3 Eylül 2014 Çarşamba

Okul yazısı

Aman eksik kalmayayım...

Arca şu anda 67 aylık. Yani aslında ilkokula başlama yaşında. Arkadaşları arasında başlayan var, başlamayan da var.
Arca başlamayacak. Çok düşünmedik açıkçası. Bizim için bu 4+4+4 sistemi midir nedir, o çıktığından beri karar belliydi. Arca’nın bu arada özbakımını yapabilmeye başlamış olması, kendisini gayet iyi ifade edebiliyor olması, okuması, yazması filan hiçbiri kararımızdan dönmemiz için yeterli değildi. Çünkü beş buçuk yaşında bir çocuğun ilkokula başlamasını benim mantığım hala almıyor. Zaten bunu yetkililer de görmüş olacak, önce rapor diyorlardı, dilekçeye döndürdüler, hani utanmasalar, biz tükürdüğümüzü yalayamıyoruz, yaşı 6,5'a çekemiyoruz ama siz göndermeyin, diyecekler.

Bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinde hala yedi yaşında okula gidiyor çocuklar.

Arca’nın ikametten kaydedildiği mahallemizdeki okulda oy atıyoruz. Son seçimde, sıralarda oturduk sıramızı bekliyoruz, baktım baktım da Arca’yı bu yaşında o sınıflara koyamadım ben.

Nedeni basit! Daha o olgunlukta değil. Daha bir ders saati boyunca bir sınıfta kapalı kalmaya hazır değil bence. Yoksa bunların hepsi folik asit çocuğu, hepsinin kafası senden benden fazla çalışıyor ama…

Dilekçemizi okula verdik, göndermeyeceğimizi söyledik. Geçen yılki okulunda ana sınıfına devam ediyor. Bu seneyi atlattık, değil mi? Yok değil! Bugünden itibaren bir karar dönemecine giriyoruz.

Devlet okulu mu, özel mi? Gerçi bundan bir yıl sonra özele verecek paramız olmazsa devlet tek seçenek kalacak. Peki devlet oldu diyelim, hangi okul? Hangi öğretmen?

Peki nasıl bir gelecek?


Ben daha çok yazarım buradan daha çok eşelerim, evet blog okuyan masum insan, çok yanlış bir yere düştün! Zira bundan gayrı bu okul yazıları daha çok dönecek burada, beş yüz kere fikir değişecek, bin kere kararsızlığa düşülecek. Ve aslında her sorunun arkasında beynimizi mıncıklayacak tek bir soru olacak… 

Nasıl bir insan?

27 yorum:

www.macerakitabim.com dedi ki...

Valla üzgünüm ama zor bir dönemece girmişsiniz. Ne kadar bu düzene çocuğu kurban vermeyeceğim falan desen de, oturup kara kara düşüneceksin. Allah çocuklarımıza sağlık versin. Yolları açık, şansları bol olsun. Amma velakin, çocuğunu en iyi sen tanıdığın için onun için en doğru kararı verecek olan da sensin. Yeliz, şimdiden başarılar diliyorum sana. İsmi devamlı değişen şu meşhur sınav sisteminde tek yanlış yapan çocuklar istedikleri okullara giremeyip, ''başarısız'' hissettiriliyorlar ya diyecek bir şey kalmıyor. Çocukların da anne- babaların da işi zor.
Senin maceranı da buradan takip edip, caz yapmayacağım.
Hepimiz aynı yollardan geçiyoruz çünkü.
Çok öpüyorum

Adsız dedi ki...

