Ya kusan damatların ya da yemeklerin fotoğrafını çektim, çünkü “ne gördün” desen bunlardan başka bir şey görmedim derim.
Grubun kadın olan yarısının ve diğer yarısının da karısının tembihi üzerine soluğu Kemeraltı’na benzer bir çarşıda aldık. Evet o yumuşakçalar menüsünü lüplettiğimiz ilk gündü. Çinli arkadaşımız bundan sonraki her gün yapacağı tembihlerini sıraladı; “çantalara dikkat, dükkana önce ben gireceğim, siz gözükmeyin, fiyatı geçirirler, pazarlıksız hiçbir şeye OK demek yok ve çantalara dikkat!”.
12 Nisan 2012 Perşembe
uzun zamandır görüşmediğin geveze dost
Cuma erkenden çıktım ofisten. Boğazında beyazlık görünce cücenin hafiften tırsma durumları ve doktor ziyareti. İyi haber, Arca’yı son gördüğünden beri gelişimini beğendi Bilent amcası. Yeay!!! Zaten girer girmez “ben yemelerimi çok çok yedim, 16 kilo oldum” demişti. Boy da uzamış, 1 metrelik bir cüce var artık bizim evde. Boğazdaki beyazlığı doktor da gördü ama teşhis için boğaz kültürü gerekiyordu. Yaklaşık bir saat, ikna, tehdit, gözyaşı, intikam… her şey yaşandı o laboratuarda. Sonuç? Bir şey yokmuş.Dötümden ter aktı, o da mı çıkmamış tahlilde?
11 Nisan 2012 Çarşamba
Çin'deyim ve az önce...
.... koca caddenin önünde geleneksel bir düğün arabasına "Çinli" turistler gibi elimde fotoğraf makinası ile yaklaştığımda, damat olduğunu düşündüğüm adam camı açtı ve gözümün önünde kustu.
Evet kustu, midesinde ne var ne yoksa caddeye boşalttı. Caddenin karşısında bekleyen arkadaşlar kokunun onlara kadar geldiğini söyledi, bilmiyorum onların yalancısıyım.
Evet kustu, midesinde ne var ne yoksa caddeye boşalttı. Caddenin karşısında bekleyen arkadaşlar kokunun onlara kadar geldiğini söyledi, bilmiyorum onların yalancısıyım.
10 Nisan 2012 Salı
Evet evladım senin annen katıksızından bir salak!
----- Stok yazılara devam :) ------
Yer cücesinin elinde tehlikeli bir şey varsa, ya da oyuncak tehlikeli bir kullanımdaysa, bildirimde bulunuyorum : “bırakmazsan elinden alacağım ve kaldıracağım”
Dumur diyalog 47 ve 50’deki o küçük tuvalet var ya evet orası “tehlikeli nesneleri kaldırma merkezi”.
Bir oyuncak ya da nesne kayıpsa garanti “kaldırılma” ültimatomu yerine getirilmiş ve ikameti belli bir süreliğine küçük tuvalete aldırılmıştır. Sorun yok. Bir şey kayıp mı evde, arayacağın ilk yer küçük tuvalet.
9 Nisan 2012 Pazartesi
Bant yayını
Bant yayını...
Çin'deyim.
Yalan dünya, Beyaz reklam çekimi için yurtdışına gittiğinden dolayı stok bölüm hazırlamış yayınlıyormuş.
Günün çorbasının neyi eksik? Benim de stok bölümlerim var Gülse'ciğim hıh :)) (var ya çok seviyorum bu kadını)
.......
Yıl? Hatırlamıyorum vallaha… Çok geçmiş üzerinden. Sadece olay yatıya kaldığımız İlker’in annesinin evinde vukuu bulduğuna göre kesin İstanbul’da yaşadığımız yıllar.
Çin'deyim.
Yalan dünya, Beyaz reklam çekimi için yurtdışına gittiğinden dolayı stok bölüm hazırlamış yayınlıyormuş.
Günün çorbasının neyi eksik? Benim de stok bölümlerim var Gülse'ciğim hıh :)) (var ya çok seviyorum bu kadını)
.......
