28 Eylül 2011 Çarşamba

“Arca oğlum, senin annen bir salaktı!”

Ben bu dünyadan göçüp gittiğimde, vasiyetimdir, böyle söyleyebilirsiniz Arca’ya.

Nitekim dün neredeyse kalpten gidiyordum. Yaptığım(ız) salaklığın yol açabileceği zararlar aklıma düşünce düşüp bayılacaktım. Betim benzim attı, açık pencereden derin derin nefes alıp vererek kendime gelmeye çalıştım.

Geçtiğimiz haftalarda Arca ateşlenmiş, antibiyotiksiz ateş düşürücülerle normale dönmüştü. Ancak öksürük gitmedi. Malum akciğer söz konusu olunca kıllandık, İlker doktora götürdü. 5 aydır herhangi bir tetkik yapılmamıştı, ciğer filmi istedi doktor.

Hastaneye yatmamıza sebep olan kist yok! YEAY!! Burası işin güzel tarafı. Ama bronşlarda biraz doluluk görmüş doktor, başkası olsa balgam sökücü ile tamamlayacağı tedaviye antibiyotik ekledi yine.

Buraya kadar her şey normal.

Bir akşam antibiyotiğini içirdim, İlker’e sordum: “Asist mi veriyorduk?” Evet dedi. Baktım tezgahın üzerinde yok. Ümit abla o kadar düzenlidir ki asla tezgahın üzerinde bir şey bırakmaz, Arca’nın ilaçlarının durduğu mutfaktaki dolapta buldum Asist, verdim. Ertesi gün yine verdim ama şurupta garip bir koku var, İlker de fark etti. Şişeyi getirdim, son kullanma tarihine baktık. Geçmemiş ama bozuk bozuk kokuyor. Kaynamış soğumuş sudan hazırlamadım, belki o yüzden bozuluvermiştir, dedi. İçirmedik, sabah şişeyi eczaneye indirdi, yenisini aldı. Akşam verdik. Pazar günü yine sabah ve akşam verdik.

İlker dün bana acı gerçeği açıkladı. Arca’ya defalarca pediatrik değil, büyükler için olandan vermişiz.

Taşlar yerine bir bir oturdu.

Ümit abla pediatrik şurubu Arca’nın okul çantasına koyup okula götürüyor, orada öğlen dozu veriliyor, ancak akşam geldiğinde şişe çantadan çıkmıyor. Ben de Ümit abla şişeyi dolaba koydu sanıyorum ama şişe hep çantada! Ve dolaptaki şurup çok eskiden kalma artık kullanılmaması gereken ve büyükler için olan şuruptan!

Kısacası, Ümit abla, ben, İlker ve eczacı, birbirimizden habersiz ama çok organize bir biçimde Arca’ya yanlış ilacı vermişiz!

İlker hemen doktoru aramış, anlatmış. Doktor “bir daha yapmayın” demiş sadece. Eminim ne kadar salak olduğumuzu düşünmüştür. Şahsen akşamdan beri ben böyle düşünüyorum ve kendi kendimi yiyorum. Nil’e sabah anlattım ve onun da ömründen birkaç sene yedim.

Bir sonuca vardık: Allah çocuklarımızı koruyor, bizim salaklıklarımızdan bile koruyor!

11 yorum:

Fatma dedi ki...

Hey Allahım, çok geçmiş olsun Yeliz, Allah'a emanet hepsi. Malesef böyle şeyler oluyor. Lütfen kendini hırpalama, en büyük cezayı hep kendi kendimize veriyoruz biz. Neyse ki atlatmışsınız eğer doktor çok ciddi bir durum olsaydı müdahale ederdi, çok şükür böyle bir durum yok.Tekrar geçmişler olsun.

nil dedi ki...

