epey olmuş blogu güncellemeyeli, özlem de sordu napıyorsun diye.
aslında hiç!!! hatta çoğu zaman hiçbirşeyi tam yapamıyormuşum gibi geliyor. Bak şimdi mesela hazır Arca uyuyorken evi toplamam lazım , blog yazıyorum:)
Pazartesi Arcanın aşıları vardı, Ümit abla sağlık ocağında yaptırdı, hiç ağlamamış, herkes çok şaşırmış. Akşamüstüne kadar da keyifliymiş. Oradaki bizim aile doktoru ateşi 37,5 a çıkınca 1 ay kaşığı Calpol verin demiş, Ümit abla da 5 gibi ateş çıkar gibi olunca vermiş. Eve geldim İlker söyledi, calpol almış ama ateş var hala diye. Neyse takip ettik ama 8 gibi ateş 38 in üzerine çıktı, haydaaa.. Ümit ablayı aradım miktarın çay kaşığı olduğunu duyunca şok oldum. Aile doktoru öyle dedi diye Ümit abla da sorgulamamış. Akıl var mantık var, 10 kilo bebeğe 1 çay kaşığı calpol ne etki edecek? Neyse fitil yaptık, tüm gece saat başı kalkıp ateşini ölçtüm. Neyse ki aşılardanmış, geçti. Hem o aile doktoruna acayip kıl oldum. Ümit ablaya kilo fazlası var diyete sokun demiş. Ya bu anne sütünden hem ek gıdalara daha yeni başladı filan demiş yok, hatunun kafa almıyor, obeziteden çok korkarım filan diyormuş. Ahh ben olacaktım ki orda!!! Ümit abla bu çocuk her ay doktor kontrolüne gidiyor, korkma kontrol altında deyip susturmuş! Pratisyen hekimler aile doktoru oluverirse olacağı bu!
Bu arada çoook düşündüm ve yurtdışına gitmemeye karar verdim. Birkaç ay sonrası için OK ama şimdi gözüm yemedi. Mecbur olsam giderdim mutlaka ama mecbur da olmayınca zorlamak istemedim.
Çarşamba Arcanın kabul günüydü, önce babane, sonra teyze ve duru (duruyla araları pek iyi, duru anlatıyor, bizimki açmış gözünü dinliyor) ve akşam da bizim dostlar ekibi. Bizimki zaten Zeyneple Güle hasta, güzel gördü mü dayanamıyor ya o akşam da kuzu gibiydi ki akşama kadar diş sıkıntısı kök söktürmüş, sakinliği şaşırttı.
Başka napıyoruz??
emeklemeye çalışıp, debelenip, yorulup göbüşün üzerine yığılıyoruz.
süper dönüşler yapıyoruz. Parmaklarımızın ucu ile birşeyler yakalamaya başladık.
Eve geldiğimde çıldırıyor, çenemi, burnumu emmeye başlıyor, kendince öpüyor sanırım.
Anne sütüne ilgi birgün var birgün yok, açıkçası bana da süt sağmaktan gına geldi. Arca ben yokken 3 öğün anne sütü alıyor ben 2 öğün sağabiliyorum, sabah sağdıklarımla denkleştirmeye çalışıyorum ama her zaman olmuyor, napalım olduğu yere kadar.
sebze püresinden haz etmiyoruz, yoğurta alıştık, meyvelere hastayız, maalesef baba modeli bir damak tadı ile karşı karşıyayız. Sebze nasıl yedireceğim, şimdiden derdi düştü. Var mı ilginç öneriler? Bebek yemek tarifi kitabı???
Sebze çorbasını çatalla mı ezip vermeli, blender la mı bızlatmalı?
sebzelerin tatlarını güzelleştirecek napmalı? arayıştayım.
ek gıdalarda iyi gibiyiz, aslında çok az yiyor ama olsun en azından öğürmüyor, püskürtmüyor, buna da şükür. Ancak doymuşsa imkan yok yemiyor, böyle böyle alışacağız, dert etmemek lasım. hem ananemizin yaptığı mis tarhana var, kokusu hala burnumda, doktor da verebilirsiniz dedi, bugün tarhana deneyeceğiz.
Ümit abla çıldırmış geçen gün, " ya bu bebiş 200 cc sütü içtikten sonra doyuyor nasıl ek gıda yiyecek yemez tabi, sen tok karnına bişey yiyebiliyor musun??" dedi. Olmaz Ümit abla önce anne sütü dedim, gönlü olsun diye doktora da tekrar sordum. Cevap aynı önce anne sütü çorbadan yiyebildiği kadar yesin, zorlama yok.
kaşığa saldırmaya devam, oyalamak için başka kaşığı verdin mi boğazına kadar soktuğu için vazgeçtik. şimdilik şarkı oyun yok, böyle başladık bakalım devam ettirebilecek miyiz? ben de çocuğun arasından tabakla dolaşacak potansiyel var, korkuyorum, yesin diye zil takabilirim, fena çok fena:(
Hazır mamalardan hangilerini deneyebilirim? Özgürün ve Tuğçenin yazılarını tekrardan okudum. Başka öneriler var mıdır? Özellikle sebzeli mamalar hangi markanın iyidir??
Çok yavaş ilerliyoruz, daha kahvaltı, et kıyma filan menümüze hiç girmedi. Ben mi aceleciyim?
mız mız mızıldanıyorum:(
herkese iyi haftasonları