir süreliğine gözlerimi yumacağım.
25 Ocak 2012 Çarşamba
Ben Yeliz. Ben bir köpekfobikim!
Yıl… Valla yıl kaçtı bilmiyorum ama ilkokul zamanıydı sanırım, alıştırma tekerleklerini bisikletimden yeni çıkarmıştık. Yazlık şimdiki gibi insansız ev yığını değildi, az ev çok insan bir beldeydi. Bakkal benim görevim, katiyen kimseye bırakmıyorum. Yolum da belli, arabaların geçtiği yol taşlık, dengemi kuramam diye bisikleti elimde toprak futbol sahasına kadar yürütüyorum, sahada sürüyorum. Bir öğlen vakti hemen herkes sahilde, bense tıkır tıkır kırmızı bisikletimi o taşlık yolda yürütürken arkamda bir ses duydum, pıt pıt pıt…
Bebelere faydalı bilgiler kılavuzu Vol.2
Bu bir "Arca diyor ki..." postudur.
Dün,
- Yemeğin – içeceğin içinde ilaç olduğunu nasıl anlarsınız?
- Şuruptan yırtamıyor musunuz? Süreci zehir ederek kaçınılmaz sonu eğlenceye dönüştürün!
konularını masaya yatırmıştık.
Bugün yepisyeni taktiklerle karşınızdayım!
- Anne babanızın üzerinizde uyguladığı yöntemleri gerisin geri iade teknikleri.
- Annenin kararlı olduğunu anlamanın yolları
- Yemekte pazarlık sanatı
24 Ocak 2012 Salı
Bebelere faydalı bilgiler kılavuzu Vol.1
Bu bir "Arca diyor ki..." postudur.
Hepsi ve daha fazlası!
- Yemeğin – içeceğin içinde ilaç olduğunu nasıl anlarsınız?
- Şuruptan yırtamıyor musunuz? Süreci zehir ederek kaçınılmaz sonu eğlenceye dönüştürün!
- Anne babanızın üzerinizde uyguladığı yöntemleri gerisin geri iade teknikleri.
- Annenin kararlı olduğunu anlamanın yolları
- Yemekte pazarlık sanatı
Uğurlar olsun
...
15 yaşındaydım. Dolayısı ile delillerin "süpürüldüğü"nü ve devlet büyüklerinin katillerin yakalanmasının "namus borcu" olduğunu söylediklerini gayet iyi hatırlıyorum.
Ben hatırlıyorum da namusu üzerine söz veren devlet büyükleri hatırlıyor mu acaba?
Sahi ne çok zaman geçti üzerinden, değil mi?
Uğurlar olsun
...
15 yaşındaydım. Dolayısı ile delillerin "süpürüldüğü"nü ve devlet büyüklerinin katillerin yakalanmasının "namus borcu" olduğunu söylediklerini gayet iyi hatırlıyorum.
Ben hatırlıyorum da namusu üzerine söz veren devlet büyükleri hatırlıyor mu acaba?
Sahi ne çok zaman geçti üzerinden, değil mi?
Uğurlar olsun
...
23 Ocak 2012 Pazartesi
Haftanın okuyanı
Blog dünyasına "haftanın okuyanı" konseptini armağan eden sevgili Leylak Dalı'na ithaf olunur:)
Yer: Ela'ların evi
Doğum günü partisi
Arca Ela'nın kitaplığından bir kitap kapıp gelmiş.
Okurken, birer ikişer bütün parti ahalisi toplanmış başımıza ve sevgili Elif de deklanşöre basmış.
Basarken "seni haftanın okuyanı seçtim" diyordu.
Sosyal cücenin hafta sonusu
Aylardır bir araya gelemeyen dostların kaynaşma gecesinin adresi bizim evdi Cuma akşamı. Arca ile Poyraz pek sevişgen bir akşam geçirdi. Sıfır arıza! Arca uyuduktan sonra Poyraz epey zorlandı uyumaya ve ciddi arıza çıkardı, haklı olarak. Bebek bekleyen Gül ve Orçun için National geographic tadında ve öğreticiliğinde bir belgesel, bir ön gösterim idi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)