28 Kasım 2011 Pazartesi

Erer miyim acep?


Balkonda ereceklermiş. Öyle dedi pazardaki güzel yüzlü köylü teyze. Birazını mutlaka böyle ermemişlerinden al, lezzeti hiçbir şeyde yok dedi. 
Çoktan ermiş birkaç tanesini daha dünden indirdim mideye. Ben yazın ortasında böyle lezzetli domates yememiştim. 
Bakalım bizim bol güneşli balkonumuzda erecekler mi? Aynı lezzete erecekler mi?
Onlar balkonda güneşlenedursun ben bugünümü şehrimin muhtelif semtlerinde, umumiyetle yüzümü güneşe karşı çevirerek geçirdim. Erer miyim ben de domatesler gibi? 
Röflemi tazeledim, façamı düzelttim. Ümit abla için bir hatıra hediyesi seçtim. Bol kalorili bir öğün indirdim mideye, eski kitapçılarda vakit öldürdüm. Tea&Pot'ta inanılmaz lezzette bir çay içtim: Christmas Tea. Zeynep'in karışımı, Nihan'ın hünerli ellerinden fincanlarda servis edildi. Nefisti. "Ah ulen fotoğraf makinem olsaydı" dedim. Üç kadın çocuklardan, masallardan, blogtan konuştuk, müşterileri unuttuk. Tam da en cıvcıvlı saat, kaçtım hemen.

Geldim kapının önüne, tebrikler anahtarımı almamışım. "Yeliz's day out" temalı çantamı akşamdan hazırlamıştım, anahtarım yok! İlker'i aradım, uzaktaymış, sokakta İlker'in annesini gördüm, İlknura gelmiş, bizim anahtar yanında değilmiş. Ümit ablayı aradım, nasıl olsa onun oradaki fırına gidecektim, geçerken alayım dedim, telefonu çekmiyor. Annemi aradım, oh evdeymiş. Tam Arca'yı alacağım, İlker her gün beş buçuk gibi aldığını söyledi, iyi vakit var. Kahve ve blog için her zaman vakit var.

Kendimi bütün gün kış güneşinde yıkanmış gibi hissediyorum. Aynı balkonda ermeyi bekleyen domatesler gibiyim : )

3 yorum:

Melange dedi ki...

ah ahh..domatesleri erdirecek günesin hala bu vakitler ortalarda olmasi iste beni kiskandiran buralarda..:)

Fatma dedi ki...

Erersin erersin:)

yeliz dedi ki...

valla pek güzeldi dün ama bugün güneş gitti:(

fadişim eremedim daha bana bir kaç gün izin lazım ancak ererim:))