Kara
kitap hakkında bir şey yazmak haddime değil. Büyük insanlar tezler yazmış,
hatta kitaplar yazmış, incelemeler yazmış üzerine, ben mi tüy dikeceğim? Mümkün
değil.
Geçen yıl bu zamanlar
Tufan kitabı ödünç verdiğinde, "çok acayip bir kurgu, çok zekice yazılmış" demişti.
Geçen kitap kulübünün son Nobel edebiyat ödül konuşması üzerine yaptığımız atölye toplantısında Selda, Orhan Pamuk için genel bir tanımlama yapmıştı: “Medeniyet kuramcısı” ooooo…
Aynı akşam bir tabir de
Pınar’dan geldi, “kurgulayıcı / kurcalayıcı,” hmmmm…
Kadınlara bakar mısın,
düşünmüş, irdelemişler Orhan Pamuk’u, helal olsun.
O an masada oturanlardan
bir kısmımız gözlerini kısıp, bu yaratıcı tabirlere vay be derken Sıla; “eh biz
de bu durumda avcı toplayıcı oluyoruz” lafını patlatınca kahkaha koptu.
Bizim kulüp toplantıları
genelde böyle oluyor. Tam entel, sorgulatıcı, beyin mıncıklayıcı bir sohbet
ortamı oluşmuşken biri bir şey patlatıyor.
Kara Kitap’ı kulüple
birlikte okuduğuma şükrettim. Bireysel bir okuma olsaydı, okurdum, keyif
alırdım, “hmm şurasını beğendim, burasında zorlandım” gibi birkaç düşünce
geçerdi zihnimden, sonra da kapağını kapatır, Tufan’a geri verirdim. Soran
olursa da mutlaka oku derdim. Dün akşam tabiri caizse bir bok anlamadığımı
anladım! Yani anlamıştım da bir kısmını götümden anlamıştım. Neyse ki bizim
kulüpte bir tarafını yırtsan mal sınıfına sokmuyorlar seni, hepimiz malız
demiyorum, herkesin o kulüpte var olma amacı ortak demek istiyorum. Ve amacımız
edebiyat parçalamak olmadığı için de haliyle kimse edebiyatçı taklidi yapmıyor,
kasmıyor.
Diğer taraftan pek tabii,
acılı lahmacunumuzu yiyip üzerine kahvemizi hüpletirken geyik çevirmiyoruz, son
derece ciddi şekilde kitabı da tartışıyoruz. Tartıştıkça, elimizdeki kitabın,
her yönüyle büyük bir eser olduğunu daha da hissettik dün akşam hatta heyecanlandık
bile. Mesela Özlem’in “başı ve
sonu aynı olan roman” ile “sadece körlerin olduğu bir kitap yazılmalı” gibi
satır aralarının Saramago’yu etkilemiş ve “Ölüm bir varmış bir yokmuş" ile "Körlük" kitaplarını Kara Kitap’ın İngilizceye çevrilmesinden sonra yazılmış
olduklarını keşfettiğimizde cidden heyecanlandık. Saramago’ya bak sen bizim
Orhandan fikir araklamış dedik. Adam da öldü gitti, şimdi sorsan soramazsın.
Neyse uzun etmeyeceğim,
dediğim gibi Kara Kitap hakkında yazmak haddime değil, bazı eserlerin
büyüklüğünü kabul edeceksin abicim ve eğer iyi bir okuyucuyum diye
düşünüyorsan, bilinçli-bilinçsiz yaptığı anlam bozukluklarına, uzun ve karmaşık
cümlelerine rağmen Orhan Pamuk okuyacaksın. Ha ben Kafamda Bir Tuhaflık’la
başlarım, Kara Kitap’a daha yolum var dersin onu bilemem. Bildiğim tek şey
Orhan Pamuk okuna, Kara Kitap mümkünse onar yıllık aralarla birkaç defa okuna!
11 yorum:
Evet belki de tekrar okumalıyım.Üzerinden çok zaman geçmiş şimdi düşündümde..
Hem Kara Kitap hem Benim Adım Kırmızı bir şey anlamayıp yarım bıraktıklarım. Kaç yıl geçerse geçsin bir daha elime alasım yok :)
Yeliz, Orhan Pamuk okumadim daha once ve aldigim kesin karar ile bir Kara Kitap edindim. Dedim ki ben Orhan Pamuk ile bu kitabini okuyarak tanisacagim. Simdi rafta bekliyor ama bu yazindan sonra tez zamanda kavusacagiz gibi:)
ay super yazmıssın yelız. bende tam aynı duyguları tasıyarak okudum ve bayıldım.daha once orhan pamuk okuma cesaretı gosterememıstım ıyı kı kulup sayesınde cesaret etmısım :)
Kara Kitap, Yeni Hayat ve Benim Adım Kırmızı zamanında bayıla bayıla okuduğum kitaplarken Kafamda Bir Tuhaflık ve Masumiyet Müzesi yüzünden yazardan soğudum!! Nobel Orhan Pamuk'u bozdu zannımca :)
Ben Benim Adım Kırmızı'yı okumuştum ama gel bana sor nasıl bitti:)Sonra Masumiyet Müzesi'ni herkes sıkıcı bulsa da sevdim mesela.Ve en son geçen yıl Kafamda Bir Tuhaflık'ı okudum su gibi aktı gitti.Kara Kitap da uzun süredir aklımda bu yıl da onun yılı olsun öyleyse.
Benim bildiğim tek şey de Orhan Pamuk okumaya korktuğum..Sanki ağır gelecekmiş,anlamayacakmışım gibi düşünüyorum ve bir türlü elim gitmiyor Orhan Pamuk kitaplarına.. "Kafamda Bir Tuhaflık " kitabını aldım,onunla başlayayım bari dedim ama daha vakti gelmedi herhalde,kitaplıkta bekliyor :)
Çıktığı yıllarda okumuştum ama hiçbir şey hatırlamıyorum desem!!:((...Sene 1991 falan olmalı. Yalnız o sıralar bir de Beyaz Kale'yi okumuştum ve bence insanın ruh ikiziyle yaşadığı ne senle ne de sensiz türündeki gel-gitli ilişkiyi en iyi anlatan kitaplardan biridir diye aklımda yer etmiş. Sizin kitap kulübünde olmaya çok heves ettim bir de:)
Vuslat
iyi ki kulüp ile okumuşum aynen Yeliz'ciğim yoksa bitmezdi:))
Kara Kitap'i universite yillarinda okuyup cok ama cok etkilenmistim. Belirgin bir neden hatirlamiyorum, kitabi hatirliyor musun dersen onu da hatirlamiyorum ama bir yerinde istanbul bogazinin sularinin alti ile ilgili betimleme vardi ki hala bir kac satiri gozumun onunde.. Kitabi da tekrar okumaliyim belki..
kıtabı hatırlamamanız cok normal zeynep hanım cunku cok ılgınc (yada bana oyle geldı) okudugun kısımları anında unutuyorsun ama sonra bır yerde bır sekılde pat dıye hatırlıyorsun.
Yorum Gönder