Cuma öğleden sonra düşmeyen bir ateşin telefonuyla fırladım ofisten.
Ne zamandır araba kullanırken ağlamamıştım. Fonda "kul kurar kader güler" çalıyordu. Evet bu aralar paralel evrende bir gün geçirmeye niyetlenmiştim değil mi? Evet şu anda ateşi 40'a yaklaşmış miniğin bana yapışacağı evde kırksekiz saat geçirmeye gidiyordum.
Ateş düşmüyordu ve bir nevi dejavu yaşıyorduk.
Dile kolay üç haftadır ateş, tedavi, heyecan, yine ateş, "oh antibiyotiksiz atlattık" "hay allah neyse antibiyotiğe alıştık", 33 C'lik banyolarda tsunami oyunları, yapışmalar, koala mode on halleri, yine yapışmalar.
Cumartesi gecesi itibariyle Arca cücesi kucağımda iken, "sıkıldım!" diye çığırıyordum. Bütün gün sadece yarım saat uyumuştu, tek lokma yememişti ve o uyukladığı yarım saatlik zaman diliminde ben hırlayan nefesini dinlemiştim, tek başıma... ve gece boyunca hiç yarım saatlik bir uyku dilimi olmamıştı hırlamaktan...
Ateş kontrol altına alınamazsa yeni tahliller ve daha güçlü bir antibiyotik müjdesini duyduğumda artık motive edilecek bir tarafım kalmamıştı.
Pazar günü paralel evrene iki saatlik kaçış yapan İlker oldu. Ben cüce ile kaldım yine.
Birbirinden sıkılmış aşıklar gibiydik. Ben kanepeye kıvrılmış, sabah çayımı kitabın sayfaları arasında yudumlarken, Arca arabaları ile oyun alemine daldı. Mevcudiyetimin o kanepede olması ona yetiyordu, daha fazlasını talep etmedi.
Yaklaşık bir saat sonra kendi çocuğum sevimli gelmeye başladı bana ve çaktırmadan fotoğraflarını çekmeye başladım.
Fark etti ve poz vermeye başladı, hiç kaçırmaz.
Sağdaki fotoğrafı bilgisayar ekranında gördüğümde ne kadar kilo verdiğini, solduğunu çöktüğünü fark ettim. Hiç bir şey yemiyor, abartısız hiç bir şey!
Köftenin yanına patates kızartması istediğinde actifry tantanasına bile girmedim, yıllardır ilk defa tavada kızarttım patatesleri ve ben yedim:( Akşam iki lokma yemesi için tehditten yalvarmaya kadar bir dizi yöntem izledik, sonuç alamadık. Pazar öğlen itibariyle, köftesini yanağının içinde tutma rekoru kırdı. Bir ara köfte ağzında kafası masaya dayanmış halde neredeyse uyuyacaktı. Ve işte tam da o anda "akşamdan verdiği lokma ağzından sabah çıkardı" şeklindeki şehir efsaneleri içeren çocukluğuma döndüm.
Akşam bir tabak tarhana çorbasını bir dilim ekmekle bitirdi, son lokmayı daha yutmamıştı ki onu mutfakta bırakıp İlker'e Meksika dalgası yapmaya salona koştum. Öncesinde iddiaya girmiştik, yemez demişti.
Ne diyordum? Pazar sabah onu fotoğrafladığımı fark ettikten sonra bana konser vermeye başladı, önce mahçup, sonra bir piyanist şantör olarak devleşti, repertuarından seçkin örneklerle günün geri kalanını çekilir kılmak için epey çaba sarf etti.
Ateş? Düştü gibi... Gecenin son ateş düşürücüsünü vermeye gidiyorum, yarın ola hayrola.
15 yorum:
Aklım hep Arca'da :( umarım toparlar
canım benim ya.. yavrumun içi almıyordur annesi.. hastayken biz de yemek yiyemeyiz.. umarım o alçak ateş bir daha yükselmez.. kuzum da sağlığına bir an önce kavuşur..
çok çok geçmiş olsun en azından, rutinde yemeyen bir çocuk değil ona şükredin, ateşi düştükçe iştahı düzelecektir.. arabada ağlamanız çok dokundu sevgili yeliz. üzülmeyin biraz zayıflamış görünsede ciddi boyu uzamış arcanın hem hala gözlerinin içi gülüyor hele mikrofonu tutan şirin parmakları mükemmel :) arca sevgi dolu mutlu bir çocuk bunuda kolaylıkla atlatacaktır.. mercan
Arca çok keyifli gözüküyor Yeliz, bırak yemesin, azcık toparlayınca yer yeniden nasılsa.. Cok gecmis olsun ama zaten gecmis gibi .. Cabucak atlatırsınız umarım..Sevgiler.
insan yavrusunu hasta görmeye hiç dayanamıyor değil mi?en sinir bozucu şey de çaresizlik.. elinden bişey gelmemesi böyle durumlarda..