Slm Bacım, bir cözüm bir mantık bulursan ben de senin yolundan gidecegim :), daha cocugum olmadan kendi deneyimlerle cocugumun ozel okula gitmesini istiyordum nedenlerimde cok basitti, ben ozel okula degil devlet okuluna gitmistim, ozel okula giden yasıtlarım ingilizcesi iyiyken ben 34 yasına geldim hala ingilizce ogrenmege calısıyordum. E tabii diyeceksin ozel okula giden tum ogrencilerin ingilizcesi super dimi, degil ama ne bileyim işte. Sonra cocugum oldu simdi dusunuyorum ben bu cocugu devlet okuluna gondersem yarım gun, sevgili devletimzide etud okullarını kaldırdı, ee bu cocuk 6 yasında evde yalnız kalamaz, bir bakıcı lazım sabah ben 6,30 evden cıkıyorum, aksam 7 de eve donuyorum, bakıcı da bedava degil, bir de bu cocugu bir spora bir aktiviteye falan goturmek lazım İstanbul gibi sehirde bunlar da ayrıca para, devlet okullarının imkanı ne kadar ki, hesaplayınca fark etmeden ozel okul parasına uc asagı bes yukarı geliyor. Obur taraftan ben kıt kanaat bu cocugu ozel okula gonderdim diyelim, ozel okulun tum imkanlarından yararlandı ama ben ve esim ozel sektorde calısıyoruz, yarın isimizin olup olmayacagı belirsiz, ozel okul parasının surekliligini saglayacak bir mirasımız ya da birikimimiz de yok, cocugu bu dunyadan alıp devlet okulunun duzenine gecirirsek nasıl bir travma yasatırız.Devlet okulunda her yıl uygulama degisiyor, dun normal okul bugun imam hatip oluveriyor. İste boyle bacım iyi ki varsın, valla yarama dokundun, bin ah isittin. seni okumamda ki en buyuk neden aynı seylere kafa yoruyor olmamız :) bu arada bizim velet 1 yasında ve biz simdiden kres anaokulu muhabbetinde fiyatları gorup sasırıyoruz, Sevgiler Ceren

Adsız dedi ki...

İsim bırakmadan yorum yazacağım. Çok zor bir konu bu. İnsanın canından, kanından bir parçanın geleceği, iki dudağının arasından çıkacak bir kararla şekilleniyor. Ve anne-babanın vereceği kararın sorumluluğu çok büyük. Beğenmediğiniz kreşten alıp, başka bir kreşe vermeye de benzemez. Kreş biraz daha hafif atlatılan bir dönemeçtir. Çocuğun emekleme dönemidir. Ama ilk okul yürüme dönemidir ve yürümede, bacakların yanında sorunlar da alır başını yürür. İlk okulda 7 kez öğretmen değiştirmiş biri olarak şunu çok net söyleyebilirim; okul değişikliğine, hayır; öğretmen değişikliğine, hayır. Her biri bir travmadır, her yeni gelen öğretmen çocuğu tanıyana kadar, asırlar geçer. Hele ki kolejden alıp devlet okula vermeye hepten HAYIR. Kolejle devlet okulu arasında inanılmaz fiziksel farklar var. Tabii bundan kastım mahalle aralarında mantar gibi türeyen kolejler değil. Adam akıllı kolejler... Kolejden alınıp, devlet okuluna verilen çocuklar -tabiri caizse- attan inip eşeğe binmiş gibi olacaklar. Çünkü; yok bu faaliyet, yok o faaliyet , yok şu kadar saat yabancı dil, bu kadar saat drama, ergonomik sıralar, öğle yemekleri vs. devlet okulunda yok. Bu nedenle maddi açıdan endişeleriniz varsa, ''İşsiz kalırsam nasıl kolej taksidini ödeyeceğim?'' diyorsanız kolej seçeneğini eleyiniz. Buraya kadar fiziksel şartları değerlendirdik, şimdi gelelim insani şartlara; 'bilinen', 'İyi' denilen 'isim yapmış' bir koleje vermeyecekseniz, mahalle arasında ya da küçük bir koleje verecekseniz çocuğunuzun öğretmeni muhtemelen KPSS denilen sınavı kazanamamış, o sınava hazırlanırken boş durmayayım düşüncesiyle bir kolejde işe başlamış ayda 1000-1500 TL maaş alan ve kafasında sorular, sorular ve sorular olan bir öğretmen olacaktır. Bir an önce KPSS'yi kazanıp devlet okuluna atanma düşüncesiyle okula gidip gelecektir. Yok , ''Ben çok isim yapmış bir koleje vereceğim'' diyorsanız, yine biraz önce anlattığım öğretmen türüyle karşılaşma ihtimali olabileceği gibi, devlet okulundan emekli olmuş fakat çocuklarının masrafını, evinin kirasını 'hala ve hala' karşılamaya devam eden, maddi nedenlerle kolejde öğretmenlik yapan ve fırsatını bulduğu sırada bırakıp gidecek bir öğretmene de denk gelebilirsiniz. Ya da bunların hiçbiri olmadı, okul yönetimi ile alacağı parada anlaşamayıp sözleşmesini fesheden bir öğretmene de denk gelebilirsiniz. Bu da çocuğunuzun 4 yıl boyunca istikrarlı bir şekilde aynı öğretmenle ilk okul dönemecini geçemeyeceği anlamına gelir. Haa derseniz, 'sanki devlet okulunda öğretmenler tayin istemiyor mu?' İstiyor ama iyi semtlerdeki okullarda çalışan öğretmenler emekli olana kadar aynı okula gelip gitmeye devam ediyorlar. Bu tayin olayı sadece varoş semtlerde çalışan öğretmenler için geçerli. Varoş semtlerde çalışan öğretmenler; bir an önce bilinçli velilerin yaşadığı, ödevlerini ve öz bakımlarını sağlıklı bir şekilde yapabilen öğrencilerin olduğu okullara gelmek için uğraşırlar. Sizin yaşadığınız semtte böyle bir problem yoksa, yapabileceğiniz en iyi şey, evinize yakın devlet okullarından birini seçmek ve velilerden 1.sınıfı okutacak öğretmenler hakkında bilgi almaktır. Sonra da o öğretmenlerle iletişim kurarak, yakın zamanda emekli olma durumlarının olup olmadığını öğrenmektir. Çocuğunuz kızsa erkek öğretmene, erkekse kadın öğretmene vermek de bir seçenektir. Bundan sonrası zaten o semtte oturuyorsunuz, ailelerle iletişim halinde olmanız, koleje vereceğiniz paranın çok daha azını arkadaşlarıyla gideceği kurslara, aktivitelere harcamanızdır.Veeee unutulmaması gereken tek şey şudur: Çocuğunuzda bir kapasite varsa; nerede okursa okusun , hayallerindeki, ya da sizin hayalinizdeki yerlere gelecektir. Geçmişte üniversite sınavında birinci olan çocuk; doğuda ,tarlada saman atıyordu... Umarım yardımcı olabilmişimdir. (İsimsiz )

