17 Aralık 2023 Pazar

“ hayat yakın planda trajedi, uzak planda bir komedidir.” Peki ya göçmenlik?

 Charlie Chaplin’in “hayat yakın planda trajedi, uzak planda bir komedidir. Bir duruma uzaktan baktığınızda otomatik olarak komik hale gelir” sözü keşke göçmenlik için de geçerli olsaydı. 


İzmir’deydim. Bu yıl Türkiye’ye üçüncü gidişim. Biri iş, biri hem iş hem değil ve sonuncu tamamen özlem giderme üzerine bir seyahatti. Son ikisinde arkadaşlarımla ve ailemle uzun saatler geçirdim. 


İnsanların üzerindeki karamsarlık gitmiş gibi geldi zira bu defakinden farklı olarak Mayısta herkes fiyatların nereden nereye geldiğini konuşuyordu. Üstelik kur korumalı zenginliğine kavuşmuş olanlar bile. Herkes fakirleşmiş hissediyordu.


Bu seyahatimde şikayetlerin epey azaldığını fark ettim, bir ben mi fakir hissediyordum? Her rakamı euroya çevirmekten başım döndü, fiyatlar bir bana mı garip geliyordu? Ya da enflasyon maaşlara gelirlere yansımıştı belki? Ama aynı kazağın Belçikadaki dükkandakinden daha pahalı olması nasıl bir alım gücüyle açıklanabilirdi? İndirimden alırım, dedim, usulca yerine bıraktım allahın dandik Mango kazağını. 


Benim uzaktan gelip de fark ettiğim bu değişiklik elbet taksitli satışların normalleşmesi ile ya da maaşların biraz artması ile açıklanabilirdi. Ama asıl sebep insanların artık bir şeyleri değiştirebileceklerine olan inançlarını yitirmeleriydi. Mayıstaki umut yerini kabullenmeye bırakmıştı, ne olacaksa olsundu.


Bu da güzel bir kafa. Bu kafadan bende olsaydı belki göçmek fikri hiç aklıma gelmezdi, kırkıma yaklaşırken ne diye göçeyimdi, değil mi ama?


Göçmek…


Dönüp dolaşıp aynı yerlere geliyorum, zira Belçika pasaportuyla ilk Türkiye girişimi yaptığım bu seferde, hemen her ortamda aldığım soru buydu: “iyi mi yaptık göçmekle?”


İyi mi yaptık? Nasıldık? Rahat mıydık? Yine olsa yine yapar mıydık? 


Evet. 


Ama buna tereddütsüz evet demek burada “tuzu kuru” olduğumuzu, “düzenimizi kurduk”culuğu, “Avrupalı” olduğumuzu akıllara getirmesin.


Hiç değil. 


Olumsuzluklardan ve zorluklardan liste yapsam burdan İzmir’e yol olur, yalan değil. 


Benim gibi konfor alanında uzun süre durdu mu kurtlanan, hep bir challenge peşinde koşan, hep yeni şeyler öğreneyim diye tırmalayan biri olsanız da, kök saldığınız toprağınızdan sökülüp yeni bir iklimde yaşam mücadelesi vermek ziyadesiyle sarsıyor. 


Bu yolu yalnız başınıza yürümek daha mı kolay olurdu bilemiyorum. Benim durumumda, bir aile olarak yola çıkmak, üstelik de memleketinizde gayet iyi bir sosyo-ekonomik durumdayken bu kararı verdiyseniz,  “rahat battı mı” yorumları sizi ara sıra ikileme düşürüyor ve bir de bunun mücadelesini veriyorsunuz, yalan değil. 


Hala yaşadığımız zorlukları tamamen aşmış değiliz. Hala İlker ne iş yapacak sorusu havada asılı duruyor. Yani düzenimizi kurduk mu, peki klişe anlamda (karı koca çalışır konsepti) düzenimizi bir gün gerçekten kurabilecek miyiz bilmemekle birlikte buraya gelme amacımızı gerçekleştirmiş olmamız bize ziyadesiyle bir tatmin veriyor. 


Hiç mi pişmanlık yok diye soracaklara cevabım; tek pişmanlığım daha gençken bu tecrübeye dalmamış olmak. 


Daha genç olsaydık, belki uzaktan baktığımız memleket trajikomik değil, Charlie Chaplin’in dediği gibi komedi olurdu. 






10 yorum:

*mehtap dedi ki...

