Ben psikoloji okumadım, sosyoloji, felsefe… zerre anlamam! Haldur huldur soru çözüp ÖYS’de istediğim mühendislik fakültesine girmekle meşgulken bu derslere çok afferdersin kıçımı dönerdim. O eğitim sisteminde oydu işin gereği, oyunu kuralına göre oynadık. Aradan geçen yirmi senede ve yirmi farklı şekilde denenmiş ve denemekte olan eğitim sistemlerinde durum farklı mı bilemem. Ama fakültede de olsa, seçmeli ders de olsa hayatın bu dallarıyla ilgili biraz bilgim olsun isterdim, şimdi “üniversitedeyken Bukowski, Kosinski okuyacağıma, okeye dört olacağıma az psikoloji okuyaymışım: P” diyorum. Demek o yıllar, kendimizi bu yönde geliştirelim bilinci de yokmuş bünyede.
Neyse ne diyordum? “Ana babalığın Oxford’u vardı da biz mi okumadık?” diye soracaktım. Baktım bu işin okulu yok, eh temel bilimlerden de ite kaka ezber zember geçmişiz, okulu yoksa kitabı var dedim, sarıldım ana baba eğitim kitaplarına, malumunuz…
İşin bokunu çıkardığım zamanlar kendimle epey dalga geçsem de çok şey öğrendim bu kitaplardan. Öğrenirken İlker’in de kafasını az mikmedim. Demiştim, İlker okumaz ama çok iyi kitap dinler. Allahtan okuyan ve geveze bir karısı var, bugün sor benim okuduğum pek çok kitap hakkında iki kelam edebilir.
30 Temmuz 2012 Pazartesi
27 Temmuz 2012 Cuma
%70 yapmadan almam dediydim, sözümün arkasındayım!
Yaşlandım ben, kesinlikle yaşlandım. Yanımda kimse yoksa kendi kendime konuşuyorum. Geçen hafta uçakta üzerime su döken hosteslere içimden saydırdığımı sanıyordum meğer aleni konuşuyormuşum, yanımdaki adam “sormayın sabah da benim üzerime kahvaltı paketini düşürdüler” diye cevap verdi de kendime geldim, Allahtan küfretmemişim.
Dün akşam mesela… Arca yoktu, İlker yoktu. Benim de eve gidecek halim yoktu, bastım Agora’ya gittim. İndirim almış başını gitmiş, alışveriş yapmayanı dövüyorlar.
Söylemesi ayıp 39 TL’ye bir keten elbise ile 5 TL’ye kolye düşürmüşüm, ALLAH dersin!
Dün akşam mesela… Arca yoktu, İlker yoktu. Benim de eve gidecek halim yoktu, bastım Agora’ya gittim. İndirim almış başını gitmiş, alışveriş yapmayanı dövüyorlar.
Söylemesi ayıp 39 TL’ye bir keten elbise ile 5 TL’ye kolye düşürmüşüm, ALLAH dersin!
Davulcu
İlker bir oyuncak almış. Hayır Arca'ya değil, kendine! Playstation için, müzik aletleri var. Davul çalıyorsun. Ben çalamıyorum, kovaladılar beni sahneden. Arca bile daha uzun süre sahnede kalabilmişti. Israr ediyorum mikrofonu istiyorum, billur sesimle dinleyenlerimi ihya etmek istiyorum vermiyor pis!
O davul çalacakmış, ben gitar. İyi tamam gitar çalıyordum eskiden de, ama beni ders aldığım Raci Abim (Pişmişoğlu) bile adam edemedi. Adamın gitar öğrencileri USA'da müzik okudu ben anca okulun orkestrasında akor basmıştım. yeteneksizlikte zirve yaparım ,affetmem!
O davul çalacakmış, ben gitar. İyi tamam gitar çalıyordum eskiden de, ama beni ders aldığım Raci Abim (Pişmişoğlu) bile adam edemedi. Adamın gitar öğrencileri USA'da müzik okudu ben anca okulun orkestrasında akor basmıştım. yeteneksizlikte zirve yaparım ,affetmem!
26 Temmuz 2012 Perşembe
Arca yazlıkta, anası firarda!
Yok vicdan değil... Bahçe domatesi yesin istedik :)) puhahaha...
Araştırmacı anne :P
“Kuzen kıskançlığı” demişken rahat durmadım tabii ki.
Araştırmacı anne Yeliz iş başındaydı!
24 Temmuz 2012 Salı
Kuzen kıskançlığında kesin çözüm: Deniz'i bekçiye verelim!
Çocuk askere gidecek bizimki hala alışamadı varlığına. Deniz bebek diyorum. Hani Arca'nın tenhada yakalasa çok pis sıkıştıracağı bebek.
Literatürde "kuzen kıskançlığı" diye bir şey olmayabilir ama Arca bu kavramı bilim dünyasına sokmaya kararlı!