Peki tamam geldi geçti,sorunsuz çok şükür tamam anladım da be deli kadın sabah ömrümü yerken ki beni hassas yerimden, oğlum lan o benim Arca'dan vurdun,niye bana kist yok demiyorsun be ???? bunu niye söylemiyorsun.sabahtan beri kiste etki yapar mı acaba diye kendimi yiyiyorum.Oh beeee çok şükür :)))))

Tamam geçti gitti artık dedirtmem ben sana salak merak etme:))))

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz öncelikle geçmiş olsun... Sana tavsiyem artık bu konuyu düşünme...ya böyle olsaydı ya şöyle olsaydı diye kendini hırpalamnın artık sana yararı değil zararı var.

Cancan'ın bizde ateş düşürücüsü ve nezle falan gini durumlarda verdikleri peditus hep bulunur. Gamse ilk staja başladığında biraz gerilince doktor bir kaç gün passiflora vermişti. Ama bizim evhamlı kız bi kez içip midemi yaktı diye içmemiş, öylece duruyordu. Bu peditus ile passiflora aynı ilaç firmasının ve kutuları neredeyse aynı. Bizde kaldığı bir gün, biraz nezleydi annesi de peditus ver dedi, bir çay kaşığı neyseki bir çay kaşığı anam ben vereyim pasisiflorayı çocuğa küp gibi uyusun... Neyse başkaca bir zararı yokmuş ama ne korkmuştum anlatamam...
çok geçmiş olsun tekrar...

Gülçin dedi ki...

geçmişler olsun yeliz'm:)

Salaklığı dinle!
Ben Eylül'ü bi ara ayağımda salladığım minder ile yatırıyordum.anacım özel bir minder yapmıştı eylül'e yünden hemde. İnce bir minder.Emzirirkende rahat oluyordu. Ben bir gece yarısı o minderle eylül'ü yatağından alırken uyku haliyle çocuğu ters çevirmek sureti ile yere yapıştırdım. :))


kocam dahil kimse bilmiyor bu hikayeyi!

sevgiler bibeem..sen iyi bir annesin:)

Fatma dedi ki...

Bu arada güzel haber için de çok mutlu oldum, yok olup gitmiş kist işte, Allah'a binlerce şükür:)

Seyhan dedi ki...

vallahi şuan antibiyotikte dahil olmak üzere 5 ilaç kullanıyoruz. tek başıma veriyorum birden fazla kişinin takibinde olunca karışması normal.. sende sorun yok yani olası bir durum :)

çok geçmişolsun

kitapçokseveranne dedi ki...

allahtan birşey olmamış. sevin buna bence. böyle salaklıkların haddi hesabı yoktur herhalde. bu yaşadıklarımız daha yaşayacaklarımızın garantisi bence... Arcayada maşallah mr.kistten kurtulmuş yavru... yolunu uzak tutsun Arcadan.

alev ertürk dedi ki...

işte bu en korktuğum şey,vallahi okurken aklıma geldi biliyo musun!!!sırf bu hataya düşmeyeyim diye kullanılan ilçalar kalsa bile direk çöpe gidiyor her hastalıkta yenileri açılıyor,,bu hata bir den çok kişinin elinde olduğu için ortaya çıkmış tatlım bence senin salaklığın değil yani..anneyiz ve maalesef kusursuz değiliz :((( böyle bir olayı tekrar yaşamamanız dileğiyle geçmiş olsun...

Elif dedi ki...

hepimizin başına gelebilecek şey bu kendine fazla yüklenme bence.
Arcam'a birşey olmamış ya onu düşünüp mutlu olmak lazım.

Geçmiş olsun küçük kuzuma.

yeliz dedi ki...

herkese çok teşekkürler... ilk şoku atlattıktan sonra güler olduk ama yok hala geçmedi vicdan azabı:)

Unknown dedi ki...

Yeliz'cim, Allah koruyor yavrularimizi inan. Annelerinden bile bazen. Kistin yokolmus olmasina cok cok sevindim. Kendine yuklenme, ne salakliklar yapiyoruz ah sorma. Herkes bir dokulse, sayfalar yetmez bunlara. Ben de bir keresinde acik pencereli odada Ela'yi unutup oteki odaya gecmistim. Nasil farkedip de kostugumu sorma, omrumden yillar gitti inan o arada. Salaklik deyince hepimizde surusuyle yani.

Arca'mi operim. Dunya tatlisi.