24 Aralık 2022 Cumartesi

Bugün

Demiş miydim, ben buralarda hasta yatar iken İlker de İzmirlerde şifayı kaptı diye? Kaptı da akabinde geldi diye? Demediysem de öğrendiniz hayırlı olsun. Geldi beraber karşılıklı iki kanepede nalları diktik yattık. Hatta ben geçen pazar gününün tamamını uyuyarak geçirdim. Ben böyle virüsün taaa…

Ama geçti bitti, an itibariyle makarna için domates sosum tencerede tıkırdarken, tüm gün yıkadığım çamaşırlar kururken, evin pipilileri maç izlerken ve tüm ülke noel kutlarken şarabımı açtım, tanıdığım hristiyan arkadaşlara noel kutlama mesajlarımı yazdım, bloguma sığınıyorum. Canım blog seni özledim. Yazmayı özledim aslında. Tatlı tatlı yazmayı özledim. 

Bir gün bir evim olacak, bir manzaraya - orman göl veya deniz olabilir ama bence deniz olsun çünkü manzaraların en güzelidir deniz - bakan pencerenin önünde bir yazı masam olacak, o manzaraya bakarken yazacağım, saatlerce günlerce… 

16 Aralık 2022 Cuma

3N bir ben Aralık özel hastalık sayısı

 Ufaktan boğazım gıcıklandığında sadece üşüttüm diye düşünmek ne kadar büyük bir gafletse, başıma bunların geleceğini bilmeden sadece içimiz ısınsın diye koca bir tencere tavuk suyuna çorba pişirmek de o kadar büyük isabet olmuş. Noel pazarında sıcak şarapları ılık ılık boğazımdan geçirirken bunların hiçbirinin farkında değildim. Hem tramvaya binerken maske takmaya geri dönmüştüm, bana ne olabilirdi ki?

12 Aralık 2022 Pazartesi

Karşı konulamaz bir yazma isteği ile uyanmalar vol.3: “ Kendini iyileştirme işi nasıl yapılır?”

 Nerde kalmıştık?

Noel pazarında. Döndüm. Ben sadece sosisli ve sıcak şarapla yetirken Arca sosisli, empanada, souvulaki , iki sıcak çikolata ve waffle ile doymak bilmeyen ergenliğin tüm gereklerini yerine getirdi. Kusmadan eve gelmemiz büyük başarı. 



Şimdi matematik çalışıyor, az sonra yılbaşı ağacının süslerini takacak. 

Son zamanlarda okuduğum ve mutlaka yazmam lazım dediğim kitapta. 

Karşı konulamaz bir yazma isteği ile uyanmalar vol.2 : x y z kuşaklar ve daha fazlası

 *** önceki yazıdan devam ***

Yemekten bahsetmek karnımı acıktırdı. Aç olduğum fakat ne yemek istediğime karar veremediğim zamanlarda, ya tuzlayıp biberlediğim zeytinyağına ekmek banarım ya da sahanda yumurtaya. Bugün ikincisini tercih ettim. 

Karar vermek benim için diğerlerine göre hep çok uzun süren bir eylem olmuştur. Kişilikle alakalı, yanlış karar verme korkusuyla… 

Karşı konulamaz bir yazma isteği ile uyanmalar vol.1

 Pazar sabahı 11 aralık. Yalnız uyandım. İçimde karşı konulamaz bir yazma isteğiyle. 

Ne yazacağımı, neler neler yazacağımı biliyorum zira haftalardır biriktiriyorum. Kendimle sohbet ettiğim zamanlarda - evet bence ben çok iyi bir dinleyiciyim ve hayır, deli değilim - “ben bunu blogda yazsam ya” dediğim onlarca konu var. 


Beni bir türlü rahat bırakmayan zihnimi ancak yazarak huzura erdirebilirim. Yani hayır, rüyamda görmedim, sadece bugün ihtiyacım olan yazmak.


Bugün neye ihtiyacım var?”