Literatürde "kuzen kıskançlığı" diye bir şey olmayabilir ama Arca bu kavramı bilim dünyasına sokmaya kararlı!
Yazlık için çanta hazırlamak artık çok kolay!
Gerim gerim geriliyorduk. Bizsiz ne yapacak? Nasıl kalacak? Yazlıklara yollasak gider mi, arıza eder mi, anneanneyi babaanneyi üzer mi?
Hiçbiri olmadı, bizimki yakında “ikametimi Özdere ile Çeşme arasında bölüştürün” diyecek.
Önceki hafta sonu niyet Arca’yı bir gece kalmak üzere Özdere’de bırakmaktı, nitekim bıraktık hatta gün ortasında yapılan telefon görüşmelerinde yer cücesinin ne kadar mutlu olduğunu duyup rahat bir nefes almıştım. Gel gör ki anneannelerin yazlığında fazla kalamadı zira benim kafamda röfle paketleri varken bir telefonla İzmir’e dönüş yolunda oldukları haber edildi. Anneannem acile kaldırılmıştı, dönüyorlardı.
Hiçbiri olmadı, bizimki yakında “ikametimi Özdere ile Çeşme arasında bölüştürün” diyecek.
Önceki hafta sonu niyet Arca’yı bir gece kalmak üzere Özdere’de bırakmaktı, nitekim bıraktık hatta gün ortasında yapılan telefon görüşmelerinde yer cücesinin ne kadar mutlu olduğunu duyup rahat bir nefes almıştım. Gel gör ki anneannelerin yazlığında fazla kalamadı zira benim kafamda röfle paketleri varken bir telefonla İzmir’e dönüş yolunda oldukları haber edildi. Anneannem acile kaldırılmıştı, dönüyorlardı.
23 Temmuz 2012 Pazartesi
Sahil eskisi
Günün çorbasını, Özdere Çeşme demeden takip eden : ) yorumlarıyla yüzümü güldüren sevgili arkadaşım Pınar sormasaydı yazar mıydım bilmiyorum.
Sanırım yazmazdım.
Sanırım yazmazdım.
20 Temmuz 2012 Cuma
444 1 444 sana sesleniyorum! Beni aramaktan vazgeç!
Türk Telekom bu! Biliyorum ve katiyen açmıyorum. Geçen gün tam iş saatinde aradılar. Bilmem ne kampanyasını anlatacakmış. İşim başımdan aşkın! "Ben bilmem beyim bilir, siz onu bir arayıverin" diyemiyorsun, telefon üstüne kayıtlı ya illa ki seninle konuşacak. "Akşam arayın, çalışıyorum" dedim. Hayır kısa da sürmüyor çenesi düşük bunların biliyorum. Aradılar, açmadığım için üç gündür tam yedi defa aradılar. Onlar aramaktan ben meşgul ton vermekten bıkmadık!
19 Temmuz 2012 Perşembe
Dumur diyalog #60
Söylemesi ayıp beş köfte, iki dilim bonfile, üzerine iki tabak makarna ve patates kızartması yedikten sonra…
“ayyy ağır geldi”
(yürüyüşe çıkarıp “zıp zıp” diye tabir ettiğimiz trampolinde beş dakika zıplattım da öyle yatırdım, yoksa bütün gece uyanacaktı)
--------------------------
Rüzgarlığı kırılan Şimşek Mcqueen’i için…
“hayal kırıklığı oldu…”
--------------------------
“ayyy ağır geldi”
(yürüyüşe çıkarıp “zıp zıp” diye tabir ettiğimiz trampolinde beş dakika zıplattım da öyle yatırdım, yoksa bütün gece uyanacaktı)
--------------------------
Rüzgarlığı kırılan Şimşek Mcqueen’i için…
“hayal kırıklığı oldu…”
--------------------------
18 Temmuz 2012 Çarşamba
Ön bildirimin moku çıktı!
Çocuk eğitim kitaplarının özellikle hap yöntem tavsiyelerinin en önemlisi, çocuğun yanlış bir hareketi için; o hareketi yaparsa, başına gelecek sonucu bildirip, seçim hakkını çocuğa teslim etmektir.
17 Temmuz 2012 Salı
Tak tak takıntı!
Nil’im canım arkadaşım Bevkimin anası mimlemiş. Cevaplamayana iki cihanda rahat yok!
Mim cevaplama konusunda takıntılıyım mesela. Ben olaya görevden ziyade buraya girip çıkan insanların seni beni biraz daha yakından tanıma arzusunu yerine getirme olarak bakıyorum. Misal Nil’in donunun rengini bilirim (O nasıl bildiğimi biliyor:P ) ama yine de kendisinin bu kadar takıntılı olduğunu bilmiyordum.
