24 Aralık 2014 Çarşamba

Ah be Deniz ah be çocuk!

Yakın tarihimiz hakkında ne biliyoruz, ne kadar biliyoruz? Kendi adıma konuşayım, hiç. Apolitik bir üniversite yaşamının ardından girilen hayat mücadelesinde siyasete hiç yer olmadı. Pedikür yaptırmaya utanmakla solculuğu bir tutan bir insandan bahsediyoruz:) Gözlerini faltaşı gibi açmış ekrana bakıyorsunuz şu anda, görür gibiyim. Hiç derin bir düşünce insanı olduğumu iddia etmedim, rahatlayabilirsiniz.


Benim üniversitede öğrenci olduğum yıllar solculuk bile PKK sempatizanlığına yaklaştırılıyor - ki en çok da bundan korkuyorduk - nüfus kağıdında doğum yeri doğu illeri olanlar içeri alınıyordu. Politikayla alakasızlığımız ancak ailelerimizin rahat uyumasını sağlıyordu, çok acı yıllar tecrübe etmiş ailelerimizin. Başörtüsü için insanların özgürlüğü düşüncesi geçmiyordu aklımdan. Annem de dinimizin gereklerini yerine getiriyor, ama başını örtmüyor, diyordum. Benim başımı örtmeme özgürlüğüm kadar isteyenin örtme özgürlüğü olabileceğine dair fikirleri yeşertemiyordum zihnimde. Minik beynimle 1 Mayıs gösterilerine gıcık olduğum ilk lise yıllarımı hiç anlatmamayım, aramız bozulur (aa tabii gündüz doğum günümü onlar yüzünden kutlayamıyordum vahvah küçük burjuva kızı)

Şimdi vaktiyle ne kadar sığ bir insan olduğumu anladıysak dağılabilir, birbirimize veda edebiliriz.
Yok lan, nereye gidiyorsunuz!

Sonra büyüdüm. Biraz geç oldu ama büyüdüm. Sormaya başladım, sorularıma cevap alamayınca okumaya. Neyse ki okuyunca anlıyorum:)

Ve Gezi… Ve Gezi yazında AKM’ye asılan dev Deniz Gezmiş portresi.

“Tek cana kıymadan direniş” deyince Gezi ve Deniz’ler geliyor artık aklıma.
“Abim Deniz”i okurken dağıldım. “Ah be Deniz ah be çocuklar” dedim sık sık. Tertemiz ailelerin tertemiz vicdanlı çocuklarını okudum. İdama giderken bile okuyan idama giderken bile vatan diyen çocuklar.

Siz de benim gibi yakın geçmişimizden bihaberseniz, sevimli ! fötr şapkalı Demirel’in, ABD’lerden “aman kalkınmamızın önünde engel olur haaa” diyerek telkinde bulunan Özal’ın, kimlerin uşağı olduğu malum Erim’in yediği naneleri, asılmasınlar diye İnönü – Ecevit’in canhıraş uğraşmalarına rağmen sayfa sayfa imzalarla çocukları idama gönderen o zamanın siyasetçilerini ve o zamanların Türkiye’sini öğrenmek için bu kitabı okuyun. Aslında o günlerin günümüzden çok da farklı olmadığını göreceksiniz. O günlerden bu günleri gören Deniz’i okuyacaksınız. Ama ağlamayacağınıza garanti veremem.





12 yorum:

Yasemin dedi ki...

Ah Yeliz çok ince noktadan vurdun şimdi.
Zaten son 2 senedir epey ağlıyorum gidenlere...
Üstüne bunu da okuyayım!

Unknown dedi ki...

bır cok denız gecmıs kıtabı okudum bır cogundanda memnun kalmadım umarım bunu begenmıssınızdır benımde okuma lıstemde :)

Duygu dedi ki...

Ben çok okudum yakın tarihi, çok ilgilendim, üstüne yüksek lisans tezimde darbe süreçlerini inceledim. Çok ağır, çok yaralayıcı süreçler hepsi. Ve çok saklı.. Tıpkı Gezi'de olduğu gibi gösterilen ve yaşanan arasındaki fark (ve bunun daim olması) beni dehşete düşürüyor. Ve ben ne zaman okusam Deniz'leri, Sivas'ı ve daha nicelerini, ağlıyorum. Gencecik bir çocuğu asmak yada döverek öldürmek, birilerinin cayır cayır yakılmasını izlemek. Hepsi aynı benim gözümde. Ve inan siyasi görüşle ilgili de değil bu ağlamaların sebebi. İnsan olmakla ilgili.

bilge dedi ki...