yeliz dedi ki...

özlemcim dün aynı şeyi söyledim ilkere. arkadaş nasıl bir sistem ki 5 yanlış yaparsan düzgün bir okula giremiyorsun, yanlış yapmaya hakkın yok! ve çarkın içinden çıkarmak ne mümkün?

yeliz dedi ki...

cerencim biz de 1 yaşından beri aynı şeyleri konuşuyoruz hiç farkımız yok :) aynı dönemeçteyiz.
bazen diyorum ki, tüm gün okula göndererek vereceğin para ile okul, bakıcı, etüt, kurs aynı paraya gelmeyecek mi hem yabancı dil malum....
bakalım daha çok beyin jimnastiği yaparız:)

yeliz dedi ki...

keşke yazsaydınız isminizi niye yazmadınız:)
olsun canınız sağ olsun, verdiğiniz bakış açıları çok faydalı oldu. öğretmen çok önemli bunu biliyorum ama şans işte...
açık konuşayım, eğer önümüzdeki yıl bu okuldaki öğretmenler içime sinmezse semt değiştirebilirim. Bunu bile düşünüyorum şu an...
ve en çok korkutan da ya bir sonraki sene işsiz kalırsam ve okutamazsam özelde?
off ki ne off...
çok teşekkür ederim, uzun uzun yazmışsınız.
sevgilerimle

Adsız dedi ki...

http://businessfetish.blogspot.com.tr/2013/10/okula-verecegine-cocuga-ver-hayat.html Bir de şöyle bir bakış açısı var...

ahu dedi ki...

sevgili yeliz, bizim fabrikada öğle aralarında mütemadiyen tartışılan bir konuyu yazmışsın bugün :). Benim diğer yorumlardan farklı olarak ve arkadaşlarıma söyediğim şu; bir şekilde özel okul parasını denkleştirdin diyelim ama maalesef o parayla bitmiyor iş.Senin çocuğunda arkadaşında her rengi mevcut olan newbalance ayyakkabıdan istiyor (bir çift kesmiyor),onun ipad 4'ü var bende neden yok diyor, devlet okulu aktiviteler (gezi,tiyatro vb.) X liraysa özel okulda aynı aktivite 3X lira oluyor. Özel bir okulda (izmirîn köklü okullarından )öğretmenlik yapan arkadaşım bu söylediklerimin hepsini onaylıyor ve çocukların birbirlerine karşı çok acımasız olduklarını da ekliyor :( Yine özel bir okulda öğle yemeği hizmeti veren başka bir arkadaşım okulun velilerden öğün için 12 tl aldığını ama kendilerine 3tl lik menü hazırlattıklarını söyledi. Son olarak kendi çocuğum olunca oturduğum ev kendi evim bile olsa iyi bir devler okulunun olduğu semte taşınmayı düşünüyorum senin gibi. Belki ö.okul parası ile dvlet okulu+etüd/bakıcı aynı paraya denk gelecek ama iş sadece okul parasıyla bitmiyor..