Maaşlar falan artmadı da bizleri oyalayacak o kadar çok magazinsel gündem buldular ki insanlar pahalılığı konuşmuyor artık. İzmir'i bilmem ama İstanbul'da hayat hala aşırı pahalı, pek çok şeyden kısıyor artık insanlar. Maaşlar da da tık artış yok belki insanlar seçime doğru maaşlar artar falan diye umutlanıyor , o kadar. zaten marttan sonrasını düşünmek istemiyoruz.

fatma dedi ki...

Yaşamak gün geçtikçe zorlaşsa da yaşıyoruz işte. Emekliliğim geldi ama çalışmaya devam. Çünkü gelirimin düşmesini göze alamam ve evde olmak belki daha da kafayı sıyırtacak yaşadıklarımız karşısında.
Ve bu yaşımda göçmenliği düşünüyorum, çocuklarımın geleceği için. Yıllar önce cesaret edemediğime hayıflanıyorum. Hiç olmazsa çocuklarımın daha düzgün bir eğitim imkanı olurdu ve demokratik hukuk devleti koruyuculuğu şemsiyesinde olurdu diye düşünüyorum. Ancak bazen de kafamda bu beklentileri çok mu büyütüyorum diye sorguluyorum da. Evet maddiyat bir kısmı işin ama asıl olan gün geçtikçe çürüyen toplumun parçası olmak. Çok yoruyor. Kendimce bir nev'i cehennemde olduğumuzu düşünüyorum. Güney Amerika ülkelerinden biri olmak üzereyiz:(((

yeliz dedi ki...

Ah Mehtap inşallah artar. Benim gördüğüm kısıtlı çevre tabii, yoksa gerçekten çok vahim bir durum.

yeliz dedi ki...

Fatma seni duygularını çok iyi anlıyorum. Gönlüne göre olsun.

Okuyanguzel dedi ki...

Daha erken gitseydiniz de bu ülkenin durumu komik gelmezdi size-bizim gibilere- hep trajedi gelecek ne yazık ki. Bazen bu ülkede mutlu olan olan insanları kıskanıyorum, ne güzel kafa bende de olsa diyorum. Çünkü onların ve iktidarın değişeceği yok bari ben değişsem diyorum ama olmuyor. Ülke günden güne batağa sürükleniyor ve biz öylece seyrediyormuşuz gibi hissediyorum.

sonra ayarlarız dedi ki...

uzun zamandır depresyonum devam ediyor seçimler depremler derken hiç bitmeyecek gibi geldi çoğu zaman.Şimdi durduğum yerde kurunun yanında yansın yaşlarda,su verenin elin .ikeyim modundayım.Charlıe'nin dediği gibi uzaklaşmadan bile komik geliyor şimdi herşey.Banane ya ben elimden geleni yaparken tuzumda endişelendiğim kesimden daha kuruyken kendi çocuğuna benim kadar dertlenmeyen vatandaşa mı üzülecem?

Adsız dedi ki...

öncelikle lütfen daha sık, daha uzun yaz, özlüyoruz:) eşim dr ben mühendis nispeten iyi gelirimiz olmasına rağmen, hayat pahalı, çocuklara sunduğumuz imkanlar kısıtlı, annemin o paraya kaç kilo kıyma alınır lafına hak verecek halde dışarıda bişey yiyip içemez, sinemaya kafeye gönlümüzce gidemez, sosyalleşemez de olduk. ablam da belçikada yaşıyor, vatanından uzakta olmayı ondan da dinliyorum ama buralar da bıraktığınız gibi değil ne yazık ki, bir dokun bin ah işit bir konuya değinmişsin, uzatmayım:) dediğim gibi özledik sen hep yaz, baisy

yeliz dedi ki...

Canım Ahu ben de o kafadan istiyorum. Öyle olsaydı şimdi bambaşka bir yerde olurdum gibi geliyor

yeliz dedi ki...

Sevgili terspabuçlar
Öncelikle o depresyon halini çok iyi anlıyorum, hatta öfken o kadar haklı ki. Ben de artık oy veren kesimin dertlerini umursamıyorum, fakat işte çember daralıyor ve ucu artık sevdiklerimize bile dokunuyor

yeliz dedi ki...

Ah Baisy inanmazsın ben de yazmayı özlüyorum
İster istemezz ben de para harcarken iki kere düşünüyorum .
Bıraktığımız gibi değil kesinlikle katılıyorum bazen acaba biz mi değişiyoruz diyorum ama yok ülke çok başka bir hale dönüştü. Ablan Belçikanın neresinde? Yakın mıyız acaba