Önce insan olduğumuzu unutmayacağız...o kadar boş yere gidenler varki içim sızlıyor..Sevgili Yeliz ..sevgi ve dostlukla...
bilge-orfe.blogspot.com

Gulcin dedi ki...

ben bu kitabi okumaya cekiniyorum desem yeliz. biliyorum cok aglayacagim. biliyorum cok etkilenecegim. nasil okuyacagim diye simdiden dusunuyorum inan. ama elbette okuyacagim. Ozal ah o ozal bugunlerin mimari iste tam da O. Mutlaka okumaliyim bu yazdiklarindan sonra. Boyle seyleri okudugumda en aazindan ilahi adalete inanmak istiyorum sonra Kenan Evren geliyor aklima. O resim yapiyor, Asmalayalim mi besleyelim mi diyebildigi gencler toprak altinda. gel de inan ilahi adalete :(

Sittirella dedi ki...

Yıllar yıllar sonra, tekrar ''Darağacında Üç Fidan''ı okumaya başladım, 2-3 gün önce.
Bakarsın bu kitabı da okurum sonra, bir ara...ama şu anda okuyabileceğimi hiç sanmıyorum. Etkileniyorum... olur olmaz her şeye zırıl zırıl ağlar hale geliyorum :/
(Az önce, ''Kurye neden gelmedi? Neden gelmedikleri halde sitelerinde ''adreste bulunamadı'' notu düşmüşler? Ben bugün evden çıkmadım ki! Ama bu haksızlık! Pis DHL! Yalancı DHL!'' diyerek bile zırladım, ağladım. Var sen düşün ne hale geldiğimi :/)
Siyaset hep kirli, politikacılar yalancı, ilahi adalet ''ilâhi adalet, sen adamı öldürürsün!'' haline gelmiş durumda, dünden bugüne değişen tek şey isimler...gerisi aynı.
Ah çocuklar, ah...

deeptone dedi ki...

kitapçıda belime alıp bi saat fotolara baktım ve gözlerim yaşardı. ne iyi insanmış. ama o günün şartları işte. ne cesur ve masum biriymiş ama yaa :)

merababenseda dedi ki...

Aynı günde doğmuşuz, ben de küçükken 1 Mayıs ta babam görevden dönmeyince kudururdum. Artık her şeyi daha iyi anlayabilecek yaşlardayız. Yakın geçmiş için bu kitapta benim de gözüm var.

Adsız dedi ki...

yazını okurken, 2000'de lisede darağacında üç fidan kitabını arkadaşımdan alıp okumak için eve götürürken bile çantama sakladığımı ve evde çok farkedilmeden okumaya çalıştığımı hatırladım. çünkü annem ve babam tamda 1980'de ankara'da üniversite okumuş yanlı olmanında olmamanın da acılarını görmüş insanlar. fikrin olsun ama çok dillendirme düşüncesinde olmaları mahalle baskısından başka bişey değildi. şimdi bu günlerdeyiz.. o zamanlar birinin yakalanıp türkiyeye getirilmesi ülke çapında bayram şeklinde kutlanıp yakalayan partinin deli gibi oy alması mümkündü. şimdi ise yanı kişinin serbest bırakılması oy sağlar diye mümkün. üstelik çok değil 15 yılda oldu tüm bunlar. demekki bu ülkede imkansız diye birşey yokmuş. tamam kısa kesiyorum çok doluyum son söz imkansız diye bişey yoksa hala inanıyorum bu günlerde geride kalacak ve bu sefer suçlular cezalarını FAİZİ İLE GERİ ALACAK! mercan

yazmasam delirirdim dedi ki...

Erdal Öz'üm anı kitaplarını okumuş muydunuz, Denizlerle ilgili? Ben onun kitaplarının hastasıyım. Abim Deniz'e de ilkfirsatta alıp okuyacağım.

pelin dedi ki...

ben okuduğum sevdiğim kitaplara "arin de okusun" diye not düşüyorum ve o doğduğundan beri bütün kitaplığı da baştan okumaya başladım :) ne diyordum..bu kitap da o not düşülen kitaplardan "arin de okusun". ve anlasın inşallah....

Sofia dedi ki...

DOĞAL YATIRIM.

$300_$4500
400$_6000$
$500_$7500
600$_9000$
$700_$10500
$800_$12000
$900_$13500
1000$-15000$.
Yatırım yapmaya başlayın ve doğrudan cüzdanınıza veya banka hesabınıza kazanın
NOT: Hesabınızı izlemek için bir Android telefonunuz veya PC'niz olmalıdır, ilgileniyorsanız WhatsApp ile iletişime geçin: +17168691327. e-posta: midasgoldmoney@gmail.com