yeliz dedi ki...

ben bu yazıyı biliyorum hatta altındaki yorumlardan birine cevap verenlerden biri de benim, buraya da kendi yorumumu kopyalayayım:

"Hahah koptum ay anneler kadar taş düşsün diyeceğim:)) bir anne olarak aynı görüşteyim sizinle :) üstelik de özel okulda okumuş bir anne olarak. İçim acıyor ve allah biliyor ya istemiyorum. Sadece devlet okullarının zihniyetinden korkuyorum tek sorunum bu, bu aralar. Yoksa keşke kazandıklarımızı okula değil de çocuklarımıza verebilsek:("

Yorumları da okuyun derim, çok eğlenceli çok güzel yorumlar var:)

yeliz dedi ki...

ahucum haklısın. ben özel okulda okudum ama bizim zamanımızda yoktu bu sidik yarışı. veliler terbiyeli, okullar özel bile olsa disiplinliydi. artık her şey değişti. Tek derdim dediğim gibi dil. hadi ilk 4 sene devlete verdin sonra özele göndereyim dedin, ya dil nasıl hallolacak?

ahu dedi ki...

Yeliz, dil gelişimi için benim planladığım lise yada ünv. önce 1 yıl yurt dışında eğitim almasını sağlamak :) 20 yıl sonrasını planladığımın farkındayım :P ilk okul çağında da yabancı öğretmenlerle oyun grubu vs gibi aktivitelere göndermek. Dil evet çok önemli ama bunun için ilk yada orta okuldan itibaren özel okula gerek var mı bilmiyorum. Yeğenim BAL'da okuyor lise 1 öğrencisi bu yaz ingilizce için 3 haftalık workshop'a ingiltereye gitti. İmkanlarım kısıtlı olmasa benimde tercihim tabi ki özel okul olur fiziksel şartlarından dolayı ama :S Karar vermesi zor ama İsimsize bende katılıyorum eğer çocuğun kapasitesi varsa her şekilde başarıya ulaşır.

Adsız dedi ki...

Devlet okullarının zihniyetinden korkmayın. Siz yine şanslısınız eski kuşaktan öğretmenler hala çalışıyor, emekliliği çoktan gelmiş, yaş haddinden emekli olacak öğretmenler var. Oturduğunuz semtte de çok vardır, merak etmeyin. Devlet okulunda çalışan öğretmenler aynı maaşı alıyor fakat, neden bir yerdeki öğretmen mutluyken, başka bir yerdeki mutsuz? İyi semtlerde çalışan öğretmen ya orada oturuyor ya da okul; ulaşımı zaten rahat bir yerde. Varoşta çalışan öğretmen okuluna 2-3 vesaitle gidiyor. İyi semtte çalışan öğretmenin velisi de ilgili, çocuğu da leb demeden leblebiyi anlıyor. Varoşta çalışan öğretmenin velisi ilgisiz, çocuğu mutsuz, dersle alakasız. Böyle olunca, iki farklı semtteki öğretmen aynı maaşı alsa bile, birine çalışmak çok zevkli gelirken, diğeri saç baş yoluyor...

Adsız dedi ki...

Çocuğun kapasitesi varsa; İstanbul / Kartal'da ilk-orta-liseyi devlet okulunda okuyup , birkaç kelime ingilizce ile genetik mühendisliğini kazanıp, 15 yıl Amerika'da da yaşar. İzmir / Karabağlar'da ilk-orta devlette okuyup, Atatürk Lisesi'ni ya da İzmir Fen Lisesi'ni, BAL'ı kazanıp yurt dışında da okur... Ama bunlar da önemli değil, önemli olan, çocuğun yetenek ve ilgilerini hem ailesinin, hem öğretmeninin keşfetmesi; bu ilgiler doğrultusunda seveceği işe giden yolları ona hazırlamaları...

