“Tevazu gösteremeyeceğim çok pis taktik yapar, cüceyi ters köşeye yatırır ne yapar ne eder dediğimi yaptırırım” alt metni ile (yok yav resmen açık açık!) burada atıp tuttuğum çok oldu, biliyorum. Daha dün ukelalık yapıyordum değil mi? Çok pis cüce kafalarım diye?
Bilen bilmeyen de beni böyle cool – relax ortaya karışık bir şey zannedecek. Biliyorum yazdıklarımı okuyunca benim bile totom hafiften kalkıyor, vay be! diyorum.
Lakin iş benim işbilirliğimle işbitiriciliğimle bitmiyor. Dünya etrafımda dönmüyor, kısacası. Bir de madalyonun cüce tarafı var.
Bu çocuk milleti, zamanla mutasyona uğruyor ve istediklerini yaptırmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Ne kadar saf da olsa elindeki bebe numunesi, gün geliyor, yöntemlere bağışıklık kazanıyor ve zayıf anında seni çok pis köşeye sıkıştırıyor.
Dolayısı ile o kalkan bir taraflarının üzerine “PAT!” diye oturtuveriyorlar adamı.
Misal geçen sabah kahvaltı konusunda tehdit uyguladım. Demek ki çaresiz kaldım. Tehdit çaresizlerin başvurduğu bir yöntemdir. Dahası yöntem filan değildir, düpedüz çaresizliktir.
Öncesinde sabah yemediğini öğlen önüne koyup, öğlen yemezse akşam tekrar önüne koymak suretiyle yedirmişliğim çoktur. Yemek konusunda hiç bir numara bana sökmez, ben bu dünyanın yemek konusunda en mızmız çocuğuydum (annem hararetle teyit edecektir), dolayısı ile “sen bu yollardan geçerken biz dönüyorduk hey yavrum hey” tabirini gönül rahatlığı ile kullanabilirim. Öğürmek ve kusmak da dahil olmak üzere hiç bir velet numarasına pabuç bırakmam! Daha doğrusu bırakmazdım. Ama bu defa ne yaptımsa cüceye sökmedi.
Utanarak itiraf ediyorum ki…
Yumurtasını bitirmemek konusunda direten veledin gözüne gözümü diktim ve "ağzından çıkardığın yumurta parçasını geri sok, yoksa bugün planladığımız bütün organizasyonları iptal ederim. beni deneme, yaparım bilirsin" dedim.
Ben bile kendimden korktum, yumurtamı bitirdim. İlker cüceye “ben senin yerinde olsam anneni dinlerdim, yapar biliyorsun” diyerek ara gaz verdi ve cüce yumurtayı gerisin geri ağzına soktu ve tarihte görülmemiş bir kahvaltı öğününü mideye indirdi.
Övünmüyorum, dediğim gibi ben tehdide başlamışsam kötü giden bir şeyler vardır. Demek ki işler daha fazla sarpa sarmadan önce benim biraz daha donanıma ihtiyacım var.
Bu ara ebeveyn eğitim kitaplarından ağız dolusu bahseden postlar döşersem hiç şaşırmayacağım, zira birkaçını tekrardan karıştırmaya başladım.
6 yorum:
O zaman benden daha çaresizi yok. Bahadır çocuklara sarfettiğim her cümleyi yoksa.. diye bitirdiğimi söylüyor. Ama ben de uyku ve yemek konusunda takıntılı bir anne olduğumdan her türlü yönteme gururla başvururum:) Zaten tehdit de işe yaramazsa bir sonraki step histerik bir şekilde gözlerini kısıp seri katil bakışı atmaktır. Bu da işe yara:)
bu aralar ben de kendimi sürekli bağıran tehdit eden cadı gibi bişey hissediyorum. o seri katil bakışı vardı bende de
El kaldırıyorum çokkk çaresiz kalıyorum bazen ne yapabilirim ama bazen hayat kitaplardaki gibi gitmiyor işte :(
Ben tehdit eder gibi yapmamaya çalışıyorum artık, çünkü gerçekten tehdit etmek zorunda kalıyorum.
Ben bir atakta bulununca Berk de bulunuyor. Dün Berk diye bağırdım, o da anneee diye bağırdı.En ikiletmeden dediğimi yaptırdığım anlar, gözümü gözüne dikip, sesimi bile yükseltmeden,tehlike saçtığım anlar. Yapıyor ama ağlıyor,sonrasında ben daha kötü oluyorum.Orantısız güç gibi geliyor,şimdi söküyor ama o yollardan ben de geçtiğim için ileride inadı ağır basınca gitmeyelim de diyecekler. Bütün sorun aslında bizlerin de arıza olmasında bence.
Yemek hiç gündemimiz değilken bir anda oluverdi bu aralar. Dün akşam ben de hafif çaplı tehdit ettim ama tahminimden çok ama çok daha uzun sürdü direnmesi.. Aynen kitaplara meyletmiş durumdayım :) Ancak dün akşam anladım ki kısasa kısas yada tehdit sokmeyecek bu bucure zamanla. Yeni yöntemler, yeni yollar beni bekler..
Yeliz bana 1 haftalik ozel ders verir misin? Bu ara fena durumdayim, aksamlari sicak saraplar binbir turlu yemek benden:)
Yorum Gönder