Mim cevaplama konusunda takıntılıyım mesela. Ben olaya görevden ziyade buraya girip çıkan insanların seni beni biraz daha yakından tanıma arzusunu yerine getirme olarak bakıyorum. Misal Nil’in donunun rengini bilirim (O nasıl bildiğimi biliyor:P ) ama yine de kendisinin bu kadar takıntılı olduğunu bilmiyordum.
Çocuklarda sanat eğitimi, Susan Striker
Çok değil birkaç ay önceydi. Arca resim - karalama - yaparken yine başlamıştı ötmeye. Pardon okulda vukuu bulmuş hadiselerden bahsetmeye:) Ona aldığım yeni resim defterini karalarken "bebek gibi resimler yaptığını" anlatmıştı. Daire çiz dendiğinde çizmediğini uzun uzun anlatmıştı. Ona göre O "bebek gibi" resim çiziyordu.
Önce hoşuma gitti, oldum olası boyama kitaplarını da sevmem zaten! Varsın istenen şekli çizmesindi. Nasıl olsa "daire"nin ne olduğunu biliyordu. Renkleri de "bej", "fuşya", "gri"ye kadar bildiğine göre umrumda değildi, kafasına göre takılsaydı...
...da öyle olmadı işte. Bir şeyler dürttü beni. Zira ben Arca yaşında bir çocuğun nasıl resimler yaptığını bilmiyordum. Yani Arca yaşına göre olması gerektiği gibi resimler yapıyor muydu yoksa kendi tabiriyle "bebek gibi" mi yapıyordu çizimlerini? Dahası bu önemli miydi?
16 Temmuz 2012 Pazartesi
Acayip bir yer... Özdere
Babasının hemen her akşam cüceyi erkenden okuldan alması ve gezdirmesi bile kar etmiyordu.
Acilen bir şeyler yapılması gerekiyordu. Anasının 5 günlük tatili de Çin istilasına uğramış suya düşmüştü. Piç olan tatilden kırıntıları toplayarak acilen anneannenin yazlığına kaçtılar.
Kürkçü dükkanına dönüş...
Yok işe daha dönmedim. Maillerime baktım ama görmezden geldim:)
Allah biliyor ya bugün yer cücesini İzmir'e getirmeyi hiç istemedim. Sıcak inanılmaz boyutlarda, okulda arkadaş yok. En azından Özdere'de çok arkadaşı var, bisikleti var, zıp zıp var, yalaya yalaya dondurma var. Bense dönmek zorundaydım zira dibinden 5 parmak çıkmış röflelerime acil kuaför müdahalesi gerekiyordu.
13 Temmuz 2012 Cuma
12 Temmuz 2012 Perşembe
Çok pis laf alırım, gözünün yaşına bakmam!
Akşam eve yer cücesi ve babasından yaklaşık bir saat sonra giriyorum.
Kapıdaki pabuçların sahibi minik ayaklar, kuvvetle muhtemel babasıyla kudurmakta oluyor. Beni aralarına almıyorlar, hep sakatlık çıkarıyormuşum.
Teselli olur mu bilmem ama, sakarlıkta katiyen kendimi tekrar etmiyorum, her seferinde yeni bir tat yepyeni açılımlar peşindeyim. Kendimi geliştiriyorum. Vücudumdaki morluklarda çeşitlilikten yanayım. Sakarlıktaki bu yenilikçi tutumum Arca için de geçerli. Geçen Arca'nn burnuna alnımı isabet ettirdim, yirmi dakika ağladı, burnu şişti.
11 Temmuz 2012 Çarşamba
Dans ... dans ... sabaha kadar dans!
Muhterem kocama nikahı basar basmaz soluğu pistte alıp tüm gece de pistten inmeyen gelin bendim! İlker’le işim bitmişti, şimdi eğlence zamanıydı. Dans etmeyi seviyor olsaydı da o da benimle dans etseydi, sevmiyor adam zorla mı?
Düğün çekimimizde zaten açık ve net görülüyor, gelinle damat hemen hiç bir araya gelmemiş. Gelin göbek atarken damat bir köşede arkadaşlarıyla içiyor. Zavallı kameraman bir beni bir onu çekeceğim diye nevri dönmüş. Duvak uzunmuş, millet basarmış, hiç tınmadım, koluma doladığım gibi devam!
Düğün çekimimizde zaten açık ve net görülüyor, gelinle damat hemen hiç bir araya gelmemiş. Gelin göbek atarken damat bir köşede arkadaşlarıyla içiyor. Zavallı kameraman bir beni bir onu çekeceğim diye nevri dönmüş. Duvak uzunmuş, millet basarmış, hiç tınmadım, koluma doladığım gibi devam!
10 Temmuz 2012 Salı
Bizim evin delisi...
Arca bu aralar "bizim evin delisi"ni oynuyor.
Yazlık delisi...
Babaannesiyle başbaşa geçirdiği iki günün tadı damağında kalmış olacak, dün akşam anneannesinin yazlığını sayıklıyordu, "sabah gitcez mi?"
Bisiklet delisi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)