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Yazdıklarınızın hepsine katılıyorum tam anlamı ile iki ucu b..lu degnek ya da asagı tukursem sakal yukarı tukursem bıyık :) ben ogretmen cocuguyum, ilkokul ogretmenim 5 yıl boyunca once kendi okulunda anne babası ogretmen olan cocukları sonra da maddi durumu iyi olan ogrencilerini kayırdı ve bu ogretmenle 5 yıl gecirdigim icin cok mutsuzdum :(, ortaokulda ingilizce ogretmenimiz tum ders boyunca her kelimeden 10 kez yazdırarak dersi bitirirdi. Biraz da sans ve kader zannedersem :( Sevgiler Ceren

Adsız dedi ki...

Slm cocugun kapasitesi var ama 50 kisilik devlet okulunda ogretmen sen otur konusma deyip cocuguma bir tokat attıgında o kapasite nereye gider? Ozel okulda hesap sorabilsin ama devletin 3 kurus verdigi ogretmene de hak veriyorum. off ya evde kendimiz mi egitsek bu sefer de a sosyal olursa :(

Adsız dedi ki...

''Devletin üç kuruş verdiği'' diyorsunuz ama özel okullar kaç kuruş veriyor biliyor musunuz? Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama büyük şehirlerde, sınıflar merkezdeki okullarda 50 kişi değil 35'i geçmiyor. Öyle tokat mokat da yok. Herkes bilinçli, korkmayın, zaten hemen basın yayın gelir, psikologlar gelir. Ona bakarsanız; özel okulda arkadaşının aldığı new balance ayakkabının bilmem ne rengini isteyip de almadığınızda da psikolojisi bozulur çocuğun ...

Adsız dedi ki...

Yazının tamamını okuduğunuzda 'çocuğunuz nereye giderse gitsin önemli olan öğretmen' ve 'nereye giderse gitsin aslolan çocuğun kapasitesidir.' Fikrine ve 'her şeyden önemli olan ebeveynin;çocuğun seveceği, mutlu olacağı işi yapacağı yolları hazırlamasıdır.'' Fikrine ulaşmış olmalısınız...

yeliz dedi ki...

ahucum dediğin doğru biz de ortaokulda başladık dil eğitimine. bir yıl yurtdışında okumak da bir çözüm.

yeliz dedi ki...

adsız no:1 (ay çok özür dilerim karıştırıyorum)
önemli olan, çocuğun yetenek ve ilgilerini hem ailesinin, hem öğretmeninin keşfetmesi; bu ilgiler doğrultusunda seveceği işe giden yolları ona hazırlamaları... cümlenize yüzde binbeşyüz katılıyorum!!!

adsız no:2 => yok o eskidendi bilinçli aile her yerde hakkını arar. ama özeldekiler bu tür zorbalıklara karşı daha fazla güven veriyor, haklısınız.

adsız no:3 => o marka olayı fena. ama onun da ailede bittiğine inanıyorum ben. Orta ve liseyi kolejde okuduk bizim zamanımızda da çok zengin çocuklar vardı ama belki o zamanın koşulları belki ailenin yetiştirmesi gereği böyle bir travma yaşamadık. ama herkesi kendi koşullarında değerlendirmek lazım tabii çok zaman geçti...

Adsız dedi ki...

bütün bu yorumların altındaki İTK reklamı da cuk oturmuş :)

adsız no 4

yeliz dedi ki...

bildiğim kadarıyla ziyaret etmiş olduğunuz sitelere benzer reklamlar otomatik olarak çıkıyor. Mesela benim şu an açtığım sayfada okul reklamı yok:)

Adsız dedi ki...

Ziyaret etmez olur muyum, İzmirde bakmadığım özel okul, bu konuyla ilgili okumadığım yazı kalmadı aynı dertten muzdarip bir anne olarak. Bütün bu yazılar ve hatta yorumlar çok farklı bakış açıları yakalamama neden oluyor 4 gözle bekliyorum konuyla ilgili diğer yazılarınızı da...
Şu an için kararımsa ilkokulda özel okul saçmalık, hepsinin öğreteceği okuma-yazma-4 işlem, kalanı tamamen ailenin tamamlayabileceği şeyler...İlkokuldan sonra da bir Amerikana, Roberte gönderemiyorsan yazık o okullara döktüğün paracıklara şeklinde...

Adsız dedi ki...

