Kış olmasa bahar bu kadar sevilir mi?
Baharın geleceğini bilmesen kış çekilir mi?
24 Şubat 2017 Cuma
20 Şubat 2017 Pazartesi
8 Şubat 2017 Çarşamba
Kadınlığı konuşmak ayıp değil
Bizim ortaokul ve lisenin kampüsünde bir mağaza vardı. Okul kıyafetleri,
çorap gibi ihtiyaçlar ile tekli hijyenik pedler satılırdı. Tabii o zamanlar pedler
Elif’in dediği gibi çocuk bezi kalınlığındaydı, ayrıca şimdiki gibi tek tek
paketli değildi. Onlu paketin içinden tek tek çıkarılan pedler özenle katlanıp
hediye paketiyle paketlenip öyle satılırdı (kanımca o kadar ellenmeye pek
hijyenikliği de kalmıyordu ya neyse...).
Ben olsam ben de!
Çocukken sorulan açık ara
en iğrenç soru: “anneni mi daha çok seviyosun babanı mı”
Biz de Arca’ya pislik
olsun diye bazen soruyoruz, cevap hep aynı: İkisini de!
En çok sevdiği insanları
sayarken anne-baba ilk sırada sonra diğerleri geliyor.
7 Şubat 2017 Salı
Okuma notları - Ocak
Yılın ilk günü evdeki
herkesten önce kalktım. Kanepede uzanmış, yılbaşı hediyelerimize bakarken,
Tufan’ın “sende kesin yoktur eminim, onun için aldım, çok heyecanlı kitap”
diyerek hediye ettiği Kelebek’i okumaya başlamıştım. Gerçek bir hikaye, bir
kürek mahkumunun özgürlüğe kaçışını anlatıyor. Gerçek olması çok etkiliyor
insanı. Bizimkiler uyanıp da İlker’in Reina saldırısını haber verdiği saate
kadar onlarca sayfayı okumuştum bile. Akıcı, hızlı okunan bir kitap. Özellikle
kafa boşaltmak ihtiyacı duyulduğunda, keyifle okunur:)
6 Şubat 2017 Pazartesi
Keyfim kaçınca...
Geçen gün o vize dalgasına keyfim fena kaçtı. İşler istediğin gibi gitmeyince hani, böyle bıkkınlık hali gelir ya üzerine, öyle işte. Acilen neşelenmem lazım yoksa benim nemrutluğum hiç çekilmez ve maalesef katlanarak artar. Derhal blogu açtım, Diyalog etiketine tıkladım, allah seni inandırsın, bütün neşem yerine geldi. Tavsiye derim.
Sonra aklıma geldi, keyfim kaçınca neşelenme listesi yaptım kendime, bak o liste bile müthiş neşelendiriyor insanı.
Sonra aklıma geldi, keyfim kaçınca neşelenme listesi yaptım kendime, bak o liste bile müthiş neşelendiriyor insanı.
3 Şubat 2017 Cuma
Challenge'da son soru: 2017'de olmasını istediğin bir şey
"Dünya barışı" diyeyim de küfürü yiyeyim mi?
Tamam demiyorum, en son 2016'ya girerken cümlemize barış huzur dilemiştim, sonrası malumunuz.
Tamam demiyorum, en son 2016'ya girerken cümlemize barış huzur dilemiştim, sonrası malumunuz.
2 Şubat 2017 Perşembe
Beni Türk dizilerine emanet edin.
Uzun zamandır Türk dizi
piyasasına çok haksızlık ediyormuşum. Ona buna bok atıp, en kalitelilerini bile
haksız yere yerle yeksan ediyormuşum, allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın!
Ezelden beridir ve evet
tam da Ezel’den beridir izlemiyordum. Kah izlemeye kasıyor, dayanamıyor, kah
köşe bucak kaçıyor, uzaklaşıyordum.
Türk dizilerini, Huxley
distopyasından türetilmiş, korkunç birer manipülasyon ekipmanı olarak bellemiştim.
Öyle korkuyordum ki o ekranın kölesi olmaktan, alaycılık ve aşağılama savunma
mekanizmam haline gelmişti. Edebiyatın bile beni kurtaramayacağını anladığımda
çareyi boş yere yabancı dizilerde hatta defalarca izlediğim Hollywood
filmlerinde aradım.
Oradaydı, bir kumanda
mesafesindeydi haz.
Ve hedonizmin çağrısına
daha fazla kulak tıkayamadım.
1 Şubat 2017 Çarşamba
#16 bir şey çiz ve bize göster, eyvallah
Annem müthiş resim yapar.
Evde tabloları var. O derece yani!
Ben resme olan
kabiliyetsizliğimi babamdan aldığımı düşünürdüm, öyle avunurdum. Kısa boylu
oluşumu da babamdan almamış mıydım? Pek ala yeteneksizlik de ondan geçmiş
olabilirdi.
Yanılmışım. Meğer babam
da çok güzel resimler çiziyormuş. Arca ile birlikte kaldıklarında çizdikleri
resimlerden sergi açabilirsin, cidden başarılı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)