“Günün çorbası”, bir tas çorbadan fazlasını yapıyor ve hiçbir fedakarlıktan kaçmayarak sizi hayatın zorluklarına karşı mücadeleye hazırlıyor!
Hayat kurtaran öneri #1: Pazara geç kalınca park yeri nasıl bulunur?
Bunun en etkin yöntemi İlker’i pazara götürmektir. O kadar ballıdır ki, asla park yeri sıkıntısı çekmez. Misal geçen cumartesi akşamı Kordon’un arka sokağında hem de beleş park yeri buldu. Her zamanki gibi tarih yazdı.
İlker pazara gitmeye ikna olmuyorsa, anası var!
Pazar günü sabahtan niyetlendik pazara gitmeye, ama bizim alttaki eczane nöbetçiymiş, çıkamadık sokaktan bir türlü. Tam yoldayız, babane aradı, park yeri tuttum diye. Aman yavrum boşver, orada millet park yeri diye birbirini boğazlıyor, telef olursun, biz ancak geliriz, kendini bizim için feda etme dedik. Yok, dedi, azimli!
Yayla gibi bir yer bulmuş, pıt diye koyduk arabayı. Sonrada anlattı, birkaç kişi talip olmuş, o da en salon kadını sesiyle “kızım acemi, park edemiyor, şimdi gelecek, ona tuttum burayı, siz nolur başka yere park edin” demiş. Saf temiz yurdum insanı da yemiş, kıyamam: ) Hatta “aman şevkini kırmayın, böyle böyle öğrenecek, destek olun” diye nasihat edenler, “dur ben ona yardım ederim, gel gel yaparım” diyenler olmuş. Diyorum işte, yurdum insanı….
İlker’in annesi bu hafta köylü biberci köylü domatesçi ve yeşillikçileri ile tanıştırdı beni, bir nevi oryantasyon yaptık. “Bundan alma, bundan al…” Mutlaka köylüden olacak.
Hayat kurtaran öneri #2: Yıllık kredi kartı kullanım ücretinden nasıl yırtılır?
Her sene aynı nane, ödemem, kartımı kapatın diyorum, hatta kapattırıyorum, iki gün sonra bir üst müdür vs, “size *** verelim, geri ödeyelim, kartınızı açalım” gibi vaatlerle geri arıyor. Sıkıldım her sene aynı cambazlık! Bu defa açık açık konuşmaya karar verdim.
Önce terbiyeli bir şekilde, “her sene sizinle bu görüşmeyi yapmak zorundayız, yapıyoruz, bu ücreti ödemek istemiyorum, daha önce yaptığınız gibi sözünüze bilmem ne mi verirsiniz, parayı çekmişsiniz, iade mi edersiniz, bilmiyorum, size bırakıyorum.” dedim. Son derece hanımefendiyim, henüz pazarlık yaparkenki ses tonuma bile ulaşmadım.
Telefonun diğer ucundaki ses, “geçen sene üç ay boyunca 400 TL harcayacağına söz veren müşterilerimize bir kampanyamız vardı. Bu sene bankamızın kampanyası 12 ay boyunca 750 TL için 40 TL ***, 1000 TL için 60 TL ***’dir. “ Kart bedeli 50 TL bu arada yani 1000 TL lik kampanyayı kabul etmemi bekliyorlar.
Pek tabii ağzım bayramlıklarını kuşandı ve başladım saydırmaya!
“yaklaşık on senedir bankanızla çalışıyorum, maaşım yatıyor. Kartınızı kullanmak zorunda değilim, alışkanlık işte kullanıyorum. Dünya kadar banka kapıda bekliyor, kartlarını vermek için, ben tek kart tercih ettiğim için kabul etmiyorum. Ben sizin kartınız için sözleşme imzaladığımda kart kullanım bedeli tahsilâtı yoktu, kanunsuz bir iş yapıyorsunuz. Sizi mahkemeye versem kazanırım. Size yol gösteriyorum, iyi niyetimi suiistimal ediyorsunuz. Kartımı kapatın, daha da çalışmam sizinle!”
Call center çalışanlarına nasıl bir eğitim veriyorlarsa, bu kadar lafa, aynı sükunetle “uzun zamandır kartımızı kullanıyorsunuz, size kestiğimiz bu parayı iade ediyoruz, onaylıyor musunuz? Kartınızı kapatmıyoruz bunun karşılığında, onaylıyor musunuz?”
İçimden… “ulen buldunuz benim gibi trink her ay maaşından ödemesi yapılan, düzenli harcama yapan müşteriyi kaçıramadınız di mi? Ulen siz resmen nasıl bir yiyicisiniz ki mahkemeyi duyunca indirdiniz yelkenleri! Ah ulen nasıl bir ülkede yaşıyoruz, kim kimi söğüşlerse!! Ah ulen hiç çalışmamak lazım sizinle ya neyse yine lazım olur diye iptal etmiyorum…”
Dışımdan … “onaylıyorum, iyi çalışmalar!”
Not: Avukat değilim, kanunları bilmiyorum ama kulağımda kalan bilgiler şunlar:
Kart bedeli, kart sözleşmesinde geçmiyorsa kanunen alamaz. On sene kadar önce böyle bir madde yoktu, eski kart sahipleri uyanıklık ederse, asla ödemezler.
Şimdi bildiğim kadarıyla yasallaştırmak için sözleşmelerine ekliyorlar çünkü kanunda var. Kabul etmemek lazım. Bugünlerde bu konu, bir pazarlama argümanı olarak kullanılıyor ve bazı kartlar ücret almayacağız vaadinde bulunuyorlar.
Vatana millete faydalı olmanın iç huzuru ile huzurlarınızdan ayrılıyorum.
5 yorum:
Yeeeeliiiz sen bizim herşeyiimizsiin.Türkiye seninle gurur duyuyor:)))
bir de illa kart gönderelim diye 100 defa arayanlar var, onlardan sıyrılma durumu nasıl oluyor? zira ben pes edip artık nalet olsun(içimden) gönderin zaten kullanmicam dedim.geldi onlar da ben de rahatladık. boşa cüzdanda duruyor.
Yıllık kart ücreti alırlar, olan size olur. Sakın ola kullanmayacağınız kartı almayın, sonra başınıza bela olur tüketici hakem heyeti filan paranızı geri almaya uğraşırsınız.
Bu konu benim uzmanlık alanım, bir nevi mesleğimin parçası, dediklerim ciddiye alınabilir:)
mariposa sordum yıllık kart ücreti falan veremem, sözleşmeyi de okumaya fırsatım yok dedim. Yok yok kesinlikle yok dediler. Sonradan çıkarırsanız eminmisiniz diye kaç defa sordum. YOk çıkmaz dediler. Hepsi kayıtlı tabi :)Gönderdiler yine bilemiyorum. Bide bikere geldi kabul etmedim. aradılar bidaha gönderelim isterseniz kullanmayın diyolar. deliler ya!
Yeliz, yeliizzz sen benim aynam mısın mübarek, ne iyi ettim de buldum senin blogu:))
Yorum Gönder