4 Ağustos 2015 Salı

Ebeveyn eğitim kitapları gerekli mi?

Bu satırları okumaya başlamış insan, beni az buçuk tanıdıysan, okuma manyağı olduğumu biliyor, beni böyle seviyorsundur. Sevmiyorsan canın sağ olsun da, konumuz o değil.

Umumiyetle edebiyat eserlerini tercih etmeme rağmen ara sıra dellenip kişisel gelişim kitaplarına da el attığım olmuştur. Ana baba eğitim kitaplarını kişisel gelişim türünden sayarsak hatırı sayılır adette kişisel gelişim kitabı okuduğumu itiraf etmem yerinde olur. Tabii geliştik mi gelişmedik mi bilemem, onu zaman gösterecek.
Ancak şu kadarını söyleyebilirim, çocuğu büyüdükten sonra ya da ikinciyi doğurduktan sonra “ay o kitapları boşuna okumuşuz, ay ne gerek varmış” diyenlerle, sosyal medya ortamlarında gerine gerine anneanne yöntemleriyle çocuk büyüttüğünü, saldım çayıra mevlam kayıracı takıldığını söyleyenleri anlayamıyorum. Öncelikle tek satır köşe yazısı, makale, anne-çocuk eğitim bilmemnesi okumuşsan o bile senin annelik serüveninde sana iyi kötü bir şey katmıştır. Okumayı bırak arkadaşınla sohbetlerin bile insana neler öğretir. Kaldı ki dünya kadar kitap okuyup da okumanın işe yaramadığını söyleyenleri daha büyük şaşkınlıkla karşılıyorum.

Şahsım adına söyleyeyim, çok sıkıldığım, gereksizmiş diye düşündüğüm çok sayıda kitap, yazı, sohbet bile benim bugün anne olarak varoluşuma katkıda bulundu, hepsine teşekkürler.
Bunları okudum diye ne ben diğer annelerden daha iyi bir anne oldum, ne çocuğum muhteşem oldu. Ben sadece annelik güdülerimin yetmediği yerde yeni bir bakış açısı kazanmanın yollarını aradım. Bazen kayboldum, bazen yolumu buldum.

Bu serüvende, benimle kafan bulanlar oldu, eğreti annelik yaptığımı, üzerime oturmadığını bile söyleyenler oldu, tecrübelere değil, okuduklarıma kafayı taktığımı, yüzüme vuranlar oldu. Olsun.
Ben okuduklarımı, başıma gelenleri hep paylaştım, paylaşmaya da devam edeceğim. En sevdiğim “adsız” arkadaşlarımdan birinin bebeği olacağını öğrendiğimde çok sevinmiştim, sonra da benden kitap tavsiye etmemi istediğinde daha da çok sevindim. Ama geç kaldığım için de çok mahcubum:(

Ancak bu vesile ile, bendeki kitapların hangilerinin annelik serüvenimde (tabii kitaplardan anlattıklarımla İlker’in babalık serüvenini de katmalıyız) bana yarenlik ettiğini, hangilerinin ne sebeple gereksiz olduğunu yazmaya karar verdim. 

Önce benim okuduklarımdan "okunsa da olur okunmasa olur" seçkisi (vaktiyle yazı yazmışsam, link verdim, merak edenler tıklayıp okuyabilir.)

1. Haluk Yavuzer - Çocuğunuzun ilk 6 yılı: Bu ve bunun gibi kitaplara para verdiğime çok yanıyorum. Bir kere internette bulabileceğiniz her şey burada yazıyor. Ayrıca bir doktoru varsa çocuğunuzun zaten kendisinden de gelişim detaylarını öğrenebilirsiniz.  

2. SOS: Hap yönteme itirazım yok da arkadaş bu nasıl bir yaklaşım? Sınır koymaya, kurallara da eyvallah ama sonuçta bu kitabın bana verdiği hissiyatı beğenmedim ben. Boşver alma hiç gerek yok.

3. Anne İş’te: Abovvv felaket bir kitap. Nasıl bir psikoloji ile okuduysam artık! Arca 3 aylıkken işe başlayacağım, süt sağarken okuyorum, gözyaşları içinde okuyorum, ay kafayı yiyeceğim. Kadın çocuğunu bakıcıya bırakma diyor, anan baksın diyor. Bıraktım. Aman bakıcını üç yıl değiştirme diyor, bakıcım değişecek diye üçbuçuk attım. Çocuğu 3 yaşında değil 3 aylık bıraktım diye vicdan yaptım. Yaptım allah yaptım. En son çocukla sadece anne ilgilenecek gibi bir cümleye İlker’in yoğun tepkisinin akabinde kitabın saçmalığına aydım ve bıraktım.