Yıl? Hatırlamıyorum vallaha… Çok geçmiş üzerinden. Sadece olay yatıya kaldığımız İlker’in annesinin evinde vukuu bulduğuna göre kesin İstanbul’da yaşadığımız yıllar.
6 Nisan 2012 Cuma
"I see dead people"
Manyak lan bizim oğlan! Kendisinin hayali birileri ile bir ilişkisi olduğundan şüpheleniyordum.
Herhangi bir şey tetikleyebiliyor cüceyi, sohbet ederken, kitap okurken veya o kendi kendine oynarken. Hatta birisiyle konuşuyorum, mesela “gayri ihtiyari döndüm baktım” cümlesini kuruyorum diyelim ki, Arca bir köşede “gayri ihtiyari gayri ihtiyari gayri ihtiyari….” Defalarca tekrar ediyor. Öyle alelade bir şekilde değil ama, gözler kısılmış “I see dead people” tarzında kısık bir sesle.
Herhangi bir şey tetikleyebiliyor cüceyi, sohbet ederken, kitap okurken veya o kendi kendine oynarken. Hatta birisiyle konuşuyorum, mesela “gayri ihtiyari döndüm baktım” cümlesini kuruyorum diyelim ki, Arca bir köşede “gayri ihtiyari gayri ihtiyari gayri ihtiyari….” Defalarca tekrar ediyor. Öyle alelade bir şekilde değil ama, gözler kısılmış “I see dead people” tarzında kısık bir sesle.
5 Nisan 2012 Perşembe
300'e 3 kala...
Daha bir sene olmamış, 200. izleyiciyi öpüjem dediğimin üzerinden geçeli...
Şimdi 300'e 3 var. Hey yavrım hey...
Geçen alışveriş danışmanımın (danışmanım deyince pek havalı oldu yav:P) "pardon kime bakmıştınız?" serisini puhahah şeklinde okurken bir heves ettim, ben de istatistiklere baktım bugün. vallahi doğru 300'e 3 var. Bu hızla Arca askere giderken 1000'i buluruz şerefsizim.
Şimdi 300'e 3 var. Hey yavrım hey...
Geçen alışveriş danışmanımın (danışmanım deyince pek havalı oldu yav:P) "pardon kime bakmıştınız?" serisini puhahah şeklinde okurken bir heves ettim, ben de istatistiklere baktım bugün. vallahi doğru 300'e 3 var. Bu hızla Arca askere giderken 1000'i buluruz şerefsizim.
Başa döndük kanımca!
Arca’nın aylarca gece çiş kaçırmaması yüzümüzü güldürür olmuştu. Zira bir ara çarşaf değiştirme kategorisinde Guiness rekorlar kitabını zorlamaya başlamıştım ki, cüce kariyerime engel oldu, işemez oldu, elim böğrümde öylece kalakaldım.
4 Nisan 2012 Çarşamba
İyimserlik elini üzerimizden çekmesin, e mi?
Uzun çok uzun bir yolculuk için hazırlık bunlar.
Üç aylık kitap sipariş orucumu bozdum. Hazırlığı bahane ettim.
Üç aylık kitap sipariş orucumu bozdum. Hazırlığı bahane ettim.
Dumur diyalog #51
Bu ara sohbetler hep Çin üzerine…
Y: Oğlum var ya ben Çin’deyken babanla acayip eğleneceksiniz, senin için çok eğlenceli planları var, biliyor musun?
A: Çin’e babam gitsin! Sen benimle kal!
Y: Oğlum var ya ben Çin’deyken babanla acayip eğleneceksiniz, senin için çok eğlenceli planları var, biliyor musun?
A: Çin’e babam gitsin! Sen benimle kal!
