7 Aralık 2011 Çarşamba

Hazzın ertelenmesi

Arca sanırım henüz bir yaşını filan bitirmişti. Bir doktor kontrolü sırasında artık onun bir birey olduğundan, çocuk eğitiminden, sınırlardan bahsetmiştik. Arca’dan söz ederken birinci çoğul şahıs yerine üçüncü tekil şahıs ile cümle kurmaya başlamam o günlere rastlar. Üç yaşındaki çocuğu hakkında bilgi verirken “artık çişimizi tuvalete yapıyoruz” diyen anneye, doktorun “sizin adınıza çok sevindim, demek bu yaşta hala bezliydiniz” esprisine o gün epey gülmüştüm. Hadi üç yaş neyse de ben ilkokula giden çocuğu ile ilgili “sınavı kazandık” gibi bir cümle kurulduğuna şahit oldum, çok antipatik!


Neyse konuyu dağıttım. Doktor o gün bana bir soru sormuştu. “Pastanın neresini seversiniz?” “kekini” “peki önce pastanın neresini yersiniz? Kekini mi? Kremasını mı?” “kekini sona bırakırım” demiştim.
Hazzın ertelenmesi

Daha sonra gugıllayınca aşağıdaki yazıya ulaştım.

 .... 1960 yılında Walter Mischel adında bir psikoloji profesörü Standford Üniversitesi’nde dört yaş çocukları ile bir araştırma yürüttü. Bu araştırmada dört yaşındaki çocukları bir odaya alıp oturtuyorlar. Bir yetişkin gelip çocuğun önüne bizim lokuma benzer –çocukların çok sevdiği bir tatlı-yı koyup şöyle söylüyor: “On beş dakikalığına odadan ayrılmam gerekiyor. Eğer ben dönene kadar lokumu yemezsen, dönüşte bir ikincisini de alabilirsin” . Araştırmaya katılan çocukların bazıları yetişkin odadan çıkar çıkmaz, bazıları biraz bekledikten sonra lokumu yiyorlar. Bazı çocuklar da lokumu yememek için ellerinden geleni yapıp bekliyorlar. Bekleyenlerin bazıları lokumu görmemek için gözlerini kapatıyor hatta bir tanesi lokumu yemeyip yalıyor. Bu araştırmaya yaklaşık altı yüz civarında çocuk katıldı. Araştırmacılar tam on dört yıl sonra bu çocukların bir kısmına tekrar ulaşabilmeyi başardı ve lokumu hemen yiyenlerle, lokumu yemek için bekleyen çocukların hayat başarılarının birbirlerine taban tabana zıt olduğunu gördü. Anne babalar lütfen yazının bu bölümüne gözlerinizi kapayın ve bir-iki saniye düşünün. Sizce hayatta daha başarılı olan çocuklar lokumu hemen yiyenler mi, bekleyenler mi? Lokumu yemeyi erteleyebilen –yani bire iki kazanmak için sabreden- kısaca hazzı daha sonra elde edeceği daha büyük bir amaç için erteleyen gruptaki çocukların daha yüksek öz-güvenli, kendilerini daha kolay motive edebilen, zorluklar karşısında inatla başarmak için çabalayan yetişkinler olduğunu görmüşler. Lokumu hemen yiyen gruptaki çocukların ise daha düşük özgüvenleri olduğunu bulunmuş...

Buradaki anahtar sözcük benim için “özgüven”.

Bundan yaklaşık iki yıl sonra, geçenlerde nurturia’da arkadaşım Gülcan’ın bir paylaşımına rastladım. O “sabır sınavı” diyordu ama “hazzın ertelenmesi” ile aynı şeydi. Oğlu Deniz’le oynadıkları bu sabır sınavı oyununu çok sevdim.

Aklımda kaldığı kadarıyla şöyle yapıyorlarmış: Yılbaşına kadar her gün Gülcan bir hediye getiriyormuş Deniz’e. Kural, paketi yılbaşına kadar açmak yok. Deniz paketi açarsa, oyun biter dolayısı ile başka hediye gelmez. Yememeyi başardığında bir lokum daha alacağını bilen çocuk örneğindeki gibi.

Ümit abla’nın gidişi ile Deniz bebek’in hayatımıza girişi ve tabii Nadire ablanın aramıza katılışı, Arca için büyük değişiklikler. Şimdi ilgisini başka yönlere yoğunlaştırıyoruz. Yılbaşı teması süper oldu. Pazar günü yılbaşı ağacımızı kurduk. Süslemek Arca ile Nadire ablanın göreviydi.

