23 Ekim 2013 Çarşamba

çok çocuklu aile simülasyonu

Bayram tatili hiç çocuksuz kalmadı bizim ev. Arca'dan bahsetmiyorum canım o bizim evin demirbaşı:) kuzenlerden, arkadaş çocuklarından bahsediyorum.

Önce Duru(7) ve Doruk (4,5). İlker’in babalarıyla işi çıktığında hiç tereddüt etmeden bize gelsinler dedim. Zeynep’in çalışması gerekiyordu, Tea&Pot arife günü açıktı, anneannelerinin ise sabahtan işi vardı, birkaç saat dediler. Oyun oynadılar, çizgi film izlediler, yemek yediler, atıştırdılar. Arca bana bir saniye bile yanaşmadı. Neredeyse üç olmuştu saat, içimden herhalde anneannelerinin işi uzadı diye geçirdim, zira babaları beni arayacak, onları bırakmam gereken yeri ve saati bildirecekti. Hiç umursamadım, ne olacak mis gibi oynuyorlardı. 


Doruk ara sıra ablasına “sen git biz erkek erkeğe oynayacağız” dedi, dışladı Durucuğumu, bir defa da itiştiler. Ama sonra baktım odaya gitmişler, sorunlarını hallediyorlar. 

O pipili veletler koşturmaca oynarken biz Duru’yla kutu oyunları oynadık, Jenga, Make’n Break… Ben kitap okurken o boyama yaptı, oğlan çocukları tepişti. Onlar hep beraber lego oynarken ben çamaşır astım, çamaşır topladım filan… Baktım İlker arıyor, unutmuşlar beni : ) Artık anneannelere hiç götürmeyeyim, burada kalsınlar dedim, zaten kimsenin gitmeye gönlü yok. Üç çocukla koca bir günün nasıl geçtiğini anlamadım. Arca mutluluktan sızdı erkenden, keyfine diyecek yoktu bütün gün. Ne didişme yaşadık, ne kavga ettik. Gül gibi geçinip gittik.

Bizim Duru'yu saymıyorum bile. Kocaman oldu artık, neredeyse 12 yaşında. Arca'yı Duru'ya teslim et, git, o kadar iyi geçiniyorlar.

Deniz’in babaannesi hastaneye kaldırılıp da İlknur’lar bayramı hastanede geçirmek durumunda kalınca, Deniz gündüzleri anneannesiyle yani Arca’nın babaannesiyle kaldı. Bizimse yapabileceğimiz tek şey Arca ile Deniz’i bir araya getirerek babaanneye nefes aldırmaktı. 

Arca’nın geçen yıl tenhada gözünü oyma planları yaptığı Deniz, artık koşabiliyor ve az buçuk da konuşabiliyor. Yani artık birlikte oynayabiliyorlar. Arca için yeterli. Ona zaten koşmak olsun, 10 yaşında bir çocukla da koşabildiği sürece iki yaşındaki bir bebekle de – evet Arca’da 3 yaş sınırı var, 3 yaş altı bebekmiş, öyle diyor – koşabilir.

Tatilin son günü güzel havayı kaçırmayalım dedik. Yapacağımız bir şey de yok ha, metroyla Konak'a gideceğiz - Arca'nın en sevdiği seyahat biçimi :) - vapura binip Karşıyaka'ya geçeceğiz, bir çay içip yürüyüş yapıp döneceğiz. Bu kadar! Özel olarak Poyraz'ı istedim, anası babası gelmesin sorun değil, biz Poyraz'ı alalım dedim. Biliyorum çünkü çocuklar çocuklarla mutlu... 

Dün akşam eve dönerken metrodan aldı beni İlker'le Arca, dediler ki Deniz bizde birkaç saat kalacak. Hay hay! Bir ara İlker, "baksana bize hiç bulaşmıyorlar, millet bundan iki numaraları yapıyor galiba, şimdiye kadar Arca'yı eylemekten pestilim çıkmıştı" şeklinde bir durum değerlendirmesi sundu. Haklıydı, zira bayram tatilini benim kadar keyifli ve dinlenmiş geçiren anne var mıydı bilmiyorum. 

Her şey iyi hoştu da bir ara Arca kucağımda, Deniz teyzeeee diye kolumu çekiştirirken buldum kendimi. İlker bir koltukta oyun oynamaktaydı. Hayır nayır nolamaz! çok çocuklu aile simülasyonunun bu halini sevmedim. Zira iki numaranın da Arca gibi bir anne manyağı olmayacağının bir garantisi yok. 

Akşamın sonunda Deniz katiyen ayrılmak istemedi, hatta bir ara İlker'le uyumaya bile razı oldu. Arca kıskanır mı dedik, hiç oralı olmadı, o sıra "annem bana kalır" melodisini mırıldanmakta olduğuna dair söylentiler var:) 

Dur yav Arca'nın yeni yepyeni dumur serisini de yazayım, çok gülüyoruz bu ara çokkk:) 

4 yorum:

Evren dedi ki...

İşte bu! Aynı anda aynı konular üzerine yazmışız :) Ne güzel olmuş sizin tatil. Çocuklar kesinlikle çocuklarla mutlu, sonuna kadar katılıyorum. Bu arada ikincinin de anne manyağı olma olasılığı yüksek ama yine de beraber çok daha mutlu oluyorlar. Bahar ablası okuldan gelince acayip bir enerjiyle doluyor, gözlerinin içi parlıyor, zira Tülin Su da Bahar'ın öğle uykusundan kalkmasını dört gözle bekliyor. Arada çatışıyorlar ama o da iyi oluyor, çünkü böylece bize daha az çatıyorlar ;) Ama maalesef gün bittiğinde ikisi de yine bana düşüyor. Büyük kabul etti de bir gece baba, bir gece anneyle uyumayı, küçük kendini yırtıyor akşam vakti yatakta babayı görünce. Ve fakat sanırım bu günler de bitmek üzere, çünkü bugün ilk kez ikisini bir yatırdık, daha doğrusu küçük uyuyordu, büyüğe isterse kardeşinin yanında yatabileceğini söyledik, acayip mutlu oldu ve sanırım 2 dakika içerisinde derin uykuya geçti :) Neyse, dilimi ısırayım da :P Sizin yakın kuzenler olması da çok iyi. Bizim maalesef kimse yok yakınımızda. Öpüyorum sizi :D

saricizmeli dedi ki...

Önce Evren'i sonra seni okudum ben de:) Evrencim ne güzel aralıklı olsa da seni okumak.
Bu haftasonu misafirlerimiz vardı. Ben hazırlanırken UE ve NE evde deliler gibi koşmaca oynuyorlardı;) Beraber en mutlu oldukları oyun. Arada NE bir yerlere çarpınca UE oyunda olabilir böyle güzel kardeşim diye teselli ediyordu. Ama 2 çocuklu anne olarak bayramın en deliren kadınları listesindeydim elbette:)

Nil dedi ki...

Bir çocuğa bakmak iki çocuğa bakmaktan daha zormuş diyorlar. Galiba haklılar :)

firdevs dedi ki...

kismetse yakinda dort cocuk annesi olacagim ! nasil bakacaksin diyenlere bu postu okutturacagim :))))))