10 Ağustos 2011 Çarşamba

Bloğun "İzle" butonuna tıklayan 200. Kişiyi….

Öpüjem!

Heyecan yok, en sanalından öpüjem! Ya napacaktım : )

Hediye verebilirim bak, seçkin okur kitlemden şanslı bir kişi en sevdiği blog postumu çıktı alsın getirsin imzalayayım : ))


Geçenlerde bir yazı okudum, nerde diye sorsan cevap veremem ama çok ilginçti. Blog yazanların pek çoğu okunmaktan müthiş derecede zevk alır, okunmak için yazarlar falan filan… Bir de çok okunmanın yollarını yazmış. İşte sık güncelleme gerekliliğini filan demiyorum, açıkça “eşinize dostunuza adresinizi verin, okusunlar” bir de çok okunan sitelere sizin linkinizi vermenizi sağlayın diyordu. Kapı kapı dolaşıp, ben sana yorum yazdım, sen de bana link ver gibi veya alakasız bloglara girip aslında hiç takip etmediğin insanlara “ben de varım, beni de gör” demenin başka bir çeşidi olan “maşallah pek güzel kızınız” gibi şeyler yazmak oluyor sanırım.

Bir de kız değil oğlansa o bebe puhahahh vah blogger vah!

Ben çok uzun süre hamile iken edindiğim arkadaşlar okuyor beni sanıyordum. Biz bizeyiz, hani sabah kahvesine gitmişiz ben bebemden şikayet ediyorum filan… Neyse sonra Özge ile tanıştık, Özge bir şekilde bulmuş okurmuş. İlk defa seneler sonra senin benim gibi insanların da blog okuduğunu öğrendim. (ben sadece blog yazan insanlar blog okur sanıyordum, salak mıyım saf mıyım:P)

Asıl şok Agora’da bir anne ve kızı ile karşılaşmamız oldu. Ben artık bloğunu okuduğum arkadaşlarım haricinde de birilerinin okuduğunun ayırtına vardım.

Bu arada postun başında bahsettiğim izleyici olayını keşfettim, ara sıra bir kaç kişi tıklıyordu o butonu, sayı artıyordu.

Peki bu benim yazılarıma çeki düzen vermemi sağladı mı? Yani sabah kahvesinde bebesini şikayet eden kadından bir Ayşe Arman çıktı mı? Tabii ki HAYIR! Hala geyiğin allahını çeviriyorum:)

Ama egom şişti mi? Şişti!

Blogger egosu deyince nerden baksan bir sene önce Elfanam’ın şuradaki yazısı aklıma gelir. Şahane bir özet!

Şişer abicim o ego, kimse aksini iddia etmesin. Çünkü sen (yani ben :P) sefil bir yoldangeçenadamsın, biri seni durdurup da senin yazılarını takip ediyorum dediğinde, arkadaşların senin bloğunu okuyorum, çok gülüyorum, güzel yazıyorsun, yaşar gibi yazıyorsun…vs.. gibi güzel sözler ettiğinde, kalbi hızlı atmayacak insan yoktur! Eşin dostun haricinde beş yüz kişilik bir insan topluluğunun da senin ürettiğin şeylere ilgi duyduğunu öğrenmek, güzel gelir kulağa.

Bana “adsız” olarak “uzun süredir sessiz takipçinim” şeklinde başlayan yorum yazdıklarında ya da hiç ama hiç tanımadığım birilerinden mail aldığımda ve bu maili almamın tek sebebinin bu blog olduğunu fark ettiğimde mutlu olmak bir kenara…

kendi payıma…

tamamen kendi ellerimle hayatıma kattığım bu özel dünyaya gülümseyerek sarılıyorum.

Ve ister inanın ister inanmayın, ister narsist deyin ister bağrınıza basın, ben de kendi bloğumu okuyup okuyup gülüyorum.

Meseleyi bundan ibaret görürsen ne ala...
Bu klavyenin başından kalktığında sen yine sen oluyorsun.
Egon şişmiş, dötün kalkmış, hepsi palavra :)

35 yorum:

Adsız dedi ki...

Uzun süredir sessiz takipçinim. Ehehehe :))

Gamze dedi ki...

Sesli takipçinim:)
Şimdi izle butonundan ayrılıyorum 200. izleyici olarak geri döneceğim. sevdiğim postu imzalı olarak alacağım, o benim olacak:)))Sevgiler
Gamze

yeliz dedi ki...

pıuhaahah adsız kopardın beni.
böyle bir yorum geleceğini düşünmemiştim:))

yeliz dedi ki...