Geçen akşam Arca’ya bu oyunu ve kurallarını anlattım. Kocaman açtı gözlerini ve “oynayım!” dedi. Ama hediyeleri benim getirmemi reddetti. Noel baba getirecekmiş. Peki, dün Noel baba ile görüşmelerimizi yaptık. Arca uyuduktan sonra dün gece itibari ile hediye getirmeye başladı.

Allahtan Idefix siparişi dün teslim edildi. Arca için alınan 11 kitap ayrı ayrı paketlendi. Her gün bir tanesi ağacın altına bırakılacak. Plan bu ! Arca daha çok küçük sabredebileceğini sanmıyorum, muhtemelen 11 kitabın tamamını bile koymayız ama bir de sabredebilirse işte o zaman mıçtık! İlave 14 tane hediyeyi neremden çıkarırım bilmiyorum …

18 yorum:

ayak izleri-sevgi dedi ki...

günaydın.. yazını okuyunca uykum açıldı inanki.. dila büyüyünce bende senin gibi olabilecekmiyim.. hiç sanmam.. ben en iyisi bu yaptıklarını not alayım en azından kopya çekerim..

nil dedi ki...

Berk sabreder mi bilmem ama ben sabredemem kesin! Ayrıca ben de seni tanıyorsan,sen çıkarırsın o diğer hediyeleri bir taraflardan,hadi kolay gele:)))

ElfAna dedi ki...

Valla Arca ile Deniz' ibilemiyecegim ama ben beklemezdim:))

meltem dedi ki...

Lokum deneyine bayıldım ozellike yemeyip yalayan bücüre. İdil de aynı taktiği uygulayabilirdi kanımca.

Hediye fikrini çok beğemdim! Denesek mi acaba?

Adsız dedi ki...

süper çalışma ve süper çalışma. işte çocuğunu sadece karnını doyurmak, eline iki tane ıvır zıvır verip oynamasını beklemek çocuk yetiştirmek değil. ama sizin gibi çocuk yetiştiren insanların daha fazla yapması lazımki bu millete 1 kişi değil 2, 3 aklı başında birey katılsın ama bu şartlarda ne mümkün:( mercan

Arcaya sonuna kadar güvenen lale teyze dedi ki...

bence yalayan hayat boyu başarılı olur:)) hem beklemiş hem de çaktırmadan hazzını almış:))
Bana küçükken bu deneyi yapsalardı ömür boyu bile bekleyebilirdim. Çünkü o kadar iştahsızdım ki... Değil aileye sülaleye dert olmuştu. Yediklerimin saçlarıma gittiğini, o yüzden saçlarımın kesilmesini bile tavsiye eden olmuştu:) Allahım şimdi öyle olsaydı ya...Belki de ertelediğim hazlar bunlar olabilir mi)

Evrim dedi ki...

Beni çocukluğuma götürdün :) Kardeşim ile aramızda geçenlere... Araştırmaya göre kardeşim başarılının önde gideni ben de loser'ın kralıyım. Çocukuğum bu kavga ile gecti be :) Bana baka baka yalanarak yemek için her şeyi önce benim bitirmemi beklerdi eşek. Çok basit şeyler de bile. Bir kere ile kolamı bitirmem için şişenin dibini kaldırınca az daha dişimi kırıyordu. Yalaya yalaya yerdi her şeyi. Çekirdeklerin içini çıkarır beklerdi önce ben bitireyim. Hep de o kazanırdı :)) Hani ödülü bir ikincisini elde etmek değildi ama bala sinir etmenin hazzı için hazzını ertelerdi, erteleyebilirdi :))

Anne İş'te dedi ki...

Ezo kesin yalardı..Yalar mıydı acaba?...... Deneyeceğim

Evren dedi ki...

Bu deneyi tekrar etmişler galiba, videosunu izlemiştim, sonunda çok komik bir şey oluyor, ama çocuğun hallerini video boyunca izlemen lazım :)

http://www.youtube.com/watch?v=QX_oy9614HQ

Bu deneyle ilgili Taylan bir şeyler okumuştu, Brain Rules kitabında. Sanırım bekleme süresi yaşla da doğru orantılıydı. Dur ona sorayım bir, tekrar yazarım.

