Tracy ablamın önerdiği çözümlerin mucize olduğunu düşünüp pek çok anne bebelerini telef etti biliyorum, o yüzden baştan uyarıyorum. “Her bebek farklıdır” kuralı her zaman geçerli.
Ama bu havalı başlık hoşuma gidiyor be!
“Acaba daha hazır değil miydi?”
Bu fitne fücur sorusu epeyce zihnimi kurcaladı.
Ama ben azimliyim, hep öyleydim. Hiç öyle benim bebeme vahiy indi, bu işi çözdü demeyeceğim. Bütün veriler hazır olduğunu gösteriyordu, tecrübeler (Ümit abla) oluru vermişti, tıbbi otoriteler (doktoru) “tamamdır” demişti.
Aksiyon zamanı gelmişti!
Bir yıldır lazımlığa zıçan bebenin çiş konusunda kendi kendine “ben artık çişimi beze yapmayacağım” yaklaşımı sergileyeceğini düşünüp boşa heves etmişim. İşi biz ele almasaydık daha çok kıçında paket ile yaşardı düdük. Demem o ki “benim bebem muhteşem” değil!
Tabii biz de muhteşem anababa değiliz, elbet hatalarımız oluyordur. Lakin yavaş fakat emin adımlarla ilerliyoruz. Geri adım yok. Bezden dona geçişi bir “süreç” olarak kabul ettiğimden beri o fitne fücur sorular pek kafamı kurcalamıyor.
(hehe baktım iş uzayacak, yiğitliğe bok sürdürmüyorum, en kaçamağından süreç diyorum yırtıyorum)
Öyle ki hayatımızı kesinlikle değiştirmiyoruz. Zaten eve tıkılacak olsak mıçtık zira hala tam kotarmış değiliz : )
Tatile gittik. Dışarı çıkıyoruz, geziyoruz. Misafirliğe gidiyoruz. Halıları kaldırmadık, muhtemelen bu iş bitince direkt yıkamaya göndereceğiz.
Dışarıdayken çiş olayı süper eğlenceli oluyor, çünkü pet şişe denen icat var. Şekil 1’de tatil dönüşü kupkuru öğle uykusunu alan Arca’nın köpürte köpürte işediği pet şişeyi görüyoruz.
Bu aklı veren annenin elini öperim!
Ben çayır çimen olayına karşıyım. Sağa sola işemesin kardeşim. İşetene de kızıyorum. Ha zorunlu kalırsın ne bileyim, kız çocuklarında iş daha zor anlarım ama o pipilerin bi faydasını görelim değil mi ya! Hem cidden çok eğlenceli oluyor, acayip seviyor şişeye işemeyi. Laf aramızda ben de çocukken ayakta işemeye acayip özenirdim.
Sonra klozete ters oturma oyunu acayip eğlenceli. Yazının başında bok attım ama Tracy’nin önerisiydi, kimi çocuklar çıkardıkları mahsulleri görmekten hoşlanır diyordu. Arca'da işe yaradı.
Kaçırmalara çare çok. Çok çok kıyafet, bir de şu marketlerde satılan yatak koruyucuları. Oto koltuğuna filan seriyoruz, içimiz rahat.
Ve yine biliyorum ki … “Tünelin sonunda ışık var”
Bu da aynı adlı tema fotoğraf kompozisyon çalışması.
Arabanın torpidosu üzerinde önceki günün kazalarından sonra yıkanmış ama kurumamış donlar sabah güneşi ile kurumaya bırakılıyor. 75. Yıl tünelinin sonundan ışık görünüyor. Bu manzara karşısında motive olmamak mümkün değil!
Unutmadan;
Yaz dönemi blogları en çok meşgul eden iki konudan biri tatil ise ikincisi tuvalet maceralarıdır.
Yüksek müsaadenizle ben de takip ettiğim blogger dostlarının linklerini paylaşmak istiyorum, hem bana hem de bu mevzuda çaba gösterenlere referans olur kanımca:
Fadiş ve Deniz
Hülya ve Tuna
Nehir ve Ada
Seyhan ve Defne Nil
Evrim ve Demir
Alev ve Yiğit
Kaymaklı kadayıfın yazısı
Gamze ve Ege


