4. Bezsiz bebek: Eğer bebeğinizin doğumdan itibaren tuvalet iletişimi ile tuvalet sorununu çözebilmeyi kafaya koymuşsanız okuyabilirsiniz tabii ki ama öyle bir derdiniz yoksa, kendinizi 3 yaş civarına hazırladıysanız boşverin. Konu hakkında fikir edinmek isterseniz facebook grubuna katılabilirsiniz. Annelerin deneyimlerini okur, sorular sorabilirsiniz.

5. Çocuk beden dili: Bunu okumaya gerek yok bence, kendiniz de rahatlıkla çıkarımlarda bulunabiliyorsunuz :) Yazarın yazmış olmak için yazdığı bir kitap sanki. Fotoğraflar da çok retro:)

Vallahi bence anne disiplini:) yok tabii ki şaka yapıyorum. Her şey değişiyor, bilimde de dünün kabul gören argumanları yarının sakıncalı statüsüne geçebiliyor. Nitekim bu kitap ile ilgili bir türlü oturmayan bazı noktaların da günümüzde psikologlar tarafından önerilmediğini duyduğum için (ben dili – yoğun kullanım) “yani okuyun ama fazla da takmayın” diyeceğim. 

7. Susan Striker - Çocuklarda sanat eğitimi:Harika bir kitap ama ben detayları tek tek hap gibi yazdım, boşuna okumayın, kitap hakkında yazdıklarımı okuyun:P

8.  Maria Montessori “Annelik sanatı”: Montessori felsefesini özümsemek için harika bir kitap ama gerçekten bu felsefeye ilgi duymuyorsanız, zaten adamakıllı bir Montessori okulu da yok ki, ne kasacağım diyorsanız, boşuna okumayın. Benzer şekilde Emel Çakıroğlu Wilbrandt, Çocuk Eğitimi Sanatı isimli kitabını da yanlış zamanda okumuş olacağım, okudum geçtim. Aklımda kalmıştır bir şeyler ama ben pek uygulayamadım. Montessori’ye ilgi duyuyorsanız, kesinlikle faydalanırsınız.

Gelecek yazı => "Mutlaka okuyunuz, işinize yarar" seçkisi :)

21 yorum:

Unknown dedi ki...

Merhaba, sizin kadar olmasa da okumayı sevenlerden, özellikle vakit ayıranlardanım. Yukarıda bir tek Maria Montessori “Annelik sanatı” nın ''boşuna okumayın'' dan ziyade ''okunası'' olduğunu düşünüyorum en azından listedeki diğer kitaplara bakınca....Montessori takıntı yapılacak bir durum değil diye düşünüyorum, hazırlanmış çevrede doğasına uygun çocuk yetiştirmek, hayatın içinde olmaları sağlanarak büyümelerine izin vermek, en azından annelik serüveninde bana farklı bakış açıları sundu, faydalandım ve büyük kızımda olumlu bir çok yönünü birebir tecrübe ettim, naçizane, sevgiler....

okuyanguzel dedi ki...

Evet bir kısmını okudum bu kitapların ve yorumlarına -her zaman ki gibi- katılıyorum.
Ben de ne zamandır bu konuyla ilgili bir kitap okumadığı oğlumla son zamanlarda iletişim problemi yaşamaya başladığımızda farkettim. Anne Baba ve Çocuk Arasında adlı kitabı bir solukta okuyup bitirdim. Evet bir klasik ama daha önce okumamıştım. Kesinlikle çok faydası oldu.
Faydası olmuyor diyenlere ben de şaşıyorum hatta belli aralıklarla okunması gerekiyor bu kitapların çünkü bazı şeyleri unutabiliyoruz. Ayrıca çocuğun yaşı da ilerliyor ve farklı yaklaşımlar gerekebiliyor.

yeliz dedi ki...

Tam olarak yazdığımı tekrar kopyalıyorum: "Montessori felsefesini özümsemek için harika bir kitap" . Yani bu felsefeyi özümsemeye niyetiniz yoksa vakit kaybetmeyin demek istiyorum. Montessori'yi pembe kule ve kahverengi basamaklara indirgeyen bir kesim var, onlar için gereksiz, demek istiyorum. Umarım açıklayabilmişimdir. Ve bu kitabı anlatan bölümün hiçbir yerinde "takıntı" kelimesini kullanmadım.

