Karışık kaset

Yağmurun İzmir’le işi bitmiş, bulutlarını da alıp gitmiş bu sabah. Geriye yıkanmış, temizlenmiş bir şehir kalmış. Öpesim geldi, hani çocuklar banyodan sonra mutlaka öpülür ya …

Bizim gençliğimizde (hey allam yaşlanıyoruz) “karışık kaset” diye bir kavram vardı. Hatta bunun için dükkanlar vardı, resmen sektördü yav! Misal Göztepe’de bir Murat vardı, karışık kaset hazırlardı. Yasemin Hediyelik eşya dükkanının yanında. Birkaç basamak ile inersin, her yağmurda su basar. Listeler vardı, seçerdin. Sevgililer birbirlerine mesaj kaygılı karışık kasetler hazırlardı. Hah işte muhterem kocam dün gecesini buna ayırdı. Tabii devir değişti, şimdi karışık MP3 CD’si hazırlanıyor.

İlker bütün gece uğraştı, düzenledi. Ben bütün gece totomu yayıp kitap okudum, tek kelimelik cümlelerle fikir beyan ettim. Oradan bakılınca ne kadar ilgisiz görünüyorum değil mi? Ama …

Günün çorbası ailesini öyle bir müzik değeri ile tanıştırmışım ki, kanımca öküzlüğüm affolunmuştur :P  

Dilini bilmiyorum, müzikten zaten hiç anlamam. Fransızcaymış.

İlker bile sordu “nereden buldun bunu” diye. Gör işte müzik kültüründen o kadar uzağım ki beni on yedi senedir tanıyan kocam bile böyle kaliteli ve muhteşem bir şeyi benim nasıl bulabileceğime şaşırıyor.

Nereden mi buldum? D&R’ın web sitesinde kitap siparişi veriyordum. Müzikte en iyiler kısmında bu CD kapağı dikkatimi çekti. Aynı pijama donundan bende de var! Tıkladım. Daha tek bir şarkısını bile dinlemeden haftalardır İlker’in başının etini yiyordum, ZAZ da ZAZ ZAZ da ZAZ!

Pijama donundan başka bir ortak yanımızı daha keşfettim sonradan, doğum günümüz aynı yav! O da bir 1 Mayıs güzeli:P Aslında adı Isabelle Geffroy imiş. A’dan Z’ye müziğin tüm sesleri anlamında ZAZ adını almış. Sokak şarkıcılığından 20 ülkede 500.000 albüm satan bir yeteneğe uzanan müzikle dolu bir geçmiş ve muhtemelen uzun bir gelecek var önünde. Fransa’nın yeni Edith Piaf’ıymış, öyle diyorlar.

Ben artık o kadarını bilemem, bildiğim tek şey bu sabah muhterem kocamın benim için hazırladığı karışık kasetin ZAZ kısmında epey oyalandığım ve gülümseyerek güne başladığım…

O kadar keyfim yerindeydi ki, park edeceğim yere fütursuzca giren karşı şirketin öküzlerine bile laf etmedim.


İlave not: Yorumlarda link istenmiş, hay hay... en çok bilinen ve benim en çok sevdiğim şarkının videosunu buldum. Sokak performansı işte burada 

Şarkının adı Je Veux
Internette sözlerini Türkçe'ye çevirmişler sağ olsunlar, zira tek kelime Fransızcam yok. Jötem bilirim bi de mersiboku ... Sözleri nasıl güzelmiş yav hastası oldum...

İstiyorum
Ritz’de bir süt oda versen bana, istemem
Chanel’den mücevher, istemem
Bir limuzin versen bana, ne yaparım onunla ki?
Uşaklar teklif etsen bana, ne yaparım onlarla?
Neufchatel’de bir malikane, bana göre değil
Eiffel kulesini teklif etsen, ne yaparım onunla?
Aşk isterim, eğlence, iyi huy
Beni mutlu edecek olan paran değildir
Ölürken kalbimde bir el olsun istiyorum
Haydi birlikte gidelim, özgürlüğümü keşfedelim
Tüm önyargını unut, buyur benim gerçekliğime
İyi görgünden sıkıldım, bana çok fazla
Ben ellerimle yerim, ben böyleyim
Yüksek sesle konuşurum, dolaysızım
İkiyüzlülüğe son verelim, ben kurtuldum
Çifte konuşmalardan yoruldum
Bana bir bak, sana kızgın bile değilim, sadece böyleyim

Aşk isterim, eğlence, iyi huy
Beni mutlu edecek olan paran değildir
Ölürken kalbimde bir el olsun istiyorum
Haydi birlikte gidelim, özgürlüğümü keşfedelim
Tüm önyargını unut, buyur benim gerçekliğime