çok çok geçmiş olsun öncelikle..
aklıma gelen bir kaç öneri;
bal yesin kaşık kaşık ilaç gibi bal ver bence.. bunu hasta olmadığı normal zamanlarda da yap.. hatta arısütü bal polen karışımı var organik.. her gün bir kaşık hem iştahını arttırır hem de bağışıklığını güçlendirir..
tavuk suyuna çorba ilginç bir şey.. gerçekten işe yarıyor..
bir de bağışıklık sistemini test ettirin.. sanırım immunoloji bölümü bununla ilgileniyor..
bir de doktorunuzu gözden geçirin derim ben..arca çok sık hastalanır oldu :(
tabi bunları 1.5 yaş annesi olarak yazıyorum, arcanın yaşına gelince belki hiçbiri çözüm değildir bilemiyorum....
tekrar geçmiş olsun.. arca iyileşsin bir an önce.. annesinin morali de yerine gelsin...
Ya sevgicim aslında normal şartlarda kesinlikle ısrar etmem, en nefret ettiğim şey yemek istemeyen insana zorla yedirmek. ama ana yüreği işte dünya kadar ilaç içiyor, bünyesi zayıf düşmesin maksat:(
Ya sevgicim aslında normal şartlarda kesinlikle ısrar etmem, en nefret ettiğim şey yemek istemeyen insana zorla yedirmek. ama ana yüreği işte dünya kadar ilaç içiyor, bünyesi zayıf düşmesin maksat:(
Evet Mercan biz de fabrika ayarlarına geri döner umudu taşıyoruz:)
ateşliyken bile keyfi yerinde zeynepcim ama itiraf ediyorum fotoğraflarda biraz renkleri canlandırdım, öyle soluk ki aslında:(
Haticecim balı hayatımıza soktuk, mutluyuz. Arı sütü aklımda ilk Alsancaka indiğimde alacağım. bağışıklık sistemi konusunda haklısın, Arcanın halası böyle bir test yaptırmıştı sen deyince aklıma geldi. Eğer yaş itibari ile uygunsa yaptıralım. Doktora bu hafta sonu bir ara dalmak istedim, ilk defa soru işareti koydum yanına! ama tıbbi anlamda hiç hatası olmadı. Ateşin düşeceği saati bile doğru verdi. Düşmezse yeni antibiyotik dediği noktada ben koptum sadece. Aklımda ama şimdilik we are cool baby:)
Arca'ya ve sana geçmiş olsun Yeliz. Çocuklar hasta oldu mu biz iki kat moralsiz oluyoruz hele bir de yemiyorlarsa sanki hayat kararıveriyor, onca ilacı alan bünye lokmaları yutmuyor ve ne yapsan boş kabul etmiyorlar yemeği, en nihayet kendi haline bırakıyoruz bakıyorsun bir sonraki öğünde hamuduyla götürmüş. Tez iyileşsin Arca inşallah, bitsin bu ateş.
biz okurken bile uzuluyoruz Yeliz sizin durumunuz oyle zor ki. Ama Arca cok guclu bir cocuk gordugumuz kadariyla. ne kadar da uzamis masallah ona. insallah bir an once atlatir bu atesi de eski nesesine doner. cok gecmis olsun
Çok geçmiş olsun. Ne zor durum, insan keşke ben hasta olsam onun yerine der değil mi..
Tatlım ya.. Nazar mı değdi acaba? Rabbim nazarlardan korusun tatlılar tatlısı yavrunu...
seni öyle yürekten anlıyorum ki,,diyecek laf bulamıyorum,keşke hiç hasta olmadan büyüseler ne güzel olurdu di mi ??
yememesine üzülme inan düzeliyor yiğitte tam 5 gün ağzına lokma koymadı ki ben resmen yemeğine takığımdır bilen bilir,,hiçbişey diyemedim ne yese fışkırarak kustu aç karna onca ilaç gerçekten çok düşündürüyor ve üzüyor bizi ama biraz gözü açılınca kendisi fazlasıyla yiyip eksilenleri yerine koyacak annesi merak etme olur mu,,
öpüyorum o süzülmüş kuzuyu,allahım şifasını versin inş. tez zamanda..
Yorum Gönder