Ben de önceleri sizin son cümleniz gibi düşünüyordum .''İlkokuldan sonra da bir Amerikana, Roberte gönderemiyorsan yazık o okullara döktüğün paracıklara şeklinde...'' fakat Amerikan Kolejini bitirip tıp doktoru olmuş, fakat doktorluk yapmayıp, baba işini yürüten bir tanıdığım; anaokulundan lise son sınıfa kadar kızını Amerikan Kolejine gönderdi. Kolejin kendi zamanındaki gibi olmadığını, o zamanlar Amerikalı öğretmenlerin derslere girdiğini, şimdi ise Amerikalı öğretmen olmadığı gibi, sık sık da öğretmen değişikliği yapıldığını; bu nedenle 8. sınıfa giden oğlunu başka bir koleje gönderdiğini, liseyi ise o koleje bile göndermeyi düşünmediğini, nereye göndereceğine karar veremediğini söyledi.

Adsız dedi ki...

yok benim o her iki okula da gönderebilecek, senede 32 bin liralar verebilecek durumum yok zaten sayısaldan 6'lıyı tutturamadığım sürece. Ben de BAL mezunuyum, BAL da o eski BAL değil mesela ama en azından oraya bir servet yatırmıyorsunuz.

okuyanguzel dedi ki...

Merhaba ben Ahu.
Ben buradaki Adsız arkadaşın yorumuna katlıyorum.Kesinlikle çok haklı.Ama olayın bir başka yönü daha var.Oraya değinmemiş.

Anne ve babanın çalışma saatleri ve iş yoğunluğu.Ben Yeliz'in ne kadar yoğun çalıştığını biliyorum. Ben de yoğun çalışan bir anneyim.(Ne yazık ki bankacıyım). Bahsettiğim sadece izin meselesi de değil. İşyerindeyken çocukla rahatça ilgilenebilen anne ve babalar var (devlet memurları mesela)
Evet özel okul şart değil önemli olan çocuğu nasıl sosyal açıdan desteklediğin. Ama yarım gün okula gittikten sonra işte şu kursa gitsin bu kursa gitsin aynı paraya gelir vesselam. Peki bu geliş gidişlerin organize edilmesi.Sen işteyken nasıl olacak.Olmuyor nitekim.
Biz 3 sene öncesine kadar özel okula karşıydık.Tam okula başlayacakken bu 5 yaş meselesi çıktı zaten.Allahtan oğlum zaten okula başlama yaşındaydı.Ama işte sosyal faaliyetleri takip edebilecek oralara götürebilecek bir anne baba olamadığımız için özel okulu tercih etmek zorunda kaldık.Ben de daha iyi eğitim alacağını düşünerek göndermedim zaten.Sosyal faaliyetler için gönderdim. Devlet okuluna gitseydi yapamayacaktı çünkü.
Evet 2.en önemli konu: ucuz olan okullardaki öğretmen kalitesi.Ne yazık ki düşük.Bu gerçek.İyi kolejler çok pahalı.Benim oğlum bu sene 3.sınıfa gidecek.Ve 3.okulu ve 3.öğretmeni ile tanışacak ne yazık ki. 1. okulumuz iflas etti.2.okulumuzda öğretmenimiz hariç her şey çok güzeldi. Öğretmenimiz resmen sorunluydu. Özel okulda öğretmen seçme şansınız yok. Ve ucuz okullarda iyi öğretmene rastlama şansınız düşük.Rastlarsanızda 2.sene onu okulda göremeyebilirsiniz.Ve ne yazık ki bu yaşlardaki çocuklar için öğretmeninin söylediği herşey çok önemli ve onu çok etkileyebiliyor. Dengesiz bir öğretmenin çocuğa zarar verebileceğini gözlerimle gördüm.
Bir diğer mesele iyi devlet okullarındaki iyi öğretmenler. Neye ve kime göre iyi.Çok iyi bir öğretmen tavsiye ettiler.Ben de araştırdım.Hafta sonu için 40-50 sayfalık ödevler veriyormuş.Öğrencilerin başarısı çok yüksekmiş falan filan.Benim için kriter bu değil.Ben çocuğumun hafta sonu uzun saatler boyunca ödev yapmasını, akşamları evde dinlenemeden çok ödevim var ne yapıcam ben demesini istemiyorum.
Diyeceksiniz ki bunu özel okullardaki öğretmenlerde yapıyor.evet yapıyor ama benim gibi karşı çıkabiliyorsunuz ve sizin çocuğunuza kötü davranamıyor.Benim oğlum 2.sınıfa giderken öğretmeni akşamları evde çözebildiği kadar çok test çözmelerini istiyordu. 2.sınıfa giden bir çocuk niye yapsın bunu dedim Başarı için dedi. Ben çocuğumun test çözmesini istemiyorum diyen tek veliydim bu arada.Diğer tüm veliler çok mutluydu öğretmenle. Sonunda 2 testle pazarlığı bitirdik.Diğer çocuklar 30 civarı benim oğlum 2 tane test çözdü akşamları.Falan filan.Devlet okulu olsaydı bunu yapamazdım. Belki yapmamam lazımdı ama .Ben zaten başarı odaklı değil mutluluk odaklı bir anneyim. Oğlumun mutlu olmasını istiyorum.Özel okulda kendimiz de daha rahat oluyoruz bu bir gerçek. Güvenlik, yemek, beslenme çantası sorunlarımız yok.