çölyak dedi ki...

ilk bakışta iyi bir deney gibi gözüküyo çünkü sabır etmek büyük bir erdemdir.bunu her ebeveynin ögretmesi gerekir.ancak bu hazzı erteleme durumu çok ciddiye alınacak bi konu ve bu deney bazı çocuklarda merak etme duygusunu kaybedebilir.sonuçta bıde cocuk acısından bakmak lazım.ileride cok cazıp bısey var ve onu 15 gun hiç bakmayacaksın bu bı sure sonra baska bı hedıye aldıgınızda onada ilgi göstermeyebilir.yani kaşiflik duygusu körebilir.kesinlikle bu deneyi bir pedagogun onayı ile yapılmalı ve sorunuz şu olmalı "arca bu deneye hazır mı olumsuz bi etki gözlenir mi?"

Nil dedi ki...

BU DENEYİ YAPMAM LAZIM. ACABA BİZİM KIZ NASIL TEPKİ VERİR ÇOK MERAK ETTİM.

yeliz dedi ki...

Sevgicim, eminim sen harika olacaksın:)

Nilim ben gestapoyum sabrederim de çocuğu telef edebilirim:)

elfana:P

Meltem ben de bayıldım o bücüre. bence müthiş zeki bir tip.

Mercan çok güzel düşünceler bunlar, umarım gerçekten öyle anababalarızdır, olabiliriz.

LAle ablacım puhahahh demek saçlarına gidiyormuş ha:) hey allam. bence de o yalayan bücür başarılı olur, özellikle yalama konusunda azmederse:)))

Evrim ben de senin kardeşin gibiydim, yalana yalana bitiremezdim, ablam hızlıca bitirdikten sonra benim elimdekine göz dikerdi, sonra da habur hubur götürürdüm çikolataları:)

yeliz dedi ki...

Çölyak,
farklı bakış açınızı seviyorum:) benim de aklımı kurcalayan en önemli sorun bu zamanlama meselesiydi. Hatta tecrübe eden arkadaşım Gülcana da sordum ve sonuç olarak testi iki aşamalı yapmaya karar verdim. Arca çok heyecanlandığı için biraz erken başladığımızı fark ettim. Öncelikle 5 günlük bir süre koyacağım deneme olarak. Eğer bu oyun hoşuna giderse, yılbaşının son haftası tekrar edeceğim oyunu.

yeliz dedi ki...

Evren,
koptum!! süper bir video. Bu test demek ki çok bilinen bir test ve hala uygulanıyor. Çocuklar süper komik.
evet yaşla orantılı olmalı muhtemelen, küçük bir çocuğun ilgisi muhtemelen hızla dağılır.
ilk testte 4 yaş grubuna 15 dakika uygulanmış

Evren dedi ki...

Hah, diğerini de sordum öğrendim :) Onun okuduğu kitaptaki araştırmacı, bunun self-control ile ilgili olduğunu söylüyormuş. Ve akademik başarının IQ ile değil de daha çok self-control ile ilgili olduğunu. Bana da doktaraya geldiğimde danışmanımın ilk söylediği buydu: "You don't need to be smart to finish your PhD, you have to be persistent."

Taylan'ın okuduğu kitaptaki araştırmacı, bunu şöyle bağlıyormuş: Duyusal, duygusal dikkat çeldiricilere rağmen kendini kontrol edebilenler, uzaktaki bir hedef için hazlarını erteleyebilenler, akademik hayatta daha başarılı oluyormuş. Bu self-control zamanla gelişen bir şeymiş. Tools of the Mind diye özel bir yöntemden bahsediyormuş kitapta, farklı bir oyun anlayışıymış ama daha oraya gelmemiş :P

yeliz dedi ki...

Vay evren çok sağol, süper bilgiler. evet çok mantıklı, biraz destek olacak anababalar ama zamanla gelişecek. Sadece iş hayatında değil özel hayatta da self control çok değerli bir erdem.

Cigdem dedi ki...

Blogunuzu yeni kesfettim, hemen takibe aldim. Hem cocuguma kazandirmak istedigim özellikler acisindan hem de kendi kariyerim acisindan pek faydali bir yaziydi. Neden doktoramin bir türlü bitmedigini de cözmüs oldum böylece, blog okumayi geciktirip, önümdeki makaleyi okusam mesela adam olabilirmisim:)...

yeliz dedi ki...

Sevgili Çiğdem çok güzel yorumun için teşekkürler. Var ya benim de şu an yazmam gereken mailler var ve yorumlara cevap vermeyi tercih ediyorum, acilen silkinmemiz lazım:))