Neyin
nereden aklına ne getireceği belli olmuyor. Bir şey okuyorsun ve birkaç cümlesi
sana farklı bir taraftan bakmanı sağlayacak bir fikir veriyor.
Blogcu anne Elif’in ÇıtırÇıtır Felsefe serisinin yazarı ile yaptığı söyleşiyi okuyordum. Okuyordum çünkü
– tamam öncelikle Elif’in yazdıklarını hep okumaya çalışırım sonra – bu serinin
ilk kitabını geçen sene almıştım Arca’ya fakat pek heyecanlanmamıştı, yani
acaba yaş mı acaba neden şeklindeki sorularıma cevap alabileceğimi ve yazarı
tanıyabileceğimi umdum. Seriye tekrar ilgi duymamı sağlayan başka bir şey de
Arca’nın televizyon izlerken “felsefe nedir?” diye sorması oldu, zamanı gelmiş
miydi acaba?
Hayata dair olguları
küçük yaştan itibaren kavranmasına çok önem veriyorum, zira şimdiden düşünen
özgür bireyler olmalarına bu kavramanın bir zemin oluşturacağına inanıyorum.
Umut işte…
Umut bu aralar, fakirin
bile ekmeği değil. Umut bu aralar aslanın ağzında adeta.