Ayrıca okulun marka bağımlılığı yapacağı konusuna katılmıyorum.Bunun ailede verilen eğitim ile ilgili olduğunu düşünüyorum.Her zaman ve her yerde ondan çok daha fazlasına sahip olan insanlar var ve varolacaklar.Bu dünyanın gerçeği ve bunu öğrenmeliler.

Evet bu sene 3.sınıfa gidecek.Bu sefer tanınmış 60 yıllık bir okula gidecek. Ve okulla öğretmen seçmek gibi bir derdim olmadığını fakat benim oğlumun kişiliğini etkileyecek saçmasapan şeylerle üzecek bir öğretmen istemiyorum dedim. Bizim okulumuzda öyle öğretmenler yok dediler. Hep birlikte göreceğiz. Ve biz bu taksitleri ödemek için bütçemizin neresinden fedakarlık edeceğimizi düşüneduralım..

Not:Uzun olacağı konusunda uyarmıştım.Ama sana biraz da olsa yardımcı olmayı çok isterim.

Adsız dedi ki...

Siz de benim gibi uzun yazmışsınız, zira konu kısaca geçiştirilecek bir konu değil. Benim değinmediğim kısma da değinmişsiniz, iş yoğunluğu, ebeveynin zamanının kısıtlı olması... Bu nedenle de özel okula vermek zorunda kalışı. Evet işin bir de bu kısmı var. Devlet okullarının bazıları tam gün, yani sabah 8:30- 15:30 arası ve akşam 17:30'a kadar etütlü. ( Çalışan anne-babalar düşünülerek böyle ayarlanan okullar ) Bu da bir seçenektir. Diğer konuya gelince; köklü bir koleje gitmediği sürece öğretmen değişikliği kaçınılmaz. Köklü kolejde bile , öğretmenin garantisi yok artık. Ödevler konusunda haklı olmakla birlikte, her çocuğun yapısı, kişiliği farklıdır. Burada çocuğunuzun özelliklerini, yapabileceklerini, yapamayacaklarını, sizin isteyip, istemediklerinizi göz önünde bulundurarak bir orta yol bulunabilir. Devlet okulunda da öğretmene göre değişiyor, kimi az ödev verir, kimi hiç vermez ( Etütlü okullarda çoğu öğretmen ödev vermiyor, etüt saatinde tekrarlar yapıyor ) kimi çok verir. Bunları araştırıp, ona göre karar vermek lazım.

Adsız dedi ki...

Özel sektör = Az adam, az para, çok iş! İster eğitim olsun ister hastane . Yeni Tanrı'mız kapitalizm sağolsun ,kavun karpuz satmakla saplık-eğitim satmanın bir farkı yok. Habire pompalanan ''Tüketemiyorsan bir hiçsin'' anlayışı sayesinde herkes mutsuz, özel okulda çalışan da devlette çalışan da. İki tarafı da bilen biri olarak özellerin ışıltısı gözümü boyamıyor artık. Öğretmenler çok büyük baskı altındalar, KPSS denen kabus yüzünden çoğu mecburen özelde çalışıyor ve sürekli ölçülen performansları, neredeyse hiç olmayan tatilleri, velilerin saçma sapan şikayet ve istekleri yüzünden sanmıyorum ki mutlu özel okul öğretmeni olsun:((