3 Nisan 2012 Salı
Semizotu sezonu açıldı! Yeayyy…
Bütün gün deli gibi çalıştırıp yemek yedirmeyi unuttuğumuz Arca, Çeşme’den sonra uğradığımız Urla pazarında pazarcı amcaların ikramlarını lüpletti, domates, küçük elma…
Eve geldiğimizde fındıklara saldırdı, derken kayısı, kuru üzüm. Sonunda isyan etti, çocuk açtı tabii ki… Bir gün önce burun kıvırdığı ızgara tavuğu makarnasıyla nefes almadan tıkınırken ben de üç su yıkadığım semizotunu onunla sohbet ederken ayıkladım.
Arca diyor ki... #11
“Annem Çin’e gidecekmiş. Çok uzakmış, öyle dedi.
Dedim ki; ne kadar uzak Amerika kadar uzak mı?
Evet dedi, sana bir harita bulalım göstereyim dedi.
Dedim ki; ne kadar uzak Amerika kadar uzak mı?
Evet dedi, sana bir harita bulalım göstereyim dedi.
2 Nisan 2012 Pazartesi
Bu ne be! Başlarım sinüzitine!
Var ya bilsem direkt ameliyat talep ederdim. Kesin çözüm! Bak bakalım bir daha oluyor mu! Ameliyata girmişken koca burnumu da hokka burun yaptın mıydı ohhh sen rahat ben rahat.
Sinüzit diyorum, kusacağım diyorum. Ben Arca’ya hamileyken bu kadar midem bulanmadı be! Yediğim ne varsa kursağımda böh desem çıkaracağım!
Sinüzit diyorum, kusacağım diyorum. Ben Arca’ya hamileyken bu kadar midem bulanmadı be! Yediğim ne varsa kursağımda böh desem çıkaracağım!
Neden "fucking" four? Şimdi anladım!
Benim yaş konusuna kafam pek basmaz. Geçenlerde Orçun ile Gül’ün bebeğini ziyaret ettiğimizde Orçun’un annesi Arca’nın yaşını sordu, 2 dedim! Hastane koridorlarında kahkahalar çınladı.
Hele ben? Tam bir “küçül de cebime gir!” modundayım. İlker’le anlaşamadığımız konuların başında bu gelir. Aynı yaştayız (hatta 11 gün yaşlıyım kendisinden :P) ama ona sorarlar 35 der ben hala 33 diye dudaklarımı büzerim. “Siz aynı sınıfta değil miydiniz?” diye soranlara, İlker “Yeliz 3 yaşında okula başladı” diye geyik yapar, pis! Bir türlü anlaşamıyoruz. Şu “gün alma” meselesini benim mantığım almıyor. İşime gelmiyor tabii : )
Ne diyecektim? Hıh geçen gün İlker’e Arca’nın yaşını sordum. “3 bitti, 4’ten gün alıyor” dedi. 4 mü? Ne zaman? Ne ara?
Hele ben? Tam bir “küçül de cebime gir!” modundayım. İlker’le anlaşamadığımız konuların başında bu gelir. Aynı yaştayız (hatta 11 gün yaşlıyım kendisinden :P) ama ona sorarlar 35 der ben hala 33 diye dudaklarımı büzerim. “Siz aynı sınıfta değil miydiniz?” diye soranlara, İlker “Yeliz 3 yaşında okula başladı” diye geyik yapar, pis! Bir türlü anlaşamıyoruz. Şu “gün alma” meselesini benim mantığım almıyor. İşime gelmiyor tabii : )
Ne diyecektim? Hıh geçen gün İlker’e Arca’nın yaşını sordum. “3 bitti, 4’ten gün alıyor” dedi. 4 mü? Ne zaman? Ne ara?
31 Mart 2012 Cumartesi
Doğum günü enflasyonu
Okulda doğum günü partisini sallamaya niyetliydim, taa ki Arca özel istekte bulunana kadar.
Dün işten erken çıktım. Haftalardır sallamadığım burun akıntısı ve baş ağrısının teşhisi bir de doktor tarafından kondu: Sinüzit. Var ya orta yaşa gelmeden blog işini bırakmalıyım yoksa gün aşırı yok oram ağrıyor, yok buram ağrıyor diye sızlanacağım.
