Dün itibariyle işe başladım. Arcayı programladık, 07:30 da kaldırdık. emdi ama çok değil, kalanı sağdım. Arabasız olduğum için 14:00 öğününe yetişemeyeceğimi düşüdüğümden buzluktan fazladan süt çıkardık. Ama biz sanıyoruz ki Arca 100 cc filan içiyordur. Neyse ofise İlker bıraktı beni, önce genel müdürle konuştum, sonra işleri paylaştırdığım 3-4 arkadaşla, en son da çıkmadan Korelilere mail attım, haberiniz ola sahalara döndüm şeklinde. Tam Arcanın emeceği 11:00 gibi çıktım eğitim odasına sağacağım sütü, amanın o da ne 200 cc çıktı!! Ben tabii Arcadan fırsat bulduğumda azar azar sağıyordum taş çatlasın 100 cc çıkıyordu 2 memeden. Allahtan bir kap fazladan götürmüşüm. Hemen Ümit ablayı aradım, bizimki çok içiyormuş, çıkardığımız sütler yetmeyecek, mızırdanır haberin olsun diye. en az 150 cc içen bebeğe 85 cc dayamışız, yazık aç kaldı tabii. Ben koşar adım yetişmeye çalıştım ama biraz daha biberondan aldı, açlıktan uyuyamamış ama hiç de hırçınlık yapmamış, anlayış göstermiş:) Sağdığımızdan biraz daha verince biraz uyudu, ben de tabii. Akşam biraz geç uyudu yine 07:30 a programladık kendisini, bugün 170 cc çözdürdük, 20 sini bırakmış. Bugün araba işi olunca 14 öğününe yetiştim. Napalım alışacak.
Ya ben? Dün 3-4 defa aradım evi, gözüm arkada değil kesinlikle sadece Arcadan haber alasım var. Gözümün önünde ağzını kocaman açarak gülüşü... hiç gitmiyor. Son bir aydır maillerimi evden takip ettiğim için bir mail yığılması da yaşamadığımdan ilk günüm sakin ama Arcayı çok özleyerek geçti. Bugünse geldiğimi haber alanlar sayesinde epey yoğundum. Yine süt sağdım, umarım hergün eksiksiz sağabilirim. Yine gözümün önünde Arca ve gülüşü ama biraz daha alıştım. Sendromu atlatmama yarım günün faydası oluyor, bu gerçek! Sonra içim rahat, bebişimin evinde Ümit teyzesiyle mutlu olduğunu biliyorum, yani kısacası bunlar hep telkin sözleri ama hayat devam ediyor.
Annem çalışmadığı için ablamla bana tek konuda söz verdirmişti, eşlerimizin durumu ne kadar iyi olursa olsun mutlaka çalışacaktık!Bu içime o kadar işlemiş ki aksini hiç düşünmedim, okulu bitirdiğimden beri de çalışıyorum. Hatta ilk hamilelik haberini genel müdüre verdiğimde işi bırakacak mısın diye sordu, çok garipsemiştim. Hamileyken de işe dönmeye kararlıydım. Arca doğup da hayat onun etrafında dönmeye başladığında bırakma fikri çok koydu, üstelik işe dönmekle ilgili hiç şüphesi olmayan ben bile soru işaretleriyle doldum bir süre. Hani insan en azından kreşe kadar çalışmama lüksü olsun istiyor. Ama ömrünün sonuna kadar evde oturamayacak isen ha 3 aylık olmuş, ha 3 yaşında, illa ki o ayrılık sendromunu yaşayacaksın. Bari erkenden olsun diye telkin ediyorum kendimi. Biliyorum ki durumumuz süper olsa da, Arcayla 3 yılımı geçireyim de desem eninde sonunda kanıma işlemiş çalışma ortamından kendimi soyutlamak uzun vadede beni mutlu etmeyecek, işimi bıraktığım için pişmanlık duyacağım. İşte böyle... Çalışan anne Yeliz yeni düzene ayak uydurma telaşında... Arca durumdan haberdar gibi, bana arada trip atıyor ama çok sürmüyor, ne de olsa memeler bende, tamamen çıkar ilişkisi:) Dün gece geç uyuyunca ve yatağına gidesiye kadar da gülücüklerin ardı arkası kesilmeyince fena oldum, bizi özledi daha mı çok vakit geçirmeye çalışıyor diye şüphelendim. Neyse ki bugün yine 9 da uyku faslı başladı, inşallah bu yeni düzen Arcanınkini pek etkilemeden geçer.