20 Aralık 2011 Salı

"Bebenizle vedalaşıp öyle evden ayrılın" diyor...

ben değil uzmanlar... işe giderken çocuğunuzla vedalaşarak evden ayrılın, böylece gittiğinizi bilsin. En doğrusu buymuş. Biz de uzmanların pek değerli görüşlerine riayet ettik ve bu yaşına kadar hiç uyurken bırakmadık Arca’yı. Çok bilirim sabah sekizde melek gibi uyurken dürtüp, "kalk len anan gidiyor, öpüş koklaş sonra arıza yapma" dediğimi.

Yalnız küçük küçücük bir detayı atlamış uzmanlar…


Geçen akşam cüceyi hazırladım. “Annecim beraber uyuyacağız, sonra ben sen uyurken hazırlanıp istanbul’a gideceğim. Sabah kalkınca babanı çağır yanına, anlaştık mı?”

Tabii ki anlaşmadık.

Beş gibi kalkacaktım, plan bu. Ama Arca beni kaçırmamak için dört buçukta uyandı, işeyerek! Şahane. Neyse temizlendi, kaşınmayı talep etti, kaşındı. Uyudu… sandım… Giyindim. Kokumu aldı uyandı ve şenlik ateşlerini yaktı. Gözler felfecir, çenesi düştü. Uyumuyor. Hassss….

Anlattım, gideceğim, uçak kaçacak… Başladı ağlamaya, içli içli küçük Emrah modeli bir ağlayış. 

Sakinleştiremiyorum. Çareyi kendisi buldu: “Salona gidelim, sakinleşelim!” Bu aralar yeni numara bu! Sakinleşmenin kendince formülünü bulmuş, ağlarken kucakta salona gidiyoruz, oturuyoruz, sakinleşiyor.

Müdürümün bana kızacağını, benim de üzüleceğimi anlatınca ve tabii bir de salonda otururken sırtı kaşınınca sakinleşti. Yatağa gittik, “uyumamız bitsin, sonra git!” buyurdu. İlker’in yanına yatırdım, kaşınmaya devam, kanımca bizim oğlan uyuz!

Uçaktan indikten sonra aradım, her zamankinin aksine uyandığında katiyen ağlamamış, hiç arıza çıkarmamış.

Demek ki neymiş? Çocuğuna her sabah vedalaşarak öpüşerek evde bırakmak suretiyle işe gitme alışkanlığı verirsen, gideceğin saat beş bile olsa aynı ritüeli devam ettirmelisin ki, arıza çıkarmasın!

Hay senin ritüelinin tam orta yerine!

Benim için sorun değil, nasıl olsa her gün değil… ama işi ile evi arası uzak mesafe olan, sabahın beşinde yollara düşmek zorunda olan analar var. Sahi uzmanlar kargalar uyanmadan yola düşen analar için ne gibi bir çözüm buluyor? 

6 yorum:

Fatma dedi ki...

Uzmanlar çok biliyor kanımca,şanslıyım benim evle iş arası 10 dk ama ben bu rutini gerçekleştirmek için her gün yarım saat harcıyorum, sabah kalkılır yastıklı Deniz kucakta okşanır, sevilir, süt verilir sonrada hala gitme anne nazlarıyla anne kendini dışarı zor atar arıyorum işe gidince arkamdan çok ağladımı diye sıpa kapı kapanır kapanmaz susuyormuş:)
Bir şey daha geçen gün evde arkadaşı ve bakıcısı da varken markete kadar gidecektim sessizce sıvış değil mi olmaz, oğlum ben beş dk sonra geliyorum markete gidip hemen gelicem dedim anne ben de ben de diye tutturdu, tv açık çizgi film seyrettiği halde hem de. Sus kadın değil mi ne haber veriyorsun çocuğa ama bir yandan da düşünürüm hep ya yokluğumu farkederse bu anne nerde nereye kayboldu derse:)

Adsız dedi ki...

uzmanlar kargalar uyanmadan yola düşen analar için diyor ki, çocuğunuzun uyku saatini sizin evden çıkış saatinize göre ayarlayın, zor...ki zor...
zeynep b.

Nil dedi ki...

benim kızım daha yeni yeni arıza çıkarmadan kreşe gitmeye başladı. bu uzmanlık nerden alınıyor? biz de alsak belki annelik güdülerimizi hiçe sayabiliriz o zaman.

Sibelbek dedi ki...

hahahaaa! bizim bücür de beni kucağına al, evi bi dolaşalım der :)))) neyseki artık sabahları seramoni yaşamıyoruz, o uyumaya devam ediyor. olur da uyanırsa da beni giyinirken seyretmek istiyor! :))))

Adsız dedi ki...

Bizde asla işlemedi o yöntem. Uzmanlar bir taraftan, öğretmenler bir taraftan "vedalaşın" diye çığırmalarına rağmen, en kısa ve acısız yöntem "sıvışmak" oldu. Bir aylık deneme sürüşünün arkasından öğretmeni "of, boş verin, siz bildiğiniz gibi devam edin" dedi. Zira bizimki gitgide arabesk bir Türk filmi kahramanı karaktekterine bürünüp, ağlamaları hökürmelere, hönkürmeleri inlemelere dönüştürmeye başladı. Şimdi yeni yeni vedalaşıyoruz "insanca". Fakat hala markete, kuaföre falan gidemem el sallayarak. Sessizde çıktığım zaman döndüğümde gittiğimin bile farkında olmadığını görüyorum çoğunlukla.

gunebakan dedi ki...

yelizim o uzmanların topunun ben...
hiç uyuyan çocuk uyandırılır mı gülüm yaa?
uyuyorsa elleşme, uyanıksa vedalaş derim ben. zira yıllardır böyle yaparım. genelde uyanıyorlar zaten giderken, ama eskaza uyuyorsa hayatta ellemem.
bu çocuğu ota boka hazırlama yöntemi bizim büyük kızda hiç tutmaz mesela. doktordan nefret ederdi, 1 gün öncesinden annecim bak yarın hasan amcaya gidicez, aman da şöyle oynıycaz, böyle eğlenicez, kalbimizi dinliycek falan diye yırtınsam da benim kızım, 1 gün öncesinden strese girer, hayatı hepimize zindan ederdi. bunu keşfedince işi daha kısa tuttum, doktor yolunda olduğumuzu anlayana kadar kendisine birşey çaktırmadım. ne zaman kendisi farketti, işimiz uzun sürmez, gelmemiz gerekiyordu, hemen muayane olup çıkacağız diye kesip attım. bu sayede vız vızlandığı, strese girdiği süre kısalmış oldu.
bakıyorum da bu yüzden hiçbir maraz yok kendisinde, şimdi kardeşinin doktor kontrollerine bile gelmek için yalvarıyor.
naçizane tavsiyem, uzmanların yaptığını yap, dediğini yapma :)
bizim doktor bize 6 aylık olunca bebeği ayrı odaya al derdi, kendisi küçük kızını ilkokula gidene kadar eşiyle aralarında yatırmış:) her çocuğun kitabı yok anacım...