21 Mart 2012 Çarşamba

“Bak İlker!”

İlker’i karşıma alıp cümleye bu şekilde başlıyorsam, sakat bir durum var demektir.

Muhterem kocam hemen anlar. Umumiyetle “despot” yapacağım konusunda kendisine brifing verme hazırlığındayımdır. Sükûnetle dinler.

“Bak İlker !”in arkasından ben dökülürüm…
“Bu cüce artık çok şımardı, lafımı dinlemiyor, ben buna yüz vermeyeceğim, haberin olsun. Sert yapacağım. Yanına gelirse “bak annen böyle yaptığın için üzüldü, hadi git yanına” filan de, o zaman yumuşayacağım, tamam mı?”

Meali: Gel karı koca danışıklı dövüş yapalım, dediğimize gelsin.

“Yemek yemiyor bu, bak geri kalacak fiziksel gelişimi, despot yapacağım ben buna, yemeği bitirmeden çikolatayı bırak süt bile yok buna, bak haberin olsun!”

Meali: Kocam sana söylüyorum oğlum sen anla. Bir nevi dolaylı tehdit.


“Yetti artık bütün akşam uyumamak için diretti, despot olacağım canım artık, bak söylüyorum, arka çık bana.”

Meali: Çok pis dalacağım velede, ciddi önlemler alacağım, sonra abarttın deme, sana da dalarım!


Uzar gider…

Bunun altında yatan şu aslında, çok basit : Bu cüce beni münasip bir tarafına sallamıyor!

Son zamanlarda epeyce tükettiğim “yapma annecim”leri azalttım mesela, yalama oldu çünkü. Ciddiyim. Artık koltuktan, sehpadan, yataktan düşersin filan demiyorum, bir ara bunlara bile müdahale ediyordum. “Düştüğünde gel yanımda ağla” demeye başladım, daha etkili oluyor:P

Özellikle ağlarken artık hiç gerilmiyorum, kanımca benim analık hislerim de yalama oldu. Gerilmiyorum çünkü aslında çok komik. İstediği bir şeyi elde etmenin yolunun ağlamak olduğunu sanıyor bazen. Bazen öyle uzun süre ağlıyor ki, niye ağladığını unutuyor.

Mesela dün akşam ateş ölçeri alıp fırlatacağını beyan etmesi üzerine kaldırdım ve katiyen vermeyeceğimi kendisine bildirdim. Tabii ki anıra anıra ağladı. Bir ara ağlarken durup esnedi, tekrar ağlamaya başladı, hatta bir ara yirmi saniye kadar durdu neye ağladığını hatırlamaya çalıştı sonra tekrar ağlamaya başladı. Düşün işte ne kadar uzun süre ağladığını.
Bir de beni kafalamaya çalışıyor: “annem sakinleştim beni kucağına al” diyor, kucağımdayken yüksek rafa kaldırdığım ateş ölçere uzanmaya çalışıyor. Ben o yollardan geçeli çok oldu, hey yavrum hey!

Bunlar işin komik kısımları da asıl sorun dediğim gibi, lafımı dinlemiyor. Düpedüz deniyor beni, ancak ciddi ciddi konuşursam, hal hareketinin sonucunu açıklarsam ciddiye alıyor. Bu da bazen o kadar yorucu oluyor ki;

Yanıma yandaş, yoluma yoldaş arıyorum.

“Bak İlker…” ile başlayan cümlelerin cümlesinin meali budur kısaca!

5 yorum:

Fikriye Filtresiz dedi ki...

Bizde de bunun öteki versiyonu "konuşmamız lazım". Ama yok ya ben bunu dediğimde ardından daha ciddi meseleler geliyor, çocuk çocuk fındık fıstık.

Ayrıca çocuklar bu kadar prototip olabiliyor mu yavv? Aynısının aynısı!!!

nil dedi ki...

Okuduklarımızı bir kenara bırakıp, eski usulleri denemeli diye yeminle düşünmekteyim.

Arca'yı anlatırken, Berk'i anlatmışsın ...Aynen şu sıralar bir de yapmıcam, gölülsün yapacam, üzül senler. Ağlamaya yaş kalmadığından çığlık atmalar, sesi duymuyor gibi otururken ben tepinmeler başladı bir de o kadar inadına yapıyor ki, ben tınmayınca gelip tekme atıyor,salonda bir fasıl peşinden koşuyorum o zaman da korkuyor çünkü gözüm dünmüş oluyor.Sevmiyoruuuum seniiiii diye bağırıyor.Ben hep ama ben seviyorum derdim. Geçen ben de sevmiyorum seni böyle yapınca dedim, geldi sarıldı sev beni anne diye. Her aşaması ayrı vicdan,bunun tatili yok mu be?

ayak izleri-sevgi dedi ki...

evde bu dayanışma olmazsa olmuyor zaten.. ben bacak kadar boylu sıpam bile bağırınca hemen babasının yüzüne bakıyor, orda ne var ne yok diye..

Adsız dedi ki...

Aslında çok önemli bir konu, benim 2 oğlum 23 ile 20 yaşındalar, bu yaşlarda aynen böyle önlemler almıştım babaya da aynen böyle direktifler vererek yandaş almıştım. Ne kadar kararlı olursanız, sizi kafalamasına izin vermez ama çok çok sevdiğinizi prensiplerinizden asla vazgeçmeyeceğinizi ama onu da sevmekten vazgeçmeyeceğinizi anlatabilirseniz benim gibi şimdi iki dost arkadaş oğlunuz olur, o günlerdeki bu dayatmalarımı bana komiklik yaparak anlatmaya başlıyorlar bende gülüyorum. Ama o prensipler iki beyefendi, prensipli ve dünya tatlısı iki genci bana kazandırdı sakın yolunuzdan dönmeyin

yeliz dedi ki...

Reyhan,
konuşmamız lazım:)
cidden sana sormam gereken bir şeyler var erteleyip duruyorum.

Nil, çok acıtıcı anlatıyorsun ama seni peşinden koşarken gözümde canladırıyorum canlarım benim:)

Sevgi aynen parmaklarında oynatıyorlar:) onlara karşı kocalarla birleşmeliyiz!

Sevgili adsız,
O kadar güzel bir yorum ki, inanın içim kıpır kıpır oldu. o günleri görebilmek ne güzel olmalı:)