Gamzeciğim yakın dostlarıma çekiliş kurra yok, hemen hizmet sunuyoruz :)))
öpücüğümlen imzalayacağım:))

Adsız dedi ki...

Bende uzun süredir takipçinim:) Güne senin yazıların sayesinde gülümseyerek başlıyorum. Sevdamefe

yeliz dedi ki...

Sevdamefe,
sen benim nurturiadan arkadaşımsın, değil mi? sevgiler

Adsız dedi ki...

evet yeni arkadaş olduk:) İşyerimden nurtuiaya erişim yasak :( ancak akşam bakabiliyorum.ama çok şükür blog okuyabiliyorum:) sevdamefe

Adsız dedi ki...

evet yeni arkadaş olduk:) İşyerimden nurtuiaya erişim yasak :( ancak akşam bakabiliyorum.ama çok şükür blog okuyabiliyorum:) sevdamefe

Pelin dedi ki...

Ben de cooook uzun zamandir takip ediyorum, Arca'nin karninizdaki hallerini bilirim :) 1-2 defa da yorum biraktim sanirim, tebrik, gecmis olsun vs. Yazilarinizi okurken gercekten de karsimdaymissiniz da boyle siz heyecanli heyecanli anlatirken dinliyormusum gibi hissediyorum. Ama ozellikle son 2 aydir girdiginiz yazilar daha da bir guzel geliyor nedense. Bu arada Arca'nin diyaloglara hastayim, kendisine de bayiliyorum. Hatta dun kizimla markette dolasirken kocaman bir kamyon gordum, 'Bak Defnecim, Arca abi var Izmir'de, o cok seviyor kamyonlari' diye anlattim ona :)) reader'dan takip ediyorum aslinda ama bunu yazmak icin blogunuza gelince son postunuzun sessiz takipcilerden de bahsetmesi hos bir tesaduf oldu. Amma uzattim degil mi? Neyse, severek ve ilgi ile takipteyim efem.

şeydanur dedi ki...

ben de, ben de !! sessiz takipçiler parmak kaldırsın :D
ofise gelip pcyi açtığımda ilk tık yaptığım sayfalar arasındasın. kitaplarla ilgili bakınırken tanıdım, o gün bugün takılıyorum. 15 aylık bir oğlum var, zati tip olarak Arca'ya pek benzetiyorum kendilerini. onunla ilgili kafama takılanları gözlüyorum, buluyorum. bazen boş kalıyorum, canım sıkılıyor. geçmiş yazılarına uzanıyorum. yakında hatmimi veririm :D

yeliz dedi ki...

Pelin :))
Arcanın karnımdaki halleri allahım ben de bazen o günlere dönüyorum, güzel günlerdi. şimdi koca adam oldu:P
ne güzel uzun uzun yazmışsın, hiç de uzatmamışsın, çok mutlu oldum:)
sevgiler

yeliz dedi ki...

şeydanur, çok memnun oldum. Tipi benzesin huyu benzemesin benim düdüğe diyeceğim:))) allah bağışlasın
sevgiler

Asortik Krep dedi ki...

Çok linkim var bu yüzden hepsini ayrı ayrı takip etmek zor oluyor-eski blogger olunca linkler çok oluyor- ama sizi hastalığınızdan beri her yazınızı, kaçırmadan okuyorum ve evet komiksiniz :) birde sen (siz demiyorum artık farkındaysan) çok doğalsın.İçindeki dışındaki bir bu yüzden uzaktaki akrabam :) gibi okuyorum.

yeliz dedi ki...

ahhh asortik krep ahhh... o kadar uzun zamandır gönlümdesin ki. ve ara sıra yorumlarınla mutlu oluyorduum ama düşüncelerini bilmek çok sevindirdi beni. çok özelsin, teşekkür ederim

laleninbahcesi dedi ki...

yeliz blogcu olmasamda sanırım seni hiç kaçırmadan okurdum...Yazılarını okurken aldığım keyif için borçlu bile hissettiğim olmuştur kendimi... Yaz hep yaz...

yeliz dedi ki...

ben de aynısını sizin için hissediyorum lale ablacım

gülcan dedi ki...

