İştah cinleri ! Bi gidin geldiğiniz yere yav! kışkış cinler kışkış!!

Yaklaşık bir ay kadar önce İlker’in sıkı diyet macerasının peşine takılıp hamilelik öncesi kiloma dönmüştüm. 50’yi gördü bu gözler! Hey yavrum hey! İşteki stres de eklenince dümdüz bir karın totodan düşen pantolonlar… Keyfim yerindeydi şekilden yana.

Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum, bir iştah musallat oldu bünyeye. Yiyorum, doymuyorum, rüyamda yemek görüyorum. Hamburger kaçamakları yapıyorum, öğlen mantı filan söylüyorum. Bünye kalori aş eriyor, öyle böyle değil. Zaten bir hafta düzenli olarak alkol aldım, yanına bilumum fındık, fıstık vesaire… sanki gerilmiş sinirlerimi yumuşatacak? Sadece göbek kaslarımı yumuşattı, jelibon kıvamında bir bel bölgem var artık! Jelibon demişken, ara öğün olarak jelibon yedim var mı ötesi? (Arca İlker'e aldırmış, o yiyemesin diye koca paketi ben bitirdim)

Son derece kalori yüklü bir beslenme tarzı. Bir de üstüne çikolata krizleri… Arca’nın çikolatasına yavşamalar, ondan gizli sürpriz çikolataları götürmeler. Son olarak Gül’ün getirdiği bir teneke kutu Reyhan’dan el yapımı çikolatayı tek başıma sadece bir hafta sonunda bitirmek noktayı koydu. Kahveni de sade iç kardeşim, yanına illa ki arkadaş aramana ne gerek var? Sahi sevgiliydi o değil mi? Çikolata çikolata sevgilim sevgilim : )

Neyse… Silkinme, iştah cinlerini silkeleme vakti geldi. İşe ara öğünleri dengelemek ile başlamalı ve ödem sökücü yeşil elmayı acilen günlük gıda listesine ilave etmeli. Hamile iken her gün yedim her gün! Sahi hamileyken ne kadar sağlıklı beslenirdim. Her gün kahvaltıda nesfit, süt, ara öğün yarım litre süt. Öğlen iki tabak yemeğin yanına mutlaka yoğurt. Öğleden sonra meyva, akşam yolda eve dönerken mutlaka yeşil elma. Yeşil elma lokmalarını yutarken Arca’nın çılgınlar gibi tekme attığını hatırlıyorum. Güzel günlerdi. Ağzıma kahve, kola koymadım. Çikolatanın yine bokunu çıkarmıştım ama frene bastım. Şimdi ayağım sürekli gazda, bir türlü iştahıma dur diyemiyorum.

Acilen sağlıklı ve dengeli beslenme dönemine geri dönmem lazım, acilen!