24 Eylül 2014 Çarşamba
Ne kadar adaletsiz değil mi? BİR BİRA DAHA LÜTFEN!
23 Eylül 2014 Salı
Alerji
22 Eylül 2014 Pazartesi
Bana bir kadınlık geldi hemşire!
20 Eylül 2014 Cumartesi
An itibariyle...
Uzun bir günün akşamı. Ayaklarım trampet çalıyor.
Sabah arcanın piyano dersine yetiştik. İlknur bir müzik okulu açtı, yer cücesi piyanoyu tecrübe ediyor. Sevdiğini söylüyor gerisi boş zaten. Dönüşte evde bizi bekleyen babaanneyi aldık kuaföre götürdük. Ameliyat sonrası henüz araba kullanacak durumda değil. Biz de Arca ile pazara gittik. Pazarda fiyatlar semtin gelir düzeyiyle paralel, net! Şöyle söyleyeyim Alaçatı pazarı bizim sosyete manavının fiyatlarını yakalarken Yeşilyurt pazarı benim pazarlarım arasında fiyatta mütevaziliğin zirvesine oynar. Kalitede fark yok. Bugün eylül sonu itibariyle kış hazırlıklarına iyi denk geldi Yeşilyurt:) daha dün üç kilosu on liraya barbunya bulan muhteremi tebrik etmiştim ben bugün dört kilosunu on liraya alarak sezonun en ciddi avantajını yakaladım:) domates ise on iki kilo on lira.
19 Eylül 2014 Cuma
Daha çok belgesel izlemeliyim
18 Eylül 2014 Perşembe
Bir evi sevmek için insan neye gereksinim duyar?
Pinterest'te gizli panolar oluşturmak.
Bak anlatayım.
17 Eylül 2014 Çarşamba
Şükür
Sosyal medya camiasından haller haberler
Bilmeyen de beni sosyal medya gurusu sanacak:)
Aklımdakileri paylaşayım, bilmeyen de bilsin öğrensin, yegane amacım topluma faydalı bir birey olmak...
Başlıyorum 1:
16 Eylül 2014 Salı
Dumur diyalog #130
Y: Arca öğretmenin değişmiş değil mi?
15 Eylül 2014 Pazartesi
Gelmiş geçmiş en iyi 10 uyku öncesi kitabı
13 Eylül 2014 Cumartesi
Bu yaz hangi kitapları okudum?
10 Eylül 2014 Çarşamba
Instagram'da takipçi kaçıran hareketler, aman diyim:P
Aslına bakarsan hiyeroglife geri döndük. Artık kelime oyunlarına, edebiyat patlatmalarına, tasvirlere filan hiç gerek yok. Ne uğraşacaksın, çek halini, koy instagrama. Hem bir de filtre filan, sanırsın herkesler fotoğraf sanatçısı. Ama nerden baksan bunun da boku çıkıyor. Yok o "sayfama beklerim" "takipleşelim" leri filan demiyorum, onların iyice suyu çıktı, benim dediğim o fotoğraflarına altına yazdıklarımız ve tekrarlanan klişelerle "ay içim şişti, bırakacağım takibi" diye canhıraş kaçırdıklarımız. "mız" diyorum zira bende o klişelerden ne çok varmış tahmin bile edemezsin.
Buyur yavrum, üstüne alınmıyorsan tadını çıkar, alınıyorsan aman diyeyim, dikkat et :)
9 Eylül 2014 Salı
Çocukla en ideal tatil
Haftaya başlarken…
4 Eylül 2014 Perşembe
Erteler misin? Savsaklar mısın? Gel yamacıma :)
3 Eylül 2014 Çarşamba
Okul yazısı
Sonbahar sizin olsun.
31 Ağustos 2014 Pazar
ALS
Açık konuşayım, günlerdir hem sesimin düzelmesini bekledim hem de aklıma yaratıcı bir fikir gelmesini... Hiçbiri olmadı. Ben de kendim olmaya karar verdim.
Kendi videomu çekerken baktım Arca musallat oluyor, aldım karşıma konuştum. Neden video çekiyorum, ALS hastalığı nedir, nasıl destek oluruz... Bir bir anlattım. Yo hayır, bir travma geçirmesinden çekinmiyorum, zira iki yaşının ilk bir ayını hastanede geçirmiş bir çocuk olarak travmanın babasını yaşayalı yıllar oluyor. Çocuklar bir yerlerde birilerinin acı çekmekte olduğunu bilmeli bence, hayat tozpembe değil. Ve insanların acılarına ortak olmak, onlara destek verebilmek en büyük erdemdir.
Arca, videonun sonunda mücadeleye davet etmek istediğim isimleri telaffuz ediyor; bir de buradan alt yazı geçeyim:
Instagramda yaratıcı kitap temalı paylaşımları ile takip etmekten keyif aldığım : http://instagram.com/fuufu_
Blog yazılarını ve sosyal medyadaki paylaşımlarını sevdiğim Özge : durumbildirimi.com
Ve ana girişimci (anagirisimci.com) : Hülya
Bu yazıyı yazmadan önce, hem biraz daha bilgi edinmek, hem de öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak için biraz araştırma yaptım. Zira ALS'yi bir kova buzu kafasından aşağı boca eden insanlarla tanımıştık ama hangimiz ne kadarını biliyorduk?
29 Ağustos 2014 Cuma
söyleyeceklerim bu kadar!
Dün biraz kuyruğu doğrultur gibi oldum bam! uçak rötarı, İstanbulun sidikli iğrenç havası... Var ya sırf şu havası bile İstanbul'u terk etmek için yeterli sebep. Arkadaş o ne yav! Leş gibi nem, pis bir rüzgar, sidikli bir gökyüzü. Ellerini açıp da "yağ allahın cezası yağ da güneşin gül cemalini bir görelim" diye haykırası geliyor insanın. İzmir'de yaz kış güneş gözlüğü takan ben, İstanbul seyahatinde direkt numaralı gözlük hiç uğraşmıyorum lensle filan!
Bizim şirkette aynı dönem işe başladığım arkadaşlarım bir bir ayrılıyor, ne şimdi bu? Sinyal mi? ay o sinyal bana verileli neredeyse üç sene oluyor, yerimden kıpırdayamıyorum, kahrolsun İzmir'in kısır iş imkanları.. Miyopum ya ne sinyalleri görebiliyorum, ne iş fırsatlarını... Havaalanından alan arkadaşa "n'oluyoooor bize n'oluyooor?" diye ağlayacaktım neredeyse. Sahi n'oluyor lan? Nereye gidiyorsunuz beni bırakıp? Ay aman neyse...