bende sessiz takipçinizim bazen özellikle sabahları agorada gezerken çocuk sesi duyup koşan anne gördümmü dikkatle bakıyorum belkide siz olabilirsiniz diye
sevgiler gülcan :)

Unknown dedi ki...

itiraf ediyorum bazen kitap okumaya ayırdığım zamanı blog okumaya harcıyorum..Ama blogalrı gezmekten okumaktan çok keyif alıyorum...Senin bloğunu da okumak çok eğlenceli...
Blogdaki arkadaşlarla buluşmuştum İstanbul da kırk yıldır arkadaş gibiydik adeta..Çok keyifliydi , burası bizi ayrı bir dünyaya dahil etti galiba :))
keyifli günler dilerim canım , sevgilerimle

yeliz dedi ki...

Gülcan:)) evet eğer kocaman sarı bir kafası varsa, sırtında da kocaman çantası, kuvvetle muhtemel benimdir:)
memnun oldum bu arada:)

Sadece anne.. dedi ki...

Ben seni ve Arca'yı özlüyorum desem :)

yeliz dedi ki...

içimizdeki karnaval, haklısın, çok şey paylaşıyoruz ve ben de ilk defa blog yazan arkadaşlarımla tanıştığımda her gün görüşüyormuşum gibi olmuştum:)

Bugday Tanesi dedi ki...

Ben de yeni takipçinim :)

yeliz dedi ki...

sadece annem asıl ben seni ve Can'ı çok merak ediyorum ve yazdığın an okuyorum aç kurtlar gibi:)

yeliz dedi ki...

Buğday tanesi,
KOCAMAN BİR MERHABA:)

ElfAna dedi ki...

Ben de Agora'da sirt cantali sari kafa avina cikacagim sanirim. Bulunca da sarilip, opup, satafatli cumlelerimle egosunu ikinci kata kadar cikaracagim. Sonra ikinci kattan beraber merdivenin trabzanlarindan kahkahalarla kayarak inecegiz:P Bilmem anlatabildim mi? Sevgiler:)

Adsız dedi ki...

yeliz hanım bende yaklaşık 2 aydır sizi takip ediyorum ama geriye dönerek birçok yazınızı okudum. güncellerinde sıkı takipçisiyim :) ama ben sessiz sayılmam ilk günden beri yorum yazıyorum.. özelikle soğuk bira ve patatesten (gerçi benim için kalamar tavada olacak mutlaka yanında) bahsettiğinizde birde izmiri anlattığınızda içim sızlıyor. ankarada büyümüş, yazlarını urla iskele, karantina adası ve izmirde geçirmiş, şuanda bursada evli gayet gezgin bir takipçiniz var. bu kadar uzak insanların bir blogta buluşması bile muhteşem bir sinerji. mercan..

füsfüs dedi ki...

bu yazıyı ben yazmışım sanki:) +1:))

Adsız dedi ki...

Ben de blog yazmayan, son bir yildir blog okuyan (portakal agaci'nin blog ile basladim okumaya - yemek tarifi ararken rastladim ona da) oradan baska bloglar kesfettim. Arca'ya bayiliyorum. Masallah!! cok guzel ve akilli. Benim de iki kizim var. Maya ve Kora isimleri. 5 ve 3 yasina yeni girdiler. Garip bir sekilde sen ve Arca hayatima giriverdiniz ve gunluk haberlerinizi aldigimda mutlu oluyorum. Saglicakla kalin.

yeliz dedi ki...

elfanam çıkalım da çakılmayalım sonra kafa üstü:)))

yeliz dedi ki...

Mercan, tabii ki biliyorum, tabii ki sessiz değilsin:)
tekrar merhaba

yeliz dedi ki...

ooo füsun hanım sizi buralarda görmek ne güzel çıstak çıstak hoşgeldiniz:)

yeliz dedi ki...

Maya ve Kora'nın annesi, çok memnun oldum, sevgiler:)

Oz dedi ki...

bende sadik okuyucunuzum yeliz hanimmmm:) bi de sizi ve arcami cok seviyoruz ailecek :) operim

yeliz dedi ki...

Özlem hanım biz de sizleri pek muhabbet ile takip etmekteyiz, sevgiler:))

Gulcin dedi ki...

okuyorum guluyorum mutlu oluyorum. Olur da bir gun ben Izmire gelince karsilasirsak (ki baya ayni yerlerde dolaniyoruz galiba) Arcaya bakip ben seni taniyorum diyebilir miyim :)