Unknown dedi ki...

Altına imzamı atarım:)

Gezgin Anne dedi ki...

Güzel bir konu, keşke 'yeni anne' olduğumda böyle bir yazı ile karşılaşsaydım...
İlk çocukta 'internette bebek hakkında bulduğum herşeyi okuyan', birçok 'çocuk kitabını alıp uygulamaya sokan' bir anneydim. İkinci doğdu, hiçbir kitap okumadım. Nedeni, zaten daha önce okuduklarımı, denediklerimi şimdi daha iyi bir şekilde sentezleyebilmem. Bir de tabii biri bebek 2 çocukla kitap okumaya vakit mi kalıyor? :)
Tracy Hogg'u hatim ettim. Harvey Karp favorim oldu 2 yaş sendromunda... Carlos Gonzales'i 2014te keşfettim ne yazık ki ve keşke ilk bebeğimde okusaydım yemek konusu problem olmazdı dedim. Kısacası, yabancı kitapları seçerek süzerek aldım ve çoğundan memnun kaldım. Türkçe kitaplar ise ne yazık ki beni hüsrana uğrattı genelde... Belki de yurtdışında yaşadığımdan?
Sevgiler,
Deniz

yeliz dedi ki...

ahucum bazı kitapların öğrettikleri çok net zihnine yazılıyor ama bazıları sadece fikir verebiliyor. Hatta kimisi sadece kendini iyi hissettiriyor. Bu yönden bakınca okuduğumuz her satır bence faydalı oluyor:)

yeliz dedi ki...

ben de öperim:)

yeliz dedi ki...

Carlos Gonzales'i önce blogcuanne eliften okumuştum ama Arcanın ve benim yemek sorunumuz yokken sallamamıştım. Sonra yemek seçmeler başladı, tutuştum hatta arayıp elifin yazısını bulmuştum. Cidden çok iyi bir kitap ve mutlaka okunsunlar listesinde var:)

Unknown dedi ki...

Harikasın Yeliz, diğer seçkileri de merak ettim.
ve evet ben de "okuyalım ama kendimizi çok da kaptırmayalım, okuduklarımızı uygulayamıyoruz diye hırpalanmayalım" tarafındayım. ama evet okuyalım! :)

Duygu dedi ki...

Kitap, yazı, sohbet... Türü ne olursa olsun paylaşım çok önemli. Benden de sana kocaman bir teşekkür o zaman. Annelik adına ne çok şey öğrendim senden bir bilsen Yeliz. Öğrenmek yada bilmem ki farkındalık belki de. Çocuklar -karakterleri çok farklı da olsa- büyüme sürecinde kurulu saat gibiler. Özellikle Arca'ya dair yazdıklarını senden yaklaşık bir sene sonra neredeyse aynen yaşayıp tebessüm ettiğim çok olur benim. Çok anıyorum seni annelik serüvenimde, çok yerde frene basmamı sağladın, çok kere sürecin normalliğini farkedip ferahladım sayende. Her akşam kefir içmemize sebep oldun mesela. Kitaplığıma çok güzel kitaplar ekledin. Tanışmadığım ama sevdiğim platonik arkadaşımsın benim:) İyi ki varsın, iyi ki yazıyorsun. Beni bile yazmaya özendiriyorsun:)

Unknown dedi ki...

Yazım dili benim genellikle çekinerek yaklaştığım, kendini ifade etmekte veya karşınızdakine atıfta bulunurken kastını aşan durumların oluşabildiği bir durum. Keza yorumunuzdan böyle bir hissiyat edinmiş olup, çocuk yetiştirirken birçok ekolün farklı yaklaşımlarını benimsiyor olduğumuzu düşünüp, zaten birbirine yakın, iç içe, karşılaştırılamayacak ilkelerin mevcut olduğunu sanıyorum. Yani montessori felsefesini özümseyip birebir uygulayamasanız da kitaptan edinebileceğiniz fikir ve deneyimler var diyorum, tartışmak için değil, daha iyi ifade edebilmek için yazılmış bir yorum olarak algılanmasını dilerim...

Unknown dedi ki...

Bir sonraki yazınıza dair bir yorum olabilirdi ama fırsat bulmuşken yazayım istedim, OSHO Çocuk'' benim etkilendiğim, hala aralarda elime alıp okuduklarımdan.

Adsız dedi ki...