Dün işten erken çıktım. Haftalardır sallamadığım burun akıntısı ve baş ağrısının teşhisi bir de doktor tarafından kondu: Sinüzit. Var ya orta yaşa gelmeden blog işini bırakmalıyım yoksa gün aşırı yok oram ağrıyor, yok buram ağrıyor diye sızlanacağım.
30 Mart 2012 Cuma
Vatandaş memnuncan* bildiriyor: Hizmet sektörü genişliyor!
"Müjdeler olsun hizmet sektörü genişliyor. Sadece bir otele veya lokantaya gittiğinizde hizmet aldığımız günler çok gerilerde kaldı.
Artık hak hukuk yok! Müşteriysen haklısın.
Artık hak hukuk yok! Müşteriysen haklısın.
Dumur diyalog #50
Okuldan dönüşte İlker’i kafalayıp Haribo aldırmış!
(ben okuldaki Eda naz’ın annesine kızıyorum, meğer bizim evde arkamdan iş çeviren müttefiklerim varmış!)
Kendisini zararlı olduğu konusunda bilgilendirmeye çalışıyorum.
Paketi de elinden bırakmıyor.
A: Ayı Winnie mi bu?
Y: Hayır Haribo.
(ben okuldaki Eda naz’ın annesine kızıyorum, meğer bizim evde arkamdan iş çeviren müttefiklerim varmış!)
Kendisini zararlı olduğu konusunda bilgilendirmeye çalışıyorum.
Paketi de elinden bırakmıyor.
A: Ayı Winnie mi bu?
Y: Hayır Haribo.
29 Mart 2012 Perşembe
Antin kuntin tariflere bulaşmadan bebeye yemek sevdirme sanatı
--- Başlığı okuyan acayip tüyolar vereceğimi sanıyorsa yanılıyor, beklentiyi yüksek tutmadan okuyacaksanız okuyun, sonra "bu ne be!!" diye burun kıvıranı çok pis tepelerim! ----
“Yemek” konu başlığı benim bam telim, ben kim olursa olsun zorla yemek yedirilmeye çalışılan insana üzülüyorum. Televizyon karşısında birbiri peşi sıra tıkıştırılan lokmalara, arkasından koşularak bir kaşık daha yedirilmeye çalışılan çocuklara çok dertleniyorum. Belki benzer muameleyi hala gördüğümdendir bilmiyorum.
Çocukluğumun derinliklerine tüpsüz dalmak lazım belki de. Aman vurgun yemeyelim :P
“Yemek” konu başlığı benim bam telim, ben kim olursa olsun zorla yemek yedirilmeye çalışılan insana üzülüyorum. Televizyon karşısında birbiri peşi sıra tıkıştırılan lokmalara, arkasından koşularak bir kaşık daha yedirilmeye çalışılan çocuklara çok dertleniyorum. Belki benzer muameleyi hala gördüğümdendir bilmiyorum.
Çocukluğumun derinliklerine tüpsüz dalmak lazım belki de. Aman vurgun yemeyelim :P
28 Mart 2012 Çarşamba
Dumur diyalog #49
Yemek yerken…
A: Eda Naz bugün bana böyle böyle vurdu.
(yüzüne vurarak gösteriyor)
Y: O sana vurunca, sen ne yaptın?
A: Eda Naz bugün bana böyle böyle vurdu.
(yüzüne vurarak gösteriyor)
Y: O sana vurunca, sen ne yaptın?
27 Mart 2012 Salı
"çok çalışmam lazım çoookk"
"Pazar günü toplandık gittik yazlığa. Çalıştırdı bunlar beni hem de çok pis çalıştırdılar.
Elime bir çomak verdiler, toprakları eşelettiler, solucan bul dediler. Burnuma kadar toprağın içine girdim bulamadım. Sonra beton parçalarını topla dediler. Topla topla bitmedi! Bir kuru kahvaltıya anamı ağlattınız allahsızlar!
Elime bir çomak verdiler, toprakları eşelettiler, solucan bul dediler. Burnuma kadar toprağın içine girdim bulamadım. Sonra beton parçalarını topla dediler. Topla topla bitmedi! Bir kuru kahvaltıya anamı ağlattınız allahsızlar!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)