Yasasiin bitanesiniz.. adsiz hamilenin ben oldugumu tahmin ediyorum sanki ve hormonlarin etkisiyle beraber gözlerim nemli okuyorum yazinizi. Gec kalmadiniz zaten hamile kalmami beklemisler gibi yogunlasan islerim, 6 yilin en soğuk ve karli gecen kisi, parasini onceden verdik vize cikti diye iptal etmediğini uzun yurtdisi turumuz, isyerinde iskazasi nedeniyle hayattimda ilk defa mahkemelerle ugrasmam, onceden kayit yaptirdigim basdenetci kurslarim ve bikaç kez sira gelmedigi halde hamile kaldigim subat ayinda universitede formasyona kabul edilip is cikisi geceleri saat 22ye kadar derse gitmeler sınavlar yuzunden bebege hic sira gelmedi. Dogsa bir donu yok tek igne alamadim bakamadim. O yuzden gelecek yazinizi sabirsizlikla bekliyorum raporlu son 2 ayda hem okuyup hem alisveris yapacagim ins. Sadece bu hafta ilk kez ebebek magazasinda bikac sey alayim derken kasada 500 tl odeyince sok oldum mutlaka alin dediginiz yeni dogan esyasi varsa onlarida araya sikistirirsaniz sevinirim. Tekrar cooook tskler bitanesiniz kotu bi hamilelikte hic tanimadiginiz ama sizinle bag kuran birinin olduğunu hissetmek cok anlamli.. mercan

yeliz dedi ki...

Tabii ki:) ben yanlış anlaşılma kaygısı taşıdım açıkçası. Zira bir sonraki yazıda ucundan kıyısından hayata adapte edilmiş önerileriyle başka bir montessori kitabını öneriyorum hatta Annelik sanatına link veremediğim için üzülüyorum, zira ben aldığımda bile fotokopi yapmak zorunda kalmıştım:( Ve evet OSHO Çocuk benim de baş ucu kitaplarımdandır. teşekkürler, sevgiler

yeliz dedi ki...

okuduğumuz her satır bize mutlaka bir şey katıyor. sadece stres olmayalım yeter:)

yeliz dedi ki...

duygucum güzel sözlerin için çok teşekkürler, benim için ifade ettiği anlamı anlatmam mümkün değil, canımsın:) platonik arkadaşım:)

yeliz dedi ki...

tabii ki sensin mercan:)) çok geçmiş olsun vallahi hamilelikte yaşanabilecek en yoğun zamanları geçirmişsin. Ama önemli olan sağlık inşallah bebek sağlıkla gelecek ve çok güzel günler sizin olacak. yazarım tabii ki, gerçi bizim oğlan 7 yaşında oldu ama :) şu anda bile bi daha doğursam şunları alırım, bunları almam dediğim çok eşya var.

nihal cenkci dedi ki...

Merhaba, daha çocuğunuz küçük ama ergenlik zamanında çok işe yarayacak bir kitabı önermek isterim : http://www.kitapyurdu.com/kitap/beynimi-sucla/138607.html
sevgiler

okuyanguzel dedi ki...

Evet itiraf edeyim bazen ben de düşünüyorum keşke Arca oğlumdan büyük olsaydı diye. Daha çok faydalanabilirdim.

BitliTurist dedi ki...

Sorun kitap okumakta değil, sorun kitabı bilmeden uygulamakta. Önce kendini bileceksin az buçuk, Sonra çocuğunu öğreneceksin. Ondan sonra, bu kitabın bu paragrafı, benim kriterlerime göre doğru diyeceksin. Problem, bir kitabın, bir kişinin peşine takılıp gitmekte. Genlerimizde var. Hayatımızın her alanında tek bir tane doğru var. O yüzden hep kör, hep fanatiğiz.

Kitapları okuyup, on farklı metodu sırasıyla denemeye kalkışmaktansa, kendimi,çocuğumu dolayısıyla içgüdülerimi, aklımın doğru dediğini dinlemeyi tercih etmek,daha az hata yaptırır, çocuk daha az bulanır.

Tabi en doğrusu, kitap desteği alacağın, kitabı okuyup, kendi doğrularını bulacağın, hatalarından arınacağın, yapmayacağın mantık silsilesi olduğunu düşünüyorum.

Yeni evin şans getirsin, mutlulukla geçsin tüm hayatınız. Borçlar çabucak bitsin,hiç bunaltmasın. Sevgiler, Arca beye öpücükler :)

Blogcu Anne dedi ki...

Oh oh iyi ki hiçbirini okumamışım :) Bir Susan Striker'ın kitabı hala durur rafta ve okumadığım için hayıflanırdım. Senin notlarından bakayım madem öyle...